nevermore Oluşturma zamanı: Temmuz 15, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 15, 2009 ENERJİNİN MADDî VÜCUDA ETKİSİ Bedenimizin belli bölgelerinde bulunan enerji merkezlerinin bazen düzen ve ahenginin bozulduğu görülür. Örnek olarak boğaz bölgesinde bulunan enerji merkezi eğer çeşitli sebepten rahatsızlanırsa, boğazımıza bir şeylerin tıkandığı hissi meydana gelebilir ve bazen kekemelik, peltek konuşma, düşündüğümüz şeyi ifade edememe gibi maddi hastalığa dönüşebilir. Böyle bir rahatsızlığı iyi tespit ve teşhis ederek, o bölgeye biyoenerji verilmeli, gerekli dualar ışığında manyetik nefes ve paslar yapılarak, o bölgedeki enerji merkezinin ahenkli, düzenli bir hâle gelmesi sağlanır. Bu örnek vücudumuzdaki diğer enerji merkezleri ve bedenimize etkileri konusunda geçerlidir. ENERJİ GERÇEĞİ Fizik kanunlarından biliriz, enerji hiçbir zaman kaybolmaz, sadece başka enerjilere dönüşür. Kainatta pek çok enerji türü vardır ve bu enerji türünden biri de bizim vücudumuza hayat verip, bedenimizi hareket ettirir. Vücudumuzdaki enerji bittiği anda, insan maddî, fizikî yönden ölmüş olur. Özellikle Çin, Hind, Japon gibi milletlerin eski tarihçileri enerjiler üzerinde yoğun bir çalışma yapmış ve insan vücudundaki farklı farklı enerji bedenleri olduğunu bildirmişlerdir. Fizikî beden yanında, insan duygu, hayal ve hislerinin oluştuğu astral beden, beynimizden çıkan akıl, sezgi, düşüncelerimizle zihinsel beden, ve vücudumuzu ayakta tutan, hayat kaynağı, ruhî beden, bu sınıflamaya uyarlanmıştır. Ben bu insandaki enerji gerçeğini çeşitli rahatsızlıkları incelediğim zaman gözlemledim. Yani, insanın fizikî, maddî vücudunun sahip olduğu enerji ile zihinsel faaliyet, kalbin ve ruhun sahip olduğu, yaydığı enerjiler birbirinden farklı frekanslarda olduğunu gördüm. Tabii bu gözlemlerim, farklı frekanslarda enerji boyutlarını tesbit etmem, şu anda ancak benim bilgi dağarcığımı süslüyor ve burada bu kadar ifade edebiliyorum. DUYGULARIMIZDAKİ ENERJİ İnsanoğlu, ilk doğduğundan ölümüne kadar, kalp merkezli bir enerji yayar. Bu enerji, bizim duygusal yönümüzü, olaylara, eşya ve varlıklara duygusal tepkimizi ortaya koyar. Aynı zamanda karakter, seciye, huy ve tabiat dediğimiz duygusal farklılığımız, bu enerji frekansları sayesinde belli olur. Metafizik ile ilgili araştırma ve bilgiye sahip Doğu Kültüründe (Çin, Hind, Uzak Doğu, Asya) insanın sahip olduğu duygusal enerjiye, “Astral Beden” adını vermişlerdir. Onlara göre, astral beden, insandaki ani gelişen, değişen tüm duyguları yansıtır ve bu enerjimizin içinde her türlü korku, endişe, yalnızlık, bağışlama,öfke, saldırganlık, kıskançlık vs. duyguları yer alır. Metafizik âlemdeki ışınsal varlık cinler, insanın astral beden dediğimiz duygusal, duygu yüklü enerjisini bozmaya, rahatsızlık vermeye çalışır ve bazen de başarılı olur. MADDİ BEDENİMİZ ve ENERJİSİ İnsanın maddî, fiziksel yapısında bir enerji kümesi görülür, ve insan ölünceye kadar, bu enerjiyi muhafaza eder. Hücrenin içinde, atom, proton ve nötronlarda meydana gelen enerji, tüm vücudumuzda bulunur ve sağlıklı bir hayat sürmemizi sağlar. Maddî bedenimizin hasta olmasında, vücudumuzun sahip olduğu enerjinin belli bir bölgede düzen ve ahenginin bozulması en belirgin sebeptir. Yani, bedenimizi saran enerji sisteminde meydana gelen bir çatlak, bir menfez, bir açıklık bizi hastalandırır. Stres, sıkıntı, sağlıksız beslenme, sigara, alkol, uyku bozukluğu, yanlış ilaçlar, psikolojinin bozulması, yorgunluk vs. gibi etkenler maddî bedenimizdeki enerji yayılımını bozar. Birçok inceleme ve araştırma yaptığım kişilerde, metafizik rahatsızlıkları görebildiğim gibi, insanın bedenini saran enerji sisteminde meydana gelen rahatsızlıkları da görüyor ve onlara bazı uyarılarda bulunabiliyorum. Mesela, senin “miden rahatsız”, “senin karaciğerin hasta” vs. gibi. Bu gözlemlerime, insanın bedeni yapısının çevresindeki enerji düzen ve ahenginin bozulmasından dolayı varabiliyorum. Gelecekte, bilimin ilerlemesiyle beraber, insanın bedeni çevresindeki enerjinin varlığı ve mahiyeti daha iyi anlaşılacak, belki de birçok maddi hastalıklar, bedenimizde oluşmadan, enerji yapısına bakılarak teşhis edilecek ve tedbir alınabilecektir. RUHUN YAYDIĞI ENERJİ İnsan ruhu, yaradılış gereği, belli frekanslarda enerjilere sahiptir. Hayatın kaynağı da bu enerji sayılır ve asıl kaynağını Yüce Yaratıcı’nın sonsuz, ebedî gücünden almaktadır. Ruh, sahip olduğu enerjinin miktarını, inanç ve iman durumuna göre arttırabilir. Yani, insan riyazat yapıp kötülüklerden uzaklaşırsa, Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Ruhun hayat derecelerine girerse” ruhtaki enerji frekansı yükselir ve fizikî, maddî âlemin dışına çıkabilir. Ruhanilerle, meleklerle, manevî varlıklarla, ervah-ı âliye ile görüşebilir, onlara muttali olabilir. Manevî hayatı mükemmel, yaratıcı yolunda saygı ve edebli bir şekilde ilerleyen insanların yanına geldiğimizde, onlarla konuşurken ruhumuzda meydana gelen rahatlama, huzur ortamı, ruhun yaydığı pozitif enerjinin ürünüdür. Ruh sayesinde insan kainatın yaratıcısını hisseder, idrak eder, varlığını, birliğini, kudretini içinde duyar. Nice piri, ihtiyar insanlar, vücut ve bedenleri yıpranmış, yaşlanmış olmasına rağmen, ruhlarındaki enerji sayesinde dimdik ayakta durmakta, tabiat ve fıtrat kanunlarına direnmektedirler. kaynak Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.