roxelane Oluşturma zamanı: Ocak 26, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 26, 2010 Eski güzel günlere geri dönüşün artık mümkün olmayacağını anladığımız noktadan itibaren, yürümek zorunda kaldığımız o acılarla dolu yola verdiğimiz şatafatlı isim. *** Avcı ve toplayıcı obalarda günde iki saat çalışarak hayatta kalırlar. Biz post-modernler ise günde on saat çalışarak iki yakamızı ancak uç ucuna getirebiliyoruz. Aynı avcı ve toplayıcı obalar sekiz saat yıldızların altında uyuduktan sonra günün geri kalan on dört saatinde yaşarlar. Bizler ise bize kaldığı söylenen günün sekiz saatini şöyle kullanırız: İki saati trafik Bir saati alışveriş Bir saati mecburen telefonlar Bir saati ev işleri, bulaşık, çamaşır Bir saati, temizlik, traş ve duş İki saati televizyon. Ne ilerleme ama! Kapitalist işadamları ve onların köle ruhlu profesörleri, boş zamanlarınızı işten arda kalann zamanlar olarak hesaplarlar. Onlara göre gün yirmi dört saattir. Demek ki sekiz saati uyku, sekiz saati iş, sekiz saati ise boş zamanlardır. Halbuki gerçekten yapmak istediklerimize gerçekten ayırdığımız zamanları alt alta sıralayıp, toplayın; elinizde, avucunuzda pek birşey kalmadığını göreceksiniz. *** ''Doğada yaşayın ve hergün üç dört saat dağ-tepe, bayır-çimen, gök- dere yürüyün.'' On bin yıl sonraki insanlığa bir akıl ver deseler, on bin yıl öncekilerin hergünkü akıllarından farklı bir şey önermezdim. Bir de kalkmış insanlığın görüp geçirdiklerine ''ilerleme'' diyorlar. *** -Doğada günlerce yürümek -Bambaşka kabileler görmek -Erkek arkadaşlarımla avlanmak -Sohbet etmek -Durmak,susmak ve düşünmek -Sevişmek -Müzik, Dans, Gece, Ateş ve İksirler. Hayatının hazları listesinde olan 21yy ''mağara adamına'' ancak gerçekten aşık olabilirim. Anlaşılan paleolotik çağdan bu yana benim için pek birşey değişmemiş. *** Üç, dört bin sene sonrasının yıkıntılarını hayal etmek beni yatıştırıyor. Otoyol kalıntılarından yeşermiş dümdüz çayırlarda dört nala at koşmak. Selamet, böyle bir ilerleme hayalinde olmasın? *** Dünya tarihi; daha rahat edebilmek için icat ettiklerimizin başımıza açtığı belalardan kurtulmak için, icat etmek zorunda kaldıklarımızın bizleri daha da rahatsız etmelerinin tarihidir. İlk çare ilk beladır. ''Gerekmedikçe yapma'' İnsanlar son elli bin yıldır ya bu ilkeye hep uydular (gerektiğini sanarak yaptılar) ya da büyükbir inatla uymadılar (gerekmemesine rağmen yaptılar) Çünkü ortalıkta gerçekten her şeyin olağanüstü çoğalmasından doğan anlamsız bir kargaşa var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2010 cok guzel yazı :)tşk ler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
theangelofdeath Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 26, 2010 into to wild sendromu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cloud_above_myhead Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2010 once in time we were only an idea, now we have no idea Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.