nevermore Oluşturma zamanı: Kasım 2, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 2, 2009 öncelikle Helenist mistik dinlerde erginlenme ayinlerinin genel ozelliklerinihatırlatayım .. Erginlenme ayinleri genellikle uc asamadan olusuyordu - Cile ve perhiz - Kutsal su ile temizlenme - Verilecek sirlarin saklanacagina yemin ederek sirlara ulasma Erginlenme Töreni’nin amacı adayı önceki dönemin statü ve davranışlar sisteminden koparmaktır. Adaya kirli bir nesne gibi davranılır ve aşağılanır. Aday da kendine işkence ederek ve adeta bir bellek kaybı yaşamış gibi davranarak eski davranış sisteminden ve statüsünden tamamen kopar. İlkel topluluklarda çoğu zaman fiziksel sınavlar biçiminde olur bu. Afrika’da sünnet veya diş sökmek, Kuzey Amerika’da göğüs adalelerinden asılmak, Okyanusya’da parmak kesmek gibi. Erginlenme sırasında aday ‘eksik’ hali ile ölmüş ve ‘tamamlanmış’ olarak yeniden doğmuştur. Erginlenme Törenleri’nin bu sembolik ölüm ve yeniden doğum teması ritüelin esasını oluşturur. bu erginlenme ayinleri Osiris, Orpheus, Attis, Dionysos gibi olup yeniden dirilen tanrilarin yasadigi sureci bir tekrarlama ve bu sayede onla birlesme anlami tasiyordu. İNCİLDE İSANIN ERGİNLENMESİ Isa'nin yargilanip carmiha gerilmesinden onceki sahnede ogrencileriyle birlikte Getsemani bahcesine gider. Burada erginlenme ayinlerinin en onemli sinavlarindan birini verir. Getsemani Arami dilinde "oil press" demek. Bu bahce Zeytin Dagi'nin eteklerinde. Yani zeytinyagi uretilen bir *yer. Aslinda Getsemani'ye gelmeden birkac gun once (fisih bayramindan iki gun once)Isa Simun'un evinde otururken bir kadin tarafindan hintsumbulu yagi ile yaglanmistir. Hatta kadina bu degerli yagi israf ettigini soyleyenlere kizar, "o beni gomulmeye hazirliyor" der. Burdaki erginlenme ayinine hazirlik asamasi apacik gorulmektedir. Getsemani bahcesinde yapilan sinav ise uyku sinavidir. Isa, ogrencilerinden kendisi dua ederken uyanik kalmalarini ister. Ama ogrenciler bir turlu uyanik kalamazlar. Kasenin kendisinden uzaklastirilmasi icin babasina (tanriya) her dua edisinden sonra geldiginde ogrencileri yeniden uyumus olarak bulur. Burda uyanik kalma bir erginlenme sinavidir ve olumsuzlugu simgeler. En eski zamanlardan beri bircok efsane ve masalin temel bir temasidir. Isa'nin disindakiler bir turlu uykuyu yenmeyi basaramazlar. Bu oyku biraz degisiklikle Muhammed'e de uyarlanmistir. Isa'nin sonraki cile sinavi ise yargilanmasinin ardindan olur. Erginlenme ayinlerinde bu asamada adaya degersiz bir nesne gibi davranildigini ve asagilandigini hatirlayalim. Isa da bir erginlenme adayi gibi asagilanir. Yuksek Kurul'un onundeki yargilanmanin ardindan olum cezasi alir ve "Bazilari onun uzerine tukurmeye, gozlerini baglayarak O'nu yumruklamaya basladilar. "Haydi peygamberligini goster" diyorlardi. Nobetciler de onu aralarina alip tokatladilar" (Markos, 14:65) "Sonra valinin askerleri İsa'yı vali konağına götürüp tüm taburu başına topladılar. O'nu soyup üzerine kırmızı bir kaftan geçirdiler. Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış tutturdular. Önünde diz çöküp, «Selam, ey Yahudilerin Kralı!» diyerek O'nunla alay ettiler. Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular. O'nunla böyle alay ettikten sonra kaftanı üzerinden çıkarıp O'na yine kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germek üzere O'nu alıp götürdüler." (Matta, 27:27-31) Butun bunlar Isa'nin sembolik erginlenmesinin bir parcasidir. Cile olmadan erginlenme olmaz. Bu gelenek butun Helenistik dunyada yaygin bir inanctir. Tanrilar degisir, efsaneler veya hikayeler degisir, ancak erginlenme cilesi devam ettirilir. Islamiyette oruc biciminde, alevilikte Kerbela olayini anma seklinde baska olaylara baglanir. Hepsinin temelinde yatan erginlenme ayinlerinden kalan guclu mirastir. HRİSTİYAN MİTOLOJİSİNDE CALVARY YADA GOLGOTA ( KAFATASI) Son asama, yani erginlenmelerin sembolik olum sahnesinin ise bir olumsuzlesme sahnesi oldugunu, olumun bir yeniden dogum anlamina geldigini, daha dogrusu olumun asil yasama baslangic oldugunu biliyoruz. Erginlenmemis aday oludur ve dogmasi icin erginlenmemis halinin olmesi gereklidir. Isa'nin carmiha gerilmek icin goturuldugu yerin adi Golgota, yani Kafatasi denilen bir yerdir. Bu tepeye eza, cile anlaminda "Calvary" de denilir. Hiristiyan teologlara gore bu kafatasi Adem'in kafatasini ifade eder. Bu oykuyu birazdan anlatacagim. Kafatasi'nin olum ve yasami ifade eden bir figur olarak kullanildigi acikca goruluyor. Hiristiyan mitolojisinde otlarin buyulu guclerine deginen bazi siirlerden bahsedilir. Ornegin 16. yuzyilda Anglosakyon'larda soylenen bir duayi Eliade kitabina almistir. (Dinler Tarihine Giris, syf. 294) Bu dua soyledir: Selam sana topragimizda biten bitki ilk once Calvary daginda bittin her turden yaraya gelirsin iyi; Isa adina topluyorum seni --- Kutsanmissin sen Mine cicegi gibi, dunyada bitersin tipki ilk kez Calvary daginda bittigin gibi. Kurtaricimiz yuce Isa'nin iyilestirdin yaralarini; (Baba, Ogul ve Kutsal Ruh) adina topluyorum seni. Hiristiyan halk buyulerinde kullanilan bu otlarin iyilestirme gucu yapilan dualara baglidir. Bu dualar olmaksizin ve bitkiler Isa adina toplanmaksizin etkileme gucleri yoktur. Bu Golgota yada Cavary dagina dair mitolojik oykuleri okudugumuzda Isa'nin carmiha gerilis sahnesinin bir tarihsel olay olarak degil, bir dizi mesajlardan ve sembollerden olusan pagan inanc dizgeleri olarak kurgulanmis oldugunu goruyoruz. Isimler, yerler, semboller o gunun Helen dunyasinin insanlari icin oldukca bildik mesajlar icermektedir. Oykude anlami guclendirecek cok sayida tema kullanilmistir. Bunlardan hic kuskusuz en onemlisi ise Hac semboludur. Osiris ayinlerinde bir hacin kullanilmis oldugunu gormustuk. Eski dogu efsanelerinde Hac, insanlarin ruhlarinin tanriya ulastigi bir merdiven yada kopru oldugunu, bunun yer, gok ve cehennem arasinda bir gecit oldugunu da bilgilerimize ekleyelim. Hac sembolizmini Eliade, bitki tapimlari icerisinde ele alir. Hiristiyan teolojisinde de Hac'in hayat agacindan yapilmis oldugu rivayet edilir. Hayat Agaci, oluleri dirilten, hastalari iyilestiren yada genclestiren bir bitkidir. Sumerlerden beri bilinen bircok efsane ve mitte olumsuzluk veren bir bitkiden sozedildigini biliyoruz. Hiristiyan mitolojisinde, Isa'nin gerildigi hacin nasil olup da Cennet'teki hayat agacinin tahtasindan yapildigini anlatarak devam edecegiz. ŞİT'İN CENNETE GİDİŞİ VE GOLGOTA EFSANESİ Eliade bize tum ortacag boyunca hiristiyan ulkelerde anlatilagelen bir efsaneyi aktarir. Bu efsane oldukca eskidir, *Sumer ve Misir mitolojilerinden bildigimiz cennete yada diger dunyaya yolculuk temasinin Hiristiyan teolojisine uyarlanmis bir halidir. Eliade bize bu efsanelerin ana kaynagi olarak da Musa'nin Vahyi, Nicodemus Incili ve Havva'nin Hayati kitaplarini gosterir. Efsane soyledir: "Adem, Hebron vadisinde 932 yasina kadar yasadiktan sonra olumcul bir hastaliga yakalanir ve oglu Sit'i cennetin kapisini bekleyen melekten merhamet yagi istemeye gonderir. Sit, Adem ve Havva'nin izlerini takip eder, zira Adem ve Havva'nin ayak bastiklari yerde ot bitmemistir; boylece cennete gelir ve Adem'in istegini basmelege bildirir. Basmelek, Sit'e uc kere cennete bakmasini soyler. Ilk bakista dort nehrin dogdugu kaynagi ve onun ustunde kurumus bir agac gorur. Ikinci bakisinda, agacin govdesine dolanmis bir yilan; ucuncude agacin goge yukseldigini gorur, tepesinde yeni dogmus bir bebek bulunmaktadir ve kokleri yeralti alemine kadar uzanmaktadir. (Hayat agaci, evrenin merkezinde bulunur ve uc kozmik bolgeden gecer) Melek, Sit'e, gorduklerinin anlamini aciklar ve Kurtarici'nin (Isa'nin) gelisini mujdeler. Ona anne ve babasinin tatmis oldugu agacin meyvesinden uc tohum verir ve bunlari Adem'in dilinin ustune koymasini, Adem'in uc gun sonra olecegini soyler. Adem, Sit'in anlattiklarini duyunca cennetten kovuldugundan beri ilk kez guler, cunku insanligin kurtulacagini anlamistir. Olumunde Sit'in dilinin ustune koydugu tohumlardan, Hebron vadisinde Musa'nin donemine kadar kalacak uc agac biter. Bu agaclarin nerden geldigini bilen Musa, bu agaclari sokup Tabor yada Horeb dagina ("dunyanin merkezi") diker. Davud, agaclari tanridan gelen bir emirler Kudus'e (burasi da "merkez"dir) goturup oraya dikene kadar binlerce yil kalirlar. Pek cok olaydan sonra (Saba kralicesi, onlarin tahtasinin uzerine ayagiyla basmaz vb.) bu uc agac bir tek agac haline gelir ve bu agacin tahtasindan Kurtarici'nin haci yapilir. Dunyanin merkezinde haca gerilen Isa'nin kani Adem'in yaratildigi ve gomuldugu yere duser, boylece Adem'in kafatasina damlayarak onu vaftiz eder; boylece insanligin babasi gunahlarindan arinmis olur." (Eliade, Dinler Tarihine Giris, syf. 291) Goruldugu gibi Isa'nin olduruldugu yerin Kafatasi olmasinin ikinci bir anlam katmani daha vardir. Burasi hem dunyanin merkezi hem de insanligi simgeleyen ata Adem'in dunyaya geldigi ve oldugu yerdir. Isa burda olerek ve yeniden dirilerek erginlenmesini gerceklestirmis ve bu erginlenme ayininin uzerinde yapildigi hac da cennetten gelmis olan ve ilk insandan bugune kadar yasamis olan bir agacin tahtasindan yapilmis olan bir hactir. Ancak Isa'nin erginlenmesi sadece kendisinin degil butun insanligin toplu bir erginlenmesidir. Erginlenme ayinlerinde adayin bir cukura gomulup uzerinde kurban edilen hayvanlarin kaninin adayin basina akitildigini hatirlayalim. Burda da Golgota, yani insanligi sembolize eden bir kafatasinin ustune Isa'nin kani damlatilarak ayinin arinma, temizlenme bolumu gerceklestirilmis olur. Butun bu surecin bir erginlenme ayini kurgusu icinde senaryolastirildigi sanirim artik acikca gorulmektedir. alıntı.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2010 Isa'nin yargilanip carmiha gerilmesinden onceki sahnede ogrencileriyle birlikte Getsemani bahcesine gider. Burada erginlenme ayinlerinin en onemli sinavlarindan birini verir. Getsemani Arami dilinde "oil press" demek. Bu bahce Zeytin Dagi'nin eteklerinde. Yani zeytinyagi uretilen bir *yer. Aslinda Getsemani'ye gelmeden birkac gun once (fisih bayramindan iki gun once)Isa Simun'un evinde otururken bir kadin tarafindan hintsumbulu yagi ile yaglanmistir. Hatta kadina bu degerli yagi israf ettigini soyleyenlere kizar, "o beni gomulmeye hazirliyor" der. Burdaki erginlenme ayinine hazirlik asamasi apacik gorulmektedir. Getsemani bahcesinde yapilan sinav ise uyku sinavidir. Isa, ogrencilerinden kendisi dua ederken uyanik kalmalarini ister. Ama ogrenciler bir turlu uyanik kalamazlar. Kasenin kendisinden uzaklastirilmasi icin babasina (tanriya) her dua edisinden sonra geldiginde ogrencileri yeniden uyumus olarak bulur. Burda uyanik kalma bir erginlenme sinavidir ve olumsuzlugu simgeler. En eski zamanlardan beri bircok efsane ve masalin temel bir temasidir. Isa'nin disindakiler bir turlu uykuyu yenmeyi basaramazlar. Bu oyku biraz degisiklikle Muhammed'e de uyarlanmistir. Isa'nin sonraki cile sinavi ise yargilanmasinin ardindan olur. Erginlenme ayinlerinde bu asamada adaya degersiz bir nesne gibi davranildigini ve asagilandigini hatirlayalim. Isa da bir erginlenme adayi gibi asagilanir. Yuksek Kurul'un onundeki yargilanmanin ardindan olum cezasi alir ve "Bazilari onun uzerine tukurmeye, gozlerini baglayarak O'nu yumruklamaya basladilar. "Haydi peygamberligini goster" diyorlardi. Nobetciler de onu aralarina alip tokatladilar" (Markos, 14:65) "Sonra valinin askerleri İsa'yı vali konağına götürüp tüm taburu başına topladılar. O'nu soyup üzerine kırmızı bir kaftan geçirdiler. Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış tutturdular. Önünde diz çöküp, «Selam, ey Yahudilerin Kralı!» diyerek O'nunla alay ettiler. Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular. O'nunla böyle alay ettikten sonra kaftanı üzerinden çıkarıp O'na yine kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germek üzere O'nu alıp götürdüler." (Matta, 27:27-31) Butun bunlar Isa'nin sembolik erginlenmesinin bir parcasidir. Cile olmadan erginlenme olmaz. Bu gelenek butun Helenistik dunyada yaygin bir inanctir. Tanrilar degisir, efsaneler veya hikayeler degisir, ancak erginlenme cilesi devam ettirilir. Islamiyette oruc biciminde, alevilikte Kerbela olayini anma seklinde baska olaylara baglanir. Hepsinin temelinde yatan erginlenme ayinlerinden kalan guclu mirastir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Epiphanes Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2010 Bu erginlenme ayini diye tarif edilen, eğer Hristiyanlıktan daha önce başka kültürlerde var ise bu Hrisitiyanlığın uydurulmuş olduğunu göstermez. Çünkü pekala herşeyin ve herkesin tanrısı olan Tanrı kendi tasarısının izlerini hemen her kültüre yerleştirmiş olabilir. Aslında mantıken de böyle olması gerekirdi. Yine eğer müslüman olsaydım da bu yazılanların İslam'ı çürütme anlamı içermeyeceğini söylerdim. Kaldı ki buradan şöyle bir mantık da çıkarsanmamalı: "İlk gelen inanç tüm inançları belirler". Eğer böyle bir mantık çıkarılırsa materyalizmin haklılığı da düşünülmeli. Çünkü bu durumda kronolojik olarak en önce gelen inancı yaratmıştır: Mısırlılar veya Sümerler veya dilerseniz Mu kıtasında yaşayanlar... Güzel bir yazı, inancın özüne giriyor bu forumdaki pek çok yazı gibi. Ama eğer düşünülüyorsa ki bu yazı iyi bilinen ve semavi denilen, musevilik, Hristiyanlık, İslam gibi inanç sistemlerini çürütmeye yeterlidir diye, o durumda ulaşılan sonuç yanlış olacaktır. zaetn yazı kendini de çürütmüş olacaktır. Örneğin erginlenme, Tanrı'nın tasarısında yeralmayıp bir Helen kültürü ürünü olarak alınırsa Helenlilerle sınırlı kalacak ve hiçbir Metafizik, Teolojik... (artık nasıl adlandırırsanız...) inanç mümkün olmayacaktır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.