mistik Oluşturma zamanı: Şubat 25, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 25, 2007 Aşağıdaki yazı bir alıntılıdır. Çift bedenlenme özellikle kimi kızılderililerce ustaca kullanılmakta ve öğretilmekte idi. Özellikle Carlos Castenada gibi bir bilimadamının alan araştırmalarına da konu olmuş ve deneyimlenmiştir..Daha önce astral beden-duble beden gibi fikirlerde karşımıza çıkan eşanlamlılığı ayrımlandırabilecek bir konu. Bir kişinin aynı zamanda iki ayrı yerde görünmesidir. Bilokasyon fenomeninde tam olarak ne olduğu kesin olmamakla birlikte, genel kanı kişinin eş bedeninin izdüşümü olduğudur. Bilokasyona örnek olarak, kişi eş bedenini istem dışı veya isteyerek uzak bir lokasyona gönderebilir. Bu eş beden fiziksel formda veya hayali formda görünebilir. Kimi zaman bu eş gerçeğinden ayırt edilemeyecek derecede gerçek kişi gibi hareket edebilir. Genellikle garip ve mekanik hareketler içerisindedir, konuşulana karşılık vermez. Eş beden, yani bir diğer adıyla doppelganger, Almancada “Gezgin Çift” anlamındadır ve her bir kişiye eşlik eden gölge beden olarak düşünülür. Geleneksel olarak bir kişinin eş bedeni sadece kendisi tarafından görülebileceği ve ölümün habercisi olduğu söylense de arada sırada, şaşırtıcı bir şekilde kişinin arkadaşları veya ailesi tarafından görülebilir. Kedi ve köpekler tarafından görülebildiği, eş bedenin kişinin hemen arkasında durduğu ve aynada yansımasının görünmediği de bilinen genel inanışlardandır. Bir başka inanışa göre iyi huylu veya kötü huylu da olabilir. Seyrek görülen bir fenomen olmasında karşın bilokasyon eski çağlara ait bir fenomendir. Zamanında Mistikler, ermişler, azizler,keşişler, kutsal kişiler ve büyü yetisine sahip kişiler tarafından tecrübe edildiği ve uygulandığı iddia edilmektedir. Padua’lı Aziz Anthony, Milan’lı Aziz Ambrose , Ravenna’lı Aziz Severus ve İtalyan Padre Pio gibi birkaç hristiyan aziz ve keşiş’in bilokasyon fenomenini uyguladıkları söylenmektedir. 1774′de Aziz Alphonsus Mariade’Ligour ölmekte olan 14. Papa Clement’in yatağının ucunda görüldüğünde aslında o anda görüldüğü yere 4 günlük uzaklıklaki hücresinde kilitli olduğu anlaşılmıştır. İngilteredeki Psişik Araştırma Derneği’nin kurucusu olan Frederic W.H. Myers diğer konuların yanı sıra bilokasyonla ilgili çalışmalarda bulunup raporlar hazırlamasına rağmen bu fenomen modern zamanlarda çok az ilgi görmüştür. Bilokasyona örnek olarak gösterilen en şaşırtıcı raporlardan biri Baron von Güldenstubbe’nin ikinci kızı Julie von Güldenstubbe tarafından, Amerikalı yazar Robert Dale Owen’a anlatılan Emilie Sagee’nin hikayesidir. Julie von Güldenstubbe 1845 yılında, henüz 13 yaşındayken, Litvanyadaki Wolmar yakınlarında Pensionat von Neuwelcke adlı özel bir kız okuluna gönderilir. Öğretmenlerinden biri de Amilie Sagee adında 32 yaşındaki fransız kadındır. Okul yönetimi kadından oldukça memnun olmasına rağmen yakın zamanda kadın hakkında Doppelganger’ının olduğu ve zaman zaman öğrencilere görünüp kaybolduğu gibi garip söylentiler baş göstermiştir. Bir gün, dersin tam ortasında, Sagee tahtaya birşeyler yazarken kadının eş bedeni hemen yanında beliriverir. Eş, kadının her bir hareketini taklit etmektedir, bir tek elinde tebeşir yoktur. Bu olaya sınıftaki 13 öğrenci şahit olur. Aynı şekilde başka bir olay, bir akşam yemeği sırasında Sagee’nin eş bedeninin hemen arkasında belirerek, kadının yemek yeme mimiklerini taklit etmesiyle meydana gelir. Bir tek elinde çatal bıçak yoktur. Ancak kadının eş bedeni her zaman hareketleri taklit etmemektedir. Birkaç olayda, Sagee okulun bir bölümünde görüldüğünde aynı zamanda bir başka bölümde de görülmüştür. Bu olaylardan en belirginine 42 öğrenci şahit olmuştur. 1846 yılının bir yaz gününde, başka bir öğretmen tarafından verilen dikiş ve işleme dersinde olan 42 öğrenci, pencereden Sagee’nin bahçede çiçek toplamakta olduğunu görürler. Ders esnasında okul müdürüyle konuşmak için sınıftan çıkan öğretmenin ardından, Sagee’nin eş bedeni bir anda sınıfta, çıkan öğretmenin oturduğu iskemlede beliriverir. Aynı anda bahçede çiçek toplayan Sagee de görülebilmektedir ancak öğrenciler bahçedeki gerçek Sagee’nin tavrının yorgun bir hal aldığını farkederler. İki cesaretli kız sandalyede hareketsiz oturan hayali görüntüye doğru ilerlediklerinde görüntünün çevresinde garip bir hava akımı farkederler. Kızlardan bir, hayali görüntünün içinden geçerek sandalye ile masa arasında dolanır ancak görüntü kıpırtısız orada oturmaktadır. Ardından doppelganger yavaşça solarak gözden kaybolur. Emilie Sagee hiçbir zaman eş bedenini görmediğini ancak başkaları tarafından görüldüğü söylendiği zamanlarda kendini bütün gücü çekilmiş gibi yorgun hissettiğini söyler. Hatta böyle zamanlarda kadının tüm renginin uçtuğu farkedilmiştir. Ünlü Doppelgangerlar Ünlüler arasında da bu seyrek fenomeni tecrübe edenler oldukça çoktur. Guy de Maupassant, ünlü Fransız roman ve hikaye yazarı. Yazar yaşamının sonlarına doğru kendi eş bedeni tarafından rahatsız edildiğini iddia etmiştir. Bu olaylardan birinde doppelganger yazarın bulunduğu odaya girerek tam karşısına oturmuş ve yazarın aynı anda yazdıklarını dikte etmiştir. Yazar bu tecrübesini “Lui” adlı kısa hikayesinde yazmıştır. John Donne, 16 yy. İngiliz şairi olan Donne Paris’e yaptığı bir gezi sırasında, kucağında bebek taşıyan karısının doppelgangerını görür. Donne’nin karısı o tarihte hamiledir ve bu görünme kötü bir olayın habercisidir. Eş bedenin göründüğü aynı zamanda karısı doğum yapmış, çocuk ölü doğmuştur. Percy Bysshe Shelly, İngiliz dilinin en büyük şarirlerinden biri olan Shelly İtalya’dayken kendi eş bedenini görür. Hayali görüntü sessizce Akdenizi işaret etmektedir. Aradan uzun zaman geçmeden, 1822 yılında, 30 yaşına basmadan az evvel Shelly Akdenizde meydana gelen bir deniz kazasında boğularak ölür. I. Kraliçe Elizabeth kendi yatağına uzanmış eş bedenini gördüğünde şok geçirir. Olayın adından kısa bir zaman sonra da ölür. Doppelgangerın kimi zaman boyutsal veya zamansal farklılıklar taşıdığı da görülmüştür. 18.yy Alman şairi Johann Wolfgang von Goethe, Drusenheim’a atla giderken eş bedenini görür. Ona doğru atla gelen görüntü şairin tamamen aynısıdır. Ancak görüntünün üzerindeki giysi şairin giysisinin aksine gri ve altın sırmalıdır. Sekiz yıl sonra şair aynı yolda ters yöne at sürerken üzerindekilerin gri ve altın sırmalı giysiler olduğunun farkına varır ve sekiz yıl önce gördüğü beden çiftinin gelecekten gelip gelmediğini merak eder. Bilokasyon ve doppleganger- eş beden- görünmelerine örnek verilebilecek pek çok olay, rapor var. Tam olarak ne olduğu veya nasıl meydana geldiği bilinmiyor. Ya da neye işaret olduğu. Fazla sık meydana gelen bir fenomen olmamasına rağmen, oldukça şaşırtıcı ve esrarengiz olduğu bir gerçek. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2007 büyük ihtimalle ektoplazma ile bedenin benzeri üretilmektedir. Genel görüş budur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2007 Yazıyı okuyunca aynı teleportasyona benzettim.Teleportasyonlarda fiziksel beden aynı anda başka bir mekanda hatta başka bir zamanda olabilir.Belki teleportasyon paralel evrenlerle alakalı bir şeydir.. Örneğin birinde rengi solduğu,yorgun hissettiği yazmış,belki ayrılan 2.bedeni kişinin enerji bedeniydi,zaten bedenin içinden geçebilmeleri bunu kanıtlıyor. Güzel yazı,teşekkürler Ben de teleportasyonu yazar eklerim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mistik Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2007 Teleportasyon bedenin ışınlanması, paralel evrenle ilgili değil, bilokasyondaki gibi 2 ayrı yerde görünmek de söz konusu değil. teleportasyonda örneğin İstanbul'da yaşayan biri kendini Eskişehir'e ışınlar, bilimkurgu filmlerinde çokça kullanılmış, fiziğin üzerinde çalıştığı ama Mevlana gibi kimi kişlerin bilip yapabildiği iddia edilen bir durum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Şubat 28, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 28, 2007 benim bildiğim teleportasyonda da o olay oluyor ama kaynağa bakmak daha iyi yarına kadar bakıp yazabilirsem onu da açıklamış oluruz iyi olur -------------------- Başlığı açtım: http://www.gnoxis.com/forum/teleportasyon-t6270.html?p=72425 Evet ikisi farklı şeymiş Bilokasyonda enerji bedeni ayrılıyor,istemsiz gerçekleşiyor ve bilinç fizik bedende kalıyor,enerji bedeni bağımsız hareket ediyor.Ayrıca zaman içinde bir yolculuk söz konusu değil. Ama teleportasyonda fizik beden üzerinde bir hakimiyet söz konusu ve bu ışınlanmalar sonucu zaman ve yerin bir önemi kalmıyor,herhangi bir zamanda herhangi bir yerde varolunabiliyor.Üstelik her beden kendi bilincine sahip ve kişi yaptğığı hareketlerin hepsinin farkında. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kaderaelegram Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2007 sanırım çanakkale savaşına katılan bir adama da böyle birşey yaşanmış o adamın evi parkı yok geceleri dışarda uyur Allah razı olsun bir fırıncı adam haline bakarda günde bir ekmek verir oda zeytin fabrikasının arda kalan yağını ekmekle bana bana yer geçimini böyle sağlar derken çanakkale savaşı başlar ama o gidemez çünkü o mahallece deli zannettikleri yetim ve yaşlı bir adamdır onun mahallesinden çok giden olur o da herzaman ki yaşamına devam eder bir gün yine ekmek alırken ayağı kayar ve sırt üstü düşer oracıkta ölür alnında da bilinmeyen bir sebeble delik açılmıştır tabi ki bu adamı mezara gömerler bir gün mahallesinden asker savaştan yeni dönmüş bir şekilde gelir o adamın nerde olduğunu sorar savaştaydık oda vardı gelebildimi bari der gelen habere göre göre yetim adam alnın ortasından vurulmuştur aynı anda farklı yerde ve farklı şeyler yapıyordu anlayacağınız alnından da vurulunca diğer bedende de aynı yara izi görülüyor belki de bu anlattığınız şeyi yapmıştır ve bunun gibi çok alimlerde de görülen şeyler zaten adamın veli imiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birunsatan Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2008 Çift bedenlenme özellikle kimi kızılderililerce ustaca kullanılmakta ve öğretilmekte idi. Özellikle Carlos Castenada gibi bir bilimadamının alan araştırmalarına da konu olmuş ve deneyimlenmiştir..Daha önce astral beden-duble beden gibi fikirlerde karşımıza çıkan eşanlamlılığı ayrımlandırabilecek bir konu. Bir kişinin aynı zamanda iki ayrı yerde görünmesidir. Bilokasyon fenomeninde tam olarak ne olduğu kesin olmamakla birlikte, genel kanı kişinin eş bedeninin izdüşümü olduğudur. Bilokasyona örnek olarak, kişi eş bedenini istem dışı veya isteyerek uzak bir lokasyona gönderebilir. Bu eş beden fiziksel formda veya hayali formda görünebilir. Kimi zaman bu eş gerçeğinden ayırt edilemeyecek derecede gerçek kişi gibi hareket edebilir. Genellikle garip ve mekanik hareketler içerisindedir, konuşulana karşılık vermez. Eş beden, yani bir diğer adıyla doppelganger, Almancada “Gezgin Çift” anlamındadır ve her bir kişiye eşlik eden gölge beden olarak düşünülür. Geleneksel olarak bir kişinin eş bedeni sadece kendisi tarafından görülebileceği ve ölümün habercisi olduğu söylense de arada sırada, şaşırtıcı bir şekilde kişinin arkadaşları veya ailesi tarafından görülebilir. Kedi ve köpekler tarafından görülebildiği, eş bedenin kişinin hemen arkasında durduğu ve aynada yansımasının görünmediği de bilinen genel inanışlardandır. Bir başka inanışa göre iyi huylu veya kötü huylu da olabilir. Seyrek görülen bir fenomen olmasında karşın bilokasyon eski çağlara ait bir fenomendir. Zamanında Mistikler, ermişler, azizler,keşişler, kutsal kişiler ve büyü yetisine sahip kişiler tarafından tecrübe edildiği ve uygulandığı iddia edilmektedir. Padua’lı Aziz Anthony, Milan’lı Aziz Ambrose , Ravenna’lı Aziz Severus ve İtalyan Padre Pio gibi birkaç hristiyan aziz ve keşiş’in bilokasyon fenomenini uyguladıkları söylenmektedir. 1774′de Aziz Alphonsus Mariade’Ligour ölmekte olan 14. Papa Clement’in yatağının ucunda görüldüğünde aslında o anda görüldüğü yere 4 günlük uzaklıklaki hücresinde kilitli olduğu anlaşılmıştır. İngilteredeki Psişik Araştırma Derneği’nin kurucusu olan Frederic W.H. Myers diğer konuların yanı sıra bilokasyonla ilgili çalışmalarda bulunup raporlar hazırlamasına rağmen bu fenomen modern zamanlarda çok az ilgi görmüştür. Bilokasyona örnek olarak gösterilen en şaşırtıcı raporlardan biri Baron von Güldenstubbe’nin ikinci kızı Julie von Güldenstubbe tarafından, Amerikalı yazar Robert Dale Owen’a anlatılan Emilie Sagee’nin hikayesidir. Julie von Güldenstubbe 1845 yılında, henüz 13 yaşındayken, Litvanyadaki Wolmar yakınlarında Pensionat von Neuwelcke adlı özel bir kız okuluna gönderilir. Öğretmenlerinden biri de Amilie Sagee adında 32 yaşındaki fransız kadındır. Okul yönetimi kadından oldukça memnun olmasına rağmen yakın zamanda kadın hakkında Doppelganger’ının olduğu ve zaman zaman öğrencilere görünüp kaybolduğu gibi garip söylentiler baş göstermiştir. Bir gün, dersin tam ortasında, Sagee tahtaya birşeyler yazarken kadının eş bedeni hemen yanında beliriverir. Eş, kadının her bir hareketini taklit etmektedir, bir tek elinde tebeşir yoktur. Bu olaya sınıftaki 13 öğrenci şahit olur. Aynı şekilde başka bir olay, bir akşam yemeği sırasında Sagee’nin eş bedeninin hemen arkasında belirerek, kadının yemek yeme mimiklerini taklit etmesiyle meydana gelir. Bir tek elinde çatal bıçak yoktur. Ancak kadının eş bedeni her zaman hareketleri taklit etmemektedir. Birkaç olayda, Sagee okulun bir bölümünde görüldüğünde aynı zamanda bir başka bölümde de görülmüştür. Bu olaylardan en belirginine 42 öğrenci şahit olmuştur. 1846 yılının bir yaz gününde, başka bir öğretmen tarafından verilen dikiş ve işleme dersinde olan 42 öğrenci, pencereden Sagee’nin bahçede çiçek toplamakta olduğunu görürler. Ders esnasında okul müdürüyle konuşmak için sınıftan çıkan öğretmenin ardından, Sagee’nin eş bedeni bir anda sınıfta, çıkan öğretmenin oturduğu iskemlede beliriverir. Aynı anda bahçede çiçek toplayan Sagee de görülebilmektedir ancak öğrenciler bahçedeki gerçek Sagee’nin tavrının yorgun bir hal aldığını farkederler. İki cesaretli kız sandalyede hareketsiz oturan hayali görüntüye doğru ilerlediklerinde görüntünün çevresinde garip bir hava akımı farkederler. Kızlardan bir, hayali görüntünün içinden geçerek sandalye ile masa arasında dolanır ancak görüntü kıpırtısız orada oturmaktadır. Ardından doppelganger yavaşça solarak gözden kaybolur. Emilie Sagee hiçbir zaman eş bedenini görmediğini ancak başkaları tarafından görüldüğü söylendiği zamanlarda kendini bütün gücü çekilmiş gibi yorgun hissettiğini söyler. Hatta böyle zamanlarda kadının tüm renginin uçtuğu farkedilmiştir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Harry Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2008 ya arkadaşlar benim başıma bir olay geldi hala aklımda, bir gün biz amcamların yazlığındaydık komşuları olan kadın geldi ben de yukarı balkona çıktım balkondan komşuların yazlığına baktığımda bize misafirliğe gelen kadının balkonlarında çamaşır astığını gördüm, hemen inip söyledim bunu bana inanmadılar... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cagrimeric Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2008 ilginç bi konu..bunu ilk defa duydum.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chris Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2008 Teleportasyon bedenin ışınlanması, paralel evrenle ilgili değil, bilokasyondaki gibi 2 ayrı yerde görünmek de söz konusu değil. teleportasyonda örneğin İstanbul'da yaşayan biri kendini Eskişehir'e ışınlar, bilimkurgu filmlerinde çokça kullanılmış, fiziğin üzerinde çalıştığı ama Mevlana gibi kimi kişlerin bilip yapabildiği iddia edilen bir durum. teleportasyon yapılırkende chakraların boş olması gerekiyor mu? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2011 çok ilginçmiş.acaba belirli çalışmalarla bu diğer bedenimizi görebilmemiz mümkünmüdür? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Bel Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2011 Şu anda zaten biloke ediyorum, aynı anda oturduğum yerde ve bu forumdayım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KemStruo Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2011 yapılabilitesi mümkün esrarlı olaylardan biri Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2011 bu çift beden vücudumuzun dışında yer alıyorsa bedenimizde ki belirli enerji miktarını emiyordur.enerji bedeni sonuçta.eğer bu bedeni engellersek ya da enerjisini kendi bedenimize aktarırsak güçlenebilme olasılığımız varmıdır? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AbraKadabra Yanıtlama zamanı: Ocak 23, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 23, 2015 şimdi constantine dizisinde izlerken karşıma çıktı bi forumda aratıyım dedim ve buldum.sanırım daha çok eş bedenini uzaktaki mesajını iletmek istediğin kişiye görünmek için o kişiyle ilgili bir anı,ne biliyim birlikte çekilmiş bir fotoğrafa konsantre olarak da yapılabilir.''bu maceracı ruhların ve nadir azizlerin dünyasıdır'' her babayiğit yapamaz bu aynı anda 2 yerde birden olma olayını.(bi-lokasyon).. gerçekten nadir insanlar yapar .yani bence.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.