nevermore Oluşturma zamanı: Aralık 12, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 12, 2009 Atatürk’e taşıdığı üstün kişiliğin kaynağı sorulduğunda, “Türk” kimliğinden başka bir yön göstermemiştir. O halde, onun anlatmak istediği noktayı, Türk kimliği ile işaret etmek istediği insani özellikleri iyi anlamamız gerekmektedir. Bu özellikleri tanımak ve bizi “biz” yapan unsurları yaşamak, aslında bunların, dünya uluslarıyla “bir” ve “kardeş” olduğumuzu anlamamızı sağlayan unsurlar olduğunu görmek demektir. Türk halkı esnektir. Türk halkı, bir su kadar akışkandır. Hem öyle bir esnektir ki Dünya’nın dört bir yönünde, dört bir ikliminde, her koşulda yaşar. Üstelik, bir o kadar da başı göğe dönüktür. Gelen her bilgiyi alıp kullanacak ve kendini dünyanın iklimine olduğu kadar, gelen bilginin iklimine de hazırlayacak kadar uyumludur. Zekası kıvraktır, yaşamın her alanında bilgiyi işe koşacak olanakları bizzat kendisi yaratır. Türk halkı bir o kadar da sabırlıdır. Sabır, insanın sahip olması gereken en önemli vasıflardandır. Türk halkı gerektiği kadar sabredip, zamanı geldiğinde yapılacak şeyi ortaya koyabilecek güçte bir topluluktur. Evet, sabırlı olmak ve geriye dönüş olmayacağı için de her şeyi hakkını vererek yapmak gerekmektedir. Önemli olan nedir bilir misiniz? Önemli olan, Çanakkale’de Avustralya’lı kardeşiyle beraber uyuyabilmektir, kendine karşı savaşmış bir askerin anasını teselli edebilmektir. 23 Nisanın özelliği, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı oluşudur ama Atatürk’ten bu yana dünya çocuklarıyla beraber kutlanır. Önemli olan, bağımsızlığı yaratıp, sonra da bunu tüm dünya milletleriyle paylaşabilecek kadar yüreği geniş olabilmektir. Önemli olan, dünyanın dört bir yanından gelen kardeşlerine ev sahibi olabilecek kadar hazırlıklı olabilmek ama onların bağımsızlığına da saygı duyarak mütevazi kalabilmektir. Önemli olan, birlikte olanca samimiyetle, yalansız dolansız yaşayabilmektir. Bunu, atalarımız yapabilmişse, bizim de yapabilmemiz gerekir. Hatta bizim daha da iyisini yapabilmemiz gerekir, yoksa nasıl ileriye gidebiliriz ki? Nice evlatlar yetiştirmiştir Anadolu, nice atalar taşır Anadolu. Örneğin, öylesine sade, samimi, içten yaşamayı düstur saymış bir Mevlana geçmiştir Anadolu’dan, “Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün” diyen. Anadolu’nun bildiğiniz bereketidir bu, samimi ve dürüst insanlar doğurup yetiştirmek... Önemli olan, işte bu bereketi tüm dünyaya taşıyabilmektir. Önemli olan, bir ağaç gibi hür, bir orman gibi kardeş olabilmektir. O nedenle, 19 Mayıs Bayramı Türk gençliği kadar dünya gençliğinin de bayramıdır. O nedenle bugün yaptığım bu kadar önemlidir; hem fiziksel hem de zihinsel olarak kaç kişiye ulaştığım bu nedenle önemlidir. Şimdi, şu anda kaç beyne bilgi sunduğum, ne kadar bilgiyi yaşama geçirdiğim, daha ne kadarı için bugünden hazırlık yaptığım önemlidir. Gerisi de boştur. Bugün, endişelenerek vakit kaybedemem. Bugün bir şey öğrenmeden, öğrendiğimi kardeşime devretmeden uyuyamam. “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” ne demektir? Endişe, sağlam kafanın işi değildir. Endişe sağlıksızlık göstergesidir. Ben, bugün üstüme düşeni yaptım, sen de yaptın mı? Yaptıysan korkacak bir şey yoktur. Yarın kendi başının çaresine bakacaktır. Yeni bir Atatürk beklemek niye, bunu anlamıyorum, anlayamıyorum. Atatürk, bizim her birimizin özündedir. Eğer biz, Atatürk’ün bize bizzat uygulamaları ile gösterdiği “Türk”lük kavramının özünde yatan insani nitelikleri yaşama geçirmeye devam ederken daha da kıvrak olabilirsek, “Çağdaş uygarlık Seviyesinin Üstüne Çıkabilmek” ülküsünün yolundayız demektir. Yoksa, başka nedir ki çağdaş uygarlık seviyesi? “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” deyişi ile onun anlatmak istediği; insanın kendine ait özelliklerini, ilim ve fen ışığında geliştirmesi gerektiğidir. Bu cümledeki vurgu, teknolojide değildir. Teknoloji, bu anlayışın ardından zaten kendiliğinden gelir... Yeni bir Atatürk beklemek niye, bunu anlamıyorum, anlayamıyorum. Üstelik, biz Türk anaları Anadolu’nun Kibelesi kadar bereketli bağrımızdan nice yiğitler çıkarmadık mı, nice yiğitler doğurmadık mı? Gerektiği anda ön saflarda silah kuşanmadık mı? Kim diyebilir ki, Atatürk aramızda değil... Bizzat Atatürk sensin, o, ya da diğeri... Türk halkı bir tek yürektir, bir tek kan, bir tek beden, bir tek zihin ve nihayetinde o, bir tek ruhtur. Prof. Dr Nur Alkış Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KaJmEraN Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Harika bir paylaşım okurken muhteşem haz duydum Paylaşım için çok tşk.Ler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2010 Yeni bir Atatürk beklemek niye, bunu anlamıyorum, anlayamıyorum. Üstelik, biz Türk anaları Anadolu’nun Kibelesi kadar bereketli bağrımızdan nice yiğitler çıkarmadık mı, nice yiğitler doğurmadık mı? Gerektiği anda ön saflarda silah kuşanmadık mı? Kim diyebilir ki, Atatürk aramızda değil... Bizzat Atatürk sensin, o, ya da diğeri... Türk halkı bir tek yürektir, bir tek kan, bir tek beden, bir tek zihin ve nihayetinde o, bir tek ruhtur. :yes::yes: paylaşımın için teşekkürler çok faydası oldu.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.