Hush Oluşturma zamanı: Ağustos 14, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 14, 2009 Neden kaşınırız ve neden bazen vücudumuzda kaşınan bir bölgeyi bulamayız? (Gökhan Karagül) Biyolojik olarak kaşınma, deri parazitlerine, kan emen böceklere ve başka zehirli ya da zararlı etkilere karşı gelişmiş çok önemli bir erken uyarı mekanizmasıdır. Tıbbi dilde “pruritus” olarak adlandırılan kaşıntı eğer aşırı derecedeyse, deri hastalıklarının, böbrek yetmezliğinin, şeker hastalığının, karaciğerle ilgili sorunların, sinir hastalıklarının, hatta bazen kanserin bile habercisi olabilir. Bazı kaşıntılar ise tamamen psikolojik. Obsesif-kompulsif hastalarda gerçekte olmayan sürekli bir kaşıntı hissine rastlanabiliyor. Bazı doktorlar, kimi hastalarda kaşıntının dayanılmaz bir hal alarak intihar etmeye kadar varan sinir bozukluklarına sebep olduğunu belirtiyorlar. Kaşıntıya sebep olan gerçekten çok şey var gibi görünüyor: sivilceler, yaralar, parazitler, alerji, bakteri, mantar ya da virüs kökenli enfeksiyonlar –ki bu enfeksiyonlara, AIDS ve suçiçeği gibi yakından tanıdığımız bir çok hastalık dahil... Örneğin bahar aylarında burnunuzda dayanılmaz kaşıntılar varsa bunun sebebi büyük olasılıkla alerjik. Kimi ilaçlar veya ilaçlarda bulunan koruyucu, renklendirici maddeler yan etki olarak kaşınmaya sebep olabiliyor. Kaşıntının nasıl oluştuğuna, yani mekanizmasına gelince... Ne yazık ki bu sorunun cevabı henüz tam olarak bulunabilmiş değil. Nörofizyologlar, bacağa konan bir sinek gibi herhangi bir dış etkenin, derinin üst ve alt tabakalarında bulunan bazı reseptörleri (almaç) harekete geçirdiğini biliyorlar. Bu reseptörler, özelleşmiş sinir telleri olan “C telleri” aracılığıyla önce omuriliğe oradan da beyin kabuğuna (serebral korteks) sinyaller gönderiyor. Bunun sonucunda bacağımızdaki sineği fark ediyoruz ve beyin kabuğunun elimize gönderdiği emirle sineği bacağımızdan kovalamış oluyoruz. Fakat ne kadar uyarı gelirse gelsin, bacağımıza konmuş olan sineği fark etmediğimiz de olur. Bunun sebebi o anda ilgimizi başka bir şeye yöneltmiş olmamızdır. Bu yüzden, gün boyunca hissetmediğimiz bir kaşıntı, gece yatağa girip uyumaya çalışırken bizim için dayanılmaz bir hal alabilir. Peki kaşıntı hissi nasıl oluşuyor? C telleri, sinir iletimini düzenlemede görevli kimyasallar olan nörotransmiterler salgılamaya başlar. Bu maddelerden en önemlisi “P maddesi” adı verilen ve kan damarlarını genişletip, mast hücrelerini dolaylı yoldan etkinleştiren bir maddedir. Mast hücreleri de derideki şişlik ve kızarıklığa sebep olan “histamin”i salgılar. Bazı alerjik maddeler, mast hücrelerini doğrudan uyararak histamin salgısına sebep olurlar. Histamin de o bölgede kaşıntı hissine sebep olur. Son olarak, kaşınan bölgeyi kaşımak çoğu zaman kendimizi iyi hissettirse de, bu aslında pek de iyi bir fikir değil. Bu durum deriye zarar verebiliyor. Buna ek olarak kaşıntı kaşıntıyı getirir ve bölgedeki kaşıntı biz kaşıdıkça artma eğilimi gösteriyor. Histamin kökenli kaşıntılar için antihistaminik jeller ya da haplar kullanılabilirsiniz. alıntı 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blueboy Yanıtlama zamanı: Ağustos 14, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 14, 2009 Okurken kaşındım valla:rofl: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Ağustos 14, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 14, 2009 Bazı doktorlar, kimi hastalarda kaşıntının dayanılmaz bir hal alarak intihar etmeye kadar varan sinir bozukluklarına sebep olduğunu belirtiyorlar. ne kadar sinir bozucu bir olay olsa gerek.. bu derece kaşınma hastalığı olanmı varmış? ilk defa duydum ayrıcana aynı şekilde, insanı okurken kaşıntı tutuyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.