nevermore Oluşturma zamanı: Eylül 5, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 5, 2009 Dünyanın harflerle yaratıldığı kibirle söylenmemiştir. Yirmi yedi model ve yirmi yedi kanun vardır, ki biz bunlar ile harekete geçiriliriz, eğer doğru karşılık vermeyi bilirsek. Bu yirmi yedi harf bizim içimizde. Harfleri okumak bir hikaye okumak gibi değildir ama yirmi yedi niteliği nasıl elde edeceğimizi bilmek önemlidir. bir insan kelimeleri okuduğu zaman, kendi iç harflerini dış sembollerin üzerine yerleştirir ve metnin içine dahil olur. Üst dünyanın duygusuna girer, yazarın kitabın her bir harfini oluşturduğu o yerde yazar ile birleşir ve karşılaşır.Bu yirmi yedi model veya manevi kabı edinen bir insan, Böylece Zohar’ı okuyabilecek ve aynı duyguları deneyimleyebilecek duruma gelecektir, kitabı yazarken Rabbi Şimon’un hissettiği izlenimlerin aynılarını hissedecek duruma gelir. Yaşadığımız bu yüzyılda toplum, din, bilim, politika vs yönünden eksik bir süreçte ve bu eksiklik yaşadığımız bu dünyada açıkça da hissediliyor. Bunu fark etmemize rağmen genede yaşadığımız bu dünya hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz ve bu dünyada yolumuzu kaybetmiş gibi devam ediyoruz. Asıl soru şu ‘’insanlık nasıl daha fazla gelişebilir?’’ görüyoruz ki insan bütün o önemli sorulara doğru yavaş yavaş itiliyor, ‘’neye yarar?’’, ‘’hayat nedir?’’, ‘’içinde yaşadığımız bu dünya nedir?’’ İnsan doğru gerçekliği keşfetmenin aciliyetini hissediyor; gerçekliği, doğru kanunları hakkında onun bilgi eksikliği, kişinin nasıl hayatta kalmayı veya nasıl hayatla başa çıkmayı bilmemesinin nedeni. Deneyimin binlerce yılı boyunca, insanlık beş duyu ile gerçeğin algılanmasının yeterli olmadığını ve bizim sürekli hatalar yaptığımızı keşfediyor. Biz herşeyi içine alan, genel kurallar hakkında bilgi eksikliğimizi daha çok fark ettikçe, aynı zamanda bu kuralları anlamadan asla birbirimize, doğaya ve kendimize nasıl davranmamız gerektiğini bilmeyeceğimizi anladık. Günümüzde genel gerçekliğin anlaşılma eksikliği dünya genelinde bir sorun olmaya başladı ki bu sorun hemen çözülmek zorunda. Kabala’nın Bilgeliği aracılığı ile genel gerçekliğin güçlerinin ifşa için çalışabiliriz; bu güçler ki bütün gerçekliği izler ve yönetir. Kabala’nın kadim kitaplarının bildirdiği gibi, insalar bilgeliğe varacak ve ilgi göstermeye başlayacak ve kendilerini onunla doldurmaya çünkü onlar Kabala’nın Bilgeliğinin gerçek doğasını keşfedecekler. Bütün gerçekliğimizin doğru duygusunu kazanmak için, ki bu bizim beş duyumuzun kavrama gücünün dışındadır, onu doğru olarak çalışmalıyız. Sonra, çalıştığımız zaman ve onu kavramak istediğimiz zaman, yeni ve daha geniş bir dünya bizim için açılacak. Bu yeni dünyaya ‘’üst dünya’’ veya ‘’manevi dünya’’ denir; yakında onu hissetmeye başlayacağız. Soru şu, onu hissettiğim zaman, duygularımı nasıl gösteririm? Hissettiğim şeyi nasıl araştırabileceğim? Bu bilgiyi bir başkasına nasıl aktarabileceğim?Benim gibi onu hisseden biri ile o gerçekliği nasıl paylaşabilirim? Bu gerçeklik daha geniş, üst, özgün gerçeklik. Neden ‘’özgün’’? Çünkü ben onu kendi dışımda kavrıyorum, beş duyum ile değil, o benim dışımda olan şey, ben resmin içinde olmadan, sanki orada birşeyler, ben orada yokmuşum gibi meydana geliyormuş gibi. Bu zorluk, çünkü benim bir hissim var ama ben onu nasıl adlandıracağımı bilmiyorum. Bana olan şeyleri nasıl adlandıracağımı bilmiyorum, hissettiğim hareketleri nasıl yazacağımı. Beyaz ışıkta bir nokta Kabalistler onu tarif etmek için bizim gerçekliğimizden çıkmış sembolleri kullanırlar; ‘’gerçeklik’’in kendisi ‘’beyaz ışık’’tır – rengi ve şekli olmayan bir üst ışık. Kişi üst gerçekliği hissetmeye başladığı zaman, bu ışık onun içine biraz girer, sadece onun ışığı ifşa etmeye başlamasına yetecek kadar. Kişi ışıktaki bir nokta gibi olur ve bu ‘’manevi kap’’ın başlangıcıdır. Daha sonra, insan üst ışığa doğru gelişir, gerçekliğin genel kanununa doğru. Kendindeki değişimleri deneyimlemeye başlar – insanın, gerçekliğin,dünyanın. nokta, çizgi, sağ, sol, yukarı, aşağı İnsan hareketlerin varlığını hisseder ve onları tanımlar: sağ, sol; bu bizim dünyamızdaki sağ ve sola benzemez ama yine de bu onun hissettiğidir, hareketler bizim dünyamızın olayları ile uyuşur, yukarı, aşağı, vesaire. Bu noktaya ek olarak,çizgiler kişinin içinde form kazanmaya başlar ve şekillerin birçok türü daha. Biz ilişkilerimizde sallanmaları hissederiz; kişi içindeki değişimleri hisseder, hareketolarak hissettiği farklı durumları. O harfler bir şekilde yazılmak zorundadır. İşte bu nedenden dolayı Kabalistler bir dili icat ettiler, Kabala’nın dili. harfleri.. Her etki 27 harf içerir Harfler nereden geliyor? Öğrendik ki kişiye ulaşan ışık onun içinde genişler ve onadünyada var oluşunun amacını verir. Bu amaca Taamim denir. Anlamı ise kişi dünyada yaşadığı gerçeğinde, amacı hissetmesi, tatmasıdır. Sonra, varlığın içindeki amacın zevki, ışığı, hissi dünyanın gerçekliğinde kişiyi terkettiği zaman, buna Nekudot denir – ‘’noktalar’’. Noktalar yükselir, his kişiyi terkeder. Beyaz fonda siyah noktalar. Noktalar zevkin etkileridir. Birşeyi almanın hatırası, bir his, geçen amacın hissi ‘’Tagin’’ diye adlandırılır. O zaman harfler dünyada benim varlığımın etkileridir. Onlar eksikliktir, bir sonraki tamamlanmalar için arzudur. Bu kurala göre, ilk olarak insan ışığın genişlemesini hisseder, sonra ışığın hissinin sebep olduğu zevkin gelişini. Bu kişiyi doldurur ve sonra terk eder. Bu oluşum kişinin içinde bir eksiklik yaratır veya ışık için bir açlık. Bu hareketlerden ve deneyimlerden biz tekrar tekrar kendimizi inşa eder ve kurarız, ışığın genişlemesi ve ayrılması aracılığı ile.Bu harflerin nasıl inşa edildiğidir Kesin yolla Kabalistler alfabemizin harflerini tanımlarlar, yirmi yedi harf yoluyla: yirmi iki düzenli şekil ve beş bitiş şekli. Bu şekiller veya harfler nerede, bizim çalıştığımız manevi dünyada mı? Kişi manevi dünyayı araştırdığı zaman Keter ve Hochma adı verilen parçaları onun içinde bulur, ki asla bunlara ulaşamaz. Onları hissedebilir, ama kişi hala onların üzerinde etkiye sahip değil çünkü onlar kişinin yukarısında. Bu iki kısım beraber şöyle adlandırılırlar ‘’Galgalta VeEynaim’’. Keter – Galgalta ve Hohma – Eynaim. Ayrıca bir kısım daha vardır ki kişi onun içinde şekilleri veya kendisi üzerinde davranan güçleri açığa çıkarır. Bunun içerdikleri – Bina, Zeir Anpin, ve Malkut. Bunlara beraber denilen ise AHP – (Ozen, Hotem, Peh) dir kulak, burun ve ağız – AHP. Bütün harfler Bina’dan izlenimlerimizdir. Bunlar harflerin Alef’ten Tet’e kadar olan şekilleridir. Tzadi içinden Zeir Anpin’in harfleri Yud’’dur ve Malkut’un harfleri Kuf, Reş, Şin ve Tav’dır.Yirmi iki harf, artı beş son harfler. Mem, Nun, Tzadi, Pey, Kaf, bunlar Makhut’un kendi harfleridir ve insan bu harflere üst dünyanın veya üst ışığın duygusu aracılığı ile bağlanamaz. Ancak Keter, Hohma, Bina, ZA ve Malkut – ki bunlar Malkut’un kendi içindedir,Malkut’u desteklerler ve bu şekilde yirmi yedi harf vardır. MANTZEPA’’CH (Mem, Nun, Tzadi, Pey, Kaf) ve yirmi iki harf daha Harfler, diyebiliriz ki, Malkut’dur – ki bu insanın “ben”idir, bu ondan önceki bütün behinot ile bağlanır – üst ışıktan kişinin gerçekliğe girebileceği seviyedeki izlenimleri onun dışındadır. Biz normalde dünyamızı beş duyumuz ile kavrarız ve bu şekilde algılarız. Beş duyu ile algıladığımız şeye benim ‘’Kendi’’m diyoruz. İzlenim ise “benim dünyam” ve “bu dünya” dediğimdir. Ama eğer ben kendi dışımdakini hissedersem, buna “üst dünya”denir, bütün fark bu. Kişinin kendi dışında hareket edebildiği ve dünyayı hissebildiği genişlikte - ki bu Malkut, ZA, ve Bina olacaktır. Keter ve Hohma’nın bazı duyumları da edinilebilir, ama orada harfler olmadığından beri, kişi sadece kendi kabı ile onları edinemez. Bu daha sonra kaybolan bir sınırlamadır, Kabala’nın Bilgeliğinde çalıştığımız gibi. Bundan dolayı bütün harflerimiz, şimdilik, MANTZEP’’ACH (Mem, Nun, Tzadi, Pey, Kaf) artı yirmi iki harftir. Her bir harf üst dünyanın belirli bir niteliğidir En küçük derecede bile maneviyata girmeye başlayan bir insanın içinde, edindiği her bilgi anında bütün yirmi yedi harfi kapsar. Kavradığı en küçük miktardaki ışık bile kişiyi hareketleri hissetmeye başlayabileceği duruma getirir, harflerin iç bağlantılarını anladığı, kitapları doğru şekilde okuduğu ve bir kelimenin ne olduğunu anladığı. Her harf belirli bir koddur, bir kural veya bir nitelik ki kişi üst dünyada bunu kavrar. ‘’Talmud Eser Sefirot’’ (On Sefirot’un Kitabı)’ında, ki bu bizim ana çalışma kitabımızdır, mesela biz öğreniriz ki Alef harfi üst Yud – Galgalta VeEynaim’den inşadır – Keter ve Hohma’nın parçası. Harfin aşağı kısmı ise – AHP ve orta kısım Parsa diye adlandırılandır, Parsa: benim ulaşabileceğim, araştırabileceğim kısım ve benden gizli tutulan kısım arasındaki ayıran sınırdır. Ya da örneğin çizgiyi geçen harf şekilleri vardır. Bu üst dünyadan aşağı dünyaya kimi ışığın çekilmesi içindir ve bu yolla kapları tazelerler, ruhlar yine de yükselemezler, ama o ışık onların uyanmasına yardım edecektir. Tamamen kapanmış harfler vardır, Sameh gibi ve son Mem gibi ki kabın bütünlüğünü işaret ederler, edinmenin bütünlüğünü. Bina’nın özelliği olan Sameh gibi bir özelliğe giren bir insan, bir rahim içinde gibidir, birşey onu sarar, çevreler, onunla ilgilenir ve Nuh’un gemisi gibi onu savunur – aynı özellikler. Maneviyatta var olan kavramın adı “ana rahmi”, kişinin üst dünyaya doğru yükselen bir nokta, bir cenin gibi olduğu bir durumu tasvir eder, öyle ki o kişiyi geliştirecektir ve için için büyümesine imkan tanıyacaktır. Mem harfi de aynı şekilde – “Saf olmayışın Mem (40) kapısı’’, “Kutsallığın Mem (40) kapısı’’, bunların hepsi edinmenin eksiksizliğini tartışır. Edinmenin eksiksizliği nedir? İnsanın yukarı doğru üç seviyeden geçen hareketi: Malkut’dan Zeir Anpin’e Bina’ya. 1. Edinmenin ilk seviyesi ‘’Nefeş’in ışığı’’nı almak veya hissetmektir. 2. İkinci seviye – kişi ‘’Ruah’ın ışığı’’nı alır. 3. Üçüncü seviye – kişi ‘’Neşhama’nın ışığı’’nı alır. Bu nedenle biz iç özümüz ‘’Neşhama’’ (ruh) diye adlandırılır. İki tane daha üst seviye vardır: Keter ve Hohma ki bunları edinmeyiz. Bunlara Haya ve Yehida denir. Biz onları edinemediğimiz için onların şekli yoktur ve onları açık olarak hissedebilme veya başkalarına anlatabilme imkanımız yoktur. BNEI BARUCH 'dan kötü bir çeviri:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Prometheus Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Çok güzel bir paylaşım. Teşekkür ediyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Çok güzel bir paylaşım. Teşekkür ediyorum zorluyor bunları aktarmak begendiysen devamını da ekleyebilirim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Prometheus Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Sanırım sitede olanlar bunlar. Elbette, eklemeni ve herkesle paylaşmanı tavsiye ederim. Kabala bilgeliğinin olabildiğince yayılmasını isterim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
grim Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 ellerine sağlık kardeşim güzel bilgiler.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Benjamin Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Bir kitap var 'Sessizligi dinlemek' Osso diye biri gercekten okunması deger dünya ve maneviyetin sırlarını anlatan güzel bi kitap elinize gecerse muahhak okuyun paylaşım için teşekkürler..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 konuya paralel olarak http://www.gnoxis.com/forum/harflerin-sekilleri-34294.html#post433404 linkteki yazıyı da ekledim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.