sidarta Oluşturma zamanı: Şubat 18, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 18, 2007 V FOR VENDETTA Çok geç kalmışım izlemeye...ve çok vakit kaybetmişim bu yüzden...hayatımda birşeylerin ne kadar doğru ilerlediğini bir kez daha anladığımı hissediyorum...herkese bu filmi izlemesi için baskı yapıyorum..bu bir öneri değildir... ölmek için herkesin bir nedeni olmalı ve her ölümün zamanı doğru hesaplanmalı...insan insan olduğu için adaleti ve özgürlüğü önce kendi içinde yaşamalı...bu hayattan korkarken hayatı korkuluklara mahkum bırakmak...korkmamalı ve ayağa kalkıp yrümeli artık...düşündüklerimiz bizim beynimizin içindekilerle yaşanacak bir dünyayı daha ne kadar beklemeli insan...saygı duymalı tüm insanlığın ortak noktası olan bu dünyaya...yakında tüm kaynaklarımız tükenince sadece yanımızdakiler kalacak ve onların değerini bilmeliyiz... bu değeri varlığımızla sınamalıyız.... carpe diem... sonuna kadar ve sonu da kendiiz belirlemeliyiz sadece... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Phoros Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2007 tüm kalbimle sana katIlIyorum.sadece cesaret. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2007 gerçekten çok güzel ve bir o kadar da anlamı yüksek bir film ve yorumun da bir o kadar açıklayıcı saol paylaşımın için... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
faust Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2007 Son derece siyasi ve izlenmesi faydalı bir film.. Hemde yarı fantastik sayılır. İzlenmesi şiddetle tavsiyemdir.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2007 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
umuayy Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2007 gerçekten çok güzel bi film izlemeyen arkadaşlar izlesin bencede.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Eos Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2007 Beni en çok etkileyen filmlerden biridir ve izlemekte geç kaldığım bir film. Filmi düşündüğümde aklıma tek bir şey geliyor Özgürlük.... Çok güzel bir film mutlaka izleyin.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lighthouse Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2007 Ben de çok sevmiştim filmi. hatta heyecan içinde buskas'a onermistim o da öle dandik film mi olur demisti icine etmisti heyecanımı paylasma isteğimin. buskas 15 dakika izler bir filmi. sıkılmazsa devam eder. ne yazıkki bu filmde ilk 15 dakikada sıkılıdğı için devamını görme şansı olmadı ve direk film dandik diye kestirip attı ben onun önerdiği filmlerin hepsini sonuna kadar izliyorum halbuki. ali Gi midir nedir onu bile izledim bişiy demedim Site sakinlerine şikayet ediyoırum. yapmasın boyle. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sentenced Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2007 gerçekten manyak ötesi bir film katılıyorum arakdaşlar hayatımda izlediğim en iyi 2. film .. 2 tane posteri var bende 2 sinide asıcam odama öyle deli bir film yani... ve ayrıca ben türkçe dublajlı izledim hemde ingilizce olarak baktım gerçekten dublaj çok iyi hatta aşırı güzel türkler iyi yapıyor gerçekten bu dublaj işini karakterin konuşması nefes alıp vermesi bile cuk diy e oturmuş gerçekten mükemmel... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boggyhillocks Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2007 içerisinde içerdiği mesajlarla birlikte oldukça hoş bir film.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
F5uck Yanıtlama zamanı: Ağustos 10, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 10, 2007 arkadaşın resmini koyduğu meşhur sahneyi anlatayım Koca ordu V'ye ateş eder vız gelir tırıs gider. Adam: Lanet olası öl öl neden ölmüyorsun?!?!? V:Belki mermileriniz etimi delebilir ama fikirler kurşun geçirmezdir. Adam: omfg.brb. budur yani özetlemek gerekirse "Fikirler kurşun geçirmezdir.V de öyle." ve "V For Vendetta" mutlaka izlemeniz gereken bir uyarıcı ilaçtır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deus Yanıtlama zamanı: Ağustos 10, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 10, 2007 "behind this mask, there is more than flesh.. there is an idea Mr Creedy; and ideas are bulletproof..." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 Korku, bu hükümetin esas aracı haline geldi. Kurşunlarınız var, ancak silahlarınız boşaldığında ölmüş olmamı ümit edin. Şayet ayakta kalırsam silahlarınızı dolduramadan ölmüş olursunuz. (Defalarca kurşunlandıktan sonra) Benim sıram. Bu maskenin altında etten daha fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var, Bay Creedy. Ve fikirlere kurşun işlemez. hayır,lütfen... Bu maskenin altında bir yüz var, ancak o ben değilim...bu maskenin altında kaslar var ve ardında kemikler... İşte! İlk kez ben de nefret olduğunu sanmıştım. Tek bildiğim nefretti, nefret dünyamı sarmıştı,nefes almam bile nefret doluydu.. Vesonra bir şey oldu,sana olduğu gibi... Burada 872 tane şarkı var... Hepsini dinledim, ama hiç biriyle dans etmedim. dans edilemeden yapılan devrim devrim değildir. Tanrı gibi ben de işimi şansa bırakmam ve rastlantıya inanmam. Bu yüzden kötülüğün üstüne şeker serpeceğiz. Ama böyle vukuatlı gecelerde doğru yerlere vasıl olduğum için kendimi size tiyatral bir varlık olarak sunma gereğini duyuyorum. Voila! Karşınızda basit bir vodvil gönüllüsü var, vicdanın hem kurbanı, hem de katili olarak savaşan bir gönüllü. Yüzümdeki bu maske vasat bir görüntü yaratmak için varolan bir kostüm parçası değildir. Verilecek tek karar intikamdır. Bir kan davası, ve bir amacı var boşuna değil. Değerler ve dürüstlük vakti geldiğinde kazanacak, ve zulüm son bulacak biliyorum. Uzmanlık alanım ritm sazlardır ama bu gece bütün bir orkestrayı kullanmak niyetindeyim. Bana katılırsan büyük onur duyarım. Ama Sabret Bu müzik adalet için çalacak ve ben bu konçertoyu bizden alındığı günlere ithaf ediyorum ve adalet gözettiğini sanan sahtekarlara tabiki. Hatırla, hatırla, 5 Kasım gününü hatırla, patlamayı, ihaneti ve komployu, bu ihaneti unutmak için hiçbir neden bulamıyorum. Bende her insan gibi severim, ama onun anısına hürmeten şimdi buradayım. Geçmişte yaşanan o çok önemli olayda mücadele ederken hayatını kaybeden insanların anısına böyle bir kutlama yapmak istedim, ve böylece 5 Kasım gününün artık hiç hatırlanmadığını anladım. Bu yüzden oturup biraz sohbet etmemiz iyi olacak diye düşündüm. Elbette konuşmamı istemeyen kişilerde vardır, eminim şu anda telefonlarda emirler yağdırılıyor ve silahlı adamlar yola çıkmaya hazırlanıyordur. Neden? Çünkü konuşulmaya çalışılan yerde coklar söz alıncaya kadar sözler her zaman gücünü korumaya devam eder. Gerçeklerin ortaya konulduğu sözleri dinleyen herkes için büyük anlam taşıyan sözler ve gerçek şu ki bu ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler var: Zulüm ve adaletsizlik, hoşgörüsüzlük ve baskılar... Özgürlüğünüz kısıtlanıyorsa, düşünme ve konuşma hakkınız yoksa, sensörler ve çipler her hareketinizi, her konuşmanızı izliyorsa, bazı işlerin yolunda gitmediğini söyleyebiliriz. Peki bu nasıl oldu, kimi suçlayalım, evet, elbette diğerlerinden daha fazla sorumlu olan birileri mutlaka var. Ama yinede aynaya baktığınızda suçluluk duyuyorsanız gerçeği öğrenmiş olursunuz. Neden yaptığınızı biliyorum, neden korktuğunuzu da... Kim korkmaz ki? Savaş, terör, hastalıklar, sağduyunuzu ve cesaretinizi kaybetmenize neden olacak çok değişik nedenler ortaya çıkmıştı. Korku içinizi sardı ve o panik haline Adam Sutler adındaki başkana sarıldınız. Size düzen ve barış vaadetti, karşılığında sessizlik ve emirlere itaat etmenizi istedi. Dün gece o sessizliğe bi son verdim, dün gece bu ülkeye unuttuğu bir şeyi hatırlatmak için adliye sarayını uçurdum. 400 yıl önce bu millet 5 Kasımı sonsuza dek unutmamak üzere hafızalarına kazımıştı. Dünyaya adaletin, korkusuzluğun ve özgürlüğün sadece söz olmadığını anlatacaktı, bakış açısı buydu. Eğer bir şey görmüyorsanız, bu devletin suçları sizin için bir bilinmezse ve karşı çıkmıyorsanız demek ki 5 Kasımın unutulmasına siz izin verdiniz. Ama sizde benim gördüğümü görüyorsanız, benim gibi hissediyorsanız, sizde benim gibi arıyorsanız, o zaman yanımda olmanızı istiyorum. Bir yıl sonra bu gece parlamentonun girişinde bulunun. birlikte olup onlara 5 Kasımın asla unutulmadığını, unutulmayacağını gösterelim... Burası evim, ben gölge galerisi diyorum. Çalmak malın sahibinden olur. Eleştirenden çalamazsın, benim yaptığım temizlemekti. Seni orda bıraksaydım şu anda Creedy nin sorgu hücresinde olurdun, tutuklarlar, işkence ederler ve beni bulmak uğruna belki de öldürürlerdi. Yardımından sonra seni bırakamazdım, bende seni güvenli olabileceğini düşündüğüm tek yere getirdim, evet, evime. İnsanlar hükümetlerinden korkmamalı, hükümetler insanlarından korkmalı. Binalar semboldür, yok etmenin bir sembolü. Sembollere insanlar güç verir, tek başına semboller anlamsızdır, ama yeterli sayıyla binaları uçurmak dünyayı değiştirir. Şiddet iyi yönde kullanılabilir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
shadeo Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 ben çok geç kalmışım bütün yorumlar mükemmel ötesi hayranı oldugum bir film ... Paylaşım için teşekkürler.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 bu başlığı ben açmayı düşünüyordum benden hızlı davrandın Sidarta, teşekkürler. filmdeki Shakespearyen dil ve öğelerin yanısıra çizgiromandan adaptasyon olmasının getirdiği farklı storysi ile V'nin en çok izlediği Monte Cristo Kontu gibi benimde en çok izlediğim filmlerin başında gelir. LADYOFDESTRUCTİON sevdiğim repliklerin ve tiradların neredeyse hepsini yazmış.ben Doğadaki bütün kötülükler artarak üzerime geliyordu diye başlayan tiradını hatırlatmak isterim çünkü bu sözler V nin yönelişinin nedenselliğidir. V işte bu yüzden şiddeti iyi yönde kulllanmak istemiştir. İngiltere Restorasyon döneminin isyancısı Guy Fovkes dan günümüze uzanan bir çizgide toplumun kilit noktalarında devlet başkanı,asker,emniyet şefi,doktor,rahip,medyacı gibi kişilerle ilegal bir mücadele içine girmiştir ki bu kişilerde bence alegorikleştirilmiştir ve bunlar bir karakterin ötesinde bir sistem mekanizmasının parçalarını temsil etmekteler,tıpkı başkan Satler'ın bozulan devlet rejimini simgelediği gibi her neyse meseleyi saptırmanın alemi yok bana lütfen V de:) -İnsanlar hükümetlerinden korkmamalı,hükümetler insanlarından korkmalı -İnsan olmak adına yapıyorum dahasınıda yapabilirim -kimliğimi ve yüzümü gizlemem sadece amacıma hizmet etmek içindir -gerçeğin gücüyle yaşadığım sürece kainata bile meydan okuyabilirim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
armatorosman Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 günümüze kadar yapılmış en iyi çizgi roman uyarlamalarından biri. filmin girişi çizgiromandakiyle nerdeyse aynı açılardan verilmiş. yamulmuyorsam çizgi romanın çıkış tarihi 98 ya da 99(edit: 89 yada 89 olacak). aşağıda da meşhur bölümlerinden biri var.. (siteyi hazırlayan italyan amcalar sağolsunlar resmin yayılmasına izin vermiyorlarmış. bende filmde sıkça yer alan 19. sayının kapağını koyuyorum) http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/4/41/Warrior19.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
danny Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2008 kişileri öldürebilirsiniz ama fikirleri asla !!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lighthouse Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2008 Sonsuza Dek Özgürlük “Hatırla, 5 Kasım’ı hatırla Barut ihanetini ve komplosunu Hiçbir neden bilmiyorum ki gerektirsin Barut komplosunun unutulmasını…” Her şey 1605 yılının 5 Kasım gecesi, “Barut Komplosu” için Guy Fawkes’un görevlendirilmesiyle başladı. İngilizler için tarihin en büyük vatan haini ilan edilen adamın hedefi; İngiliz Parlamento Binası’nı havaya uçurmaktı. “Ama ya adam? Biliyorum, adı Guy Fawkes idi... ... ve biliyorum;1605'de Parlamento Binası'nı patlatmaya çalıştı.” Binanın mahzenleri barut fıçılarıyla doldurulmuştu. Katolik asker Fawkes baskıcı yönetime karşı anarşi oluşturarak Protestan devlet adamlarını yok etmeyi amaçlıyordu. 5 Kasım aristokrasi zirvesinde parlamento binasından eser kalmayacaktı; Guy ve yandaşlarının ideolojisine göre. Ne var ki görevini tamamlayamadan Fawkes olay yerinde yakalandı, yaşamı o sarayın karşısındaki idamıyla son buldu, binlerce göz önünde... Vatan haini son nefesini vermiş, baş kaldırı dindirildiği için İngiliz halkı rahat bir nefes almıştı. Nitekim 5 Kasım; bu olayın ardından her sene, siyasi amaç gütmeksizin bol eğlenceyle kutlandı ve kutlanmaya da devam edecek. Havai fişekler ve gösteriler eşliğinde… Bu olay İngilizlerin Katolik-monarşik rejimine köklü bir devrim getirmek amacıyla harekete geçmiş bir adamın hikayesidir, geçmişten bir alıntıdır. Oysa “V”… O efsanedir, savaşçıdır ve özgürlüğünü her ne pahasına olursa olsun yitirmeyi düşünemez bile. Örnek alınması gereken bir mizaca sahiptir, ölümsüzdür… Zamanı geldiğinde kitleleri peşinden sürüklemiştir. “Ama kimdi gerçekte? Neye benziyordu? Bize fikirleri hatırlayın dendi, adamı değil. Çünkü bir adam başarısız olabilir. Yakalanabilir, öldürülebilir ve unutulabilir. Ama 400 yıl sonra... ... bir fikir hâlâ dünyayı değiştirebilir.” Evet 400 yıl sonrası.. Totaliter rejimin karşısında duran maskeli bir adam; Guy Fawkes’u hatırlatan maskesini hiç yüzünden çıkartmayan bir yabancı. Yüzündeki maskenin, vasat bir görüntü yaratmak adına bir kostüm parçası olmadığını söyleyen kahraman, filmde siyah peleriniyle ve Hugo Weaving’in büyüleyici sesiyle can bulan intikamın ismi “V”dir! V For Vendetta; bir sene içerisinde halkın uyanışını, dirilişini gözlerimizin önüne seriyor. Fawkes gibi parlamento binasını değil, adaletsizlikten yakınan “V” adalet binasını patlatmayı düşünüyor. Çaykovski’nin 1812 Uvertürü eşliğinde… Ülkesinde yolunda gitmeyen bir şeyler oluşundan yola çıkıyor hayali kahraman. Hoşgörüsüzlük, adaletsizlik almış başını gitmişse, düşündüklerinizi özgürce söyleyemiyorsanız, siz nasıl bu yerde insan olmanın erdemini yaşayabilir ve tadabilirsiniz? V için tarafsızlık diye bir şey yok, yahut hangi taraftan olduğuna karar verememek gibi bir şey. Seçiminizi yapabildiğiniz, kararınızı verebildiğiniz kadar özgürsünüz bunu bilin! Filmden kareler aklıma geldikçe gözlerimi kapatıyorum ve aslında çok uzağa gitmeme gerek olmadığını düşünüyorum. Bu olumsuz gidişat öylesine tanıdık öylesine bildik ki… Beş (Romen rakamı ile V) numaralı odadan alevlerin içinde bile dimdik, kollarını göğe yükselterek haykıran adam aslında bana kendi kahramanımı hatırlatıyor. Babasız büyüyen, idama çarptırılan, işsiz kalan, eşi-çocuğu olamayan, sağlığını kaybetmiş ancak vatanının bütünlüğünü her şeyin üstünde tutan, benim de naçizane ilk aşkım olan okyanus gözlü adam; Mustafa Kemal. Ve onun ağzından dökülen şu kelimeler; “İstiklal, istikbal, hürriyet, her şey adaletle kaimdir (vardır)!” Kastettiğim şeyi anladığınızdan eminim, yaşanılan kaos ayan beyan ortada. Gülüyoruz hepimiz, görüntüde iyiyiz. Her gün evimizden bir amaç uğruna çıkıyoruz, yaşamlarımızı idame ettirebilmek uğruna çalışıyoruz, canımız ne isterse onu yapıyoruz. Haydi ama hepimizin içinde yine de bir korku var. Bilirsiniz işte fikirlerimizin başını örtmeye çalışacakları günün geleceğini düşleyen insanlar şu anki halimizden pek de memnun değiller, yanılıyor muyum?... O halde siz söyleyin, 5 Kasım’da, 1812 Uvertürü yeri göğü inletirken Fawkes maskesini yüzüne geçiren binlerce kişiden mi olacaksınız yoksa beyinleri uyuşturulmaya çalışılan kesimden mi? Bu dünyada bir tarafı seçmek zorundasınız! “Fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum. Fikirler adına öldürülen ve... ... fikirleri savunurken ölen insanları gördüm. Yalnız bir fikri öpemez,... ... ona dokunamaz veya onu tutamazsınız. Fikirler kan ağlamaz. Acıyı hissetmezler. Sevmezler. Ve özlediğim bir fikir değil... ... bir adam. 5 Kasım'ı bana hatırlatan bir adam. Asla unutmayacağım bir adam…” Biz buna 29 Ekim’i unutturamayan adam diyelim, Atatürk. Asla unutamayacağımız, unutturmaya kalkanların da varoluş sebeplerini yok sayacağımız o yüce varlık… Türk halkına gönderilen bir hediye, bir armağan ve hatta bir müjde, en büyük gurur kaynağı değil de nedir Atatürk? Yaptığımız yürüyüşler, vermediğimiz oylar hep hatırlanası liderin kurduğu düzenin devamını getirebilmek içindi. Yine olsa yine yüz binler aynı eylemlerde el ele hızla ilerler bundan hiçbirimizin kuşkusu yok. Bizim V’miz okyanus gözlü Atamız, çalan da Çaykovski değil Safiye Ayla’dır şüphesiz. Bu yazıyı filmde beni çok etkileyen mektuptan birkaç cümle ile bitirmek geldi içimden, zira vereceği mesaj birçok konuda anlatmak istediklerimi pekiştirecek, göreceksiniz… “Asla kaybetmemeli, vazgeçmemeliyiz! Bizden almalarına izin vermemeliyiz! Umarım dünya değişir ve çok daha iyi bir yer olur. Seni tanımasam bile yazdıklarımı yorumlayabilmeni umuyorum. Hatta seni hiç görmemiş olsam bile, seni seviyorum…” Yazar: Gamze Çetinel - derki.com Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pangea16 Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2008 çoookkk güzel bir filmdi tek kelimeyle harikaydı yha:rolleyes: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2008 2 sene once izledim hatırlıyorsam ya da gecen yaz ve izleyip film bittiginde bazı seyleri düsünmeye baslıyorsun sana düsüncelerin ve fikirlerin ne kadar onemli oldugununu anlatan bir film...güzel filmler hep vardır ama izlediginde düsüncelerini gelistirebilecegin tekrar tekrar düsünmeni saglayacak bir film ender bulunur.... V-for VENDETTA gibi.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kralitsa Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2008 hayatımda izlediğim ve izleyebileceğim kurgusu çok iyi olan film..izlemeyenlere kesinlikle tavsiye ederim;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
IXION Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2008 İlham verici, ateşleyici, idealist mükemmel bir başyapıt... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adonay Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 http://www.heartsmagic.net/resim/V.jpgGeçen sene vizyona girdikten sonra izlemiştim, ancak nedense bu muhteşem film hakkında yazmamışım. Birkaç gün önce elime tekrar geçtiğinde yeniden izledikten sonra yazmaya karar verdim. Öncelikle hemen belirteyim ki, V for Vendetta benim baş ucu filmlerimden biridir. İnsanın belki de sayfalar dolusu ciddi bir makaleyle başkalarına anlatılabilecek olduğu “önemli” bir olgu, bir film sayesinde bir makaleden çok ama çok daha etkili bir şekilde ancak bu kadar iyi anlatılabilir. Bir çok film vardır aslında sistemi eleştiren, acımasızca topa tutan, Fight Club örneğinde olduğu gibi (bu film de baş ucu filmlerimin arasındadır). Fakat V for Vendetta insanda daha büyük bir etki bırakıyor, en azından benim üstümde daha fazla. V for Vendetta aslında 1982-1988 yılları arasında yayımlanış bir çizgi roman. Bu çizgi romanı kaleme alan kişi Alan Moore, çizen ise David Lloyd. Ben çizgi romanı hiç okumadım. Okuyanların eleştirileri biraz daha garip aslında. Film haline getirilirken yapılan değişikliklerden şikayetçiler gördüğüm kadarıyla. Özelleklle çizgi romanın sahibi diyebileceğimiz kişi olan Alan Moore filmi kesinlikle tasvip etmiyor ve desteklemiyor, film hakkındaki düşünceleri ise oldukça kötü. Biraz çizgi roman hakkında malumat toplarsak aslında hak verilebilir Moor’a. Zira çizgi romanda Faşizme karşı Anarşizm koyulmakta. Yani kahramanımız V aslında bir “anarşist”. Filmde ise Faşizmin karşına çıkacak bir olgu yok ya da sadece “kahramanlık” olarak ifade edebileceğimiz bir tepki var ortada. Temel olarak burada başlıyor eleştirilerin bir çoğu. Tabi tek değişiklik bununla sınırlı değil, başka şeylerin olduğu da aşikar. Ancak kendisinin yerdiği konu temelde bu. Filmi “Bush ve sistem karşıtı zayıf bir Amerikan fantezisi” olarak nitelendirmiş. Çizgi romanın ise tamamen Faşizm, Anarşizm ve İngiltere hakkında olduğunu belirtiyor. Sanırım hikayenin içinin biraz boşaltılmış olduğunu düşünüyor. Çizgi romanın yazarı olarak kendisine saygı duyarım ancak benim düşüncem bu değişikliklerin filmi kesinlikle kötü olarak tanımlayamayacağıdır. En azından kendisinin belirttiği kriterler dahilinde daha iyi bir film çekilinceye kadar bu böyle. Bu nedenle Moor’a bir selam çakıp devam ediyoruz. http://www.heartsmagic.net/resim/wachowskis.jpgBu güzel hikayeyi alıp film çekme fikri ise zeki olan iki kardeşe ait. Zekalarını Matrix ile ispatlamış bu kardeşler elbette Wachowskiler. Yapımcılığını da bu iki kardeşin üstlendiği filmi ise Matrix’te yardımcı yönetmenlik yapmış olan James McTeigue yönetmiş. Kurgu ve yönetmenlik açısından değerlendirmem gerekirse son derece başarılı bir yapım çıkmış ortaya. Lütfen bu değerlendirmeleri çizgi romanı okumayan birisinin yaptığını unutmayın.Okuyanlar beğenmeyebilirler ancak ben biraz daha ılımlı yaklaşma taraftarıyım. Moore bir eleştirisinde “Filmi çevirenler neden doğrudan düşündüklerini söylememişler, yani Amerikayı kınamamışlar, ben çizgi romanımda alenen İngiltereyi kınıyorum” demiş. Kendisi haklı olabilir, filmde biraz kinaye var, doğrudan Amerikayı eleştirmek yerine İngiltere ve çizgi romandaki hikaye üzerinden eleştiri getirilmiş. Ancak adamların amacı zaten buymuş ve itiraf etmeliyiz ki son derece başarılı bir şekilde yapmışlar. Umarım sayın Moore’u duyacak birileri olur ve istediği şekilde bir film çekilir ancak kendisi kusura bakmasın filmi sevmediği değişiklikler yönünden yanlış eleştirmekte. Daha doğrusu filmi eleştirmemekte, sadece neden değişiklik yapıldığı konusunu tekrarlamakta. Bu nedenle Moore’un eleştirilerinin filmden bir şey kaybettirmeyeceğini söylemek gerekli. Ayırca eklemek gerekirse çizgi romanın çizeri olan David Lloyd ise filmi çok beğenmiş. Filmi bir kaç yönden değerlendirmek gerekirse öncelikle kurguyla başlamak isterim. Daha önce de dediğim gibi hikaye güzel yoğurulmuş, izlerken göze çok çarpacak bir kopukluk ya da eksiklik yok. Sürenin sonunda kesinlikle insanda doygunluk hissi bırakıyor. Bu da işin iyi kotarıldığı anlamına geliyor. Burda hikayenin başarısına olduğu kadar yönetmene de bir alkış gitmeli bence. Görselliğe gelirsek, çok fazla görsellik istemeyen bir film gibi dursa da bir kaç nokta açısından görselliğin ön plana çıktığı sahne vardı ki buralarda da göze son derece güzel hitap edilmiş. Oyunculuk açısından bakarsak, başrollerdeki oyunculardan olan hanımefendi Natalie Portman, yani Evey, son derece iyi rol kesmiş. Diyecek fazla bir sözüm yok. V’yi oynayan Hugo Weaving ise hiç görünmemesine rağmen sesiyle filme adeta hayat katmış. Hatta etkisi o kadar büyük ki insanı kendisini dinletirken ekrana kitliyor. Bu noktada şunu eklemek istiyorum. Filmin en büyük artısı diyaloglarda yatmakta. V o kadar veciz cümleler kuruyor ki insan durup düşünüyor bir süre. Aslında filmde V Iambic Pentameter (beştefileli mısra) kullanmakta. Genelde şiirlerde kullanılan bu yol için daha fazla bilgi için bakınız. Son olarak bir filmlerde müziğe dikkat eden birisi olarak, müzikten kuvvetli bir şekilde yararlanılmasa da V’nin yaşadığı yerde dinlediklerini kaçırmayın derim. Biraz daha iyi müzik kullanımı filmi çok daha etkili yapabilirdi. Final sahnesinde müzik oldukça coşkulu kullanılmış örneğin. V for Vendetta’nın çıkış hikayesi aslında Guy Fawkes’un 5 Kasım 1605′de parlamentoyu yıkma girişimi (Barut komplosu). Girişim deniyor zira kendisi bu planı tamamlayamamıştı. Kral ve aristokratları hedef alan bu girişim son anda önlenmiş ve Fawkes cezalandırılmş. Parlamento’ya yapılmak istenen bu suikast sonrası ise 5 Kasım bayram olarak ilan edilmiş. İngiltere’de hala kutlanmaktaymış ancak sadece eğlence için, politik bir yönü kalmamış. V bu yüzden Fawkes’a benzemekte ve bu yüzden ona benzeyen bir maske kullanmakta. “V for Vendetta” ismi ise, Moore ve Lloyd’un Vendetta ismi fikri üstüne editörlerin “V for Vendetta” teklifiyle sonuçlanmış. V “V for Vendetta” isminin neyi temsil ettiği ya da neye gönderme yaptığı ise daha ilginç. 5 sayısı ve V harfi ile ilgili oldukça ilginç detaylar var. Bakın nelerle ilişkilendirilmekte (bazıları): * “V for Vendetta” ismi 5 heceden oluşur (V). * V karakteri Thomas Pynchon’ın V romanını okuyorken görülebiliyor çizgi romanda. * Çizgi romanda kullanılan Beethoven’ın 5. Senfonisi nota olarak 3 kısa ve bir uzun nota ile başlar. Bu da Mors Alfabesinde V harfine denk gelir. * “Evey” ismi 3 harften oluşur. Bunlar İngiliz alfabesinin 5. harfi olan E, Romen rakalmlarından beşe tekabül eden V, İngiliz alfabesindeki sondan beşinci harf olan Y (ya da 5′in karesi olan 25. harf). * V Larkhill kampında 5 (romen rakamıyla V) numaralı odada kalır ve burda işkence görür. 5 sayısının ikilik değeri 101′dir.Bu George Orwell’ın Nineteen Eighty-Four isimli romanındaki meşhur 101 numaralı işkence odasına gönderme yapar. * V’nin şahsi olarak kullandığı vecizesi Vi Veri Universum Vivus Vici’dir (By the power of truth, I, while living, have conquered the universe - Hakikatin kuvvetiyle, yaşarken ben, kainatı fethettim.) Görüldüğü gibi bu vecize her birisi V ile başlayan (Latincede U V olarak yazılır) V harfi ile başlamakta. * Kasım (November) Gregoryan takviminde v ile başlayan tek aydır. Son olarak da filmden vecizeler verelim: V For Vendetta http://www.karakutu.com/images/haber/VForVendetta.jpg bu maskenin altında bir yüz var... ancak benim değil. ne altındaki kaslardan daha "ben"dir o yüz... ne de altındaki kemiklerden. bu maskenin altında etten daha fazlası var. bu maskenin altında bir fikir var! ve fikirler kurşun geçirmez!.. hatırla, 5 kasım'ı hatırla barut ihanetini ve komplosunu zaten aklım almaz barut ihanetinin neden unutulacağını ama ya adam? biliyorum, adı guy fawkes idi... bu ülkeye neyin unutulduğunu anımsatmak için. 400 yıldan fazla bir süre önce, bu vatansever, kasımın 5'ini... ebediyen hafızamıza kazımayı diledi. hayali, eşitlik, adalet ve özgürlüğün kelimelerden öte olduğunu... dünyaya anımsatmaktı. kelimeler görece kavramlardır. eğer bir şey görmüyorsanız… ve biliyorum; 1605'de parlamento binası'nı patlatmaya çalıştı. ama kimdi gerçekte? neye benziyordu? bize fikirleri hatırlayın dendi, adamı değil. çünkü bir adam başarısız olabilir. yakalanabilir, öldürülebilir ve unutulabilir. ama 400 yıl sonra... bir fikir hâlâ dünyayı değiştirebilir. http://www.karakutu.com/images/haber/V02.jpg fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum. fikirler adına öldürülen ve fikirleri savunurken ölen insanları gördüm. yalnız, bir fikri öpemez ona dokunamaz veya onu tutamazsınız. fikirler kan ağlamaz. acıyı hissetmezler. sevmezler. diyorum ki, bu gece o rıhtımlara gidip abd’ne ait her şeyi yerle bir edelim! kim benimle birlikte? söyleyin, hanginiz benimle? her şeyi ama her şeyi olan bir ülkeydi orası... ama şimdi, 20 yıl sonrası, ne olacak? dünyanın en büyük cüzamlı topluluğu! başlattıkları savaş değildi. saldıkları veba değildi. hüküm'dü. kimse geçmişinden kaçamaz. kimse hüküm'den kaçamaz. toplumlar, kendi devletlerinden korkmamalı. devletler, kendi toplumlarından korkmalı. bina nasıl bir sembolse, onu yıkma eylemi de bir semboldür. sembollere anlam kazandıran insanlardır. tek başlarına semboller anlamsızdır ama yeteri kadar insanla... bir binayı havaya uçurmak dünyayı değiştirebilir. şiddet iyi amaçlar için kullanılabilir. bu maskenin altında bir yüz var... ancak benim değil. ne altındaki kaslardan daha "ben"dir o yüz... ne de altındaki kemiklerden. bu maskenin altında etten daha fazlası var. bu maskenin altında bir fikir var! ve fikirler kurşun geçirmez!.. bu gece size en ciddi yeminimi ediyorum... adalet hızlı olacak... dürüst olacak.... ve merhametsiz olacak. http://www.karakutu.com/images/haber/v.JPG Andy and Larry Wachowski / V For Vendetta ALINTIDIR Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 Keşke alıntı olduğunu da belirtseydin. Zira yazı çok bireysel bir ağızdan yazılmış, senin gibi duruyor.. Teşekkürler güzel filmdir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adonay Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 tamam ekledim sağol eisenheim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.