Jump to content

Yanlış Tiyatro Eğitimi


nevermore

Önerilen Mesajlar

Demir parçaları alınıyor, istenildiği ve düşünüldüğü gibi işleniyor. Oluşturulan dişliler sisteme ekleniyor. Sistem çalışıyor. Eğer parça istenileni vermezse veya bozulursa çıakrılıp atılır ve yenisi takılır.

Tiyatro oyunucusu olmak isteyen gencin öyküsü;

Bir devlet veya belediye denetiminde eğitim evleri oluşturulmadığı için ya da bugüne kadar televizyonlarda oyuncular yaşamlarını hayat hikayelerini topluma anlatmadığından yani birşeyin iyisi bilinmediğinden insanlar ilk gördükleri yere umut bağlıyorlar. Burada fırsatçılara iş düşüyor. Bir nevi karaborsa zihniyeti.. İnsanoğlunun en büyük tutkularından biri hırstır. Birşey yapmak, kendini kanıtlamak tutkusu insanın aklını ele geçirebilir. Alamut Kalesi diye bir kitap var. Kitabı okuyun. Bir adam kendini cennetin anahtarı elimde diye tanıtır. Hileyle, fethi imkansız bir kaleyi fethedip burada kendine bir düzen kurar. Burada cennet vaatiyle kendine fedailer toplar. Ve bu insanları savaştırır. Ama aslında herşeyin ufak bir hilesi vardır. (Kitabı okuyun anlayacaksınız)

Oyuncu olmak isteyen için sahne cennettir. Ve birileri bunu kullanır. Öğrenci, ilk girdiğinde kuruma, içeride alışmadığı bir disiplin görür. Katı kurallar ve hiyeraşi vardır. Öğrenciye çeşitli kaynaklardan, o işin ehillerinin sözleri okunur. Burada dikkat etmemiz gereken şey şu. Kişinin, o kitapları alması istenmez, anlamazsınız denir. Çünkü hoca o kitabı yorumlayarak anlatır size. Burada sanatın emeğin ürünü olduğu ve insan ne kadar kendini sanata verirse, sanat o kadar insanı yükseltir denilir. Yani insanların çok çalışmasını ister hoca. Böyle böyle insanlar çok çalışmaya başlarlar. Bütün işleri yapmak için makina gibi yarışırlar. Sanata (yani hocaya) yaranmak için. Ama öğrenci bunu sanata hizmet yaptığını düşünür. Derken rol veya görev yani birtakım sorumluluklar verilir kişiye. O dakikadan sonra iyi ve doğru olan herşeyi yönetici ve yanlış olan herşeyi yönetilen yapar. Sitem öyle işler. İnsanlar sürekli sorumluluk almakta fakat sendelemektedirler. Yapılan her hata sorumluluk duygusu gereği kişinin kuruma biraz daha bağlanmasını sağlar. Hata yaptım affettirmeliyim. Ben sanatçıyım...

 

Hoca bütün bu evrelerde kişilerin psikolojisini ve aile yaşantısını öğrenmeye ve onu yönetmeye çalışır. Böylece bütün kaleler, bütün açıklar fethedilmiştir. Yani oto kontrol mekanizması ele geçirilmiş olur kişinin. Bu dakikadan sonra kişi iyi bir tekerdir sistemin yürümesi için. Ta ki tökezleyinceye kadar. Çünkü büyü altındayken aslında disiplinsizliği ve bozuklukları görmeye yani yöneticinin gerçek yüzünü görmeye başlar kişi. Ve soğumaya başlar. Gerçeği anladığı anda kişi, yönetici onu kurumdan dışlar. Bunun için de diğer arkadaşlarını kişiye karşı kışkırtır. Böylece insanların dışarıdan gerçekleri öğrenmesi engellenmiş olur. Yani dışarısı öcü. Sizi kıskanıyorlar. Siz doğru olanı yapıyorsunuz..

 

Netice, kişileri yönlendirerek ve onları makineleştirerek yani sömürerek yaşayan parazit olgular, bu yöntemi kullanır. Kurumsal başarı sağlanır ama kişilerin hayatları mahvolur ve kişinin kendisini toplaması zor olur.

Ben özellikle genç arkadaşlarıma bu tür kurumlara giderken dikkatli olmalarını istiyorum. Eğer biri sizi övüyorsa ve sizinle ilgili planları olduğunu söylüyorsa, hemen arkasından size sorumluluk verecektir. Ve bir süre sonra sen bu işi de yaparsın denilerek sorumluluğun sen farketmeden artırılacaktır. Başaramazsan, azar, tehdit vs.. maaruz kalacaksın. Sonra kendini kanıtlamaya çalışacaksın (bu noktada bence oradan ayrıl.) Ama sen ne kadar çabalarsan çabala psikolojik sebepler ve üstündeki baskı senin sağlıklı adım atmanı engelleyeceği için hata yapmaya devam edecek ve iyice batağa saplanacaksın. İşinin bittiğini düşününce kişi sen zarar veriyorsun deyip seni yok edecek. (kovar vs..)

Sen ayrılırsan oradan, bu sefer çevrendeki çalışma arkadaşların sana düşman olacak ve hain olarak görecek seni.

Arkadaşlar M.E.B den onay almayan, profesyonel diploması olmayan tiyatro kursu veren özel tiyatrolardan kaçının. Bakın hayatınızı mahvederler. Özellikle İzmir'de bu iş iyice cılkından çıktı... Dikkat lütfen..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

never sözlerine bir yerde katılıyorum bir yerde katılmıyorum...

 

evet hersey senin dedigin gibi bir hiyearşi sistemi içinde gelişiyor özel tiyatrolarda...sorumlulugun bir iken iki oluyor...en sonunda joker eleman haline geliyorsun yani ısık ses teknisyenliginden tut dekor yapımına son anda gelinip yarın oyun var bilmem kim gelemiyor yarın sen cık oyuna ezberliyorsun ve ötekilerin atladıgı yerleri tamamlayıp oyunu kotarıyorsun...evet dıs dunyayla alakanı kesiyorlar cıs diyorlar yerler diyorlar ama sen kendinin yendiginin farkında olmuyorsun...animasyonlara cıkıyorsun merak ediyorsun ve el becerini ve vucudunu farklı yönlerde geliştiriyorsun bir bakıyorsun palyaçoyken tahta bacak olmusun...bu yönde kendini geliştiremezsen seni direk kovuyorlar yada kurstan dısarı cıkmana izin vermiyorlar...hersey dogru...

 

ama...

 

bir oyuncunun ve ya tiyatroyla ilgilenen insanların mutlaka gecmişlerinde özel tiyatroların birinden ufakta olsa bir gecmişi olması gerekir neden?...özel tiyatrolarda en ufak seyi bile sen yaptıgın için dekorun, kostümlerin, aksesuarların, oynadıgın oyunların kıymetini bilirsin ve daha sonra dıs dunyaya cıktıgın zaman baska bir dekor önünde oynadıgında o dekorda bir baskasının emegi oldugunu bilirsin ve o dekoru oyununa katmaya calısırsın ve saygı duyarsın o dekora ısıkla az da olsa ugrastıgın için sahne üzerinde karanlıkta kalmaman gerektigini bilirsin kostumlerini kondüvite bırakmadan duzgun bir sekilde bırakırsın ki onlar senin canındır onlar olmadan cıplak oynayamazsın bilirsin saygı gösterirsin...oyun oynanırken kuliste kavga etmezsin sesini oyun sonuna bırakırsın seyirciye saygın oldugu için...iyi bir izleyici olursun her oyunun alkıslanmaması gerektigini bilirsin iyi oyun kötü oyun ayırdını yapabilirsin...kısaca tiyatroya saygın artar ve kendini küçük tanrıcıklar gibi hissetmezsin cunku tiyatronun kollektif bir sanat oldugunu o dekorları ısıgı sesi kostumleri yaparken anlamısındır...

 

evet özel tiyatrodan cıktıgında bocalarsın baska bir yere gittiginde bir seyler yaparsın sanki hiçmişin gibi ama anlarsınki senden ufak ta olsa bir bok parçası olmusun görülebiliyorsundur...ama dıs etkenlerden dolayı bu yaptıklarınız ticaret der ve tekrar eski tiyatrona dönme sansın yuksektir yine dayanamazsın ve en sonunda bana para gerek para der ve cıkarsın ordanda dısarda biraz calıstıktan sonra adam akıllı bir egitim veren yere gider ve son darbeyi koyar hayatına devam edersin...

 

özel tiyatrolarda kuram namına bir sey gösterilmez shakespeare kimdir sadece yazar olarak tanırsın moliere in oyunlarının kor altındaki köz olarak degil sadece basit ve ünlü bir yazar olarak bilirsin antik yunan hakkında hiç bir bilgin yoktur cunku surekli bir seylerle ugrasıyorsun cunku ne yaptıgını bilmeden mutfaktasındır...

 

bence kim olursa olsun mutlaka hayatının bir kısmını yani 1-2 senesini özel tiyatroda gecirmesi gerekir diye dusunuyorum...

sonuna kadar sana hak veriyorum cunku yazdıkların gercekten dogru Türkiye'nin neresinde olursa olsun hep aynı tantana...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir tiyatro kursu düşünün ki anti tiyatroyu benimsediğim Samuel Beckett, Eugene İonesco, Jean Genet gibi yazarları başımın tacı yaptığım için suçlanıyorsunuz. Sanata olan sevgi ve bağlılığımı elbet değiştiremez bu durum ( hatta kamçılar) ancak , görsel sanatların kalıplara sıkışmasından rahatsızlık duyduğumu dile getirmem niçin bu insanların tepkisini çekiyor ? sanatı zanaat olarak görecek kişiler olmamasına karşın bir çark dönüyor amacım çarka sopa sokmak değil yön değiştirmesini sağlamak iken , aldığım cevap ' yoo asla böyle olmaz ,burası bunu kaldırmaz vs vs. gibi cümleler..

 

Sanatmı yapıyoruz paramı kazanıyoruz ? kazandırıyoruz ???

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

evet özel tiyatrodayken para kazandırıyoruz...biz sadece harclık alıyoruz bir sigara parasının yanına ekmek arası tavuk döner...

 

bu söyledigini yani sanat için bir seyler yapma duygunu kazandıgın anda ordan ayrılman lazım dıs hayatta pişmen için cunku hiç bir zaman profesyonel oyuncu dekoratör realizatör yoktur gun gectikce neyin ne oldugunu anlarsın insanlardan yeni seyler katarsın kendine uretmek boynunun borcu olmustur...

 

tam zamanında o özel tiyatroyu bırakmak yani senin su an ki durumun gibi en saglıklı olanıdır...ama su anki durumuna gelmek için o kanamalı dönem gerekir...:D:D

 

yoksa o bildigimiz gördügümüz mal oyuncular veya tiyatroculardan farkımız kalmaz...yapılan emege saygısı olmaz insanlarla konusmasını bilmez egosundan yanına yaklasılmaz sahne ustunde karanlıkta kalır ve oyununu oynar dekoru devirir yapılan dekoru begenmez dalga gecer sanki kendisi olmazsa oyun cıkmazmıs gibi...bunların hiç bir geregi yok...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

azıcık palazlanan arkadaşların ortak cümlesi , bu nasıl kostüm ?

Dellendim pithc cim :D pis dellendim ... git vakkoya diktir kostümü dedim hatun şöyle bi baktı ' sen benim kim olduğumu biliyormusun ' diyen cümlelerle beni yıldırmaya çalıştı:wallbash::wallbash::wallbash:

 

verdim ama cevabını , dedim ki , o beğenmediğin kostüm kadar değerin yok gözümde ....:rofl:

 

İyi etmişim demi :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...