Kozmik-Evrensel Kanunlar ve Maji'de Kullanımı

Sebep-Sonuç yasası: Görünmeyen bir sebep ve sonuç zincirini meydana getiren bir kanun. Her şeyin bir nedeni vardır sözü buradan doğar. Şahsen bende bu yasayı deneyimlemekteyim. Eğer hayatınıza uzun vade de dikkat ederseniz bu kanunun karmaşıklığını deneyimliyebilirsiniz.

Çalışma ve Teksir Yasası: Varoluşun sürekliliğini sağlayan yasadır. Varlıkların çoğalması, soylarının devam etmesi bu yasaya bağlıdır.

Külli Çekim Yasası: Kozmik boyutta gezegenleri bir arada tutan yasa. İnsanlardaki etkisi sevgi, sempitazyon şeklinde ortaya çıkar.

Dayanışma Yasası: Varlıkların birbirleriyle dayanışmasını sağlar. Atalarımız bu yasa için bir elin nesi var iki elin sesi var demişlerdir.

Devresellik Yasası: Kozmik olayların belirli periyot içinde birbirlerini takip etmesi. Tarih tekerrürden ibaret değildir. Ama benzer olaylar meydana gelir. Ama bu benzer olaylara verilen tepkiler ve sonuçlar farklı olur. Yani tarih tekerrür etmez ama benzer olaylar sürekli gerçekleşir.

Tedriç Yasası: Aşamalı olarak geçilen süreçleri ifade eder.

Eşitlik Yasası: Tüm varlıklar birbirine eşittir.Hiçbir insanın hiçbir insandan üstünlüğü yoktur. Ama bu eşitlik karmışıktır.

Tüme Varım Yasası: Enerjilerin, düşüncelerin, sevginin, nefterin vb. Gibi şeylerin çıktığı kaynağa kat kat geri dönmesi. Bu yasa wiccalıkta da vardır. Onlar bu yasaya 3ün kuralı derler. Wiccanlara göre bir insandan çıkan negatif veya pozitif bir düşünce, enerji o insana 3 kat geri döner. Ne ekersen onu biçersin atasözü adeta bu yasayı anlatır. Majisyenlerin çok dikkat etmesi gereken bir yasadır. Çünkü kötü amaçla yapılan bir maji bu yasa gereği kat kat mutlaka erken veya geç, maddi veya manevi geri döner. Negatif ve pozitif düşünce ve davranlışar içinde geçerlidir. Pozitif ve iyi olan insanlara iyilikleri kat kat geri döner. Kötülük yapanlara ise kötülük. Dini terimlerde ilahi adalet diye geçer.

Ama konumuz yani majinin işleyişini anlamak için gerekli yasalar şunlardır:

İstek Yasası: Varlıklar kendi içlerindeki potansiyel güçleri özgür irade çerçevesinde evrendeki imkanları kendileri ve başkalarının gelişimleri istikametinde yönlendirebilirler.

İstek yasası imajinasyon ve konsantrasyonla bağlantılıdır. imajinasyon ve konsantrasyona daha sonra tekrar ayrıntılı bir şekilde bakacağız.

İstek yasasının majideki anlamı her varlık kendi özgür iradesi çerçevesinde bazı olaylara etki edebilir ki zaten majinin temelide budur. Şimdi bir diğer önemli yasaya bakalım:

Analoji (Benzeşim) Yasası: İşte bu yasa çoğu majik yöntemlerin nedenini açıklar. Bu yasanın temeli şudur: benzer olay benzer olayı meydana getirir. Ezoterizmde “Yukarısı aşağıya aşağısı yukarıya benzer” diye tanımlanır. Yani benzer benzeri meydana getirir ve benzer benzeri çeker. Druidler bu yasa için şöyle demiştir: “Fiziki dünyada zıt güçler birbirini çeker, ruhsal dünyada benzer güçler birbirini çeker.” Bu yasa ayrıca “Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyliyeyim.” atasözünüde açıklamaktadır. Çünkü insanların düşünceleri ve karakterleri auralarında şekillenmiştir. Benzer auralarda birbirini çekerken uyumsuz olan auralar birbirini iter.

Taklit büyüleri bu yasa ile yapılır. Taklit büyülerinde çamurdan, ağaçtan, mumdan yapılan figürler en çok kullanılanlardır. Bir örnekle açıklamak gerekirse yağmur yağdırmak için analoji yasası kullanılır. Bazı köylerde köylüler toplanır bir çuvala taşları doldurur çalkalayarak dualar ve namaz eşiliğinde yağmur duasına çıkarlar. Buradaki mantık şudur çakıl taşlarını birbirlerine sürterek çıkardıkları yıldırım benzeri sesler yine yağmurlu havalarda ortaya çıkan yıldırım sesine benzer ve benzer olayı meydana getirir. Bu olayda duaların etkisine daha sonra deyineceğiz. Vodoo türü büyüler yani maket bir insana yapılan bazı işlemler sonucu o kişiye etki etme büyülerinde ise hem bu yasa hemde şimdi göreceğimiz destek alametleri yasasının etkisi vardır.

Destek Alametleri Yasası: Kısaca tanımlamak gerekirse parça bütüne aittir. Yani bir şeyden kopan parça koptuğu şeyin enerjisini taşır. Bu yüzden bu yasanın gereği o parçaya yapılan etki koptuğu şeyide etkiler. Örnek olarak insanı verebiliriz. İnsandan kopan bir parça o insanın enerjisini taşır. Dikkat edersek bu bize genetiğide hatırlatıyor.Bizden kopan birça aynı zamanda bizim genetik kodumuzu (DNA) taşır. İşte bu yasa sayesinde bir parça tırnak, saç o insana etki yapmak için yeterli. İmzalar ve isimlerde bu yasa sayesinde kullanılabiliniyor. Çünkü imzalar ve isimlerde de o kişinin enerjisini taşır. İşte vodoo büyüleri de bu teknikle yapılır. Bildiğimiz gibi vodoo yada wodoo bir bebek ile bir kişinin parçası kullanılarak o kişiye etki etme majisidir. Özellikle afrika büyücülerinin yaptığı vodoo nun bir çok yerde farklı uyarlanmış teknikleri vardır. İşte Analoji ve Destek alametleri yasaları büyülerde en çok kullanılan yasalardır.

sirius (gizli sırlar öğretisi isimli kitaptan faydalanılmıştır)

Kardeş emeğine sağlık gerçekten çok önemli bi yazıydı her tartışmada açıklama yapmaktan dilinde tüy bitiyodu seninde iyi oldu +

evet sağol

Güzel paylaşım.

tume varım yasasını yanlış biliyormuşum, iyilik sana sonsuz döner kötülük bir kere ama katıyla döner

eline sağlık güzel bi yazı eklemişsin

Anlamadıgım birşey var;

Tüm varlıklar eşittir demiş ama astral hiyerarşi yok mu ?

Anlamadıgım birşey var;

Tüm varlıklar eşittir demiş ama astral hiyerarşi yok mu ?

Astral hiyerarşiyi bi acıklarmısınız ?

yani mesela demonlar ve lejyonlar diyorsunuz,onlar eşit mi ?

veya bizler ve tanrı diye anılan varlıklar var,burda bir hiyerarşi yok mu ?

yani mesela demonlar ve lejyonlar diyorsunuz,onlar eşit mi ?

veya bizler ve tanrı diye anılan varlıklar var,burda bir hiyerarşi yok mu ?

Bütün inasnlar aynı özü (ruh) ve aynı potansiyeli taşır diyoruz. Her insanın ruhsal düzeyde eşit olmasına rağmen kimileri muazzam paranormal şeyler sergilerken, kimisi neden zengin? Veya neden bazıları doğar doğmaz açlıktan ölmek zorunda? Eşitlik kavramı burada yazıda da belirtildiği gibi karmaşık bir sistemdir. Bu sistemde bahsedilen eşitlik, her varlık grubunun aynı özü taşımasıdır. Yani meleklerin hepsi aynı meleksel (nur) özünü veya tüm insanlar aynı tanrısal özü (ruh) taşır. Bu özler her varlık için aynıdır. Ama burada "tekamül etme" kısmı sizin hiyerarşinizi belirler. Bir işletmeden örnek vermek gerekirse;

Herkes bebek olarak doğar ama kimisi patron kimisi işçi olacaktır. İki bebek nasıl bir olay silsilesinde bu uç hiyerarşilerde var olacak? Çünkü her insanın tekamül etme seviyesi ve durumu aynı değildir. İradenin var olması ile birlikte tekamül hızları değişir. Eski bir ruh sizden daha yüksek bir tekamül seviyesine ulaşarak hiyerarşide daha yüksek bir makamda bulunurken, daha yeni bir ruh daha alt hiyerarşik bir durumda olabilir. Bu onların özlerinin eşit olmadığı anlamına gelmez, daha alt hiyerarşide var olan ruhta yüksek bir konuma gelme şansına sahiptir. Veya iki eşit seviyede ki ruhtan biri dünyevi ilizyonlar arasında fazlaca oyalanarak öbür ruhtan daha düşük tekamül seviyesinde var olabilir. Bu ruhun ne kadar eski olduğu yanıu tekamül ettiği (geliştiği) ile alakalıdır. Burada bahsedilen eşitlik aynı değildir. Kimisi deli gibi çalışır gider doktor olur ve muazzam para kazanır. Kimisi de keyfine düşkündür çalışmaz daha basit bir konumda az parayla hayatını idame ettirmeye çalışır. Burada gelişim insanın elindedir.

Her varlık silsilesi kendi içinde değerlendirilir ama dediğim gibi eşitlik herkese aynaı gelişme şansının verilmesi manasındadır. Mesela demonik sisteme bakarasnız, hiyerarşide üst seviyede var olan demonlar en eski demonik varlıklardır. Ama bu bir insanın o demonik varlığa kafa tutamayacağı anlamına gelmiyor. Gelişmiş ve üst seviyede (insani kamil) olan insanların en eski ve güçlü demonik varlıklara kafa tuttuğuyla ilgili durumlar mevcuttur. Veya pagan dinlerde tanrısallaşma denen bir kavram vardır. Tanrılar ve Tanrıçalar ile yeterince çalışan kişi içindeki tanrısal enerjiyi dışarı yansıtabildiğinde kendisi de bir Tanrı veya tanırçaya dönüşür. Yani özü onların özüyle aynı seviyeye gelir. Bir başka örnekte melekleşmek deyimidir. Özellikle tasavvufta arınan insanın meleki bir ruha büründüğü söylenir (Melekler gibi saf nurdan). Bunların gerçekleşme olanağı eşitlik yasası sayesindedir. Ama bu süreç uzun ve çetrefillidir.