nevermore Oluşturma zamanı: Eylül 5, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 5, 2009 Harflerin Şekilleri – Malkutun Işığa İlişkisi Zohar’da harfler hakkında pek çok makale bulunmaktadır ve öğrencilere onları okumalarını tavsiye ederim. Zohar’ın A Kısmı bir önsüzdür, Rav Şimon’un kendisi tarafından. O önsözde “harflerin makalesi” bulunmaktadır ve buna “Otiot De Rav Himnona Saba”denilir. Onun içinde Rav Şimon her bir harfin şeklini açıklar, her harfin niteliğini ve harflerin neden Alef’ten Tav’a kadar belirli bir sıraya sahip olduğunu. Ayrıca karşılıklı değiştirilebilen harflere sahip olmanın amacını da açıklar, neden harflerin kelimeye belirli bir yolla bağlandığını ve bir kelimenin nasıl zincirleme hareketler olarak sonuçlandığını. Bir harf, benim çevremdeki dünya algımın genişliğini simgeler Her harf insan için üst gücün belirli bir niteliğini temsil eder veya üst güce kişinin yanıtını. Biz dünyayı ona olan benzerlik derecemize göre hissederiz. Benim ışık dalgalarını, ses dalgalarını ve bunun gibi şeyleri hissetme şeklim benim dışımda olan ile tam bir eşleşmedir. Her bir harf belirli bir mesafeyi işaretler ki ben etrafımda olan dünyayı onun içinde kavrarım. Yirmi iki ve beş daha fazla (toplam 27) harf aracılığı ile AHP denilen dünyanın bir kısmını algılarım ve GalgaltaVeEynaim’in ufak bir parçasını, belli olmayan bir yolla. Bir cümleyi okumak – üst ışığın içinde akmak Eğer ben bu özellikleri beraber bağlarsam, özellikten özelliğe hareket ederim,duygudan duyguya, sebepten sonuca. Harflerin bağlantısı biz zincir formunda beni duygudan duyguya götürür, harflerle beraber akmama izin verir. Bir cümleyi okuyarak,onun bir parçası oluyoruz, ışığın içine aktığımız şekilde olduğu gibi. Bu akma hissi bizi bir sürece ve amaca getiriyor. İşte bu harfleri okuduğu zaman bir Kabalist’in hissettiği şey.Bu fikir bir müzisyen ile yakın benzerlik gösterir ki onlar müzik notalarına baktığı zaman hisseder ve gerçekten müziği duyar. Bu sembollere bakabilir ki bu bize hiçbir şey ifade etmez ve duygusallaşır, ağlar, şarkı söyler. Onun için bu herşeydir çünkü o notaları hisseder. Onun için, bunlar iç hislerin sembolleridir. Bu Kabalistlerde de böyledir. Çalışma kişiyi manevi resmin içine çeker Kabalistik kitapları okuduğumuz zaman, metin bize çok donuk gözükür. Neden? Çünkü o anda biz, yazar gibi, bilgiyi duygusal bir formda kavrayabilecek seviyede değiliz. Ancak, yavaş yavaş çalışarak ve okuyarak bu seviyeyi edineceğiz. Bu zaman alır,aylar; bu uzun bir yol ama tek yol. Okumak ve onları çalışmak, kişiyi yavaşça ona doğru çeker. Kişi duygunun içine girer, filmlerde olduğu gibi – resmin içine girer ve onu yaşamaya başlar. Bu oluşum herbir insana olacak, eğer enerjilerini kitapları okuma sırasında odaklarlarsa. Metin güç içerir çünkü o manevi dünyayı hisseden insanlar tarafından yazılmıştır, üst dünyayı. Eğer ilerlerseniz, kitapta basılmış harflerin ötesindekini görmeye başlayacaksınız, ek harfler ortaya çıkar. Bu tuhaf gözükebilir; matbaa baskıyı aynı orjinaline göre yapmıştır ve genelde bu işlemler mekaniktir. Ama göreceksiniz – kitapta ek simgeler var. Algının daha büyük bir derecesi ile daha çok şey göreceksiniz. Bu iç duygunun ötesinde gözükecek, ayrıca dış simgeler de olacak. Maneviyat, ki bu bedenin dışında hissettiğiniz kısımdır, bedenin içinde hissettiğiniz kısmı saracak, tıpkı iki dünyanın birleşmesi gibi. Sonra göreceksiniz ki kutsal kitaplarda bir cümleyi oluşturan her harf, her kelime ve kelimelerin her bağlantısı, baştan sona tek bir cümle meydana getiriyor. Tevrat’ın tamamı tek uzun bir cümledir, öyle bir cümle ki insanı ıslahın başından sonuna kadar götürür. Bir insan ıslahını tamamladığı zaman; gelişimin en yüksekseviyesindedir. Dünya (Olam – gizlenme) harfler ile yaratıldı Dünyanın harflerle yaratıldığı yazılmıştır. Dünya (Olam) gizlemedir ve ayrıca bizim kaplarımızdır ki onlar da harfler ile yaratılmıştır. Bunların hepsi var olan örtülü bir form içinde bizden gizlendi, yanlışsız bir form, harflerin o modelleri içinde. Eğer biz, manevi gerçekliği edinmek için, kendimizi ıslahlardan geçirme sorumluluğunu alırsak, sonrasında harflerin yirmi yedi ıslahının aracılığı ile gerçekliği hissetmek için yeni imkanlara sahip olduğumuzu hissetmeye başlarız. Her bir harfi özellikleri ile çalışarak ve onları kendimize kopyalayarak, bütün gerçeklik önümüzde açılır – biz onun nefesini hissetmeye başlarız. Bazı harfler vardır ki bağlantılarında eşsizlerdir; bunlar silinemeyen on isimdir. Onlar on Sefirot’dur, bütün gerçekliğin kalıcı değişmez yapısıdır. On Sefirot, Yaratan ile insan arasındaki bağlantının on seviyesidir. “Yaratan’’ adı verilen üst güç, bizim üzerimizdeki Bina’nın gücüdür. Denildiği gibi, biz Keter, Hohma, ve Bina, Zeir Anpin, ve Malkut’a sahibiz. Bina bizim için Yaratan’dır. Zeir Anpin’in kendisi altı kısımdan oluşur. Öyleyse on Sefirot - on isim silinemez. ‘’Silinemez’’ ne anlama gelmektedir? Onlar kalıplar gibidir, kalıcı bağlantılar, üst bir seviyenin alt bir seviyeye olan sabit ilişkisinin tesisleridir. Alt seviye biziz. Üst seviye ise daha yüksek bir güç. E-L-O-H-I-M (Tanrı) Neden burada Yaratan Bina olarak adlandırılıyor? Çünkü bu bizim edinebileceğimiz maksimum seviye, onunla beraber çalışabileceğimiz. O seviyenin ilişkisinin bize bir ismi var: Elokim. Gimatria’daki Elokim doğadır. İki güç arasındaki ilişki üst dünyanın doğasıdır veya genel gerçekliğin. Bir soru sorulabilir: eğer biz manevi dünyayı İbrani harflerini kullanarak tanımlarsak,farklı bir dilde üst gerçekliğin o ilişkilerini, o aynı izlenimlerini ve duygularınıtanımlayabilir miyiz? Hayır. Bir İngiliz, Rus, Alman, Kabalist olacak herhangi bir insan, üst dünyanın duygusuna girecek kişi, güçler arasındaki ilişkiyi hissedecek – Malkut’un tarifi, nokta, üst ışık üzerinde. Kişi İbrani harflerinin şeklinde hareketi hissedecek ve herhangi başka bir yolla değil. Nasıl Rus bir tutuklu İbranice bir şarkı kitabı yazabilir? Benim daha Rav’ımla olduğum zamanlarda, çok özel bir durum vardı: Rusya’dan bir adam geldi. İşçi kampında bulunmuştu, orada çok sıkı çalışmıştı ve hapiste oldukça fazla zaman geçirmişti. İbranice bilmiyordu ve Yahudi’likten oldukça uzaktı, buna rağmen Yahudi idi. İsrail’e 1983 veya 84 bulunmuştu. Ben ilk kitabımı basıyordum. Beni buldu geldi ve bana orada hapiste yazdığı şarkılardan oluşan bir kitap verdi – İbranice; lisan hakkında hiç bilgisi olmadan. Bu bir mucize. Ben orada yazanı güç bela anladım. İbranice’nin çok yüksek bir seviyesinde yazılardı. Kitabı Ravi’ıma götürdüm ve o dedi ki adamın ıstırabından ve arzusundan kendisine ne olduğunu ve dünyanın neden ona bu kadar sert davrandığını anlamak için, kendisi dışındaki dünyanın hissinin içine girmiş. Kendi hissinin dışındaki, üst dünyayı hissetmekten, o sembolleri anlamaya ve yazmaya başlamış. Ve aslında onlar şaşırtıcı derecede güzel şarkılar. Kelimeler çok yüksek öyle ki ben onların yüzde doksanını anlayamamıştım. Bu gerçekten oldukça eşsiz bir örnek, gösteriyor ki bir insan gerçekten manevi düşünceyi kavrayabilir öyle bir yolla ki onun içindeki izlenim harflerin eşsiz bir etkisidir. Harflerin şekli bizim için dikkatli bir yol ile güçler arasında ilişkiyi ve bizi etkileyen ilişkilerini tanımlayabilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.