theangelofdeath Oluşturma zamanı: Temmuz 16, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 16, 2009 Her şeyin önemsiz olduğu her şey için hiç bir şey yapılacak günlerden bir gündü işte. Tarih sayfalarının koparılmaktan yorulduğu sırf takvim resmi güzel olduğu için duvarda asılı kalan 5 yıl öncesine ait bir takvim vardı duvarda, saat ise kurmalı bir masa saatiydi ve tekrar kurmak için televizyonu açıp iki rakamına basmak ve akabinde trt 2’den saate bakılması gerekiyordu. Zamanın ve tarihin önemi olmadığından hepsi unutulmuştu çünkü her şey için hiç bir şey yapılacaktı bugün… yerlerde eskiden çok önemli olan ama şimdi o kadarda önemli olmayan uykusuzun eski sayıları vardı… sabahları kalkmaya üşenenler için bazen dağınık olmak insanı güldürebiliyordu içten içe… en güzel ve samimi olan gülme metodu içten gülmektir bence yeri zamanı yoktur kimse görmez duymaz ama sen gülersin içini bir huzur kaplar samanyolu tv’yi rastgele açıp karşında ak sakallı dedeyi görmek gibi bişey işte… kahkahalar gelir geçer ama içten bir gülücük insanın ruhunu okşar bütün gün sürmese bile bir iki saat mutluluk hormonlarını gayri safi milli hasılanın üstünde tutabilir. Diğer köşede duran bira şişeleri ise diğer bir anlık keder ve mutluluk morfini olan alkolün ülke ekonomise kazandırdığı vergileri temsil ediyordu... vergisini alkolden ödeyen bir insan olarak hala çeşmelerden bira akmaması belediyenin yaptığı yolsuzlukları doğrular nitelikteydi… çok güzel bir fikrim var aslında şu fiyasko ile sonuçlanacağına kesin gözüyle bakılan nabucco doğalgaz projesi ile ilgili şimdi abd iran gazını almam diyormuş rusya türkmenistana baskı yapıyormuş azeri gazı o boruları doldurmazmış su desen zaten yok ülkede o borulardan vodka,redbull,rakı,balık,şarap,çikolata,tekila,limon,tuz aksa neyse çok uçuk oldu bu fikirler sonra ılımlı müslümanlar ne der nasıl bir mahalle baskısı uygularlar bilemicem zaten okulda patates baskısı bile yapamıyordum ben o derece beceriksizdim sınıfta 38 kişiydik panoda tek benim resimlerim yoktu kadın(öğretmen) haklıydı resimler onlar için bir şey ifade etmiyordu… bir adam var üstünde kayalar var ve iki tahta direk o kayaları tutuyor .şimdi bile düşününce o resimleri o lanet panoya asmamakta haklıymışlar … 38 tane psikolojisi bozuk insan yetişmesini engelleyerek vatana millete hayırlı bir iş yapmışlar farkında olmadan ama anaokulundayken bi kere boyama kitabını çok güzel boyadığımdan dolayı şeker vermişti hocamız bende şekerden aldığım enerji ile sınıfın masasını kıran çocuğu altı sokak kadar kovalayıp geri gelmiştim geldiğimde hocamız kapıda bekliyordu size küfür etti kaçtı şerefsiz dedim sonra kulağımı çekti bende çok bilmiş bir ifadeyle döndüm ve şöyle dedim kızarık kulağımla iyiler hep kaybedermiş be hocam bu laf çok koydu hocamıza hala emekli olamadı… duyduğuma göre okula stephan hawking’in kullandığı türden bir araçla gidip geliyormuş benim resimlerimden daha beter bi durum yani ama geleceğin seri katilleri için güzel bir zemin…hiçbir şey umurumda değildi o zaman banane okulun masasından aslında ben okuldan kaçmak istiyordum ama onu bile başaramamıştım… yeni şekerler beni bekliyor diye dönmüştüm ki bi daha da kimse o okulda bi bok vermedi bana… lisede bi kere onur belgesi verdiler benden çok babam sevindi sanki II. Elizabeth sir ünvanı verdi… belgeyi almadan önce üç kere sordum hocam bi yanlışlık olmasın hocam isim benzerliğidir soyadı benzerliğidir olmaz öyle şey ben nasıl kahveye giderim hocam ben nasıl insan içine çıkarım alın şu belgeyi dedim bu kadar laftan sonra geri alacaklar diye 32 adet kopyasını mahallenin bütün parklarına teker teker gömdüm…anaokulunda bile aşık olmuştum desem hee tabi tabi diceksiniz şimdi, lan o yaşta aşık olunur mu salağa bak… ulen cedric olunca ay ne şirin filan izliyorsunuz ama neyse siz cedric’i izleyin hem sizene lan benim anaokulu aşkımdan neyse gereksiz sinir yaptım… lafım aksini düşünen okurlara kırarım ağzınızı burnunuzu bi daha böyle ön yargıyla yaklaşmayın ( yazar burada okurla kavga etmiş gibi görünür ama aslında kendiyle kavgalıdır) lan dış ses sanada çok pis dalarım defterden silerim ben kimseyle kavgalı değilim lan len lun ulen uleyn… neyse kapatalım bu konuyu esas konuya dönecek olursak yine bi yataktan kalkamama sorunsalı ile boğuşuyordu bu ademoğlu bence bu insanlığın lanetlendiğinin en açık sahnesiydi… bembeyaz duvarlar arasında bazen yatağa ters yattığımda nerede olduğumu unuttuğum ve bir an korkuya kapıldığım odamdı burası benim ama hala emin olamıyordum çünkü bu sefer yatağa yatmamıştım yerdeydim… düşmüştüm heralde çok güzel bir rüyanın sezon finalinde… bir kolum yataktaydı bi ara çok uğraşmıştım düştüğüm yere geri çıkmak için galiba, eee bi kere düştün mü geri çıkmak zor olur hayat böyledir işte hemen bi sosyal mesaj kaygısı hemen bi ota boka kulp bulma çabası sarmıştı bedenimi neyse ki seri çalımlar ile çabuk sıyrıldım bu markajdan… elimi attım vantilatörü açtım ki bir de ne göreyim halı terden dolayı vücut hatlarımı almıştı… ilk önce bi insan bu kadar terleyebilir mi diye düşündüm acaba altıma mı kaçırdım lan diye düşündüğümde oldu çok kısa bir zaman dilimi süresince, tek bir yolu vardı koklamak ve ardından dna testleri için adli tıp bürosuna başvurmak… tek kişiden bu kadar ter çıkar mı lan insanın %70’i su ise burda rahat 60 litre su vardı ve ben bir bardak bile su içmemiştim bu süre içinde kısacası ölmem gerekiyordu … hayattaydım bu bir işaretti bilmedende olsa intiharın eşiğinden dönmüştüm o sıcakta vantilatörü açmamak ve halıda uyumak bir intihardı hemde çok acımasız bir yöntem… uyurken su kaybından giden ilk insan olarak internette dalga geçilmekten ekşi sözlüğe malzeme olmaktan posta gazetesine üçüncü sayfa haberi olmaktan hürriyete foto galerisi olmaktan kurtulmuştum jesus cries… uykuma kaldığım yerden tekrar devam etmek isterken bir gürültü koptu geçen gün 382. Kez (abartmayı sevmem) yapıştırdığım posterler büyük bir gürültüyle üstüme kapaklanmıştı… karanlık ve korkudan dolayı çok sonra anladım poster olduklarını… ama öyle bir korktum ki geçen sefer yapamadığım altıma kaçırma olayını bu sefer yatağa yapmıştım heralde hemde 22 yaşında… ilk önce dedim ev başıma yıkıldı bende enkaz altındayım hiç çırpınıp atp harcamanın alemi yok gelsin kurtarsınlar beni. sesimi duyan var mı diye bağırdım… baktım kimse gelmiyor elimi attım poster olduğunu anladım ışığı açtım bir tarafta che öteki tarafta aragorn yatağımda iki erkek lan?! Hemen kalktım tekrardan 383. Kez yapıştırdım… yazın bu sıcağından bantlarda meydana gelen tiyotkonjonveksiyonel genleşmeler sonucu ortaya çıkan sıvı kritopaksinomel vari maddeler duvar ile poster arasında bir tampon bölge oluşturamadıkları için posterler düşüyormuş google’dan öğrendim bunu… posterlerin yapıştığından emin olduktan sonra gün boyu hiçbir şey için hiçbir şey yapmanın sorumsuzluğu ile yalnızlıkla örülmüş duvarlara hapsolmuş rüyalarımla ve bir o kadarda bu haylaz sorumsuzluğun verdiği pişmanlık duygusu ile uykuma kalan yerden herkese istediği ve istediğim rolleri dağıttığım düşler tiyatromdan devam ettim… 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.