Jump to content

Erkekler Yokoluşun Eşiğinde


danny

Önerilen Mesajlar

Bir çok bilim adamına göre erkekler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya,tıpkı dinozorlar gibi nesilleri bir gün tükenecek.Çünkü araştırmacılara göre erkeğin Y-kromozonu gün geçtikçe küçülüyor,kromozomun üzerindeki pek çok gen aktif değil.Kısacası Y-kromozonu yok olmaya doğru gidiyor.Batılı ülkelerde erkekler kadınlardan ortalama 6 yıl daha erken ölüyorlar.Erkeklerde suçluluk oranları daha fazla.Testestoron hormonu yüzünden daha fazla agresifler.Sigara,alkol,uyuşturucu gibi bağımlılıklarda erkekler önde.Fiziki acıya olumsuz çevreye daha az dayanabilirler.Henüz bir embriyoyken bile daha hassaslar,yani anne karnındaki erkek bebek hava değişikliklerinden,sesten,annenin yaşadığı streslerden çok daha fazla etkilenir,hatta zarar görür.Yapılan pekçok araştırmaya göre erkeklerin bağışıklık sistemi kadınlara oranla daha zayıf,dolayısıyla hastalık ve enfeksiyonlara çok fazla yatkınlar.

 

Peki ,nedir bu erkeklerin çektikleri ? Neden yaratılışları gereği pek çok açıdan bu kadar zayıf,hatta bilim adamlarının deyimlerine göre bu kadar kusurlular ?Bilim adamlarına göre bunun başlıca sebebi erkek,yani Y-kromozonuna sahip olmaları.Y-kromozonu araştırmalara göre gün geçtikçe küçülüyor,şiddetli kısırlık problemlerine yol açan Y-kromozonlarındaki silinmelere sahip erkek sayısı gün geçtikçe artıyor.Whitehead Enstitüsü'nden Amerikalı möleküler biyolog David Page'in bu yıl Y-kromozonunun genetik kodunu çözmüş olması erkeklerle ilgili pekçok gerçeğide ortaya çıkardı.

 

Y-kromozonunun geçen 300 milyon yıl içerisinde esas büyüklüğünden 3'te 1'ine kadar küçüldüğünü biliyormuydunuz? yani Y-Kromozomu büyüklüğünün 3'te 2'sini ve kendini yenileme kabiliyetini kaybetmiş durumda.Kromozomun üzerindeki pek çok gen,söylenenlere göre artık aktif değil.Yani Y-kromozonu yok olmaya doğru gidiyor.İngiliz genetik uzmanı Briyan Sykes,yazdığı "Ademin geleceği yok !" adlı kitabında erkeklerin tıpkı dinozorlar gibi yavaş yavaş yok olacağını vurguluyor.Ancak Alman haber dergisi Der Spiegel'e açıklama yapan Sykes bunun kadınlar,hatta bütün insanlık açısından kötü olacağını belirtiyor.Sykes "Erkekler yok oldukları takdirde kadınlarda zamanla yok olabilir,erkeklerin kromozonlarındaki bozukluklardan dolayı insanlığın da sonu gelebilir.Çünkü bir çok hayvanların nesli erkeklerin kromozonlarındaki,dolayısıyla üreme sağlıklarındaki bozukluklardan dolayı tükendi.Erkeklerin yok olması elbette yarın gerçekleşecek bir şey değil.Ama bu yok oluş çok uzakta değil" diyor.

 

Bütün dünyada bu sıralar üreme sağlığı uzmanları harekete geçmiş durumda .Erkekleri kurtarmak için klonlama yöntemleri ve yapay sperm üretimi üzerinde duruluyor.Uzmanlar özellikle kadınların dokularından sperm üretebilmek için uğraşıyorlar.Eğer kadınların dokularından sperm üretilibilirse,ileride kadınlar çocuk sahibi olabilmek için erkeklere de ihtiyaç duymayacaklar.Sykes " Erkekler şu an sadece birtakım şartlar sayesinde yaşıyorlar " diyor.

 

Toplumda özellikle Y- kromozomları silikleşmiş erkeklere sıklıkla rastlamak mümkün.Bunun kısırlıkla ilgisi var.Çünkü Y-kromozomunun silikleşmesi erkeklerde sperm üretiminin yeterli olmamasına,spermlerin güçsüz ya da az olmasına ,hatta bazen hiç üretilmemesine yol açabiliyor.

 

Türkiyede kısırlık problemi olan ama bir sebebi açıklanmayan erkeklerin oranı % 60 . Bu erkeklerde şiddetli kısırlığa yol açan unsurların ortalama % 25'i genetik sebeblere ve kromozom bozukluklarına bağlı.Bu % 25'in % 10'unu Y-kromozomunda silinmeler olan erkekler oluşturuyor.Kısır erkeklerde çok sık rastlanan Y-kromozomu silinmeleri doğrudan babadan oğula aktarılıyor ve kısırlık gün geçtikçe hem genetik hemde çevreye bağlı olarak artıyor.

 

(Genç beyin derğisi 42. sayıdan alıntıdır.)

 

Galiba amazonlar ileride gerçek olabilirler.Feminist yaşamdan yana olanlar epey bir süre daha beklemek zorunda kalacaklar.

 

Saygılar ve hürmetlerimle.

--------------------

beyler çok ciddi bir meseledir. allahım lütfen ırkımı yok oluştan kurta kemiklerimi müzede sergileyecekler ahhhhhhh:))) )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Adamlar kadınların erkeksiz üremesi için çalışma yapıyorlarmış. Yani bu teknoloji gerçek olursa bizim neslimiz tükendiği vakit bize zaten ihtiyaçları kalmamış olabilir.

 

Dipnot:Feminizm ilk zamanlarında erkekler ve kadınların aynı haklara sahip olduğunu savunan bir akımdı. bir erkeğin kadın haklarını savunması feminizme girerdi. Lakin günümüzde yaşadığı bozulma sebebi ile "kadınların erkek düşmanlığı" olarak biliniyor

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Feminizm, sosyoloji, politik akım ve etik alanlarından oluşur, temeli ya da temel endişesi daha çok kadın özgürlüğüne dayanmaktadır. Bazı versiyonları geçmiş ve şimdiki toplumsal ilişkilere karşı eleştireldir. Çoğu toplumsal cinsiyet (gender) ve cinselliğe (sexuality) ilişkin toplumsal inşa olduğuna inandıkları unsurları analiz etmeye odaklanmıştır. Yine çoğu feminist cinsiyet eşitsizliği ve kadın hakları, ilgileri ve kadın sorunlarını araştırmaya odaklanmıştır.

 

Feminist teori toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin doğasını anlamayı amaçlar ve toplumsal cinsiyet politikaları, iktidar ilişkileri ve cinsellik üzerine odaklaşır. Feminist hareket içinde kadın ve erkeğin eşitliğini savunan gruplar olduğu gibi kadının biyolojik ve duygusal olarak erkeğe üstün ve erkeğin "tamamlanmamış kadın" olduğunu savunan daha radikal gruplar da yer almaktadır.

 

Feminizmin Kökeni [değiştir]

 

Modern anlamda bir felsefe ve bir hareket olarak feminizmin kökeni kadının eğitimi hakkını savunan Lady Mary Wortley Montagu ve Marquis de Condorcet gibi özgür düşünürlerin de içinde yer aldığı Aydınlanma dönemine götürülmektedir. Kadınlar için ilk bilimsel topluluk Hollanda Cumhuriyetinin güneyinde yer alan bir şehir olan Middelburg'de 1785 tarihinde kurulmuştur. İngiliz kadın yazar Mary Wollstonecraft'ın feminist olarak adlandırılabilen A Vindication of the Rights of Woman (Kadın Haklarının Müdafaası) (1792) adlı eseri bu konuda ilk çalışmalardan biridir. Feminizm 19.yüzyılda kadınlarda adaletsiz davranıldığına ilişkin inanç arttıkça organize bir hareket haline geldi. Feminist hareketin kökleri ilerlemeci hareket özellikle de 19.yüzyıldaki reform hareketi içinde yer almaktadır. Harekete féminisme adını veren kişi ütopyacı sosyalist Charles Fourier'dir(1837). Fourier, 1808 gibi erken bir tarihte kadın haklarının genişletilmesini tüm tüm toplumsal ilerlemenin genel prensibi olduğunu öne sürmüştür. İlk kadın hakları toplantısı New York, Seneca Falls'da 1848 yılında yapılmıştır. 1869 yılında John Stuart Mill The Subjection of Women (Kadınların Köleleştirilmesi) kitabını yayınlamıştır. Adı geçen kitabında Mill, "bir cinsin diğer bir cinse hakimiyeti yanlış....ve....insanoğlunun gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biridir.." demiştir.

 

Pek çok ülke 20.yüzyılın ilk yıllarında özellikle de I. Dünya Savaşı 'nın son yıllarında kadınlara oy hakkını tanımıştır.

 

Çeşitli Formlara Bürünen Feminizm [değiştir]

 

Feminist teori içindeki cinsiyet, cinsiyet farklılıkları, cinsellik gibi terimler ve kadıngibi holistik terimler tartışma konusu olmuş hatta bazı feministler feminizmin herkesin kendisini %100 feminist olarak tanımladığı bir ideoloji olmadığını ileri sürmüşlerdir. Bu sebeple feminizmin alt türleri oluşmuştur. İlk dönem feministleri genellikle ilk-dalga feministleri 1960 sonrasındaki feministler ikinci-dalga feministleri olarak isimlendirilmiştir. Bazıları yeni kuşak feministleri üçüncü-dalga feminizmi içinde görmektedir.

 

Farklı tür feminizmlerden bazıları:

 

* Eşitlikçi Formlar:

o Eşitlikçi Feminizm - Önde gelen feminist liderleri de içeren çoğunluk bunun feminizmin gerçek bir formu olmadığını öne sürmektedir.

o Bireyci Feminizm - (Libertarian Feminizm olarak da bilinir) Yukarıdakiyle aynıdır.

o Liberal Feminizm

 

* Kadın Merkezli (Gynocentric) Formlar:

o Kültürel Feminizm

o Cinsiyet Feminizmi

o Pop Feminizm

o Radikal Feminizm

 

* Baskının Ataerkillikten Kaynaklandığını Kabul Edenler:

o Anarko-Feminizm

o Radikal Feminizm

o Fransız Feminizm

o Seks Radikal Feminizm

 

* Baskının Kapitalizmden Kaynaklandığını Kabul Edenler:

o Marksist Feminizm

o Sosyalist Feminizm

 

* Ayırımcı (Segregationalist):

o Lezbiyen Feminizm (Lezbiyen Ayrıkçılığı/Lesbian separatism) )

o Ayrılıkçı Feminizm/Seperatist Feminizm

 

* Afrikan-Amerikan

o Siyah Feminizm / Black Feminism

o Kadıncılık/Womanism

 

* Batı-Dışı :

o Üçüncü Dünya Feminizm

o Sömürge Sonrası Feminizm

 

ALT TÜRLER

 

* Ekofeminizm

* Fransız Feminizmi

* Radikal Feminizm

* Liberal Feminizm

* Lezbiyen Feminizm

* Marksist Feminizm

* Sosyalist Feminizm

* Pop Feminizm

* İslamcı Feminizm

* Ruhsal Feminizm

* Maddi Feminizm

* Postmodern Feminizm

* Varoluşçu Feminizm

* Pro-seks Feminizm(seksüel açıdan liberal feminizm, seks-pozitif feminizm diye de bilinir)

* Post-Kolonyal Feminizm

* Amazon Feminizm

* Kültürel Feminizm

* Anarko-Feminizm

* Üçüncü Dalga Feminizm

* Kadınizm/Kadıncılık (Womanism)

 

Feminizmin Etkisi [değiştir]

 

Sivil Haklar Üzerindeki Etkisi

 

Feminizmin batı toplumlarında kadınlara oy hakkı, daha eşit ücret, "hata aranmayan" boşanma hakkı, çocukları babalarından uzak tutma hakkı, güvenli kürtaj elde etme hakkı, kadınların kendilerini tecavüzle suçladıkları erkeklerden uzak tutma hakkı, Amerika'da herhangi bir üniversiteye kabul edilme hakkı gibi hakların yürürlüğü koyulmasında büyük etkisi olmuştur.

 

Din Üzerindeki Etkisi

 

Feminizmin dinin çeşitli yönleri üzerinde büyük etkisi olmuştur. Protestanlığın liberal kollarında kadın din günümüzde din adamı olabilmektedir ve reform içindeki muhafazakar ve yeniden yapılanmacı Yahudilikte kadın, rabbi ve cantor olabilmektedir. Bu Hristiyan ve Yahudi gruplarında kadın gittikçe daha fazla iktidar sahibi olup erkekle eşit duruma gelmekte, bakış açıları inanca ait yeni ifadelerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. İslam ülkelerinde de çoğu kadın alim her iki cins tarafından kendilerine yöneltilen İslamiyetle ilişkili soruları Arap televizyonlarında yanıtlamaktadırlar. İçinde bulunduğumuz günlerde İslam ülkelerinde kadınların imamlık sorunu tartışılmakta, müftü yardımcısı (Türkiye) olabilmektedir.

 

Feminizm aynı zamanda yeni dini formların doğuşunda da önemli bir role sahiptir. Neopagan dinler özellikle Tanrıça ruhsallığının önemini vurgulamaya meyil göstermekte ve kadına ve kutsal dişiye yönelik geleneksel dinlerin düşmanca tutumlarını sorgulamaktadırlar. Dianik Cadılık (Dianic Wicca) kaynağı radikal feminizmde olan bir dindir.

 

*vikipedi

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu uzun süre önce ispatlandı. Kıymetimizi bilin:D . Bak sonra bulamazsınız bizim gibisini:) . Sadece kadınlardan oluşan bir dünyada kadınlar çok sıkılırdı, çünkü o zaman kime kapris yapacaklar, neyin dedikodusunu yapacaklar:D . Kime hayatı zehir edecekler:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

duydun mu kamil...

yakında kökümüze kibrit suyu dökülecekmişte haberimiz yokmuş....

ne yapacağız şimdi?... soruyorum sana!... ne yapacağız?....

geçenlerde, dergahta oturup bir sigara içeyim dedim.... biri ordan bağırdı. "hocam dur! içme onu. o sigara senin y-kromozonunu etkiliyo, senin soyun yok oluyo... içme onu." diye bağırarak yanıma geldi ki gelmesi ile benim tepiğimi yemesi aynı anda oldu. yere düşerken ben bağırıyordum.

"lan sana ne benim soyumdan. kastın mı var la soyuma... lafa bak... içerim arkadaş... soyumu da kurutmam ulaaa..."

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sevgiyle selam

Allah ın yolundan saparsan böyle olur elbette daha neler gelir bu insanlara başına onuda ilerki bölümlerde görücez bakalım.:)

 

vay canına! yoruma bakın sayın seyirciler. ne alekası var şimdi allah yolundan sapmayla bu yokoluşun? sapsan da sapmasan da, 300 milyon yıl sonra dünyada erkek cemaati yalnızca fosillerden ibaret kalacak deniliyor; olayın içine din-iman toz-duman giriyorsunuz balıklama...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sevgiyle selam

Allah ın yolundan saparsan böyle olur elbette daha neler gelir bu insanlara başına onuda ilerki bölümlerde görücez bakalım.:)

 

işte bu....

sen allahın yolundan saparsan köküne kibrit suyu....

bu nasıl bir yorum gücüdür. nasıl bir tahlil yeteneğidir böyle...

adam bir cinsin yok olacağından bahsediyo ama arkadaş başka şeylerden bahsediyo...

helal sana...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

duydun mu kamil...

yakında kökümüze kibrit suyu dökülecekmişte haberimiz yokmuş....

 

ne yapacağız şimdi?... soruyorum sana!... ne yapacağız?....

 

 

geçenlerde, dergahta oturup bir sigara içeyim dedim.... biri ordan bağırdı. "hocam dur! içme onu. o sigara senin y-kromozonunu etkiliyo, senin soyun yok oluyo... içme onu." diye bağırarak yanıma geldi ki gelmesi ile benim tepiğimi yemesi aynı anda oldu. yere düşerken ben bağırıyordum.

 

"lan sana ne benim soyumdan. kastın mı var la soyuma... lafa bak... içerim arkadaş... soyumu da kurutmam ulaaa..."

 

yahu rasko, sendeki kalıba bak, bendeki şu posbıyığa bak... hangi çılgın bize soyu tükenecek diyormuş şaşarım! hiç soyu tükenecek bir tip var mı bizde?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Of sanmıyorum okadar teknoloji kasıyoruz klonlarız bizde tek kullanımlık :p

 

şimdik rasko, tek kullanımlık klonlanmamız mevzusundan bahsedilmiş yukarıdaki satırlarda... aslında konunun başından beri, bayan üyelerin bu konuda kınalar yakacakmış gibi tepkileri var... ama iş duygusal mevzuya geldiği zaman da, ''vay bana sahip çıkacak, sıcaklığını duyacağım, göğsünde uyuyacağım, seveceğim bir erkeğe ihtiyacım var'' diye edebiyat parçalıyorlar bunlar... çelişkiyi farkettin değil mi rasko? ne yaman, ne yaman?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...