nevermore Oluşturma zamanı: Ekim 17, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Ekim 17, 2009 Anadolu’da, sağlığında üstünden kedi atlamış veya köpek eti yemiş insanların, öldükten sonra hortlayarak cadı olacaklarına inanılmaktadır ANBR 149. Anadolu folklorundan farklı olarak, Doğu Trabzon ve Rize folklorunda cazi/mayisa (Çaykara) motifi, uzaktan gelen korkunç bir yaratık olarak algılanmamaktadır. Köyün içinden herhangi bir kadın cadı olabileceği gibi cadılık eğitim-le başkalarına da öğretilebilir. Aynı evdeki tüm kadınların erkeklerinden habersiz cadı olabileceğine dair sayısız hikaye vardır: “Cazıların ciğer yemesiyle ilgili buralarda eskilerden beri bir hikâye anlatılır: Evin ge-lini cazıymış. Çocuğun ciğerini çıkartır, ye-mek için ateşe gömer. Bu arada ateşin başında uykuya kalır. Kaynanası sabah ateşi karıştırırken ateşe gömülü birşey olduğunu görür iyice karıştırır bakar ki ciğer parçası. ... yiyenin kızı kendi doymuş ta bunu da bana bırakmış, der. Meğerse kaynana da cazıymış, Ateşte pişmiş ciğeri alır, çekilir bir köşede yer” GB 81 (Hemşin) Cadılar normal anne babadan doğan erkek veya kadın, sıradan insanlar olup, cadılığı bir başka cadıdan bir öğreti olarak alırlar. Trabzon ve Rize’de kuyruklu, Hopa’da hem üç parmak boyunda kuyruklu, hem de koltukaltlarında sinek kanatlıdır. Efendilerinden başkasına hizmet etmeyen cadıların, tek amacı kötülük ve efendilerinin emirlerine hizmettir: Yeni doğmuş buzağıların yüreklerini yerler; kundaktaki çocukları boğarlar; kedi, ö-rümcek şekline bürünürler. Cadıların bir görevi de yeni gelinleri telkin yoluyla cadılığa özendirmektir. Laz varyantlarında cadıların üç defa cadı olduğunu itiraf etmesiyle, cadıların suya atıldıklarında batmayacaklarına inanılır (Hopa Peroniti) Tonya’da eve cadı girmesini engellemek için pencere ve kapılara komar dallları asılır (Torul’da kuşburnu dalları) yine de engel olunmayıp 30 Nisan’ı 1 Mayıs’a bağlayan gece eve girerse bütün tahta aşıkların içlerini kazır ve buzağıları öldürürmüş. Torul’da çocukların cadılardan zarar görmemesi için, kollarına kuşburnu dallarından bileklikler takılır. Süt dolu tencereler sıkıca kapatılır ve kaşıklar dolaplara kilitlenerek, cadılar tara-fından kirletilmesi engellenir (aynı şekilde Karakoncolos günlerinde kaşıklar karakon-colostan da saklanmaktadır) Cadılık dürtüsü, geceleyin güçlenir; bazen tek başlarına bazen gruplar halinde evleri dolaşır bazen de Kırım ya da Mısır’a süpürge veya pişmiş kilden küpler üzerinde uçarlar. Hopa’daki cadıların Mısır’a süpürge üzerinde uçup hurma yemeleri örneği dışında (Hopa Peroniti) dışında nerdeyse tüm varyantlarda cadılığın merkezi Kırım’dır. Kırım cadılarının küpler üzerinde uçup gelerek yaptıkları kötülükler; Mekke’ye giden hacıların getirdiği kabe toprağı sayesinde (HG - Akçaabat) ya da yerli cadıların rekabeti neti-cesinde (Dernekpazarı Zenozana) engellenmiştir. Ahırdan gürültüler geldiğini duyan bir kadın, aşağı iner ve o güne kadar görmediği bir kedi görür. Kediyi ensesinden yakaladığı anda kedi komşusu olan yaşlı kadına dönüşür (Dernekpazarı Zeno Zana). Cadılar yanlarında taşıdığı insan pisliğini üstlerine sürerek uçma yeteneği kazanırlar, çalı süpürgelerine ters oturur ve gözlerini kapayınca uçmaya başlarlar; gözlerini açtıklarında istedikleri yere varmışlardır. Eğer uçarken bir dikenliğe düşerlerse mayisalıkları (cadılıkları) yok olur. Yiğit’in naklettiği muhtemelen Rumcasından çevrilmiş bir mayisa türküsü kaydedilmiştir: “Açıldı bana dağlar/Yaparum fazla yağlar/ Tutarsa bana huyum/Nahır üstünde su-yum/Gıdı Gıdı oğlağum/Mart g...Parmağum/ Mart çıktıda dert gitti/ Koyunum yaza çıktı/ Ahi...hi....hi....hiii..” ÇF 50. Çaykara’da mayisaların hayvanlar ve köylüler yaylada iken 23 Haziran gecesi na-hıra gireceklerine inanılır (Akçaabatta 13 Mayıs HG). Bu yüzden mayisanın nahıra girmemesi için tedbir alınır: “23 kirezde, akşam olmadan obayı (yayla evini) 3-7 def’a ayeti kürsi ve 3-7 defa Kulhuvellahu okuyarak bağlarlar. En son ahır kapısını üfleyerek Bismillahirrahmanirrahim deyip bu kapıyı sıvazlayarak kapatır. Obayı bu şekilde bağlayan kimse haneka (süthane) ye girerek sütlerin kaymağını alıp mayısanın faaliyet göstereceği akşamdan önce mutlaka yayıklar. Herhangi bir sebeple kalan bir kaymak olursa üstüne tuz serperler. Diğer taraftan ineklerin kuyruklarına bir iplikle 7 düğüm bağlarlar. Bu düğümlerin içinde kömür ve tuz bulunur. Düğümler bağlanırken kulhuvellahu okunur ya da ma-yisa yakalanmaya çalışılır ‘Mayısayı yakalayacak erkek 70 defa “Allahu Lailahe illallahu velheyyul kayyum” duasını okur ve her defasında kendi üstüne üfler, obasını bağlamaz ve ahır kapısını besmelesiz kapar. Daha önceden hazırladığı bir balık ağı veya 41 iğne ile öldürülerek yüzülen, kurutulan kurbağayı başına koyup ahırın bir köşesinde saklanır. Mayısa; saçları karmakarışık bir hal-de ve hafif bir şekilde ağlayarak ahıra girip bir ineğin altına yanaşır. Bu sırada erkek saklandığı yerden cazunun üzerine atılarak saçlarından tutup onu döğmeye başlar. Ma-yısayı söyletmek şarttır” ÇF 52. Hemşin folklorunda cadıların elek ve fileden rahatsız olduklarına inanılır ve bebekler fileye sarılarak uyutulur. cadılık gücünün yok olması için bizzat cadının üç kere cadı olduğunu itiraf etmesi gerekliyken (Hopa Peroniti), Hemşinde cadının muhatabının cadıya üç defa cadı olduğunu söylet-mesi yeterlidir GB 82. Cadılar geceyarısı genellikle örümcek biçiminde, kremul’un (ocak zinciri) üzerinden inerek girerler ve bebeğin odasına gelince insan şekline bü-rünürler. Hemşin’de cadının bir avuç büyülü toprağı annenin üzerine saçarak onun derin uykuya dalmasını sağlayıp arkasından da “egiş” denilen ucu eğri uzunca bir demir çu-bukla bebeğin ciğerini çıkarıp yediğine ina-nılırdı RK 257. Karadeniz Rumcası cadu (τζιατου [İnebolu]) P II 381 Trabzon Rumcası cazi, mayisa (Çaykara, Maçka) Modern Türkçe cadı “Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak” TDK 375 Hemşince cadu, Ermenice çaduk DKL 31, Azerice caduger AHÖ 235/37, cadukün AHÖ 281/19 “büyücü” Rize’den bir cazi hikayesi Anan yoğ idi. Nenen hiç yoğu idi. Dedenun dedesi daha girmemuşti beşiğe. Var idi, yoğ udi bir Hasanika. Hasanika gezer iken gördü bir armut ağacı. Çıktı armuda başladı yemeğe. Keldi bi Cazi Karisi. Niyeti idi bozuk. Armud'un altından seslendi tatlı bir sesle bağurdu Hasanika'ya : - Uuuy anan kurban olsun saha. Hasanika oraya ne yapayisun. - Armut yiyirum. - At bağa bi armut. Atar oğa bi armut. Cazi karisi onu mahsustan tutmaz. - O kitti bayışağa. Kızlar kesulsun saha. İn bi dal aşağa, at bağa bi daha. Atar oha bi daha. - O da gitti bayışağa, in bi dal daha aşağa, at bağa bi dağa Hasanika armut ata ata geler aşağa son dal idur çuruk birden duşer başaşağa. Geçirur baygunluk Cazi karısı tutar Hasa-ka'yı, kor torbasına, alur keturur evine. Kitler oni bir odaya. Cazi karisi evden ay-rılurken kızı Fadime'ye: - At kazani ustune, hazır uyuyi at Hasanika'yı da içine. Pişir ko dolaba. Geldummi yeruk. Hasanika uyanmış duymuştur bunu. Lakin kelir duymamazliktan. Fadime atar kazani ustune içine doldurur suyu. Yakar da eteşu. Çağurur Hasanika'yı. - Hasanika git da bak. Kazanun içine boncuklarım ordamidur? Hasanika bili ya işi uzaktan bakar kazana. Der Fadime'ye: - Ben gormedum, sen bi bak onlara. Tam bakar iken Fadime. Vurur oğa bi tekme. Atar oni kazanın içine. Pişirur oni eder kavurma, koyar sahanlara yerleşturur tereklere. Kelir Cazi Karisi bakar etler tereğe, başlar onlari yemeğe. Yerken da: - Hasanika'nun etleri cimi cimi butleri. Hasanika'nun etleri cimi cimi butleri. Hasanika meğer çıkmuş idur çatıya der ordan oğa: - Fadimenun etleri cimi cimi butleri. Cazi Karisi duyar oni, tükürur yediklerini. Kurar hemencecuk bi plan. Uğraşur çatıdan aşağı indirmeyi oni. - Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun? - Eskemileri koydum birbiri ustune oyle çiktum. Oda koyar iskemileri ust uste. Çıkar ustlerine.Çıkar ustlerine da beceremez duşer altına, incitur dizini. Gene seslenur: - Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun? - Yiğne yine ustune koydum da öyle çiktum. Kodi yiğne yiğne ustune çıkamadi. Geçti yiğneler oğa. - Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun? - Kizdurdum bi şiş soktum oni kendume, attı beni buraya. Cazi Karisi kizdurur bi şi, sokar oni kendine; ceberur kider. Hasanika iner aşağa. Araştirur bulur Cazi'nun hazinelerini. Olur zencun cazi eğişi is. Ucu kanca şeklinde kıvrılmış demir kanca olup peynir yapımında kullanılmaktaysa da (Bk eğiş) yöre folklorunda, cadılara özgü bir aksesuar olarak yer almaktadır: “Cazı gece yarısı ocaklıktan iner, kül döküp anneyi uyutur, sonra egişle erkek çocuğunun ciğerini çeker yer” GB 80 (Hemşin) _____Anadolu Efsanelerınden Alıntıdır________ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
psiozzy Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2009 Bende laz meleziyim anne tarafım Rize/Fındıklılı bir sorayım bakıyım onlarda biliyor muymuş Eline sağlık never Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
perislasi Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2009 Her büyücü kadın bir cadı değildir fakat bir cadı, mükemmel bir sihir uzmanıdır. İslam dininde belirtilmiş dört tür sihir çeşidi vardır. Büyücülük sadece c şıkkını kullanırken, Cadılık ise bunlardan b ve c şıklından (özellikle b şıkkından) insanlara kötülük etmek amacıyla yararlanır. a) Keldanilerin Sihri: Bunlar yıldızlara taparlar, kainatı idare edenlerin yıldızlar olduğunu, hayır ve şerrin onlardan geldiğini. Semavi güçlerin yerdeki güçlerle birleşmesi sonucu mucizeler meydana geldiğini söylerler. Bunları irşad için Allah (c.c.) İbrahim (a.s.)’ ı gönderdi. Bunlar da kendi aralarında üç sınıf idiler; 1-) Eflak ve yıldızların ebedi olduğunu söyleyenler ki; onlara “Sabie” denilir. 2-) Eflak’ın uluhiyyetine inanırlar. Bunlar her felek için yerde bir put yapmış ve ona hizmet etmiş putperestlerdir. 3-) Eflak’ı ve yıldızları yaratan birisi olduğunu ve bunun onlara yeryüzünü idare etme hakkını verdiğini söyleyenler. Bunlar yıldızları aracı kabul ederlerdi. b) Ruh Gücüne Dayanılarak Orataya Konan Sihir: Buna göre insan ruhu tasfiye ile icat etme, öldürme, bünye ve şekilde değişiklik yapma gücüne ulaşır. c) Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan Sihir: Bu da muska yapmak ve cinleri kullanmak gibi şekillerde uygulanır. d) Göz boyamak şeklinde yapılan sihirdir. Bu da hokkabazlık, el çabukluğu ve benzeri davranışlardır. İslam alimleri, yukarda açıklanan a maddesinde yer alanlan kişilerin inançları açısından kafir olduklarını belirtmişlerdir. Fakat İslam alimlerince, Cadılık gibi bir konu üstünde durulduğunda eğer, konu kendini kötülüğe adamaksa; inanç olarak zaten bir kişi herhangi bir madde ya da koşula bağlı olmadan Kafirdir. Günümüzde Günümüzde 15. yüzyılda Avrupa'daki bakış açısına göre genellikle süpürgesi üzerinde uçarak gezinen, büyücü bir kadını temsil eder. Fakat bu sadece hayali bir semboldür... Cadılık Dünyada Afrika'dan, Avrupa'ya; Hindistan'dan, Orta Doğu'ya; Dünyanın dört bir yanında büyücülerin ve cadıların kültürlerde mevcut olduğunu görebiliriz. Cadılık dünyanın pek çok ülkesinde farklı adlar ve şekillerde uygulanabilmektedir. Macumba Afrika büyüsüdür, buna karşılık Haiti adalarında bu büyücülük sanatına verilen ismi Voodoo'dur. Cadılar dünyadaki bütün din ve inanışların hepsine önem verir onların büyüsel uygulamalarını kullanabilirler, fakat her büyücü kadın bir cadı değildir, ama bir cadı, mükemmel bir sihir uzmanıdır. Eğer ki; cadı kelimesini, süpürge ile gezinen, kafasında siyah bir Sombrero'yu andıran şapka ile dolaşan, büyüler yapan insanlar olarak incelemek istersek; bu inanış 15 ila 17'inci yüzyıl arasında Avrupa'da yaşayan kendilerini cadı olarak ilan eden, dul kadınları temsil eder ki; bu sadece hayali bir semboldür... Bazılarına göre cadılık denen şey; dul kadınların 15. ila 17. yüzyıl arasındaki zor yaşam koşulları altında yaşayabilmesi için yaptıkları zoraki bir meslektir. Var olmasının ana sebebi de ekonomiktir. Kimileri, "18. yüzyılın ortası itibarıyla cadıların yerini falcılar almıştır" düşüncesine sahiptir. Tabii, bu gerçek cadılık tanımından bir hayli uzaktır... Cadılar konu olarak 19. yüzyılın ortalarında; Film ve Edebiyat'ın başlıca karakterleri arasına girmiştir. Halkı sindirmeye çalışan bağnaz krallıklar kelimeyi anlamının aksi yönünde kullanarak, bilimi ve adaleti savunan insanları suçlayıp sindirmek için kullanmış ve sembolleştirmiştir. Bu sembolün halk üzerinde oluşturduğu dini etkiden yararlanılmış ve aykırıların toplumdan ayıklanması için kullanılmıstır. Avrupa'da ve Amerika'da binlerce insan cadılık ve benzeri şuçlardan diri diri yakılmıştır fakat bu tür olaylar gerçekte cadıların olmadığı anlamına gelmemektedir. Galileo gibi aydınlanma çağının birçok biliminsanı ve sanatçısı Engizisyon mahkemelerinde suçlanmış ve görüşlerini inkara zorlanmıştır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Xero Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 19, 2009 ntv tarih dergisinin bu ayki sayısında bu konuda bir yazı çıktı yanılımyorsamm.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2009 Anadolu'da "cadı" lık hiçbir zaman Avrupa'dakine benzer bir gelişim süreci izlememiştir. "Cadu" ya da "cazu/cazı" olarak da geçen yöresel söylencelerde bu kavram genelde "gulyabani" gibi yaşayanların peşinden giderek onlara zarar veren bir hortlak betimlemesine sahiptir. Anadolu toplumunda aynı anlama gelebilecek kelime belki şifacıları temsilen "ebe"ler olabilir, ki genelde toplumda saygı gören ve yardımına başvurulan kimselerdi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
CaDu35 Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2009 Güzel konu teşekkürler.üyeliğimi alırken ismimi cadu yapmamın sebebi bu değildi aslında cadı cadı farklı olsun diye cadu yapayım dedim ama cadıyı cadu diye kullananlar varmış eskiden : D tekrar teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
buNch Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2009 ürkütücü..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2010 Anadoludaki wicca anlayışı , geçmiş zamanda ki pagan kültürünün yansıması bir anlamda.büyücülük ile wiccanın birbirine karışmasının sebebi de bu.Sifaci olarak tabir edilen kimseler aynı zamanda ruhlarla iletişime geçebilen büyücülerdi.zaman içinde metafiğin gelişmesi ile sifaçılık ve ruhculuk birbirinden ayrıldı.bu ayrım kökenin aksine batı kültürünün pagan inanışına vurduğu en sert darbe olmuştur , , şiddetle kınıyorum onları Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cuRsed Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2010 ürkütücü ve değişik... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blackdeath Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2010 güzel ve ürkünç bir yazı ve bir zamanlar anadoluda yaşıyan cadılar biraz canilermiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2010 Hasanika'nun etleri cimi cimi butleri. cimi cimi nedir yahu:rofl: 2 saattir salemden girip bedrı ruhsalmandan çıktım, burda takıldım:rofl: yeter bana bu kadarı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
heliana Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2010 cadı oLduğumu nasıL anlarım .s Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2010 cadı aynasını denemelisin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
heliana Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2010 problem onun ne olduğu :D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2010 Hiç bir insan cadı ya da büyücü değildir esasında yani böyle özel bir kriter yok. Fakat bazı kişiler bu alanlara daha yatkındır eğilimlidir. Cadı aynası bu yeteneklerinizi gözlemlemenizi sağlana bir yöntemdir. Konuyu daha fazla dağıtmayalım pm ile anlatayım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
heliana Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2010 tamam ....... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Temmuz 24, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 24, 2010 "(aynı şekilde Karakoncolos günlerinde kaşıklar karakon-colostan da saklanmaktadır)" Kıbrıs'ta okurken Kıbrıslıların kullandığı bir kelimeydi "goncoloz". Burada görünce çok şaşırdım Ne anlama geldiğini sorduğumda; canavar demişlerdi... Katkıda bulunan herkesin ellerine sağlık. Güzel paylaşım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paganlaw Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2011 Bir de şu mevcut: http://www.gnoxis.com/anadolu-cad-lar-3722.html Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
gottogo Yanıtlama zamanı: Haziran 4, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 4, 2011 Bizimkiler de Artvinli'dir.Babanem geç saatte ayakta dolananlara cazi gibi ne dolanıyosun der hatta hasaniki hikayesini amcamdan dinlerdim küçükken ama biraz farklıydı yine de inanılmaz benziyor şok oldum okuyunca. Tamamını hatırlamıyordum çok iyi gedi sonsuz teşekkürler:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2020 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 27, 2020 Evet, bizim orada cazi karisi derler. :D Ne hikâyeler var bir bilseniz... Ormanda yoğurt mayalayanını mı ararsınız, yoksa ayının sırtına bineni mi yahut dere kenarında çırılçıplak saçını tarayanını mı... Birde bunların erkekleri var yaban adamları... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2020 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2020 >>> lazoba: Laz Sözlü Kültüründe "Cazi" İnancı >>> http://www.gnoxis.com/cinka-59652.html?highlight=%C3%87inka Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.