Logii Oluşturma zamanı: Kasım 22, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 22, 2009 İNSAN ZİHNİ YAHUT RASYONEL RUHUN AÇIKLANMASI: VAROLAN VE VAROLABİLEN 1 İnsan zihni düşünce süreçlerinin ilk olarak kişi tarafından tamamlandığı şeydir; o yalnızca düşünme melekesinden ibarettir ve içsel ilkedir. 2 Doğa yasaları, kendisiyle ilişkilendirildiği kadarıyla şuna izin vermiş görünür: zihin ya bir töz ya da maddi tözün bir kipidir veya [bu konuda] büyüme ve düşüncenin belirli tözlere özgü nitelikler olduğunu ileri süren başka bazı filozofları izlersek, özneler hakkında, o zaman bu sıfatlar farklı oldukları için birebir karşılaştırılamazlar. Her ne kadar bir nitelik diğerinin kavramı içinde kapsanmıyorsa da, zihnin aynı konuda büyüme ile bir arada var olan bir sıfat olmamasını gerektiren bir neden yoktur. Düşünebildiğimiz bir şey, var olabilir [de]. Ancak zihin, adı geçen şeylerin her birinin olabilmesi için düşünebilir, zira onların hiçbiri bir çelişki içermez. Öyleyse zihin, bu şeylerin herhangi biri olabilir. 3 O halde, insan zihnini açıkça ve dolaysızca kavrayabileceğimizi öne süren filozoflar, yanılgı içindedirler. Sanki zihin kesinlikle ve gerçekten bedenden ayrıdır. 4 Zihnin hakikaten bedenden ayrı olan bir töz yani bir özden başka bir şey olmadığı, gerçekten bedenden ayrılabilir olup müstakil ve bağımsız olarak var olma yeteneğine sahip olduğu Kutsal Kitab’ın pek çok yerinde bize gösterilir. Ve böylelikle bir şey göz önüne alınırsa, doğa araştırması şüpheli şeyleri terk eder, ki Kutsal Kitap’taki ilahi vahiy sayesinde zaten [önceden] bizim için şüphe içeren bütün şeylerin ötesine konulmuştur. 5 Beden hakkında şüpheye sahip olduğumuza dair [yapılan] herhangi bir itiraz geçerli değildir, çünkü [bu], zihin hakkında bilgisizlikten ileri gelir. Zira bu, yalnızca, beden hakkında şüphe ettiğimiz sürece zihnin, bedenin bir formu olduğunu söyleyemeyeceğimizi kanıtlar. 6 İnsan zihni her ne kadar bedenden gerçekten ayrı bir töz olsa da, yine de bedende olduğu sürece, aktiviteleri tamamen organiktir. Öyleyse, bedenin farklı eğilimleri, buna karşın zihnin süreçlerinin farklı eğilimleri vardır. 7 Zihin, bedenden ve bedenin eğilimlerinden farklı bir doğaya sahiptir ve bu eğilimlerden ortaya çıkmış olamaz. Bu yüzden o, ahlaksız olmama durumudur. 8 Onun kavramında ne parçalar ne de uzama olmadığı gibi, bütün içerisinde de bir bütün olarak var olur ve her bir kişisel parçasında bir bütün olarak sunulsa da, bu hoş bir tahmindir. 9 Zihin, hayali ve gerçek şeyler tarafından etkilenmiş olabilir, bu nedenle maddi şeyleri gerçekten kavramış olsa bile, doğa araştırması, şüpheli olmamıza izin verir. Ancak yine de Kutsal Kitap’ta ilahi vahiyle bu şüphe giderilmiştir. Bu sayede Tanrının göğü, yeri ve içinde bulunan her şeyi yarattığı ve halen de onları koruduğu, bütün şüphelerin uzağındadır. 10 Beden ve ruhun birlikte sürdürdükleri ilişki, doğanın değişmezlik yasasıdır, bu sayede her kişisel şey, başke bir şey tarafından bu konumu değiştirilmedikçe bulunduğu konumda sabit kalır. 11 Zihin, bir tözdür ve yaratma anında ilk olarak vücuda gelendir. En doğru görüşün, yaratma sırasında, rasyonel ruhun Tanrı tarafından doğrudan bir yaratmayla vücuda getirildiği görüşünde olan kimselerin görüşü olduğu görülüyor. 12 Zihnin doğuştan idelere, kavramlar veya aksiyomlara gereksinimi yoktur, aksine süreçlerinin tamamlanması için düşünme yetisi kendi kendine yeter. 13 Öyleyse tüm ortak kavramlar, zihne kazınmış olarak, kaynağını nesnelerin düşüncesine veya geleneğe borçludur. 14 Yetkin Tanrı fikrinin zihne konulmuş olması, ilahi vahyin sonucu olarak, ya gelenekten ya da düşüncedendir. 15 Bizim Tanrı kavramımız, yahut zihnimizde bulunan Tanrı fikri, Tanrının varlığını kanıtlamaya yeterli güçlü bir argüman değildir; hiçbir nesne, içimizde düşünülen kavramlar sayesinde var olmaz; ve tarafımızdan kavranmış olan bu fikir, başka herhangi bir nesne kavramından daha yetkinsiz değildir, aslında bizim düşünce yetilerimizi aşar. 16 Zihnin düşüncesi iki türlüdür: Zeka ve irade. 17 Zeka, algı ve yargıdır. 18 Algı ise duyu, hafıza ve hayaldir. 19 Tüm duygulanımlar birtakım cismani hareketlerin algısıdır, kasıtlı hayallere gereksinim duymayan ve etkilenen olarak, duygu kanallarının haricinde değil, aksine yalnızca beyindedir. 20 İrade, özgürdür ve öz-bilincimizin bize işaret etmesi gibi, kaygısızca doğadaki karşıtlıklara meyleder. 21 İrade, öz-belirlenimdir; sadece hayalden daha kör değil, aynı zamanda sağır olarak adlandırılmaktadır. RENE DESCARTES Çev: İlyas Altuner Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.