Çay Kahve Molası

yaşanılan şey hayal kırıklığı galiba. yoksa elmalı turta dışardan iyi bir yerden de alınır istenildildikten sonra evde de yapılır

ama dediğin gibi melancholia ev ürünlerine geri dönüş en güzeli:D

Ben küçük esnafı severim hep, büyük mağazaların,

süpermarketlerin vs... iletişimi öldürdüğünü düşünüyorum...

 

Örneğin diaya gidiyorum, iyi günler diyorum

hiçkimse sallamıyor...

palyacho yapan elbet bulunur goce yapar bak becerikli bence ayrıca al bi yemek kitabı bir de sen dene yahu yenilik şart böyle birşeyler yapmaya çalışmak güzeldir hem zevkli de olur. Üstelik insanın kendi yaptığı öyle tatlı gelir ki

migrosta ortalıkta eleman göremiyorum ki ben

--------------------

ben yaparım da kargo paraları sizden haberiniz ola

şimdi dur ortada bir çoğul konuşma var bana da mı yapacaksın yoksa

Evde fırın yok ki...

Sonuçta beceririm herşeyi ne kadar zor olabilir ama,

hazırı daha lezzetli bence...

 

Yakında robotlar çıkacaktır zaten gocecim,

bize bir kilo soğanı elleriyle tartacaklardır...

--------------------

Kargo parasına barbunya, elmalı turta, yaprak sarması... hepsi burada...

ne güzel olucak değil mi kimseyle konuşma imkanı kalmadan mekanik hayatlar yaşıycaz

yaptıklarımın hepsini size göndermiyeceğim için karlı çıkıcam bu işten:D hem bebek de gelicek tek kargo parası değil yani dimi ????

İstanbul'da yaşam, çoktan mekanizme bağlandı zaten.

Dışarıda anlamlı bakan bir çift göz bulmak o kadar zor ki,

herkesin damarlarında makina yağı dolaşıyor gibi...

...

Bebeği unutmadım canım,

yemeği yer yemez alacağım...

malesef dediğin gibi oldu hayat. biz de yavaşça makine gibi güdülmeye başladık. geçen sene başıma gelen birşeyi paylaşıyım. ben normalde taksim cihangirde büyüdüm o yüzden çevre semtlere de çok gidip gelirdim ama okul veya ailevi nedenler ve yaşam tarzının güzelliği yüzünden 4 senedir yaz kış yazlık evimizde kalıyoruz. doğup büyüdüğüm yerlere de uzak olduğu için pek gidip gelemez olmuştum. geçen sene bigün yolum düştü beşiktaş barbaros bulvarına iskeleye gitmek için karşıya geçicekken bir uyarıyla karşılaştım trafik lambası lütfen bekleyiniz lütfen bekleyiniz deyip duruyordu şaşırdım yayalar için yeşil ışık yandığındaysada şimdi geçebilirsiniz şimdi geçebilirsiniz diyordu durmadan. o anki şaşkınlığımla yeşil ışığı kaçırdım tabi öyle bakakaldım etrafıma. özünde çok güzel bir sistem hele ki engelliler için. ama bir anda kendimi makine gibi hissetmekten ve hayıflanmaktan alıkoyamadım kendimi:(

--------------------

porselen yüzlü bebeklerden alma sakın yüzsüzlük gibi oldu biliyorum ama korkutucu geliyorlar bana

Başlığın adını goce ve palyacho'nun kahve molası diye değiştiricem

hehe olabilir mantıklı kimse yazmıyor başka

Evet dediğin gibi engelliler için çok iyi...

Bir de şöyle düşün;

geçtiğimiz senelerde, kadıköy iskelesinde birini bekliyorum,

görme özürlü bir insan karşıya geçmeye çalışıyor,

izledim bir süre ama bir tane insan evladı gelip de yardımcı olmadı...

Bakmaktan bile korkuyorlar, kafasını kaldıran yok...

Acaba insanlar mı makinalaşıyor, yoksa makinalar mı insanlaşıyor...?

...

Bebek konusunda endişelenme, zevkli birisi sayılırım...

--------------------

Siz varsınız, Hush var ya...

 

Çayı kahveyi bahane edecek herkes de olabilir...

her ikisi de oluyor bence:) engellilerden neden korktuğumuzu anlayamıyorum kaçıyoruz hepsinden ya da onları evlerine hapsolmaya zorluyoruz:mad:

porselen olmadığı sürece hepsini severim zaten ama zevkine güvenicem

Yarın haftasonu değil mi?

Bir güzel film yüklemesi yapmak lazım,

mısır lazım, bira lazım, benimle ardarda film seyredecek adam lazım...

--------------------

gözlerin;

yukarıdan aşağı akar gibi

göğsüme gökten çakar gibi

düştük gecenin koynuna

iki acemi sakar gibi...

acı doruğa ulaştığında, gözyaşı gelmezmiş gözlerden

neden hiç ağlamadığını anladım...

 

ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş

göz yaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım...

 

bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş

çok acıttığında anladım...

 

fakat, hakedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını

gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım...

 

CAN YÜCEL

Vay benim canım ciğerim gel bakalım şöyle...

 

Şu saat itibari ile herşeyi bırakmış durumdayım,

rahatım, çayımı alırım, haftasonuna girmeye hazırım...

iki buçuk gün var rahat rahat çay içiceğin plan da güsel hafta sonu ard arda film daha ne istenir ki

şu derslerden haftasonuna bile lanet eder oldum off..

benim yerime de bi keyif çatarsınız artık di mi:confused:

şöyle bacaklarınızı uzatıp ,o özenip de boğazımdan geçiremediğim mis gibi koktuğunu söyledikleri kahvenizi alıp da , anarsınız di mi beni:confused:

yok yok şu sözlerden sonra ben yapamam şahsen

Anarım tabii canım,

hatta bak aklıma geldi şimdi Jim Jarmusch'un sevdiğim bir filmi var

Coffee and Cigarettes, onu bile izlerim tekrar senin için...

vaov teşekkür ederim, hakkını ödeyebileceğim bir yol bulmalıyım:)

böyle kış olmalı,yağmur yağmalı,yalnız olmak bile keyif vermeli..

ödev olmamalı,test kitapları şöminede yanıyor olmalı , bir de kedi uyumalı önünde..

uçtum yine bozuyor dengemi bu hayaller benim:D

Bile'yi kaldır oradan, yalnız olmak herzaman keyif vermeli...

 

Bana kalırsa; liseden sonra belli başlı üniversitelere giremiyorsanız şayet; okumayı bırakın...

Saçma bir okulda harcayacağınız onca seneyle, parayla ve yıpranma payıyla kendinize yatırım yapın...

Derim ben...

haklı.... katılıyorum ben şehir dışına gidemedim diye burda okudum ama boşuna para harcadım özele diploma duruyo öle

zaten bir ev parasına yakın para gidiyor kirayla bir ömür boyu zengin olmasan da karnını doyurursun:)

Bunları anlayacak aileler vardır umarım da;

çocuklarını sebil etmezler...

 

Benim babasının biricik kızı olan kuzenim,

babasından 5 yıl ayrı saçma bir okul okudu şehir dışında,

okuldayken babasını kaybetti...

Şimdi bir baltaya sap olamadığına mı,

babasından ayrı kaldığı onca seneye mi yansın...?

 

Minicik bir örnek olup, kimsenin yaşamamasını dilerim...