chesterfield Oluşturma zamanı: Ocak 26, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 26, 2010 İnsanlar geliyor insanlar geçiyor. Dünya küçük değilmiydi bunlar nereye gidiyor. Arabaların durası yok insanlarında şu hayat denen kırmızı ışıkta. Bir oyun gibi sanki duran tekrar dönüyor en başa. En bitmez denen sevgiler anlamını yitiriyor ansızın bitiyor bu uğurda. İnan ne diyorum neyi anlatmaya veya ispatlamaya çalışıyorum bilmiyorum. Beynimde milyon diyeceğim soru üstümde onca ağırlık dolu. Ben kimim, siz kimsiniz, burasını nere, bu kadar insanın amacı ne? Kimi geliyor kimileri gidiyor. Herkesin başında ayrı bir dert hepsiniz gözünde ayrı bir hüzün var. Başım çatlıyor, nedensiz gözlerim sulanıyor, soğu gördükçe yumuluyor ellerim. Hantal gövdem yaşama işlevlerini unutuyor. Canım sadece acı çekiyor çokça da can çekişiyor. Umutlar ansızın terk ediyor. Hangi dağının kurdu ölümsüz artık ve de seni bana getirecek herhangi bir rüzgâr yok artık. Çelişkiler artıkça mı insan büyür ya da insanlar artıkça mı çelişkiler büyür sorusu beynimi zorlamaya başladı. Gerçek hayatta sevgi ile alakasız gibi görünüp şiirlerde şarkılarda niye hep sevdadan dem vuruyorum Niye hep başkasıyla değil de kendimle çelişiyorum. Dün nefret ettiğim insanla bu gün can ciğer kuzu sarması olmak ne kadar doğrudur.İnsan niye hep yalnızdır.Yalnızlık çağın dermansız bir hastalığımıdır. Bu dünyanın bir parçası olmaya karşı olduğum halde yine bu çarkın bir dişlisi olmak tutarlı bir düşüncemidir. Bu çelişkiler gelgitler hayatın oyunu mu insanların mı karmakarışık... Çok fırın ekmek mi yiyeceğiz yoksa geçti mi Bor’un pazarı... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.