serpentine Oluşturma zamanı: Eylül 28, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 28, 2009 http://img143.imageshack.us/img143/1940/bobross.jpg Küçüklüğümde trt2 de yayınlanan programında kısa bir sürede harika manzara resimleri yapabilen, izlemekten büyük keyif aldığım Bob Ross, ne yazıkki 1995 yılında hayatını kaybetmiş.Kullandığı "gülen ağaç, somurtgan çalı" gibi sıcak ve içten kelimelerle insanların sempatisini kazanan bu kıvırcık saçlı amcanın programlarını özlüyorum gerçekten :/ ------------------------------------------------------------------------------------------------------ Bob Ross, (d. Bob Norman Ross 29 Ekim 1942, Daytona Sahili, Florida, ABD – ö. 4 Temmuz 1995, Yeni Smyrna Sahili, Florida, ABD), Birleşik Amerikalı ressam ve televizyoncu. Bob Ross, yarım saat içinde doğa resimleri yaptığı, uzun yıllar devam eden Resim Sevinci programıyla tanınmıştır. Özgün adı "The Joy of Painting" olan bu program, Türkiye'de de TRT 2'de yayınlanmıştır. Ressam, yakalandığı Lenf Bezi Kanseri nedeniyle, 1995'te hayatını kaybetmiştir. Hazırladığı televizyon programları hâlâ dünya genelinde yayımlanmaktadır. Resimleri kartpostalları hatırlatan Ross, aslında emekli bir asker. Uzun yıllar Alaska'da çalışan ressamın dağ ve kış manzaralarını bu kadar çok sevmesini burada geçirdiği zamanlara bağlayabiliriz. Yarım saatlik televizyon programında; "Şimdi dallarında sincapların yaşadığı mutlu bir ağaç yapalım, şuraya üzerine kunduzların çıkıp güneşleneceği bir kayalık çizelim, gölümüzü içinde küçük canlıların yaşadığı mutlu çalılarla süsleyelim..." sözleriyle ve hatta yanında getirdiği sincabıyla Ross çizdiği manzaralarda yaşıyor, izleyicilerini yaşatıyordu. Bu kadar ilgiyle izlenmesinin sebeplerinden biri de izleyicinin yüreğini ağzına getiren sürprizler yapmasıydı. Çizdiği muhteşem bir dağ veya göl manzarasının üzerine, ıspatulasının ucuna aldığı siyah boya ile kocaman bir çizgi çizerek, şaşkına dönen izleyicisini, biraz daha şaşırtarak o çizgiyi en az manzara kadar güzel bir çam ağacına ya da eski bir dağ kulübesine dönüştürürdü. Bunu yaparken de sanatçı kendi kendine "Şimdi diyorsunuzdur Bob ne yaptın, resmi mahvettin; ama bu birazdan mutlu bir ağaca dönüşecek." ya da "Bir zamanlar içinde yaşlı bir oduncunun huzur içinde yaşadığı bir kulübe yapmaya ne dersiniz?" derdi. İşte bu hız izleyiciyi yarım saatliğine de olsa ekran başından alıp Ross'un fırçasının veya ıspatulasının ucundaki manzaraya götürüyordu... ------------------------------------------------------------------------------------------------------ Alaska'nın ağır iklim koşullarında çalışan Bob Ross, Amerikan Hava Kuvvetleri'nde görevli bir askerdi. Boş zamanlarında resim yapıyor; sevincini, heyecanını, hüznünü tuvallere yansıtıyordu . Kariyerini tamamlayıp, ordudan ayrılınca resim dersleri vermeye başlayan Ross'un Annetta Kowalski adında bir öğrencisi vardı. Genç kadın kocasına Ross’u o kadar çok methetmişti ki Walt da ressama ilk önce bir televizyon reklâmı, ardından dizi halinde programı yönetmek istedi. Ross’un şöhrette gözü yoktu. Bu nedenle öğrencileriyle küçük atölyesinde çalışmak ona yetiyordu. Fakat, “Bildiklerinizi geniş bir kitle ile paylaşmak; eline fırça almaya bile cesaret edemeyenlere yardımcı olmak istemez misiniz?..”sözleri ressamı ikna etmeye yetti. Kowalskiler reklâm harcamaları için evlerini ipotek edip finans sağladı. Çünkü karı-koca,Ross'un hem insanî yönüyle hem de ressam yönüyle mükemmel biri olduğuna kanaat getirdi. Reklâmlar o kadar ses getirdi ki, televizyon yapımcılarından arka arkaya teklifler gelmeye başladı. Programlar aynı anda 60 televizyon kanalından birden yayımlanıyordu. Yıllarca hayranlıkla seyredilen "Resim Sevinci" (Joy of Painting with Bob Ross) adlı programdan Bob'un bazı konuşmaları: 'Bob Ross' adlı kişiden alıntıdır. ... Fırçamızla tuvalimize dokunuyoruz. Çok kolay! Korkmadan dokunuyoruz... Hata diye bir şey yoktur. Sadece küçük mutlu kazalar vardır... Şuraya yaşlı bir ağaç çiziyoruz. Belki de şurada yaşayan mutlu küçük çalılıklar vardır; işte tam şurada... Belki de çalılıkların arasında sevimli minik sincaplar neşeyle geziniyorlar. Biraz vanday kahverengi, biraz titan beyazı alalım... Tamam.... ------------------------------------------------------------------------------------------------------ Programın ilgi görmesinin sebebi: Ross'un resmi sevdirmesi; sıcak ve içten anlatımıyla herkesi resim yapabileceğine inandırmasıydı. Onun için yetenek değildi önemli olan; sevgiydi, meraktı ve istekti. Ross' un ünü arttıkça hakkında yapılan konuşmalar da çoğaldı. O, kimine göre bir usta, kimine göre de gereksiz bir ressamdı. "Resim sanatını basitleştiriyor; sanat yapmıyor ancak manzara yapıyor" eleştirileri, ressamın kulağına kadar gitti. Bu sözlere cevap veren ressam şöyle konuştu: 'Bob Ross' adlı kişiden alıntıdır. Evet, ben manzara resimleri yapıyorum. Çünkü doğanın bin bir güzelliğini ve bu kusursuz dengeyi insanlara hatırlatmak hoşuma gidiyor. Siz güzelliklerin farkına varın yeter... 1993 yılına kadar 11 yıl boyunca, Türkiye'de "Resim Sevinci" olarak gösterilen "Joy of Painting" adlı programını çeken Bob Ross, lenf kanseri olduğunu öğrenince programına son verdi. Sanatçı 1995'te de lenf kanserinden 52 yaşında öldü. Ardından programa bir süre oğlu devam etti. ------------------------------------------------------------------------------------------------------ http://img143.imageshack.us/img143/8689/bob1.jpg http://img121.imageshack.us/img121/7565/bob2v.jpg http://img233.imageshack.us/img233/5586/bob3n.jpg http://img233.imageshack.us/img233/834/bob4x.jpg http://img198.imageshack.us/img198/9067/bob5.jpg http://img233.imageshack.us/img233/6344/bob6.jpg ------------------------------------------------------------------------------------------------------ 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 ikincisi çok hoş. saçlarıyla dikkatimi çekerdi küçükken, denk geldikçe dururdum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Resim sanatına hep hayran olmuşumdur. Zerre kadar kabiliyetim olsa idi ressam olmak konusunda tereddüt etmezdim. TRT 2 de sürekli takip ediyordum eskiden. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 keyifle izlerdim ben de...bir fırça darbesi bir bilek hareketiyle ne çok değişiklik yapardı renkleri kullanarak tualde...esprili anlatımı, bonus saçları ve güleryüzüyle sevgiyle anılan insanlardan biri... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Secret_Sun Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 evet Trt2 den sonra yanılmıyorsam Trt3'e (?) geçmişti... amatör ressamlar için öğretici bir programdı... öldükten sonra görevi oğlu devraldı diye hatırlıyordum.. ki bazen programında oğlu da birşeyler yapardı.. şuan hangi kanal olduğu hatırlayamıyorum.. ama benzer programlar da vardı.. birkaç defa rastladım.. sadece yağlıboya üzerinde değil, pastel, suluboya, karakalem...vs çalışmalarının yer aldığı ve yapanların basite indirgeyerek anlattığı sonuç olarak Ross'un çalışmalarından daha iyi şeylerin çıktığı bir program vardı... keşke adını hatırlayabilsem.. teknikleri uygulamalı olarak ve basite olarak anlatırdı.. yani isteyen herkesin yapabileceği düzeyde.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Manje_Loa Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 İzlemek keyifliydi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 ah, rahmetli dedem.. çok severdi doğa resimlerini, yapmayı, izlemeyi.yıllaaarmı yıllar önce alırdı beni kucağına zorla otutturup bob rossu izletirdi nasıl yaptığını anlatmaya çalışırdı o geldi şimdi aklıma Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blueboy Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Ben hep izlerdim bu adamı ya, hey gidi günler (: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
psiozzy Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2009 çok severdim bu adamı ya ... hele o sincabını getirdiği günler transa geçip izlerdim ay ne şeker hayvan falan diye ...evet ve o sözleri "şuraya da küçük neşeli bir ağaç konduruyoruuuuuz" asla unutulmaz be ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.