fotonkedi Oluşturma zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Ekim 15, 2009 http://www.ardesenliler.org/yeni/images/cay/c.jpg Çay, işlenmiş yapraklarının kaynatılmasıyla veya haşlanmasıyla içecek elde edilen bir bitki türüdür. Çay çalısının bilimsel ismi Lat. Camellia sinensisdir. Çay, çalının yapraklarının fermantasyonu, ısıtılması, kurutulması ve bazen diğer meyve veya bitkilerle karıştırılması sonucu elde edilir. Ülkemizde çay, sadece Gürcistan sınırından başlayan ve Fatsa'ya kadar uzanan alan içerisinde yetiştirilmektedir. Türkiye'de yaygın olarak çay, Doğu Karadeniz bölgesinden toplanan çay yapraklarından yapılan kırmızı renkteki içecek için kullanılır. http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/d/d1/Teaproducingcountries.svg/800px-Teaproducingcountries.svg.png Çayları bir çok kritere göre sınıflara ayırmak münkün olmakla beraber; üç temel çay çeşidi vardır. Bunlar, siyah çay, yeşil çay ve beyaz çaydır. Bunların dışında, yetiştiği bahçe, yaprak boyutu, işleme yöntemi, fermantasyon yöntemlerine göre de sınıflara ayırmak mümkündür. "Bitki çayı" terimi meyve ve bitkilerin işlenmesi ile elde edilen içecekleri kapsar. Kuşburnu gibi bitki çaylarında gerçekte çay yaprakları yoktur. Bazı bitkilerin aromaları çaylara eklenerek meyve ve bitki aromalı çaylar elde edilmektedir. Çay; tein, kafein, teofilin ve antioksidanlar için doğal bir kaynaktır. Ancak neredeyse hiç karbonhidrat, protein ve yağ içermez. Dünyada en önde gelen çay üretici ülkeleri şunlardır: Hindistan, Srilanka, Çin, Türkiye, Kenya, Endonezya, Malawi, Vietnam. Kelime Kökeni Hakkında Çay kelimesinin kökeni, anavatanı Çin'e dayanır. Mandarin lehçesindeki ç'a ve Amoy lehçesindeki t'e çayın iki farklı söyleniş şeklidir. [1] Batı dünyasında çayın ismi iki formu da kullanır. Mandarin formu ilk defa 1559'de Portekizli tüccarlar tarafından kullanılmıştır. Bu tüccarlar sayesinde Mandarin lehçesindeki ç'a Rusça'ya (çai), Farsça'ya (ça), Arapça'ya (şay) ve dilimize girmiştir. Avrupa'da daha sonraları Hollandalı tüccarlar tarafından Amoy lehçesi yaygınlaştırılmıştır. Bu sayede çay Batı dillerinde Amoy lehçesindeki 't'e kelimesinden türeyip, İngilizce'ye (tea), Fransızca'ya (the), İspanyolca'ya (te), Almanca'ya (tee) yerleşmiştir. Doğu dillerinde ise Mandarin formu daha yaygındır, Hintçe (çay) ve Japonca (cha) bu formu kullanılır. Diğer bir kaynaga göre, çayın ilk yudumlanışı çok eskilere, M.Ö. 2737 yılına, Çin İmparatorluğu'na kadar dayanır. Efsaneye göre Çin’in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur. İmparator, işte bu keşifle birlikte çayın büyüsüne kapılır ve yine efsaneye göre yedi yıl boyunca o bölgede kalarak sürekli çay içer. http://www.bilgiustam.com/resimler/2009/05/23.jpg Tarihçesine Dair Çayın Avrupa’da ilk söz edilişi ise binlerce yıl sonra, 1559 yılında gerçekleşir. 1606 yılı ise çayın Avrupa’yla tanıştığı yıl olarak tarihe geçer. 1635 yılından sonra, Hollanda ve Fransa, Avrupa’da çay tüketimine öncülük eden ülkeler olurlar. İlk demlik örneklerinin Çin’den Avrupa’ya ulaşması ise 1650 ’li yıllarda gerçekleşir. Çayın Amerika’ya ulaştıran ise Peter Stuyvesant ’tır. Bugün New York olarak anılan New Amsterdam ’a yerleşen Hollandalı koloniler, Amerika’nın ilk çay tiryakileri olarak tarihe geçerler. Çaya bilimsel adının yani Camelia sinensis ’in verilişi ise 1753 yılına rastlar. 1800’lü yıllarda, Avrupa ve Amerika’da yavaş yavaş çay endüstrisi boy göstermeye başlar. Thomas Lipton’un ilk dükkânı da 1871 yılında, İngiltere / Glasgow ’da hizmete girer. 1890 yılına gelindiğinde Thomas Lipton, Seylan ’da ilk çay tarlasını satın alır. Hindistan’dan getirilen çay tohumları 1903 yılından itibaren Kenya ’da yeşermeye başlar. Amerika’da, sıcak havalarda çay satmakta zorlanan Richard Blechynden , çayı soğuk halde sunmayı akıl eder. Amerika kökenli Ice Tea kavramı da işte bu tesadüfle doğar. Poşet çayın keşfi ise 1908 yılında gerçekleşir. Üst sınıflara hitap eden pahalı bir içecek olmaktan uzaklaşarak gitgide herkes tarafından tüketilen bir içecek haline gelen çay, çeşitli yeniliklerle birlikte gelişmeye devam eder. Günümüzde ise, bir yıl içinde dünyada tüketilen Lipton sıcak çaylarıyla tam 3 bin 660 adet olimpik yüzme havuzu doldurmak mümkün. Dünyada en çok çay tüketen ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığının da unutmadan altını çizelim. 1900’lü yıllara kadar çayı tanımayan ve tam bir ’kahve tiryakisi’ olan ülkemizde bugün çay, sudan sonra en sık tüketilen içecek haline gelmiş durumdadır. Kanserin %100 Doktorudur. http://www.neleryokki.com/cay/cay3.JPG *viki -------------------- ÇAY DEMLEME http://www.cayvekahve.com/cay/caydanlik.jpgÇay demleme konusunda dünyada bir standart bulunmamaktadır. Çay tutkusu, çayın türüne göre her toplumda farklı hazırlanış süreleri ve şekilleriyle yaşanır. Örneğin, Japonya’da yeşil çay kısa bir süre demlenirken, Türkiye’de sıkça tüketilen siyah çay ise daha uzun süre demlenmektedir. Gerek demleme çay hazırlamak, gerekse poşet çay hazırlamak için dikkat edilmesi gereken en önemli şey kullanılan suyun kalitesidir. Çay suyu; kireçsiz, klorsuz, yumuşak ve kaynak suyu olmalıdır. Türkiye’de çok içilen ve bağımlısı olduğumuz siyah çay iki parçalı çaydanlıkla demlenir. Kullanılacak çay çok küçük parçalı ve neredeyse toz halindeyse çayı soğuk suyla yıkamak çayın içindeki tozun gitmesini sağlar. Buna karşın daha iri veya yaprak çay olarak adlandırılan çay tipini yıkamaya gerek yoktur. Çaydanlığın alt kısmına bol miktarda kaliteli soğuk su ve demlik denilen üst kısmına kişi sayısına göre ayarlanmakla beraber en az iki çorba kaşığı çay konulur ve çaydanlık orta hararetli ocak üzerine yerleştirilir. Çaydanlığın alt kısmındaki su ısındıkça oluşan buharla üst kısımdaki demlik ve çay ısınır, çay nemini kaybeder ve bu esnada çayın aroması demliğe yayılır. Alt kısımda su, iyice kaynadıktan sonra demlikte bulunan ve nefis aromasını salmış çayın üzerine, çay miktarına ve kişi sayısına bağlı olarak tamamen içgüdülere dayalı bir miktarda gezdirilir. Daha sonra çaydanlık altı kısılmış ocağa alınarak yaklaşık 10–15 dakika daha beklenir ki, tavşankanı diye tabir edilen kırmızı-bordo tonundaki renkte ve enfes tattaki çay yakalanabilsin. http://www.cayvekahve.com/cay/cay-demeleme.jpgÜlkemizde tüketilen çayın en makbul olanı bu şekilde ve yaklaşık sürelerde hazırlananıdır. Kaldı ki ocakta yarım saat ve üzerinde kalan bir çay yanmaya başlar ve tat acı bir hal alır. Bu tip çay tüketimin fazla olmadığı çay ocaklarında, tiryakiyi oldukça rahatsız eden bir durumdur. Elbette çay tercihe göre açık, koyu, limonlu ve istenilen miktarda şekerli içilebilir. Ama çay içilen objeyi ince belli ve neredeyse sürahi boyutlarına ulaşmayan, küçük cam bardak olarak benimsemiş Türk insanına; çayın üzerine İngilizlerde adet olduğu üzere süt dök demek abesle iştigal etmektir. Çaydanlıktaki demliğin porselen olması daha lezzetli bir çay hazırlamasını sağlamakla beraber kullanımının pek pratik olmaması yüzünden çay ocaklarında pek tercih edilmez. Ama çay demlemeyi bir seremoni veya ritüel olarak gören kişiler porselen demlik kullanılmasını şiddetle tercih ve tavsiye ederler. Demleme çayın bulunamadığı durumlarda, taze kaynamış sıcak suyun üzerine eklendiği poşet çaylar ise en esaslı tiryakilerin bile kriz anlarını yatıştırmada kullanılan bir diğer çay türüdür. Bir de hanimiş benim paşamın çayı diye ilk bakışta pek anlam veremediğimiz bir miktar sıcak çayın üzerine soğuk su eklenen ve çocukların içebileceği hale getirilmiş paşa çayı mevcuttur. *çayvekahve -------------------- ÇAYIN FAYDALARI -Çay, kan dolaşımını kolaylaştırır, uyku halini giderir, konsantrasyonu arttırır. -Çay, yorgunluğu engeller. Bu özelliklerinden ötürü çay, ders çalışan veya sınavlara hazırlanan öğrencilerin uzun gecelerinin favori içeceğidir. -Çay, depresyon problemlerine yardımcı olur ve huzur verici etkiye sahiptir http://www.cayvekahve.com/cay/cayin-faydalari.jpg-Çay, gergin bir cilt sağlar -Çay, idrarı temizler -Çay, vücudun direncine olumlu katkıda bulunur -Çay, kan arttırıcıdır ve kandaki zehirli maddelerin çabuk atılmasını sağlar -Çay, tansiyonu düşürür -Yeşil çay, C vitamini yönünden zengindir. -Çayda, kalsiyum, fosfor asidi, kafein, bakır, potasyum, nikel, karotin, çinko, flüor, tanen ve magnezyum içerir. -Çay, damar serliğini önlüyor -Çay, vücudun hararetini düşürür bu sebepten ötürü çay çöl ve kurak ortamlarda yaşayanlar tarafından çokça tüketilir. -Çay, içeriğindeki antioksidan maddeler sayesinde zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında ve akciğer, mide,bağırsak kanserlerinin önlenmesinde etkilidir -Çay, cilde yüzeysel olarak uygulandığında kaşıntı, egzama gibi cilt rahatsızlıklarına da iyi gelmektedir. KANSER http://www.cayvekahve.com/cay/cay-kanser.jpgSiyah çay, polifenol denilen anti-kanser madde içermektedir. Bağırsak ve mide kanserinde çayın olumlu etkileri önemlidir. Çayın içindeki maddeler sayesinde kanser hücreleri kendilerini öldürüyorlar veya büyümeyi durduruyorlar. Ancak yine kesin değerlendirmeler yapılamıyor. Mesela kanserden korunmak için gerekli olan çay miktarı henüz bilinmiyor. Yeşil Çayda da bu madde bulunsa da siyah çaydaki kadar yüksek oranda gözlenmiyor. DİŞ ÇÜRÜKLERİ http://www.cayvekahve.com/cay/cay-dis.jpgSiyah çayın diş çürüklerine karşı etkili olduğu gözlenmiştir. Siyah çay, içindeki florid ile ağız içerisinde bulunan çürüğe sebep olan bakterilerin ölümüne yol açmaktadır. Bu bakteriler ağız içerisinde bulunan şekeri yapışkan maddelere çevirmektedir. KALP KRİZİ RİSKİ http://www.cayvekahve.com/cay/cay-kalp.jpgSiyah çay, Kalp krizi ihtimalini düşürmektedir. Günde 2 su bardağı çay içen deneklerde, kalp krizi riskinin yüzde 50 daha az olduğu gözlemlenmiştir. Çay antioksidanları kötü kolesterolü düşürüp kalbin güçlenmesine yardımcı olmaktadır. Yapılan araştırmalarda kalp rahatsızlığı çekenlerin çay içmesiyle kan damarlarının rahatladığı ve daha iyi çalıştığı gözlenmiştir. KATARAKT http://www.cayvekahve.com/cay/katarakt-cay.jpgKatarakt (Gözdeki merceğin saydamlığını kaybetmesi), zaman içerisinde körlük ile sonuçlanabilmektedir. Çay, antioksidan olarak katarakta neden olan molekülleri ortadan kaldırmada etkili rol oynuyor. Her ne kadar çay, kataraktı tamamen yok etmese de gelişmesini yavaşlatıyor. NE SIKLIKTA İÇELİM? Bunca faydası olan çayı çok tüketen kişilerde veya toplumlarda sözü edilen rahatsızlıkların en az oranlarda ortaya çıktığı gözlenmiştir. Uzmanlar çaydan mümkün olduğunca faydalanabilmek için, çayı çok fazla içmekten ziyade sürekli ve makul miktarda çay içme alışkanlığının kazanılmasının daha iyi sonuçlar vereceğini belirtmektedirler. -------------------- ÇAYIN ZARARLARI Genel Rahatsızlıklar http://www.cayvekahve.com/cay/cayin-zararlari.jpg- Çarpıntı - Göğüs anjini - Sinir bozukluğu - Baş ağrısı - Sıkıntı - Mide bulantısı - El titremesi - Uykusuzluk Çayı az içmesi gerekenler - Fazla kilolular - Böbreklerinde kum veya taş olanlar - Üremi veya albüminüri olanlar - Yüksek tansiyondan hastaları - Sinir, kalp, mide ve karaciğer hastaları, - Romatizma şikâyeti olanlar Çayın Zararları Hakkında Yorumlar Günde 2–4 bardak çay faydalıdır ama fazlası zararladır. Bir-iki bardak çay içmenin herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Çayın belirlenen tek zararı yiyeceklerden aldığımız demir miktarını düşürmesidir. Bazı uzmanlar özellikle yemeklerden hemen sonra içilen çayın vücuttaki demir miktarını eksilttiğini belirtmektedirler. Bilhassa vejetaryen kişilere demir ihtiva eden yiyecekleri tükettikten hemen sonra çay içmeleri tavsiye edilmez. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Zamnest Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 vay be çay içerken bunu okumak çok iyi geldi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 ÇAY MAKİNESİ-ÇAY MAKİNASI Çay, Türk kültürünün değişmez ve önemli bir parçasıdır. Bu sebeple çayın demleme şekli çayda istenilen lezzetin, kokunun ve rengin oluşması için çok önemlidir. Çay genel olarak çaydanlıkta pişirilsede iyi bir çay makinası ile pişirilmiş http://www.cayvekahve.com/cay/cay-makinesi.jpgbir çayın lezzeti de ayırt edilemez.Günlük hayatımızı kolaylaştıran teknoloji, çay makineleri ve cazip çay makinası fiyatları ile Türk kültürünün değişmez parçası olan çaya da katkıda bulunmaktadır. Arzum, Beko, Bosch, Philips gibi önde gelen beyaz eşya üreticisi firmalar farklı çeşitlerde ve makul fiyatlarda çay makinelerini tüketicilerin beğenisine sunmaktadırlar. Çay makineleri hem ev tipi kullanıcıya hem de profesyonel amaçla çay hazırlayan çay ocakları, kahvehane, cafe gibi işletmelere yönelik olarak farklı şekillerde ve boyutlardadır. Ev ve ofis tipi kullanıcıya yönelik çay makinelerine çay robotu, profesyonel çay pişirme makinelerine ise çay kazanı veya çay otomatı da denilmektedir. Çay makineleri de çaydanlık mantığında çayı pişirirler ve elektrikle çalışmaktadırlar. Çay suyunun kaynatıldığı ve içinde çayın bulunduğu kısımlardan oluşur. Çay makineleri çayı daha çabuk pişirdikleri ve içindeki çayı daha uzun süre taze tuttukları için çay keyfini yaşamak isteyenlerin tercihi olmaya başlamışlardır.http://www.cayvekahve.com/cay/semaver.jpg Semaver Artık bir nostalji olan ve bugünkü çay makinalarının ilham kaynağı olan semaveri de unutmamak gerekir. Semaverler göze çokça hitap eden porselen, bakır veya pirinçten ama mutlaka bir sanat eseri gibi yapılmış musluklu büyük çay makineleri gibidirler. Eskiden semaverin suyunun kaynatılması için kömür yakılması gerekirdi. Bugün ise elektrikli semaverler mevcuttur. -------------------- ÇAY BARDAĞI Nasıl ki Türk kültüründe kahvenin ve çayın vazgeçilmez bir yeri varsa; çayımızı içtiğimiz bardağın şekli de çay keyfinin yaşanmasında bir o kadar önemlidir. Türkiye’de çay “ince belli” olarak tabir edilen küçük cam bardakta içilir. Amaç çay bardağının avuca tam oturması ve elimizle çayın sıcaklığını hissedebilmemizdir. http://www.cayvekahve.com/cay/cay-bardagi.jpgBizler için çay içmek beş duyu organımızı etkileyen bir olaydır. Çayın tavşan kanı diye tabir edilen rengini görmek, çay kaşığıyla şekerini karıştırdığımızda çıkan sesi de duymamız gerekir. Ondan sonra çay bardağı avuca alınır ve o sıcaklık hissedilerek çay ağza götürülür. İşte çayın tadıyla kokusu o anda tam olarak alınır. Bizler için çay içmek budur! Genel esas ve gelenek böyledir ama çayı kupa, büyük su bardağı veya muhtelif taslarda içenler de vardır. Zevk meselesidir! Ama hiçbir kahvehane ve çay ocağında çay, büyük taslarda servis edilmez! Aksi bir şey istemek, çay ocağında eğlenceli sözlü diyaloglara yol açar ki bir daha o mekanın önünden geçmek dahi mümkün olmaz. İnce belli çay bardağının vazgeçilmezi ise kırmızı şeritli porselen çay tabağıdır ve ikisi birbirini tamamlar. Çayımız bittiğinde bardağın dibinde gördüğümüz küçük şekil ise üretici firma olan Paşabahçe’nin amblemidir. Ülkemizin nüfusunun aşağı yukarı 70 milyon olduğunu düşünürsek, yılda 380 milyon adet çay bardağı satılması çayı ne kadar çok tükettiğimizin bir diğer göstergesidir. -------------------- Bunları biliyor muydunuz? Türkiye'nin ilk çay üstadı Hacı Mehmet Arif, 1877 yılında yazdığı Çay Risalesi adlı kitapta çayın nimetlerini övdü. Çay bitkisi Dünyada yaklaşık 1500 çeşit çay var. Bunların hepsi "Camellia Sinensis" denen tek bir bitkiden elde ediliyor. Çay türleri Türleri belirleyen tek kıstas fermantasyondur. Siyah çay (fermante edilmiş), yeşil çay (fermante edilmemiş) ve Oolong (yarı fermante). Dünyada en çok tüketilen çay türü siyah çay. En pahalı çay Dünyanın en pahalı çayı beyaz çay. Fermante edilmemiş olduğu için yeşil çay kategorisindedir. Adını açık renk deminden alır. İlk İngiliz çayı İngilizler Hindistan'ın Assam bölgesinde 1838 yılında çay yetiştirmeyi başardı. Seylan çayı 1868 yılında Seylan (Sri Lanka) adasında baş gösteren bir parazit yüzünden bütün kahve tarlaları mahvolunca çay tarımına başlandı. İlk Seylan çayı 1884 yılında düzenlenen fuarda Avrupalılar'a tanıtıldı. Türkiye'nin ilk çay üstadı Hacı Mehmet Arif 1877 yılında yazdığı Çay Risalesi adlı kitapta çayın nimetlerini övdü. Türkiye'de ilk çay İktisat Vekaleti temsicisi Zihni Derin 1923 yılında Rize'nin Müftü Mahallesi'ndeki bir bahçede ilk çayı yetiştirdi. 1937 yılında basit bir imalathanede çay üretti. Daha sonra kendi adı verilen ilk çay fabrikası 1947'de üretime geçti. -------------------- vay be çay içerken bunu okumak çok iyi geldi çay içerken bunu oluşturmak da keyifliydi;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 O'na bir bardak sıcak çay ikram edip yağan yağmuru izlemek isterdim Demli güzel bir çay gibisi var mı ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
lemuria15 Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 çay içesim geldi şimdi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
palyacho Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Çayı görünce yazayım dedim, sağlığına değil kültürüne... : o ) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 büyük buluşlardan biri bence de...iyi ki var Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark_venus Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Çay içiyordum ben de... Ama O'nun bana demlediği güzel çay gibisi yok... Olsaydı da içseydim ellerinden.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
naughty Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Severim çayı, özellikle kahvaltıda ayrı bir güzel gözükür gözüme. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 herkese benden çay Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Siyah karlaR Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 bana karşılık açtıysan konuyu ben fanta alayım , iyi ki bir çay sevmiyorum dedim :D neler geldi başıma, limon sevmiyorum desem acaba neler olurdu :D , yineden teşekkürler bilgilenmiş olduk Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 ya güzelim sana has mı açtım sandın bunu ahahaıhaıh oysa sabah çay içerken aşka gelmiştim de açmıştım... ne istersen onu iç keyfin bilir;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Locked Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 fotonkedi tam senin konun olmuş Bununla ne iyi gider konunun demirbaşı çay Siyah çay tüketiminin fazlası demir eksikliğine neden oluyor. Ben eskiden günde 3 kez tüketirdim Artık azalttım sadece sabah kahvaltısında ve akşam içiyorum. Çay bardağında içmeyi pek sevmiyorum .Cam kupa forever:D Kıraathaneye gittiğimizde o minicik bardaklar 10 snde bitiyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 evet sevgili boğacım aynen öyle demirbaşım çay şu anda da içmekteyim ben de küçük bardakla doyamıyorum cam kupa ama ince kenarlı olacak ki tadını alayım çok açık da olmadan günde 3er tane olmak üzere 2 ye düşürdüm ben de ana öğün olarak alışlarımı ...ekstra kullanımlar ise sosyalliğe bağlı olarak değişkenlik gösteriyor... buradan hareketle günlük çay tüketimimin 4 - 10 bardak arasında değiştiğini söyleyebilirim:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Siyah karlaR Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 afiyet olsun locked , çayın demir eksikliğine neden olabileceğine ihtimal vermiştim , annemi hemen bilgilendirmeliyim bu konuda , sağlıklı yaşamaya fazlasıyla titizlikle önem verir , aslında biliyordur oda ama ben biraz öcülü böcülü anlatırsam , aslında güzel bir alışkanlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Locked Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 atılan şeker oranına bağlı olarak kilo başta olmak üzere başka sorunlarda çıkarıyor bunu da ekleyeyim O yüzden yeşil çayı tercih edin derim. Çok faydalı fazla tüketiminin bir zararı yok. Zaten tadı siyah çay kadar hoş olmadığı için fazla tüketilmiyor da Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 içmeyenlere baybay, içenlere koy bir çay... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Secret_Sun Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 http://img.webmd.com/dtmcms/live/webmd/consumer_assets/site_images/articles/health_tools/energy_mood_boost_diet_slideshow/photolibrary_rm_photo_of_hot_tea.jpg kapsamlı bir paylaşım olmuş.. teşekkürler.. eh bu çayın yanına kek harika olur..(aklıma birden nedense kekovski geldi.. ne çağrışım ama..) aslında güzel bir tarif var elimde.. paylaşsam mı?? sünger kek.. Sünger Kek 6 yumurta.. 3 su bardağı toz şeker 2 su bardağı süt 200 gr. labne 1 su bar. sıvı yağ 2 paket kabartma tozu 1 paket vanilya 6 su bardağı un.. (üzeri için, susam ve fındık) (malzemeleriniz mutlaka oda ısısında olmalı..) kabarma tozlarını ve unu bir kaba eleyin.. diğer tarafta yumurtaları, şekeri, vanilyayı çırpma kabına koyun (+ bir çimdik tuz) kabarıncaya kadar çırpın..yağı eklein biraz daha çırpın.. sonra süt, suyu alınmış labne yi de koyup çırpmaya devam edin.. mikseri kapatıp, bir çırpma teli ile un ve kabarma tozu karışımını azar azar kaba döküp, un karışıma yedirilinceye kadar hafifçe karıştırın... yapışmaması için tepsinizi yağlayın, kek karışımnı kaba dökün.. (benim kullandığım kap 40x25 cm baya kabarıyor..) üzerini susam ve fındıkla süsleyin... önceden ısıttığınız fırında 175 derece de pişirin. * dikkat etmeniz gereken hususlar.. - malzemeler mutlaka oda ısısında olmalı.. - katılar katılarla.. sıvılar sıvılarla çırpılmalı.. (ben yumurta ve şekerleri çırpıyorum gerçi) - fırın kapağı kek pişme süresi içinde ilk 20 dakika içinde kesinlikle açılmamalı - malzemeler fazla çırpılmamalı.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 çayı ben yaparım sen keki yap ama yumurtasız olsun Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Secret_Sun Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 çayı ben yaparım sen keki yap ama yumurtasız olsun yaparım yapmasına da.. bu biraz inşaat yapalım ama çimentosuz olsun gibi birşey oldu.. sen yemezsin biz yeriz.. hayvanları seviyorum ama vegan değilim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2009 ben de vegan değilim lacto vejeteryanım canım o vakit çay da yok Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Secret_Sun Yanıtlama zamanı: Ekim 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 16, 2009 ben de vegan değilim lacto vejeteryanım canım o vakit çay da yok neye çay yok?? lakto vejeteryanlıktan vazgeç fotonpisicikcim.... bari olacaksan lakto ovo ol.. yoksa keki rüyanda görürsün... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
serpentine Yanıtlama zamanı: Ekim 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 16, 2009 Çay arkadaşlığı, dostluğu, sevgiyi ve sıcak bir ortamı da temsil ediyor ülkemizde. Abartmamak lazım tabi boş kaldıkça çay içersen işin sonu kötü Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Ekim 16, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 16, 2009 secret sun önceki mesajını okursan ne olduğunu anlarsın... lacto vejeteryanım . o kadar! koçluğun tutmuş gene belli ki:ermm: -------------------- günlük çay tüketiminiz ne millet? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Secret_Sun Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2009 fotonpisicikcim.. sen de yeme.. keki buldun da.. yumurtasızını arıyorsun.. ben günde bir fincan içiyorum.. ama kocaman bir fincan... bira bardağı boyutunda... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.