Kızılderili Türk İlişkisi - Kızılderili dilinde 320 Türkçe Kelime

Bundan 35000 yıl önce yani MÖ 30000–34000 tarihleri arasında dünya şu andaki görünümünden bir hayli uzaktı. O zamanlar buzul çağının en şiddetli dönemini yaşayan dünyamız büyük kıtasal ve alabildiğince uzaklara uzanan buzullara sahipti. Şimdiki adıyla Bering denizi olarak bilinen bölge o zamanlarda Asya'yı ve Amerika'yı Bering boğazı denilen bir buzul kara köprüsüyle bağlamaktaydı. Ve o zamanlar Sibirya bölgesinde avlanan Kızılderili kabilelerin yeni av alanları keşfetmek amacıyla çıktığı yolculuklar sonrasında; bu boğaz kullanılarak Amerika'ya ilk kez ayak basıyorlar. Tabi bu insanlar yeni bir kıtaya geldiklerinden habersizce Atalarının yaptığı gibi Sibirya bölgesinde avlandıklarını düşünüyorlardı. Bu yeni av yerlerini beğenen Kızlıderililer buralara ve yerleştiler ve kabileler oluşturmaya başladılar. Günümüze kadar uzanan tarihleriyle bazı kabileleri şu şekilde irdeleyebiliriz:

Amerika'ya gelen yerleşimcilerin ilk karşılaştıkları kabileler arasında Seminoller , Çerokiler ve Mişuki kabileleri bulunmaktaydı.

İspanyol kâşiflerin Amerika'ya olan yolculukları sırasında Kaliforniya'da bulunan Soson, Payitu, Kahula , Mevuk ve diğer bazı kabilelerle karşılaştılar.

Günümüzde ise ABD de resmen kabul edilen 554 Kızılderili kabilesi bulunmaktadır.Kızılderililer ve Türklük ilişkisine ait bulgular ise;

1 - DNA Bulguları

2–4 Temmuz 1999'da Denizli'de gerçekleşen Yedinci Türk Dünyası Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayında konuşan M. Franklin Keel (Dogu Amerika Kizilderilileri Bolümü Baskani) Kızılderililer ile Türklerin DNA testlerinin aynı olduğunu ve ayrıca "Y" kromozomunun sadece Türkler ile Kızılderililerde bulunduğunu belirtiyor.

2 - Kültürel Benzerlikler

İndiana Üniversitesinden Amerikalı Profesör Denis Sinor Türklerle

Kızılderililerin ortak bir kültüre sahip olduklarını belirtmiştir bunlara örnek olarak:

3 - Kelimelerin kullanım açısından benzerlikleri

Tepek = Tepe

Yatkı = Ev, yatılan yer

Dodohişça= dudak

T-sün = uzun

Yu = Su,(yumak= yıkamak " Çorum yöresinde çamaşır yıkamak =>çamaşır yumak olarak geçer)

Tete = Dede

Tamazkal = Hamam, temiz kal

Kuşa = Kuş

Missigi = Mısır

Türe = Töre

Yanunda = Yanında

İldiş = Dişleme

Atış-ka = Ateş

Ayrıca Fransız dil bilimcisi Dumesnil, Kızılderili dilinde 320 Türkçe kelime tespit etmiştir.

Kaynak

sonunda bütün dünya insanları Türk çıkacakmış gibi geliyor.. sürekli bu benzerlikler konuşulup duruyor.. (İnkalar mıydı??) evet doğru olabilir.. ama bilinmeyen çok şey var..

belki gelecek zaman yeni keşiflere gebedir..

paylaşım için teşekkürler..

Yanlış bilmiyorsam Atatürk'te bu araştırmayı yapıyormuş, baya bilgiye de ulaşmasına rağmen hastalığı ve tabi ki ölümü çoğu şeye engel olmuş.

gerçek mi? söylentiden ibaret mi? bilemiyorum ben de biryerde okumuştum.. Mu kıtasıyla ilgili araştırmalarından da bahsederler..

açıklığa kavuşmamamış Çin'deki Türk piramitleri olduğu söylenen piramitler.. gerçek mi? eğer gerçekse bilinen tarihimiz daha mı eski..;)

e zaten avrupada ki çoğu insanlar dahi orta asyadan göçmüşler her ne kadar bunu kabullenmeselerde.. kızılderililerinde hem orta asya hem sibirya kökenli bir sentez olduğu düşünülüyor..sanırsam bu belgelerle ispatlandı yanılmıyorsamda üstüne kitap bile çıktı..

evet Atatürk'ün bu konuda araştırması var.

Mayalarla ilgili de var.

Maya Diliyle Türkçe Arasındaki İnanılmaz Benzerlik

1932 yılında Emekli General Tahsin Mayatepek Atatürk'ü ziyaret etti.Maya dili ile Türkçe arasında benzerlik olduğundan bahsetti.Mayalar Meksika'da yaşamışlar,Türkler ise Orta Asya'dan gelmişlerdi.Aradaki uzaklığa rağmen,Atatürk konuyla ilgilendi.Derhal Tahsin Bey'i Meksika'ya elçi olarak atadı.Ona bu konuyu aydınlatma görevi verdi.

Tahsin Bey Meksika'ya gitti.Orada kendisine Amerikalı Arkeolog William Niven'ın bulduğu tabletlerden bahsettiler.Maya dilinin kökünün bu tabletlerde olduğu anlaşılmıştı.

Türkçe ile Maya dili arasındaki benzerlikler de bu tabletlerde aranmalıydı.

Tabletlerin Ortaya Çıkarttığı Büyük Sır

Amerikalı arkeoloğun ortaya çıkarmış olduğu tabletler,Tahsin Bey'i şaşkına çevirdi.Eğer bunlar doğruysa bilinen tarih tamamen yanılıyor demekti.Çünkü tabletler M.Ö. 200.000 ile 70.000 arasında Büyük Okyanusta yer almış olan bir kıtadan bahsediyordu...

Bu kıtanın adı "MU"ydu.Avusturalya'dan bir kaçç misli büyüktü.Yükse bir medeniyete ulaştıktan sonra bir dizi depremler sonucu battığı sanılıyordu.Acaba Türklerin kültür kökeni de bu kıtadan göç edenlere mi dayanıyordu? İş gittikçe daha ilginç bir hale bürünüyordu...

Ergun Candan-Gizli Sırlar Öğretisinden alıntıdır(Sayfa 24-25)

yazarın zarar görmemesi ve başım ağrıdığı için daha fazla yazamayacağım.merak eden araştırır.dileyen kitabını alır...

benim düşünceme gelince hayır bence ne Kızılderililer ne de Mayalar Türk değildi...

neden...?

çünkü tabletlerde bahsedilen MU uygarlığı içerisinde -ki aynı zamanda Atlantis uygarlığından da bahseder kitapta- bahsedilen depremler olduğu zamanlarda diğer kıtalara göç eden topluluklar bulunmaktaydı.Bunların içinde Naakaller dediğimiz hem din hem de bilim insanları bulunmaktaydı aynı zamanda psişik yönleri de bizim insalarımızdan çok ilerdeydi..

Bu topluluklar depremlerin olduğu zamanlarda 3 farklı yerlere göç etmişlerdi;

Kuzey Afrika,Orta Amerika ve Orta Asya..bugün Agartha dediğimiz saklı şehirleri de Naakaller kurmuştur ve Orta Asya'daki yer altı merkezlerinin çok sayıda olmasının açıklaması da budur.(kitaba göre)

bu yeraltı şehirlerinde (günümüzde bile) seçtikleri insanlara öğretilerini sunmaktadırlar;gerek dilleri gerek gelenekleri gerekse ilimlerini..

benzerliğin nedeni budur bence..

çünkü Orta Asyada Shangri-La denilen bir şehirden bahsedilir Himalayaların ardında..Tibet rahipleri buradaki Yılan ırkından bahseder.bu galaktik bir ırktır.

biraz araştırırsanız Orta Amerikada,Meksikadaki Aztek kabilesinin Tüylü Yılan'ını öğrenirsiniz..efsaneye göre bu Azteklere bildikleri herşeyi bu Galaktik Irk'a mensup "Tanrı" öğretmiştir..

Tanrı dediğimiz zaman akla genellikle ilah gelmektedir..

bu büyük bir yanılgıdır..burada bahsedilen Tanrı farkındalıkta en üst düzeye gelmiş,İnisiyatik öğrenimleri hat safhada olan varlıktır.

Birçok toplumun kültürün değerleri gerek Orta Asyadaki gerek Mısırdaki gerekse Orta Amerikadaki geleneklerindeki benzerliklerin nedeni de bu "Tanrı"ların öğretilerindeki alışkanlıklardır.

Örneğin el öpmek:

İnisiyatörün(kabaca bir tabirle öğretmenin) inisiyatöre(öğrenci) bilgileri hazmetmesi için kendi manyetik ve spiritüel enerjisini geçirme yönetemlerinden birisi hava yoludur başka bir değişle el öpmektir.(okuyup üfleme işi burdan gelmiştir-zamanla b*ku çıkmıştır o ayrı bir şekilde ele alınması gereken bir konudur- )

bu gelenek bugün Doğu'da hâla sürdürülmektedir.bir büyük bir küçüğün elini daha sonra da bir küçük bir büyüğün elini öper(tam tersi de olabilir sanırım)

Kitabı okudukça demek istediğimi anlayacaksanız...

toparlayacak olursak dillerimizin ve kültürlerimizin benzeme sebebi de bu uygarlıklardan aynı eğitimleri almış olmamız ve bunu "geleneklerle" nesilden nesile aktarmış olmamızdır..nereye gidersek gidelim öğretiler değişmez.bu onları Türk de yapmaz İngiliz de....kendi başına bir uygarlıktı onlar da...

Ancak herşeye rağmen bizim her iyi olanı kendimize benzetmek gibi absürd yaklaşımlarımız sürecektir kanaatimce..

Saygı ve sevgilerimle...

"Y" kromozomu sadece Türkler ile Kızılderililerde bulunurmuş

Kizilderililerin yuzlerce kabilesinden sadece 2 yada 3 tanesi Uygur Turkleriyle iliskili.Diger yuzlerce kabileyle irki olarak akrabaligimiz yok. Bu yuzden Kizilderilerle Turklerin ırkıi iliskisini cok mantikli bulmuyorum. Bu makalede bulunan iliski irki iliskiden cok atalarimiz ve kizilderililerin Şamanizme inanmaları ve ordan kaynaklanan kültürel benzerliktir.

Ek ilave bılgı olarak tarihte tek Musevi Dinine sahip Hazar Turkleri de bir zamanlar Turktu. Ama bircogu yahudilik icinde eridi. Erimeyen hazar Turklerinden ornegin bir karaim Turkleri kaldi .Onlarinda sayisi 3 bin civarinda kaldi ancak.Bir zamanlar Turk olupta eriyenleri bile dogal olarak Turk saymadıktan sonra Kızılderilıleri Turklerle ilişkilendirmek ne kadar mantıklı!