Jump to content

Ego Tanrı Olduğuna İnanır


nevermore

Önerilen Mesajlar

http://www.derki.com/images/dokuzuncu/egotanri.jpgDünyada yaşayan her insan tanrı olduğu ve reddedildiği inancını taşır. Egonun ilk öğrendiği değişime dirençli bilgisi budur.

Karnı acıkan, çişi gelen, dokunulmak isteyen, üşüyüp –terlemeye sinirlenen ve hemen bunların giderilmesini ve bedensel rahatlığa kavuşmaya istekli bir bebek olarak dünyaya geldiğimizde, sadece egomuz (özben)* vardır.

Dünya ile ilk tanışıklığımızda algıladığımız kendi bedensel duyumlarımızdır. Bu duyumlardaki haz ve rahatsızlıkların giderilmesi ile hiç bilmediğimiz bir ortamda ilk bilişsel kavramlar oluşur.Bedensel ihtiyaçlarımıza hizmet eden insanların olduğunu anlamamız zaman almaz. O insanlar ki, her çağrımızda- bu çağrı genelde bağırarak ağlama şeklinde olur- istediklerimizi yerine getirirler.

Bu koşullarda günden güne gelişirken, tanrı olduğumuz inancı yapılanmaya başlar. Her isteğimizi yerine getiren hizmetkarlarımız vardır, sadece istemek yeterlidir. Çevresel koşulları ayarlatırız. Sıcak yaz gününde pencereleri kapattırırız, banyo suyumuz tenimize uyan sıcaklıkta olmalıdır, istediğimizi yapmak için vardır bu kalabalık. Şüphesiz biz tanrıyızdır. Ben tanrıyımdır...

Elbette kavramları bilmeyen bir bebek için tanrı olma düşüncesi şu şekilde nitelenebilir; Tek kural koyan- emir veren benim, çevremdekiler sadece benim dediklerimi yerine getiren varlıklar, çünkü ben farklı- özel ve önemliyim, ben tekim.

Henüz çevresindeki varlıkların türünü, görünümünü algılamayan bebek için geçen zamanla bazı detaylar değişmeye başlar. Çevresindeki varlık hizmetkarların şekillerini tanıyıp tam memnun olacakken, hizmetkar halkta küçük itaatsizlikler başlar. Ağlayışlarında her istediğini yapmadıkları gibi, bazı davranışlarına engel koyar, kulağa hoş gelmeyen tonda sesler çıkarmaya başlarlar. Ardından yemeğini vermeyi bırakıp, bu işi kendinin yapmasını isterler, bunu tut buraya götür diye bir şeyler söylerler, sonra çişini altına yapmaması için onu uzun bir yolda farklı yerlere götürürler, tüm bunlar zahmetli işlerdir ve bu konuda becerisi de yoktur, pek başarılı olamaz başlangıçta, siz yapın diye bağırmanın faydası da olmaz, hizmetkarlar direnirler. Bebek bu direnişe tam anlam biçecekken yeni isyanlara kalkar çevredeki emektarlar. İstediğin her şeyi yapamazsın, yemeğini dökmeden ye, şimdi oyun vakti değil, hayır onu yiyemezsin demeye başlarlar.

Onlar kimdir ki her istediğini yaptırabilen, özel- farklı kendine isyana başlamışlardır... Açıkça tanrılarına isyana geçmişlerdir. Hemen yola gelmeleri gerekmektedir. Ego tanrılığını unutturmamak için ağlar bağırır, olmadı mı, düşmana dönüşen bu isyankarlara karşı değişik soğuk ve sıcak savaş taktikleri kullanır.

Kendini acındırma, küsme, sevgisini çekme, soğuk davranma... Her yol denenir bu zavallı halkı yola getirmek için... Fakat sonuç aynıdır, değişim olmaz.

Bebeklikten ilk çocukluğa geçildiğinde korkunç gerçekle yüzleşilir, onun tanrı olduğu kabul edilmediği gibi tapanlar da azalmıştır. Yıllarla çevresel uyum, yaşam koşulları, davranışlar öğrenildikçe süperego (çevreye uyumlu özben)*, id (ben- kimlik)* oluşur ve her biri aralarında dengelenir. Yaşam çevre içindeki rollerle anlam kazanmaya başlar.

http://www.derki.com/images/dokuzuncu/egotanri2.jpgAncak kimlik edinmeye başlayan, sosyal çevreye uyumu anlayarak gelişen – erginleşen bireyde ilk edinilen bilgi, yani ego hep vardır. En kırılmış hali ile ve isyana hazır bir devrik kral gibi bilincin her köşesinde saklanmış olarak beklemektedir.

Sürekli ben tanrıydım, önemsemediler beni der. Ben tanrıyım, bana tapmıyorlar artık der ve kendine tapılması için veya tapılmama kırgınlığı ile ilgili değişik senaryolar yazar...

Bu anlatım masalsı gibi gelse de, kişinin bilinç işleyişi böyledir. Ego kırgın bir tanrıdır, üzgündür, sinirlidir, insan en unuttuğunu sandığı anlarda bile, her an hakimiyeti ele geçirmeye çalışan bu yanını hep taşır;

- Bana bunu yapamazlar...

- Daha çok şeyi hak ediyorum...

- Onlar da kim ki...

- Ben herkesten farklıyım, anlaşılmıyorum...

- Bu insanlar ne kadar akılsız...

- Her şey benim olmalı...

Bu sözleri tüm dünya insanlarının egosu söyler. Ya da bir şeyler yapar- hisseder insanlar;

- Biri egosu ile kitleleri yok edip işkence yapabilir, güç bende demek için.

- Diğeri egosu ile herkesi dolandırabilir, en akıllı-zengin benim demek için.

- Bir başkası egosu ile iyi işi veya sevgilisi olan arkadaşını kıskanabilir.

- Diğer bir öteki çok sevdiği bir şeyi elde edememekten kırgınlık duyabilir.

Buradaki davranış dereceleri farklı görünse de, temelde yatan inanç aynıdır ben tanrıyım, benim olmalı hepsi...

Diğer yanda burada anlatılan ortalama bireyin gelişim portresidir, buna toplumsal- bireysel farklılıklar, gelenekler gibi detaylar eklendiğinde, durum daha da karmaşık bir hal alır. Konumlar, sokağa bırakılmış bir bebek, malikanede doğmuş bir bebek, Doğu Anadolu `da 7 kız çocuğun üstüne dünyaya gelen erkek bebek şeklinde çeşitlenirse tabii ki egodaki tanrı inancı düzeyinde farklılıklar olacaktır. En azından bu inanca duyulan güvenin yoğunluğu ve süresi açısından.

Ancak ortalama göz önüne alındığında, yaşamla ilk tanışıklıktaki ben tanrıyım inancını her birey farklı oranlarda taşıyacaktır, en zor koşuldaki örneğin terk edilmiş bir bebeği bile alıp sarılan, mama veren, altını değiştiren biri- birileri olacaktır. Çok az, az, çok, çok fazla da olsa...

Tüm bunlar dikkate alındığında dünyaya gelen insanın bedensel – zihinsel anlamdaki gelişim sürecinde tanrı olduğuna inanması ve sonra sen tanrı değil sıradansın denmesindeki kızgınlığı kadar doğal bir süreç olamaz gibi görünüyor.

İşte yaşam sürecinde insanlar ellerinden zorla alınan tanrısallığı göstermek için, egolarının yoğunluğu- oranı yönünde daima bir şeyler yaparlar. Kimi daha az, kimi daha göze batıcı, ama bunu her birey yapar.

En pahalı markayı giymek, en yakışıklı erkek ya da kadın benim olacak demek, ardı ardına erkek çocuk doğurmak, yapılmayanları yapmak, para ile her şeyi satın almayı istemek, başka ülkeleri işgal etmek, yaptırır da yaptır ego... Şekli- yaşama yansıması- görüntüsel boyutu ne olursa olsun, gerçekte her bireyin yaptığı tek şey vardır “Unuttunuz ben tanrıyım, farklı- özel ve güçlüyüm” deme güdüsü... Birbiri arasında okyanuslar kadar fark var gibi görünse de, bir komutana başka bir ülkeyi istila ettiren güdü ile erkek çocuğun önem taşıdığı bir yörede erkek çocuk doğurmayı isteyen kadının güdüsü aynı kaynaktan çıkmaktadır.

Ortada tek durum vardır, o başı boş kalmış kızgın, kırgın ego ya tüm hücrelere sızarak düşman gibi ortaya çıkmayı bekleyerek bir kasırgaya dönüşecek ya da kontrol altına alınıp durgun akan bir su olacaktır. Bu ise kişinin kimliği hakkında bilgi edinmesi, kişisel farkındalığın artması ile paralel gelişmektedir.

http://www.derki.com/images/dokuzuncu/egotanri3.jpgİşte egosuyla ilgilenenlerin yaptıkları o çılgın isyankarı ikna etmekten, durgun bir suya dönüştürmekten ibarettir... Ancak bunu uç boyutlara vardıranların da yaptıkları bir hata vardır. “ Egomu yok edeceğim” demek... Egonun tümden yok olması, insan bedeninin ölmesi ile mümkündür, çünkü o bedenin dünya ile tanışıklığı ile oluşan bir yapılanmadır. Bu nedenle ego ehlileştirilebilir, ama yok edilemez. Yontulan ego, yaşamda oluş biçimini yumuşak bir tavırla sergilerken, hiç törpülenmeyen ego illa her şey benim hakimiyetimde olacak diyebilir.

Sonuçta her birimizin tanrı olduğumuza inancımız sonsuzdur, sadece nasıl bir tanrı olunacağı hakkında kendini eğiten veya eğitmeyenler vardır, ya da farkında olan ya da olmayanlar. Ego hep ister, hep başkalarından daha çok şeyi olması gerektiğine inanır, çünkü o diğerlerince unutulmuş bir tanrıdır ama kendi tanrı olduğunu hiç unutmaz...

* Ego yaygın kullanım olduğundan anlaşılırlık açısından böyle yazsam da, her kelimenin Türkçe karşılığı bulunmaktadır.

Bahar TURUNÇ

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Her insanın egosu kendini tanrı zanneder ve acı bir şekilde kibirli olmanın bedelini öder.:)

Bir insanı ehlilleştiren(insanı kamil) yapan tek gerçeklik yakin bilgidir. Bu pınardan yoksun olan pek çok insan inanır inanmak ister neye inandığınıda bilmez. düşe kalka bir inancı ego temelinden süslenmiş ritüellerle koşuştururcasına mabetler inşa ederek sürdürürler.

 

Oysaki gerekli olan yakin bilgidir. Bu da vahiyle desteklenir.

Bundan bir mahrumiyet varsa, tüm inançların, dinlerin temeli malesefki boş demektir.

 

O din durağandır. Ölü demektir. hayy= diri, canlı değildir. İçi boşaltılmış garip ritüellerden ibaret olarak kalır. İnsanı alim yapan huzurlu yapabilecek tek şey bilgidir.

İnsanın ehlilleştirilmesinin tek olasılığı vardır: vahiy bilgisidir. İnsanlar hayvanlar gibi sopalarla yada baskıyla, biraz yemekle bir takım şeylerin ezberletilmesiyle insanı ehlilleştiremezler.

İnsan ancak gerçeği idrak ederek hayranlıkla kendini bilmesiyle haddini bilerek huzur bulabilir.

Vahiy alabildiğini idda edenler varsa şu tanrıcığına sorsalarda herkesce bilinen temel sorular vardır cevaplarını bilemediğimiz: Evrenin sınırları, atomun yapısı, ilk insan, cinler v.s yazsak bütün soruları, hiçbir şey bilmediğimiz ortaya çıkacak. Belkide bu iyi bir başlangıç olabilir.

Bende merakla tanrı olanlardan yada vahiy alanlardan cevapları bekliyorum. Hani çok makbule geçerdi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ego yenilmiş bir tanrıdır,en umutsuz zamanında bile insanoğlu hakimiyeti ele geçirmeye çalışır bu yüzden.oysa hakim olması gereken öz benliği,evren uyumu ile bütünleşmesi ve yücelmesidir.Bu sebeptendir ki ego yaramaz bir çocuk gibidir.zaptetmek zordur ama katlanmak için geçerli sebepler vardır.bu sebepleri ortadan kaldırabilen güçlü bir ruh yapısı egonun tanrıcılik oynamasına izin vermez,ve dinginlik ile oyun gerçeğe dönüşür.Egolardan arınmak ilk amaçtır.egolarina tutkuyla bağlı olanlar yani bizler tüm dengeleri altüst etmekte ve farkında olmadan egosu olmayan evreni sorgulamaktayiz :) ışte size paradoks..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kafamı dışarı çekerken, hiç kuşkum kalmıyor,

Burada narsizmimi besleyerek kalmayı istemiyorum.

Çok geç olmadan egomu yok etmeliyim,

Gücüm tükenmeden.

 

O halde egonu yok et, çok geç olmadan,

Bu kör, negatif, içten pazarlıklı yeri geride bırakmak için.

O zaman hepimizin tek bir zihinde birleştiğimizi göreceksin,

Bütün hayal edilenlerin ve tasarlananların gerçekleştirilebileceğini.

Işığın sana dokunmasına izin ver,

Kelimelerin dökülmesine,

Ve içinden geçmesine izin ver,

Bunlar umudumuz ve nedenimizi getirecek.

Gücümüz tükenmeden..

 

Mısraları ile konuyu ne güzel özetlemiş Maynard James Keenan hacı amcamız Reflection isimli şaheserinde. Ayrıca bkz.

 

http://www.youtube.com/watch?v=vIm6yJGjgEM

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ego diyince aklıma direk Jason Statham'ın oynadığı Revolver filmi aklıma geliyor. Altta fragmanını vereyim :)

 

 

Ego üzerine yapılmış en iyi filmlerdendir bana göre kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Filmin her karesini dikkatle izlemeniz gerekmekte yoksa bazı yerlerde kopukluklar yaşanabiliyor :)

 

Özelden mesaj atan olursa filmin tamamının HD kalitede linkinide verebilirim :thumbsup:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Egolarına aşırı bağlı insanlar tiksinti uyandırıyor bende. Çevrelerinin farkında değiller sürekli kazandığı okulu fikirleri sevgilisiyle öne geçme isteği ve kendilerini ne zannediyorlarsa o küçümseyici bakış . Ben kendimi saraylardada rahat hissederim çöplüktede . Yazık o insanlara ama kibir olmasa insan ruhu yoksul olurdu . :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Descartes'ın Meditasyonlarında da önce herşeyin varlığı yadsınır.Kişi önce kendi Ben'inin varlığına inanır.O Ben'in yada ego deyin, varlık sebebi yani ilk nedeni, onu meydana getiren şey olarak Tanrı'yı ileri sürer.Yani bir Ego yada Ben varsa, gözümüzü kapadığımızda kulağımızı burnumuzu 5 duyumuzu kapadığımızda geriye Ben kalır.Hayatta olduğun bilinci.O var'dan hareketle İlk Neden Tanrı'ya ulaşırsın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Egosal benlik daima aramakla meşguldür. O şunun ya da bunun daha çoğunu arar ki onu kendisine katıp, kendisini daha tamam hissedebilsin. Egosal zihnin gelecek İle zorlayıcı bir biçimde meşgul olmasının nedeni budur.

 

Siz "bir sonraki an için yaşadığınızı'" fark ettiğiniz her. seferinde, o egosal zihin kalıbının dışına çıkmış olursunuz, ve tüm dikkatinizi bu âna vermeyi seçme olanağı aynı zamanda ortaya çıkar.

 

Tüm dikkatinizi bu âna verdiğinizde, egosal zihinden çok daha büyük bir zekâ yaşamınıza girer.

 

Ego ile yaşadığınızda, daima, şimdiki ânı sizi bir amaca ulaştıracak bir araca indirgersiniz. Gelecek için yaşarsınız, ve hedeflerinize eriştiğinizde, onlar size -en azından uzun süre- doyum vermezler.

 

Yapma'ya -onun vasıtasıyla erişmek istediğiniz gelecekteki sonuçtan- daha çok dikkatinizi verdiğinizde, eski egosal koşullanmayı kırarsınız. Yapışınız o zaman çok daha etkili olmakla kalmaz, çok daha doyum ve sevinç verici hale gelir.

Hemen her ego, az. ya da çok, "kurban kimliği" diyebileceğimiz şeyi içerir. Bazı insanlar kendileriyle ilgili öyle güçlü bir kurban imajına sahiptirler ki bu onların egolarının merkezi haline gelir, içerleme ve yakınmalar onların benlik duygusunun temelini oluşturur.

 

Yakınmalarınız tamamen "haklı çıksalar" bile, siz kendiniz için demir parmaklıkları düşünce formlarından oluşan bir hapishaneye çok benzeyen bir kimlik oluştur-muşsunuzdur. Kendinize ne yaptığınızı, ya da zihninizin size ne yaptığını görün. Kurban Öykünüze olan duygusal bağlılığınızı hissedin ve onun hakkında düşünmek ya da konuşmak için duyduğunuz dayanılmaz kilimi fark edin. Orada İçsel halinize tanık olan mevcudiyet olarak bulunun. Hiçbir şey yapmanız gerekmez. Farkındalık ile birlikte değişim, dönüşüm ve Özgürlük gelir.

 

 

Alıntıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...