roxelane Oluşturma zamanı: Ocak 20, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 20, 2010 ÖLüM ÖTESİ YAŞAM VE ÖTE ALEM (SPATYOM) Şunu iyi anlayınız:Burada işlenmiş hataları cezalandırma fikri yktur.Günahkarlardan ve cezalandırmalardan bahsemiyorum.Şuurlanmanın ve bilgi edinilmesinin tabiatından bağsediyorum..Yani,şuurlanmanın ve hakiki bilginin elde edilmemesinin ardında ceza niteliği taşımayan ıstıraplı olaylar vardır. Albert PAUCHARD Türkiye'de ve Dünya'nın çeşitli ülkeerinde yapılan çalışmaların ışığında bir araya getirdiğimiz ''öte alem'' ile ilgili bilgileri bu bölümde sizlere aktarıyoruz. Bu bilgilerin tamamı, 19 yıllık araştırmalarımızın sonucunda bir araya getirdiğimiz deneysel ve teorik çalışmalara dayanır. Herkesin anlayabileceği sadelikte ölüm ve ölüm ötesi yaşam konusunu ele almamızın en byük sebebi, yaşamın ve varoluşun devamlılığını ve sürekliliğini gözler önne sermek içindir.Varoluşun sürekliliği ve yaşamın gayesi binlerce yıldır unutulmuş bilgiler arasında yer almıştır. Binlerce yıl öncesinde Eski Mısır'ın madetlerindeki rahiplerce saklanan sırların gün ışıına çıkmaya hazırlandığı şu günlerde, insanlık bilerek ya da bilmeyerek büyük bir değişime hazırlanmaktadır. Bu değişim anlayışlarda meydana gelecek olan bir değişimdir. İnsanlığın aşamalı aşağı iniş süreci, yerini çıkışa terk etmek üzere olduğu bilinciyle, bu sözleri bu kadar rahat ve kesin olarak söylemekte bir sakınca görmüyoruz. İnsanlığın nereden gelip nereye gittiğini ele aldığımız ''GİZLİ SIRLAR ÖĞRETİSİ'' adlı kitabımızda konunun bu yönünü, binlerce yıllık bilgiler arasından çekerek sizlere aktarmıştık. Burada tekrar etmek istemiyoruz. İnsanlığın aydınlanma çağı çok yakındır.İnsanlık uzun bir süredir gerçek diye tutunduğu birçok dayanağını, bu süre içinde kaybedecek ve yerine yeni anlayış ve bilgilerle ykselttiği binalar yer alacaktır. Bu bir ümüit ve idddia değil, tamamen ezoterik bilgilerin bir yansıması olarak karşımıza çıkan bir sürecin adıdır. Nitekim bunun göstergeleri dünyanın dört bir yanında yaşanmaktadır. Özellikle Parapsikoloji alanında sürdürülen bilimsel çalışmalar, insanlığa farklı bir dünyanın kapılarını açmaya başlamış durumdadır. Ne yazık ki üzülerek ifade etmek zorundayız ki, Yurdumuz bu alanda ciddi sıkıntı yaşamktadır. Bilinmeyenler katagorisinde değerlendirlimesi gereken bir çok konu, olması gerekenin dışında bir zeminde yer almaktadır. Bunun nedenleri arasında pekçok şey gösteriilebilir. Ancak asıl neden eski realitelerin terkedilmesinde gösterilen basiretsizliktir. Bunların da başında eksik ve kulaktan dolma kazanılmış dini bilgilerimiz gelmektedir. Gerçek diye benimsediğimiz dini bilgilerin büyük bir bölmü yanlış yorumlra dayanmaktadır. En temel dinsel kavralarımız bile gerçek bir temele oturmamaktadır. Gerçek bir temele oturmayan dini bilgilerimizin başında ''ölüm ve ölüm ötesi yaşam'' meselesi gelir. Burada açıkça ifade ediyoruz ki, toplumumuza kulaktan dolma öğretilen ''ölm ve ölüm ötesi yaşam'' ile ilgili dini bilgilerin çoğu kökten yanlış temeller oturtturulmuştur. Bu öğretilen bilgiler, Kur'an-ı Kerim'i Batıni yönden ele alamayan bazı İslam yorumcularının tamamiyle kendi zanlarından ibarettir. Bu sadece ''ölüm ve ölüm ötesi yaşam '' ile ilgili bilgilerde değil, hemen hemen islamiyetin temel kavramlarının çoğu için geçerlidir. Ancak ne ilginç ve ne zücdür ki, bu hiç aslı astarı olmayan ve tamamiyle yanlış yorumlardan kaynaklanan açıklamalar, islamiyete aitmiş gbi insanlara günümüzde hala enjekte edilmeye çalışılmaktadır. Bu konuda özellikle, Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ve Prof. Dr. Süleyman Ateş gibi değerli bilimadamlarına çok byük işler düşmektedir. Ancak şunuda üzülerek belirtmek istiyoruz ki,geleneksel anlayışın biraz ötesine geçen bilgileri yer vermeye başlayınca, gelen tepkilerden sonra onlarında biraz gerilediini göryoruz. Umarız bundan sonra çok daha net ve kesin olarak bildiklerini ortaya koyarlar. Özellikle tasavvuf ve Batınılik meseleleri bu topluma anlatılmalıdır. Aksi takdirde bu bilmece çözülemez. ''Bu meseleleri fazla kurcalama günahkar olursun'' önyargısı reddelmeyecek boyutlarda insanlarımıza kabul ettittirlmiş ve bir realite olarak yaşamamıza hükmetmektedir. Yşamamamıza hükmeden bu güç, bizleri gerçekten uzakta tutmaktan başka bir işe yaramamış ve bundan sonra da yaramayacaktır. Çünkü:''Gerçekler gökyüzü gibidir ve bulutlar onu saklayamayacaktır...'' Şüphesiz ki, Gözleri olan görecek... Kulakları olan işitecektir... ergün candan Devam edecek... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.