dfxtw Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2010 (düzenlendi) Aslında çok da mantıklı gelmiyor gözüme ama bazı insanların uzun süre oruç tuttuklarını biliyordum. enteresan olmasının yanı sıra kulağımada çok hoş geldi, birilerine hava atmak için felan değil tabiki... -ehehe gerçekten sevdim bu fikri hiç bişey yememek ha pek breatharianlığa uymuyor ama ... ha güneş ha nefes ha su ? xp nevermore, fotonkedi ve beautiful_death ' e çok çok teşekkürler. edit:ı ıh x) 14saat'ten sonra pes ettim uzun bi çalışma istiyor sanırım Ocak 5, 2010 dfxtw tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ezgin Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2010 Nefes nefesle ruhu temizlemek kendini rahatlatmak gerçekten güzel incelemeye devam teşekürler... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hevvez Yanıtlama zamanı: Ocak 5, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 5, 2010 TÜrkçe bir kaynağa erişsem keşke tekninkler hakkında:( Ah ingilizce ah... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 http://www.amazingabilities.com/mataji2.jpeg Hint fakiri Prahlad Jani, 8 yaşından beri aç ve susuz yaşıyor. Uzmanların incelemeye aldığı Jani'nin bütün organları normal bir insanınki gibi çalışıyor. Pek çok insanın yemek yemeden, vücudundaki protein stoklarını kullanarak haftalarca yaşaması mümkün. Ancak uzmanlara göre ortalama bir insan su içmeden üç ya da dört gün yaşayabilir. Oysa ki Hindistan'da yaşayan Prahlad Jani yaklaşık 62 yıldan beri hiçbir şey yiyip içmiyor. Doktorları şaşırtan Hint fakiri, yaklaşık 10 gündür Hindistan'ın batısındaki Ahmedabad şehrinde gözetim altında. Hastanenin temsilcisi Dr. Dinesh Desai'nin yaptığı açıklamaya göre, bu süre boyunca da hiçbir şey yemedi, tuvalete de çıkmadı ama zihinsel ve fiziksel durumu gayet iyi. Dr. Desai "Kendisine yaptığımız testler vücut mekanizmasının normal bir insanınki gibi olduğunu gösteriyor" diyor. 70'ini devirmiş olan Jani zamanının çoğunu Gujarat şehrinde Ambaji tapınağında, her şeye boyun eğmiş bir şekilde oturarak geçiriyor. Son 10 gündür ise kendisi için özel hazırlanmış odada yaşıyor. Tuvaleti sımsıkı kapanmış olan bu oda, sürekli video kamerayla gözetleniyor. Jani'nin tek yaptığı şey ise azıcık bir suyla ağzını çalkalamak. "Yemeğe ve suya ihtiyaç duymuyorum" diyen Jani, sekiz yaşındayken ilahi bir güç tarafından kutsandığını ve o zamandan beri böyle yaşadığını söylüyor. http://www.spiritproject.de/home/personality/we/prahlad.jpg Charod köyünde büyümüş olan Jani, görünümüyle de dikkat çekiyor. Kırmızı bir elbisesi, burnunda halka, saçlarında çiçekler var. Bu ilginç görünümlü adamı müritleri ise "mataji" veya "ilahe" diye çağırıyor. Jani bu şekilde nasıl yaşadığının sırrını ise damağında bulunan bir deliğe borçlu olduğunu söylüyor. Bu delik yıllardır yemeden ve içmeden yaşamasını sağlamış. BİTKİ GİBİ YAŞIYOR Jani gibi hiçbir şey yemeyen ve içmeyen insanlar kendilerini "ototrof" olarak adlandırıyorlar. Bu terim kendi yiyeceğini yapabilen organizmalar anlamına geliyor. Rus bir ototrof olan Irina Novozhilova, bu konudaki görüşlerini şöyle açıklıyor: "Uzun yıllar önce böyle yaşamayı keşfetmiş insanlar var. Başta Vernadsky olmak üzere Rus filozoflar, insanların yemek yemeden yaşayabilmeleri üzerine düşünüyorlardı." Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar ototroflar ve heterotroflar olarak ikiye ayrılıyor. Güneş ışığı ve havadan beslenen yani fotosentez yapan bitkilerin büyük bir kısmı ilk gruba giriyor. İnsanlar ve hayvanlar ise ikinci gruba dahil. Onlar diğer canlıları yiyerek hayatlarını devam ettiriyorlar. Bu nedenle yemeden ve içmeden yaşayan insanlar bitkilere daha yakın. BİYOLOJİK YAŞI 20 Moskova'da da bu şekilde yaşayan bir grup var. Onlar da Konstantin Vasiliev Müzesi'nde bir araya gelerek deneyimlerini paylaşıyorlar. Örneğin bir anne çocuğunu sekiz yaşına kadar emzirirse, ototrof olabileceğini düşünüyorlar. Bu gruptaki yemeyen ve içmeyen kadınların çocuklarına yetecek kadar sütlerinin bulunması da oldukça ilginç. Ototrofların insanlara önerdikleri ise bir anda yemenin ve içmenin kesilmesinin mümkün olmadığı. Rusya'nın en ototrofu ise Zianaida Baranova. 67 yaşındaki kadın ilk başta et yemeyi bırakmış. Dört buçuk yıldan beri ise yemek yemeden ve su içmeden yaşıyor. Yine de uzmanlar Baranova'nın biyolojik yaşının 20 olduğunu söylüyor. Zaten son derece enerjik ve neşeli bir insan. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sis_i Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 çok saçmaymış adamların tiplerini görmüyonuz mu kendilerine faydaları yok:::::::::::::::::::::: saçmalık havayla beslenmekmiş ::::::::::::pehhhhhhhh!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Belli biyolojik yaşının 20 olduğu O elindeki mızrak gibi şeyle ne yaptığını da anlamadım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hevvez Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 İngilizce gerçekten şart.Bu konu en fazla ilgimi çeken bir konu, gerçek mi değil mi bilemiyorum ama çok ilgimi çekiyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
melenie Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 çok ilginçmiş... benim için yemek yemek yaşamımı sürdürmekten öte eğlenceli bi iş.... yeni tatlar yeni duygular uyandırı bende adam yemek yemeden 62 yıl yaşamış.. hayret! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 İngilizce gerçekten şart.Bu konu en fazla ilgimi çeken bir konu, gerçek mi değil mi bilemiyorum ama çok ilgimi çekiyor. Şu fotosentez felan diyen arkadaşları anlamadım ve katılmıyorum. Konu şu; Herşeyin enerjiden oluşmasına dayanarak gerekli enerjiyi nefesle temin ediyorlar. Yediklerinizin parçalanıp enerji olması gibi. Bir şekilde vücuda bu yönde hakimiyet sağlıyorlar eğer gerçekse. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aLgoRmoRTiSs Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 yemek yemeye üşenen biri olarak böyle bişeyi gerçekleştirebilmenin çok faydalı olacağını düşünüyorum ama ğek mümkün görünmüyo benim için çikolatasız...dondurmasızz... ı-ıhhh çok zor Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Bence tamamen amaçsız ve mantıksız. Adam fiziğine önem veriyor, 20 yaşında olmak için bunları yapıyor biyolojik olarak, 100 yaşında gibi görünen ve acınası bir fiziği var. Ayrıca yemekleri tadamıyor. Sırf artistik olsun diye bu kadar da abartılmaz ki. Düşünsenize, sözde 20 yaşında olmak için yemek yemiyorsunuz, ihtiyacı bırakın en büyük lükslerden olan damak tadından yoksunsunuz, peki ya 20 yaşında olduğunu söyledikleri beden ne işe yarıyor? O adamın neyine yarıyor? Bana bütün gününü bu işle geçiriyor gibi geldi. Çok gereksiz birşey, aşırı gereksiz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Siyah karlaR Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 çok yalnış mc.... :/ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 bence de çok yanlış Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
emirbi Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 insan vücudunu kandırarak herşeyi elde edebilir derim ben.. düzenli oalrak her vücutta fotosentezin olacağına inanmam biraz zor ama gerekli plasebo elde edilirse herşey mümkün bence.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 bazı damak hazlarının yerinin dolmayacağı fikrindeyim. en azından benim için:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hevvez Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 9, 2010 Benim diğer merak ettiğim cinselliği tamamen kesenler:rolleyes:Tabii böyle bir niyetim yok ama nasıl bunu başarıyorlar merak ediyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 cinsellik ana merkezde değil onun doyurmuş olduğu yaratma ve bütünlenme istekleri merkezde ...bu şekilde düşündüğünde nasıl yaptıklarına giden yolu görebilirsin... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
buzii_tazy Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Gerçekten çok merak ettiğim ve acaba?dediğim bir konuydu bilgi için teşekkürler...Öncelikle ''tipe bak,saçmalık,ne gereği var ''gibi yorumları görmek hala garibime gidiyor.farkındalığı bu kadar yüksek insanların biraraya geldiği bir sitede ciddi ezoterik ve okült bilgilerin üstüne bu tür şamataların dönmesi ya da olmaz öyle şey kardeşim gibi dar görüşlü bakış açılarını görmek eyvah hala ne durumdayız buralarda bile dememe sebep oluyor..ben bir indigoyum ve çocukluğumdan beri oldum olası et le arası iyi olmayan,pakette satılan ürünleri tüketmekten haz etmeyen bir çocuktum.ne zamanki 4 yıl önce isteyerek et yemeği kestim,asabiyetimle ün salmış namıma gölge düştü:Daile geneği olarakda fiziksel yapı olarak da oldum olası kilo almayan zayıf bir bünyeyim.et yediğimde de böyleydim yemezken de böyleyim.fakat insanı kasan tek nokta etrafımdaki herkesin bunu iyi bilmesine rağmen ''yok et yemiyorsun ya ondan zayıfsın ''yaftasını yapıştırarak bu yorumdan kurtulmaları..zaman içerisinde vücudum neyi yiyip neyi yemiceni kendi seçmeye başladı.big mac için ölen ben :Dzamanla kola,bisküvi,nescafe,şeker,et,soda,kutu meyve suları ve pakette satılan ne varsa yiyememeye başladım.bunun gibi gıdaları tükettiğimde ya kusuyor ya da sinsirmekte ciddi problem yaşadığımda resmen midemde ve bağırsağımda bu yiyeceklerden huzursun olmuş askerlerin savaştığını zihinsel olarak da hissediyordum.bende kendimi akışa bıraktım ve deniyorum neyi yemekten vücudum mutsuzsa?hemen kesiyorum ki bu bir vazgeçme ya da fedakarlık da olmuyor resmen hafiflik ve huzur hissiyle doluyorum.sebze meyve bakliyat kuru yemiş su çay türk kahvesi ve doğal meyve suları içeek yiyerek mutlu huzurlu ve sağlıklı yaşıyorum.bu zaten bir bilinç ve tercih sebebidir zorla kimse vazgeçilme noktasına getirilemez.ancak bunun kişiye kazandırdıkları bilincinde isteyerek yapılabilen bir şey.dondurma yemediğim için ölmüyorum:Dçocukkende dondurma sevmezdim zaten:Dtad alma duygusundan yoksun olmak ise tamamen olaya fiziksel bir bakış geldim madem tüm nimetlerden tatmalıyım mantığı bizi bağımlılık derecesinde suni gıdalara itmekte.hem bu şekilde beslenmeye başladığım anda farkındalığım arttı,duyularım gelişti,hislerim kuvvetlendi,unutkanlık olur denilenin aksine zihnimin dibinde gömülü kara kutular bile açıldı.ve sadece bilgi olarak bildiğim tüm ezoterik şeyleri bilme halinden uygulama haline geçmiş buldum kendimi.oldukça da sağlıklıyım ve 31 yaşımda dans eğitmeniyim.ne sağlıksız bir görüntüm var ne de enerjisiz kalmak gibi bir problemim.günde 8 saat hip hop dersi görürken 15 -25 yaş arası istisnasız her öğrenci daha 45 dk.lık ısınmalarda nefes nefese yere serilmişken 2 saat durmadan egzersiz yapabiliyorum..doktorların yalancısıyım biyolojik yaşım da 20 :Dvelhasıl kelam olmaz öyle şey deme hakkına da sahipsiniz fikri özgürlük adına ancak bende kendi yaşantımdan bilmekteyim yemek yemek ya da çok yemek yemek insana enerji veren bir durum değil bilakis vücuda aldığımız her gıdayı enerjiye çevirebilmesi için tüm o sindirim işlemlerini gerçekleşirmesi ekstra bir enerji kaybına sebep oluyor.insan et yemeyince unutkanlaşmıyor,dünya nimetlerinin tadına bakmadığı içinde ot a dönüşmüyor.bilakis hayatın ve enerjinin yaşam pınarından beslenmek insanı daha bir insan yapıyor...kim huzurlu,sağlıklı,nadir hastalanan,enerjisi yüksek biri olmak istemezki?adamlarda böyle bulmuş yolunu..mühim olan kişinin kendi için en iyisini bulmasıdır keza sizin onun tipini yargılama gibi bir hakkınızda olamaz bu metropol keşmekeş kaos yaşantının içinde sizin kalp krizinden ölmeden 70 leri görme olasılığınız da düşük ki yurdum insanına baktığımda hayatın ağır yükü altında ezilmiş insanlar daha 40 ında o hint fakirinden daha''fakir''ve perişan görünmekte.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Gerçekten çok merak ettiğim ve acaba?dediğim bir konuydu bilgi için teşekkürler...Öncelikle ''tipe bak,saçmalık,ne gereği var ''gibi yorumları görmek hala garibime gidiyor.farkındalığı bu kadar yüksek insanların biraraya geldiği bir sitede ciddi ezoterik ve okült bilgilerin üstüne bu tür şamataların dönmesi ya da olmaz öyle şey kardeşim gibi dar görüşlü bakış açılarını görmek eyvah hala ne durumdayız buralarda bile dememe sebep oluyor..ben bir indigoyum ve çocukluğumdan beri oldum olası et le arası iyi olmayan,pakette satılan ürünleri tüketmekten haz etmeyen bir çocuktum.ne zamanki 4 yıl önce isteyerek et yemeği kestim,asabiyetimle ün salmış namıma gölge düştü:Daile geneği olarakda fiziksel yapı olarak da oldum olası kilo almayan zayıf bir bünyeyim.et yediğimde de böyleydim yemezken de böyleyim.fakat insanı kasan tek nokta etrafımdaki herkesin bunu iyi bilmesine rağmen ''yok et yemiyorsun ya ondan zayıfsın ''yaftasını yapıştırarak bu yorumdan kurtulmaları..zaman içerisinde vücudum neyi yiyip neyi yemiceni kendi seçmeye başladı.big mac için ölen ben :Dzamanla kola,bisküvi,nescafe,şeker,et,soda,kutu meyve suları ve pakette satılan ne varsa yiyememeye başladım.bunun gibi gıdaları tükettiğimde ya kusuyor ya da sinsirmekte ciddi problem yaşadığımda resmen midemde ve bağırsağımda bu yiyeceklerden huzursun olmuş askerlerin savaştığını zihinsel olarak da hissediyordum.bende kendimi akışa bıraktım ve deniyorum neyi yemekten vücudum mutsuzsa?hemen kesiyorum ki bu bir vazgeçme ya da fedakarlık da olmuyor resmen hafiflik ve huzur hissiyle doluyorum.sebze meyve bakliyat kuru yemiş su çay türk kahvesi ve doğal meyve suları içeek yiyerek mutlu huzurlu ve sağlıklı yaşıyorum.bu zaten bir bilinç ve tercih sebebidir zorla kimse vazgeçilme noktasına getirilemez.ancak bunun kişiye kazandırdıkları bilincinde isteyerek yapılabilen bir şey.dondurma yemediğim için ölmüyorum:Dçocukkende dondurma sevmezdim zaten:Dtad alma duygusundan yoksun olmak ise tamamen olaya fiziksel bir bakış geldim madem tüm nimetlerden tatmalıyım mantığı bizi bağımlılık derecesinde suni gıdalara itmekte.hem bu şekilde beslenmeye başladığım anda farkındalığım arttı,duyularım gelişti,hislerim kuvvetlendi,unutkanlık olur denilenin aksine zihnimin dibinde gömülü kara kutular bile açıldı.ve sadece bilgi olarak bildiğim tüm ezoterik şeyleri bilme halinden uygulama haline geçmiş buldum kendimi.oldukça da sağlıklıyım ve 31 yaşımda dans eğitmeniyim.ne sağlıksız bir görüntüm var ne de enerjisiz kalmak gibi bir problemim.günde 8 saat hip hop dersi görürken 15 -25 yaş arası istisnasız her öğrenci daha 45 dk.lık ısınmalarda nefes nefese yere serilmişken 2 saat durmadan egzersiz yapabiliyorum..doktorların yalancısıyım biyolojik yaşım da 20 :Dvelhasıl kelam olmaz öyle şey deme hakkına da sahipsiniz fikri özgürlük adına ancak bende kendi yaşantımdan bilmekteyim yemek yemek ya da çok yemek yemek insana enerji veren bir durum değil bilakis vücuda aldığımız her gıdayı enerjiye çevirebilmesi için tüm o sindirim işlemlerini gerçekleşirmesi ekstra bir enerji kaybına sebep oluyor.insan et yemeyince unutkanlaşmıyor,dünya nimetlerinin tadına bakmadığı içinde ot a dönüşmüyor.bilakis hayatın ve enerjinin yaşam pınarından beslenmek insanı daha bir insan yapıyor...kim huzurlu,sağlıklı,nadir hastalanan,enerjisi yüksek biri olmak istemezki?adamlarda böyle bulmuş yolunu..mühim olan kişinin kendi için en iyisini bulmasıdır keza sizin onun tipini yargılama gibi bir hakkınızda olamaz bu metropol keşmekeş kaos yaşantının içinde sizin kalp krizinden ölmeden 70 leri görme olasılığınız da düşük ki yurdum insanına baktığımda hayatın ağır yükü altında ezilmiş insanlar daha 40 ında o hint fakirinden daha''fakir''ve perişan görünmekte.. saygı ile eğilip ayakta alkışlarım bu yorumu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
buzii_tazy Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 ilk defa da profilime şu an ki halimi gösteren bir fotoğrafımı koydum ki,onu bunu yemeden yaşamama rağmen nasıl sağlıklı ve ışıltılı görünülebileceği de ''böyle düşünmeyen arkadaşlara''görsel bir de cevap olsun ; ) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Ben bunu gereksiz görmenin farkındalıkla alakalı olduğunu düşünmüyorum. Adamın sağlıksız olmadığını da düşünmüyorum. Tüm yaşamını buna ayırmak bana göre mantıksız. Hayatın boyunca bununla uğraştıktan sonra tek kazandığın biraz daha sağlıklı olmak. Ki amaç huzurlu yaşamaksa çok farklı ve kolay yöntemler de var. Kendini neredeyse bir yaratığa çevirmek fazla mantıksız benim için. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Tek kazandığı 'sadece' sağlıklı olmak değil ki , yaptığı şey buzdağının görünen kısmı sadece. Nefsine kayıtsız şartsız hükmedebilen bir insandan bahsediyoruz. Onun amacı ne huzurlu yaşamak nede daha sağlıklı olmAk . Bunları çoktan aşmış amcamız . Yani düşünsene hedeflediği amaç için koca bir ömür bir çok insanın önüne gecemediği benlik olgusunun önüne geçmiş el sallıyor bize Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Peepss Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 çok değişik enteresann :D ama ömürleri kısa olur diye düşünüyorum ya nekadar yaşayabilirlerki sonuçta Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
buzii_tazy Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2010 şimdi düşünüyorum diyorsunuz da arkadaşlar 1.düşünüre diyorum ki,doktorlar gözetim altına almış amcayı ve hiç bir sağlık problemi olmadığını beyan ediyorlar bu done elde varken sen hala''sağlıksız olduğunu mu düşünüyorsun? cevabı verilmiş bir soru üzerinde düşünüp vakit kaybetmek niye?farklı bir bakış açısıyla başka bir açıklama getirerek de konunun karşısında durulabilir:) 2.düşünüre diyorum amca 70 i ni zaten devirmiş ''ömrünün kısa olacğını ''düşünmek yerine yine 1.ci örnekte verdiğim gibi homini gırtlak yiyerek 150 sini devirmiş bir donerimiz var mı elde? de gene cevabı verilmiş bir yanıt üzerinde düşünmekteyiz? hepimiz topluca aynı formüle gidelim diye bir hüküm çıkmış da değil ki hala amcanın tipini yargılayanları kınıyorum yaşadığı toprak ve geldiği ırk genetiği sebebiyle fazla kara kuru olması onun yaratık muamelesi görmesine sebep olamaz bildiğin hintli fukara napsın?michael jackson (bayılırım)gibi geceden çamaşır suyuna mı yatsın?kibariye ablamızın şoferr diye bağıran annesini hatırlayan varsa napalım kadını gömelimmi?şekilci olmayın lütfen!aynı yolu izlemek durumunda değil kimse ama şekilci bakarak cevap vermek farkındalık konusundaki eksi bakiyeyi ortaya serer..amca aşmış sağlık derdin de de değil konuyu düz mantıkla görmeyelim derim:) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
velvetwamp Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2010 http://www.amazingabilities.com/mataji2.jpeg Hint fakiri Prahlad Jani, 8 yaşından beri aç ve susuz yaşıyor. Uzmanların incelemeye aldığı Jani'nin bütün organları normal bir insanınki gibi çalışıyor. Pek çok insanın yemek yemeden, vücudundaki protein stoklarını kullanarak haftalarca yaşaması mümkün. Ancak uzmanlara göre ortalama bir insan su içmeden üç ya da dört gün yaşayabilir. Oysa ki Hindistan'da yaşayan Prahlad Jani yaklaşık 62 yıldan beri hiçbir şey yiyip içmiyor. Doktorları şaşırtan Hint fakiri, yaklaşık 10 gündür Hindistan'ın batısındaki Ahmedabad şehrinde gözetim altında. Hastanenin temsilcisi Dr. Dinesh Desai'nin yaptığı açıklamaya göre, bu süre boyunca da hiçbir şey yemedi, tuvalete de çıkmadı ama zihinsel ve fiziksel durumu gayet iyi. Dr. Desai "Kendisine yaptığımız testler vücut mekanizmasının normal bir insanınki gibi olduğunu gösteriyor" diyor. 70'ini devirmiş olan Jani zamanının çoğunu Gujarat şehrinde Ambaji tapınağında, her şeye boyun eğmiş bir şekilde oturarak geçiriyor. Son 10 gündür ise kendisi için özel hazırlanmış odada yaşıyor. Tuvaleti sımsıkı kapanmış olan bu oda, sürekli video kamerayla gözetleniyor. Jani'nin tek yaptığı şey ise azıcık bir suyla ağzını çalkalamak. "Yemeğe ve suya ihtiyaç duymuyorum" diyen Jani, sekiz yaşındayken ilahi bir güç tarafından kutsandığını ve o zamandan beri böyle yaşadığını söylüyor. http://www.spiritproject.de/home/personality/we/prahlad.jpg Charod köyünde büyümüş olan Jani, görünümüyle de dikkat çekiyor. Kırmızı bir elbisesi, burnunda halka, saçlarında çiçekler var. Bu ilginç görünümlü adamı müritleri ise "mataji" veya "ilahe" diye çağırıyor. Jani bu şekilde nasıl yaşadığının sırrını ise damağında bulunan bir deliğe borçlu olduğunu söylüyor. Bu delik yıllardır yemeden ve içmeden yaşamasını sağlamış. BİTKİ GİBİ YAŞIYOR Jani gibi hiçbir şey yemeyen ve içmeyen insanlar kendilerini "ototrof" olarak adlandırıyorlar. Bu terim kendi yiyeceğini yapabilen organizmalar anlamına geliyor. Rus bir ototrof olan Irina Novozhilova, bu konudaki görüşlerini şöyle açıklıyor: "Uzun yıllar önce böyle yaşamayı keşfetmiş insanlar var. Başta Vernadsky olmak üzere Rus filozoflar, insanların yemek yemeden yaşayabilmeleri üzerine düşünüyorlardı." Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar ototroflar ve heterotroflar olarak ikiye ayrılıyor. Güneş ışığı ve havadan beslenen yani fotosentez yapan bitkilerin büyük bir kısmı ilk gruba giriyor. İnsanlar ve hayvanlar ise ikinci gruba dahil. Onlar diğer canlıları yiyerek hayatlarını devam ettiriyorlar. Bu nedenle yemeden ve içmeden yaşayan insanlar bitkilere daha yakın. BİYOLOJİK YAŞI 20 Moskova'da da bu şekilde yaşayan bir grup var. Onlar da Konstantin Vasiliev Müzesi'nde bir araya gelerek deneyimlerini paylaşıyorlar. Örneğin bir anne çocuğunu sekiz yaşına kadar emzirirse, ototrof olabileceğini düşünüyorlar. Bu gruptaki yemeyen ve içmeyen kadınların çocuklarına yetecek kadar sütlerinin bulunması da oldukça ilginç. Ototrofların insanlara önerdikleri ise bir anda yemenin ve içmenin kesilmesinin mümkün olmadığı. Rusya'nın en ototrofu ise Zianaida Baranova. 67 yaşındaki kadın ilk başta et yemeyi bırakmış. Dört buçuk yıldan beri ise yemek yemeden ve su içmeden yaşıyor. Yine de uzmanlar Baranova'nın biyolojik yaşının 20 olduğunu söylüyor. Zaten son derece enerjik ve neşeli bir insan. bu adamın pek yaşar(mecazi) gibi bi hali yok.. bu zihnen ölmüş götürün gömün bunu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.