Gnoxis Altıncı Hissinizi Geliştirip Bilinçli Kullanabilme Dersleri-Ders 7

Bu konuyu alıştırmaya katılmayanlar da okuyabilirler.6duyu ile ilgili bilgiler mevcut...

HERŞEYİ ZATEN BİLİYORSUNUZ

Unutulan Duyu

Altıncı duyu da,tıpkı konuşma,düşünme yada müzik beğenisi gibi,insan olarak doğuştan sahip olduğunuz bir kapasite.Altıncı duyu,insanın sonradan kazandığı bir beceri değildir.İnsanın tüm düşünsel,duygusal ve fiziksel süreçlerinin bir parçasıdır.

Her an-şuan dahil-altıncı duyunuzdan bilgi alırsınız,sadece sürecin farkında olmazsınız.Gündelik hayatınızda verdiğiniz tüm kararlarda,akşam yemeğinde ne yiyeceğinizden tutun,uzmanlık alnınıza,kimle evleneceğinize kadar tüm seçimlerinizde altıncı duyunuzu da kullanırsınız.

Altıncı duyunuzdan en etkili biçimde yararlanmanın püf noktası,bilinçdışınızdaki bilgileri,bilincinizin ulaşıp yorumlayabileceği bir yere getirmektir.Bilinçdışınızda olup biteni denetleyebilmeniz için çok pratik yapmaya ve doğru yönlendirmeye ihtiyacınız var.Size bunu nasıl yapacağınızı öğreteceğim.Bir anlamda bu kitabın amacı,zaten sahip olduğunuz ve kullandığınız bir yeteneğin farkına varmanızı sağlamak.

Televizyondaki Kung-Fu Dizisini Hatırlıyor musunuz?

KungFu dizisinin ilk bölümünde,genç David Carradine KungFu öğreten gizli bir Çin mağbedine kabul edilmiştir.Avluyu temizlerken,bilgelerden biriyle karşılaşır.Adamın kör olması onu şaşırtır,çünkü adam,gözleri gören biri gibi kolaylıkla dolaşabilmektedir.

Bilge ona körlüğün sandığı gibi bir sakatlık olmadığını,bu sayede insanın diğer duyularını daha iyi geliştirdiğini söyler.Buna bir örnek olarak da küçük çocuğa ayaklarının dibinde sessizce duran küçük çekirgenin farkında olup olmadığını sorar.

Çocuk yere bakar ve o sırada zıplayan çekirgeyi görür.Bilgeye dönerek,

“Yaşlı adam,nasıl oluyor da ayak ucunuzdaki çekirgeyi bile duyabiliyorsunuz?” diye sorar.Bilge ise şu karşılığı verir:

“Genç Adam,sen nasıl oluyor da duyamıyorsun?”

İnsanlar bana altıncı duyumu nasıl böyle geliştirdiğimi soduklarında,benim içimden de onlara yukarıdakine benzer bir soru sormak geliyor:

“Siz nasıl geliştiremediniz?”

Tıpkı o bilge gibi ben de bazen insanın kendisi için en doğal olan şeyleri yapmasının kolay olmadığını,hatta bunları yapabilmenin bazen “tuhaf” kabul edildiğini biliyorum.

Buna rağmen bugüne kadar altıncı duyusunu kullanamayan bir insana rastlamadım.

Peki bazı insanların altıncı duyusu diğerlerinden daha mı güçlü?Kesinlikle,nasıl bazı insanlar daha mantıklı,ressam yada yazar olmaya daha yatkınsa,bazı insanlar da altıncı duyularını kullanmaya dah yatkındırlar.

Madem Altıncı Duyumu Kullanıyorum,Bu kitaba Ne Gerek Var?

Madem altıncı duyumu hep kullanıyordum,bu kitaba ne gerek var? Diye düşünebilirsiniz.İçinizden,bunca zahmete niye katlanıyım? diyebilirsiniz,haklısınız.(inanın ben de her zaman en zahmetsiz yolu seçmekten yana olanlardanım[yazar])

Birincisi,şimdiye kadar altıncı duyunuzu bilinçsi olarak kullandınız.Asıl beceri,onu etkili ve kontrollü olarak kullanabilmektir.Altıncı duyunuzla edindiğiniz bilgiyi doğru yorumlamayı öğrenmek için bir yapıya ihtiyacınız var,tıpkı düşünmek için de mantıksal yapılar kullandığınız gibi.Çocukluğunuzdan beri sahip olduğunuz altıncı duyunuzu,tüm diğer yetiler gibi,doğru yönlendirme ve çalışmayla geliştirebilirsiniz.Bu sınırsız bilgi edinme yeteneğinizi istediğiniz zaman kullanmayı öğreneceksiniz.

Ayrıca altıncı duyu,karar verirken kullandığımız diğer yeteneklerimizle karıştırılmadığında,çok daha güçlü bir araçtır.Aynı şey duydularımız ve zekamız için de geçerlidir.Neye,niçim tepki gösterdiğimizi bilirsek,daha net ve akılcı kararlar alırız.

Altıncı duyunun,mantıksızlıkla,hatta “aşırı duygusallıkla” bir tutulması beni hep şaşırtmıştır,çünkü kararlarımızın çoğu da çok çeşitli ve karmaşık gerçeklerin,duyguların,düşüncelerin ve anıların etkisinde alınır.

Sonuç olarak,altıncı duyunuzu tanımak,karar verirken kullandığınız diğer bilgileri,altıncı duyunuzla edindiğinizi bilgiyle pekiştirmenizi sağlar.Altıncı duyunuzu geliştirmek,mantığınızı ve duygularınızı da geliştirir çünkü altıncı duyunuz üzerinde çalışırken,her süreci ayrı olarak tanımlamayı,dolayısıyla değişik yeteneklerinizi bir arada daha etkili kullanmayı öğreneceksiniz.

Altıncı Duyu İşbaşında

Yaşanmış Bir Olay

Yıllar önce kocamla birlikte NewYork’ta bir apartman dairesi arıyorduk.Doğal olarak babam,Park Avenue’de,ona yakın bir yerde oturmamı istiyordu.Ama ben New York Times gazetesinin emlak sayfalarına bakarken,hoşuma giden bir ilana rastladım.New Yorklu olmama rağmen,ilandaki dairenin bulunduğu sokağa dah önce hiç gitmemiştim,yine de bu dairede beni çeken bir şey vardı,bu yüzden gidip görmey karar verdim.New York standartlarına göre oldukça boş ve sakin bir sokaktı ve yan yana iki daire için oldukça düşük bir fiyat önerdim.

Her nasılsa önerdiğim fiyat kabul edildi.O iki daireti satın aldım ve yıllar sonra o sokak New York’un en gözde ve pahalı muhitlerinden biri oldu.

Daha sonra o binanın ruhsat alabilmesi için iki daire daha satılmasının şart olduğunu,çnderdiğim fiyatın bu yüzden kabul edildiğini öğrendim.

O Canavar Gerçek Miydi?

Hepimi,çocukken altıncı duyumuzun verdiği bilgilere açıktık.Ancak bize gözle görülen,elle tutulan,”bilimsel” mantık dışında hiçbirşeye güvenmemeyi öğreten bir toplum içinde büyüdük.Benim altıncı duyumu kullanmam da hiçbir zaman,hiç kimse tarafından desteklenmemişti.

Çocukken algıladığımız her şeyin gerçekten var olduğuna inanırız.Altıncı duyumuz henüz henüz terbiye edilmemiş olduğu için onu bilinçsizce ve sadece korkularımızı yada isteklerimiz pekiştiren bilgiler edinmekte kullanırız.Algıladığımız şeyleri sorulamdan kabul ederiz,çünkü bunların altıncı duyumuz tarafından seçildiğini bilmeyiz.Bir çocuk,geceleyin yatak odasının duvarında canavara benzeyen bir gölge gördüğünjde,”Canımı yakacak mı?” diye düşünür.

Canavar,anlamsız uydurulmamıştır.Bir yapısı ve amacı vardır ve çoğunlukla çocuğun hayatındaki baskıların ve tehditlerin ayrıntılı,kusursuz bir temsilcisidir.Çocuğa canavarın nasıl kovulacağını sorduğunuzda size şaşırtıcı derecede ince düşünülmüş ve anlamlı bir çözüm sunacaktır.Çocuk farkında olmasa da,onun bilinçdışı herşeyi bilir.

Elbette yetişkinler daha “gerçekçi”dir.Bu yüzden anne-babasına “gördüğü” canavardan söz eden çocuk,”hayali” korkuları nedeniyle azar işitir.Anne-babaların pek azı,çocuğun bilinçdışının karmaşık,soyut bir korkuyu çocuğa göre somut bir simgeyle,bir canavarla dile getirdiğini fark eder.(Bu korkunun kaynağı,örneğin,bir yetişkinin gizlediği şiddet duyguları olabilir.)

Birer yetişkin olduğumuzda çoğumuz yalnızca korktuğumuzun ayırdına varırız,ama bu korkuyu tanımlayacak ayrıntılardan,yada bundan kurtulmamızı sağlayacak çözümden yoksun oluruz.Kimi zaman bu korkuyu uçağa binmek yada yeni bir ilişkiye girmek gibi “gerçek” ve “somut” bir şeye bağlarız.Düş kurma ve oyun oynama yeteneğimizi yitirdiğimiz için,düşünsel olarak olgunlaştığımızda,bilinçdışımızın bize son derece yararlı olabilecek anlamı sağlayan yeteneklerini de değerlendiremeyiz.

Kısacası çok küçük yaşta altıncı duyumuz güvenmemeyi öğreniriz.Büyüdükçe bilgileri gerçek,uygun yada objektif olarak yargılamayı ve toplumun standartlarına göre gerçek olmayanı saf dışı bırakmayı öğreniriz.Yıllar geçtikçe zihnimizdeki bu sansürleme bilinçsiz,otomatik bir sürece dönüşür.Çoğu insan çocukluğundan beri altıncı duyusunun sesini bastırmayı öğrendiği için,altıncı duyuyla ilgili tüm çalışmalar,hangi izlenimlerin hayal ürünü olduğunu ve hangilerinin göz ardı edildiğini öğrenmekle başlamalıdır.

Altıncı Duyunuzu Tanımayı Öğrenin

Altıncı duyunuzu tanımamanızın bir başka nedeni de farklı bir dilde konuşmasıdır.

Altıncı duyuyla edinlen bilgi öoğunlukla semboller ve parçalar halindedir.Altıncı duyu,çok ender olarak konuşma diline uygun,tam cümleler kurarak konuşur,özellikle bilgi gelecekle ilgiliyse.Sonuç olarak kendi kendimizi bu bilgiyi unutmaya alıştırırız,çünkü bize ”saçma” gelir.

Bir sabah sinema oyuncusu bir arkadaşım film setinde işe başlamadan önc emutlaka içtiği sütlü kahvesini hiç nedensiz geri çevirdi.Güne iki koca fincan kahve içmeden başlayamayan bir insan olmasına rağmen,o kahveyi içemk üzereyken “içi kalkmış” ve bu yüzden geri göndermiş.O gün öğleden sonra tüm set çalışanları,kahveye konan sütün mikroplu olması yüzünden dizanteriye yakalandı.Arkadaşımsa,ortada hiçbir “neden” yokken altıncı duyusunu dinleyerek korkunç bir hastalığa yakalanmaktan kurtulmuş oldu.

Asla Salt Duygusal,Salt Mantıklı yada Salt Altıncı Duyunuza Açık Olamazsınız

Bir başka sorun da şudur:

Erişkinliğinizde altıncı duyu ve diğer süreçler öyle birbirne karışmış olur ki,altıncı duyunuzu düşüncelerinizden,duygularınızdan,bilgilerinizden ve görünüşte mantığa dayanarak işleyen iradenizden ayrı olarak kullanamazsınız.Tıpkı mantığın duygularınızla gölgelenmesi gibi,altıncı duyu da bilgi dağarcığınızla ve mantığınızla gölgelenebilir.

Siz farkında olmasanız da aldığınız her kararda altıncı duyunuzun etkisi vardır.Altıncı duyularını geliştirmemiş insanlar,en çok gündelik hayatlarındaki uğraşlar söz konusu olduğunda altıncı duyularından yararlanırlar.Örneğin iş hayatlarında.Doktorlar teşhislerinde,iş adamlarıysa bir yatırımın değerini tahmin ederken içgüdüsel olarak altıncı duyularını kullanırlar.

İnsanlar ayrıca duygusal konularda da altıncı duyularını kullanmaya daha yatkındırlar.Örneğin bir firmanın işten çıkarma döneminde işini kaybetmekten korkan bir insan,herhangi bir tehlike sinyalini algılayan bir çeşit “anten” geliştirecektir,bu altıncı duyudur.

Yeni anne olan bir kadının altıncı duyusu da çocuğuyla ilgili tüm bilgileri algılamaya ayarlanmış olacaktır.

Altıncı duyunuz sürekli işbaşındadır,pişireceğiniz yemeği kararlaştırmak gibi sıradan bir konuda bile.Diyelim ki akşam yemeğinde ne pişireceğinizi düşünüyorsunuz.Hem ailenizin damak zevkine uygun,hem besleyici,hem de pratik bir yemek yapmak istiyorsunuz ve ansınız aklınıza yerelması geliyor.( )Pek sık yediğiniz bir sebze olmasa da alışveriş listenize ekliyorsunuz.Ve akşam yemeğinde kız kardeşiniz sevinçle “Yerelması istediğimi nereden bildin?” diyor ve bütün hafat boyunca canının yerelması çektiğini söylüyor.

Bilinç Kazanmak

Eğer yaşıyorsanız,sürekli soluk alıp verirsiniz ama bunu hiç düşünmeden yaparsınız.

Bu kitabın sayfalarını çevirirken vücudunuz inanılmaz derecede karmaşık işlemleri kolayca,başarıyla ve bilinçsizce yapıyor.Soluk alıp vermek,yaptıklarımızın yalnızca bir bölümü.Çok şükür bunlar,biz farkında olmadan kendi kendine gerçekleşiyor da,bilinçli olarak başka şeylerle ilgilenebiliyoruz.

Ancak ileri düzeyde yetkin yogilerin de bildiği gibi,soluk alıp verme işlemini bilinçli olarak denetlemenin pek çok avantajı var.Soluk alıp verme üzerine yoğunlaşan pek çok alıştırmadan birini yaparak acıyı kontrol edebilir,konsantrasyonunuzu yükseltebilir,bedeninizin gevşemesine yardımcı olabilir,hatta iyileşme sürecini hızlandırabilirsiniz.

Benzer şekilde bu kitabın sayfalarını okurken bilincinde olmadan bir sürü karmaşık zihinsel işlev kullanıyorsunuz.Şimdi bu işlevlerden birini inceleyelim:

Belleğiniz.Gözlerinizi sayfadaki bir kelimeye çevirdiğinizde,bu kelime anında belleiğinizde depolanmış on binlerce kelimeyle karşılaştırılır.Bu kelimeyle birlikte imgeler çağrışımlar belleiğiniz tarafından bulunur ve bilincinize sunulur.

Altıncı duyunuz da hemen hemen aynı şekilde işler.Sürekli olarak bilincinize bilgi sunar ve siz bu sürecin farkında bile olmazsınız.( bkn: “Psi Enerjinin Olabilirliği” konusunda bunu gayet açıkça anlatmıştım)

Kısacası altıncı duyunuzu geliştirmek,hiç de gizemli,karmaşık bir uğraş değil.Tek yapmanız gereken,dikkatinizi nereye ve nasıl yöneltmenizi gerektiğini öğrenmek.

--------------------

8.dersi hala yazmadım,çok özür dilerim

Bugün yazıp yarın yada sonraki gün eklemeye çalışıcam...

keyifli bir çalışma daha, teşekkürler;)

eline sağlık hex;)