Jump to content

1900 Efsanesi


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

Bazı filmler vardır oyunculuklarıyla ön plana çıkar, bazıları senaryosu ve diyaloglarıyla, bazıları ise mükemmel müzikleriyle..Tüm bunların aynı anda göze çarptığı film sayısı ise oldukça azdır. İtalyan sinemasının en önemli temsilcilerinden Guiseppe Tornatore'nin ise, bu konudaki yeteneğini Cinema Paradiso ile tescillemiş olduğunu görmüştük. Gerçekten de yaklaşık 3 saatlik uzunluğuyla, zamanın önemini seyircinin hafızasından silmeyi başaran bu filme imza atan yönetmene karşı beklentilerin üst düzeyde tutulmasından başka bir şey de beklenemezdi zaten. Nitekim Tornatore "1900 Efsanesi" ile, aslında sinema dünyasındaki kendi efsanesinin yerini sağlamlaştırmayı başardı. Yetenekli olduğu kadar şanslı da bir yönetmen Tornatore. Niye mi? Sorunun cevabı basit: Ennio Morricone

 

2. Dünya Savaşı'ndan sonra tek geçim kaynağı olan trompetini 2. el müzik aletleri satan bir dükkana satmak için gelen Max, burada 1900'ün gemide kaydettiği bir eserin tek kopyalık plağını görür ve bu plağın imha edilmek üzere olan gemiden alındığını öğrenince, hiçbir zaman karaya ayak basmayan dostu 1900 aklına gelir. Geminin her yeri patlatılmak üzere dinamitlerle döşenmiştir ve 1900'ün hala gemide olduğuna inanan Max, onu gemiden dışarıya çıkarmak için birşeyler yapmalıdır.

 

Filmde geçen birçok sahne (cazın mucidi Jelly Roll Morton ile 1900'ün yaptığı piyano düellosu ve 1900'ün insanların yüzlerine ve davranışlarına bakarak tahmin ettiği hayatlarına dair doğaçlama besteler yapması ve Max ile 1900'ün tanıştıkları sahne gibi) göz doldurmakta. Ancak en etkileyici kısmı kesinlikle 1900'ün bir kez denemiş olmasına rağmen, neden karaya ayak basmadığını Max'a anlattığı sahnedir bana göre:

 

-Tüm bu şehir.. Asla bu şehrin sonunu göremiyorsun. İskeleden inmek üzereyken beni durduran, şehirde gördüklerim değildi Max, göremediklerimdi. Bu koca şehirde, bir "son" dan başka herşey vardı...Göremediğim o şey de, şehrin sonuydu. Piyanoyu ele alalım: Tuşlar başlar, tuşlar biter. Bilirsin ki onlardan 88 tane vardır. Onlar sınırsız değildir. Sınırsız olan sensindir. Ve bu 88 tuş üzerinde yapabildiğin müzik sınırsızdır. Beni geminin önüne getiriyorsun ve milyonlarca ama milyonlarca tuşu olan piyanoyu itiyorsun. Bu piyanonunsa tuşları sınırsız. Ama eğer, sınırsız sayıda tuşu varsa, o zaman o piyanoda çalabileceğin hiçbir müzik yoktur. Kara..Kara, benim için fazla büyük bir gemi Max..

 

Filme damgasını vuranlardan biri de hiç kuşkusuz Tim Roth. 1900 kadar yetenekli bir piyano dehasına hayat veren, parmaklarından mimiklerine kadar karakteri hakkıyla canlandıran bu usta oyuncunun rol yaptığına inanmak gerçekten çok zor. Yine, özellikle caz ustası Jelly Roll Morton'ı canlandıran Clarence Williams III'ın çok iyi bir iş çıkardığını söylemek mümkün.

 

http://img36.imageshack.us/img36/2351/900x.jpg

 

http://img41.imageshack.us/img41/3279/9100g.jpg

 

alıntıdır

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...