Jump to content

Batıda Kehanet-1-Kehanetin Karmaşık Dinamiği


hexagram

Önerilen Mesajlar

BATI'DA KEHANET

 

Kehanet en yalın anlatımıyla duyular dışı bir sezgi yoluyla,doğrudan doğruya geleceği tahmin etme girişimi olarak adlandırılabilir.Kehanette bulunan kişilere her çağda,her toplumda farklı isimler verildi.Bu isimlerden dilimizde en yerleşmiş olanı kâhindir.Kahin sözcüğünün anlamı,gaipten haber veren veya Tanrı habercisidir.Burada kullanılan gaipten haber alma,ütopik bir mekandan alınan hayal ürünü bilgiler değildir.'Gaip'in kelime anlamı,göz önünde bulunmayan, nerede olduğu bilinmeyen veya görünmeyen âlemdir.Buradaki görünmezlik beş duyu ile algılanamayan anlamındadır.Duyguların algılanma sınırlarının dışında olan bu görünmez alem,ruhsal alem veya ruhsal boyut oalrak da ifade edilmektedir.Kehanet olgusuna en ilkel kabile kültürlerinden en gelişmiş uygarlıklara kadar her toplumda rastlamak mümkündür.

 

1-Kehanetin Karmaşık Dinamiği

 

Oxford Üniversitesi'nden astrolog Dr.Liz Greene'e göre kehanet denilen şey,en iyi ihtimalle bile şansa bağlı bir şeydir.Bu iş ister yirminci yüzyılın bir ekonomisti,ister on altıncı yüzyılın bir astrolog/kahini tarafından yapılmış olsun,bu gerçek değişmez.Başkanlık yada parlamento seçimlerine ilişkin tahminler de Delfi kahinin sır dolu gözüken sözleri kadar hatalı çıkabilmektedir.Ama kehanetler tüm garipliklerine ve imalılıklarına karşın yine de çok eskilere dayanan,saygın ve onurlu bir köke sahiptir.Ne de olsa İsa'nın doğacağını önceden bilmek de vizyoner yada astrolojik kehanetlerden kaynaklanmıştır.Üstelik kehanetlerin öylesine büyük bir gücü ve çekiciliği vardır ki,yalnız bir sonraki ulusal liderin kim olacağı çabalarıyla da yetinmeyip,Nostradamus'un gerçekten Hitler'i,AIDS'i,dünyanın sonunu bilip bilmediğini de öğrenmeye çalışıp durmaktayız.

 

Kehanetin dinamiği pek az anlaşılabilmiştir.Kahinlerin bazıları geleceğe ilişkin değerlendirmelerini daha çok elde bulunan gerçeklere ve bilinen eğilimlere dayanarak,sezgisel bir sentezle yapıyor gibi görünmektedirler.Bazılarına ise görünüşe göre (hiç itemedikleri halde) bir takım vizyonlar gelmekte,hatta onları bir üre boyunca delirmiş gibi göstermektedir.Greene,Kehanetlerden bazılarının bizim "sihir" dedmekten hoşlandığımızın şeyin,yani esas olarak ritüelistik bir dizi psikolojik tekniklerin uygulayıcısı olduğunu ve bu yöntemlerle bilinçaltının kapılarını açabildiğini ileri sürer.Bir kısmı da tarih boyunca hep "matik sanatlar" diye bilinen şeyelrden yararlanmış,kuşların uçuşundan,paraların yada dal kırıklarının havaya atıldıktan sonra düşüşünden,iskambillerin dizilişinden yada güneşin,ayın,gezegenlerin zodyak burçları arasındaki hareketindne yararlanarak geleceği kestirmeye çalışmışlardır.

 

Aslında bu yöntemlerin tümü de,senkronite diye bilinen ilkeye dayalı şeylerdir,bunun basit ifadesi de,hayat dediğimiz dediğimiz birbirne bağlı organizmanın herhangi bir anda kendi diğer parçalarını yansıtması,bir düzeyde belli bir anın anlamını ve niteliklerini içermesi demektir.

 

a)Geleceği Merak Etmek

 

Geleceği bilme tutkusu her yüzyılda olan ilgiyi taze tutmuştur.

Parapsikolog Hunter Mackintosh'a göre 'gelecek şimdi de mevcut!'

İÇinde bulunduğumuz zamanı geçmişimiz tarafında belirlenmiş olarak düşünürüz,çünkü zamanımıza kadar gelene olayların akışını izleyebiliriz.Fakar sebep-sonuç bağıntısını o andan itibaren geleceğe kadar sürdüremeyiz.Yine de geleceğe ait olayların önceden kesin olarak bilinmesine dair elimizde örnekler bulunmaktadır.

Hiç şüphesiz daha önceden olmuş olaylara bakarak gelecekte ne olacağını söylemek bazı durumlarda mümkündür.Görgü ve deneyimlerimiz bize bazı olağan olayları önceden bilmemizi mümkün kılar.Basit bir hesap yada tahmin yöntemiyle bazı şyeleri önceden bilmemize yardım edebilir.Fakat diğer ve belki de daha önemli şeyleri bilmek olağan dışı bilgi derecesini yada normal üstü algılama gücünü gerektirecektir.Kehaneti bir gerçek olarak kabullenmek bir bakıma geleceğin şuanda mevcut olması gerektiğini ileri sürmek gibi görünmektedir.Hür iradenin mevcut olduğunu kabul eden bizler,içinde bulunduğumuz zaman geleceğin de olduğunu nasıl ileri sürebiliriz?Eğer gelecek önceden belirlenmişse,olayların gidişatını etkilemek konusunda bizim yapabileceğimiz bişey yok demektir.Hür iradeye inanmış olmak,hiçbirşeyin önceden belirlenmiş olduğunu kabullenmek demek değildir.

Fakat geleceğin genel hatlarıyla belirlenmiş olduğu düşüncesiyle,hiçbirşeyin önceden belirlenmediği düşüncesi birbirile nasıl uzlaşabilir?

Bu soruya 'Gelecek genel hatlarıyla belirlenmiştir' düşüncesini ele alış tarzına bağlıdır.Geleceğin bu şekilde düşünülmesi anlaşılması zordur.

 

Gelcek birden fazla formlar halinde vardır ve bunlardan sadece bir tanesi algılanabilir hale dönüşmüştür.Hologram 1960'larda keşfedilmiş enteresan bir teknolojik buluştur.Kısaca üçboyutlu bir görüntüleme tekniği olarak tanımlanabilir.Hologram plaklarının üzerine lazer ışını vasıtasıyla herhangi bir cismin görüntüsü kaydedilebilir.Bir hologram plakasını alır ikiye kırarsanız plakasının yarısından da kaydedilmiş görüntünün bütününü elde edebilirsiniz!Daha küçük parçalara dahi bölseniz yine asıl görüntü kaybolmayacaktır.

 

b)Holografik Model

 

Ünlü fizikçi David Bohm holografik modelin evrende geçerli ilke ve yasaların temeli olduğunu söylemekte ve evreni bir 'holoeylem' (holomovement) olarak tanımlamaktadır.Ona göre evrende hiçbirşey bütünden ayrı düşünülemez.Görebildiğimiz ve göremediğimiz herşey muazzam bir düzen içerisinde birbiriyle bağlantılırdır ve hepsinin özünde aynı bilgi saklıdır.Bazı yetenekli kişiler geçmişi bir ekranda izlermişçesine görebilmektedirler.Benzer çekilde kozmik hologramın içinde geleceğe atlamak da mümkündür.Gelecekte oalcak bazı olayları görebilmenin geçmiş olayları görebilmek kadar olduğunu blegeleyen büyük bir kanıt birikimi vardır.

 

Bohm'un her insan şuurunun kaynağının saklı düzende bulunduğunu yolundaki önermersi hepimizin geleceğe geçiş yapabilme yeteneğine sahip olduğumuzu ima etmektedir ve bu da kanıtlarla desteklenmiş durumdadır.Araştırmalar geleceği öncedne göre vizyonlarının trajik olaylar konsunda daha sık ortaya çıkmakta olduğunu göstermektedir.

Mutlu olayların sezilme oranı,üzülme olayların sezilme oranının dörtte biri kadardır.

 

Kötü olaylar arasında ölüm olayının içe doğması en yüksek orana sahiptir,bunun arkadsından kazalar ikinci ve hastalıklar üçüncü durumdadır.

Spiritüel bilgilere göre insanın kaderi onun doğmadan önce yapmış olduğu hayat ile bağlantılı olduğu için geleceği de kendi ruhsal ihtiyaçları ile doğru orantılı olarak akış izler.Gelecek insanın dünya yaşantısında izleidği yola ve tempoya göre şekil almaktadır.bu adeta şuurlu bir zaman akışına bizlerin dikkatini çekmektedir.Bizler önümüze bulunan yollardan birini seçeriz ve o yolu seçmekle,yol üzerinde olan herşeyle karşılaşmayı da beraberinde seçmiş oluruz.O sıradaki geleceğimiz de seçmiş olduğumuz yola göre şekillenmektedir.Eğer başka bir yola saparsak geleceğimiz bazı özel durumlar dışında değişmiş olur.Burada varlıksal ilkelerden olan seçme özgürlüğü ilkesinin varlığın yaşamında ne kadar önemli bir yeri olduğu ortaya çıkar.

 

c)Spiritüalizm

 

Elvan ve Gündüz Öğüt 'Kehanetler ve Kahinler' adlı kitaplarında ruhsal varlıklarla iletişim kuran kişilerle 18000'lü yılların sonunda başlatılan ciddi araştırmalara değinirler.1800'lü yılların sonlarına dığru Batı'nın önde gelen bilimadamlarının yaptmış oldukları çalışmalarla şekillenen Spiritüalizm (Ruhçuluk) ve 1900'lü yıllarda ülkemizde Dr.Bedri Ruhselman'ın yaptığı araştırma ve çalışmalar sonucunda ortaya koymuş olduğu Neo Spiritüalizm (Yeni Ruhçuluk) disiplini içerisinde,duyular dışı yeteneklere sahip olan ve ruhsal varlıklarla iletişim kurabilen kişilere genel anlamda "medyum" adı verilmiştir.

 

Ruhçuluk,Fransızca spiritisme'den gelir ve ruhların özellikle de bedenini terk etmiş olan ruhlarının varlığını,davranışlarını ve onların öğrettiklerini temel alan öğretidir.

Bu konunun uzmanı Fransız Allan Kardec'tir.Ülkemizde ise 40'lı yılların sonuna doğru gelişen ispritizma hareketi daha sonraları diğer ülkelerdeki gibi bütünleşme yoluna veya parapsikolojiye bağlanma yoluna gitti.

İspritizmacılara göre medyum,doğaüstü bir takım yollarla örtülmüş kişilerin ruhlarından mesajlar alabilen ve böylece yaşayanlarla ölüler arasında bağ kuran kişiye denir.

 

Parapsikoloji ise bir ruh bilimidir.Parapsikolojinin inceleme konuları doğa üstü ve ya yanılsama sonucu olduğu düşünülen olaylardır.Normal dışı olgulara,bilimsel bir yaklaşımla yönelmek istemesi parapsikolojiyi,ispritizma,mistisizm yada gizli bilgilerden ayıran en önemli özelliğidir.Parapsikoloji, ruh bilim sistemi içinde henüz yer almamış,ama alacak olan ruhsal işlevlerin var olduğunu ileri sürer.

 

Parapsikologlar,hileleri,yanılsımayı veya bilinen bir ruh bilimsel işlevin çalışmasını (bilinçaltı algı,ruhsal koşutluk vs. )bir yana bıraktıktan ve rastlantıyı da hesaba kattıktan sonra,henüz çok yetersizce tanımlanmış bulunan ve birey duyu veya kas aracılığı olmaksızın çevresindeki dünya ile iletişime girmesini sağlayan yetilerin var olduğunu savunurlar.

 

Bu psi-yetenkler ikiye ayrılırlar;bir yanda duyudışı algı,diğer tarafta psikokinezi.

Bu psi-etkileşimler sonuçları farklı olabilmekle beraber duyu dışı algı,olaysal planda klasik olarak 3şekilde biçimlenmektedir:

Bunlar; 1)telepati, 2)üst algı 3)önceden bilme'dir.

Bunların en önemli ortak noktaları üçünün de duyu dışı olmasıdır.

 

d)Parapsikolojik Çalışmalar

 

Parapsikolojik çalışmalar 1882 yılında bir grup seçkin İngiliz tarafından kurulan 'Society for Psychical Researh' ile başlamış, o zamanlarda ispritizma toplantıları ve araştırmaları şeklinde çalışılmış,daha sonra ise Fransa'da kurulan merkez ve Charles Richet'in önayak olması ile bu çalışmalar metapsişik adını almıştır.

 

Günümüzde artık parapsikoloji adı altında bir bilim dalıdır.Bugün parapsikolojik araştırma,sonuçları tekrarlanabilir yöntemler geliştirmek üzerinde özellikle durmaktadır.Çünkü deneylerde tekrarlanabilirliğinin olmayışı bu bilim dalını gözden düşürmektedir.

Parapsikoloji medyum sözcüğüne normal dışı yeteneklere sahip kişi gözüyle bakmaktadır.Özel yeteneklere sahip olan medyum tabiatlı kişiler,ruhsal alem veya ruhsal boyutun varlıklarıyla iletişim kurabilmektedirler.Alınan bilgiler,insanın günlük yaşamı içerisinde duyular kanalıyla algılayamadığı, fakat özel şuur durumları içerisinde uzanabildiği farklı boyutlardan ve bu boyutlarda varlığını sürdüren yüksek deneyimlere sahip,insanların gelişimlerinden sorumlu idareci ruhsal varlıklardan alınan ruhsal tebliğlerdir.

Parapsikolojinin ve ispritizmacılığın Avrupa ve Amerika'da geliştiği dönemlerde (XIX.yy.sonu ve XX.yy. başı), bazı ünlü medyumlar üzerinde araştırmalar yapılmış ve özellikle ünlü medyumlar Th.Flournoy,Helene Smith vakası üzerindeki ruhbilimsel analizler, medyumun kişiliğini etkisi altına almış görünen ölü ruhunun aslında,ilgili kişinin kendi bilinçdışı psişizminin kendi ürünü olduğunu açık bir biçimde göstermiştir.

Modern parapsikolojinin reddettiği asıl ispritizmacı varsayımı bir yana,medyumun trans halindeyken bazı gerçek dışı olayların meydana gelebilmesi halen sorun niteliği taşımaktadır.Metapsişik araştırmalarda ve parapsikoloji çalışmalarında da duyular dışı yeteneklere sahip kişilere "psychic" (hassa süje,psişik insan anlamında) veya medyum denilmektedir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...