Jump to content

Giordano Bruno 1548-1600


ArchangeL

Önerilen Mesajlar

KENDİ RUHU’NA

Dağım,köklerini daldırıyorsun toprağın içine

Onun en derin gizine,ama tepe noktan yıldızlara cesurca selam

gönderiyor oraya çağırıyorsun altın yazıyla ruhu akraba olan bir ruhu;

Sen Hades’e mi aitsin,

yoksa en doğrusu yüce varlığa ve Jüpitere’e mi iltifat ediyorsun,

Bizzat karar ver!

Ah hakkını yitirme tembelliğin yasasında,eğer kendini aşağıya indirirsen

karanlık su ile sana gözdağı verir,ki o

Acheron’un dalgasında unutulmuşluğa yol açar

Hayır,en doğrusu göğe yukarı çık!Orada ara vatanını!

Çünkü eğer Tanrı sana dokunursa,alevlenen kor ateş olursun!

 

Yaşadığı sürece ateşle oynamayı hiç bırakmayan Bruno,17 Şubat 1600’de Campo dei Fiori’deki Çiçekçiler Meydanı’nda diri diri yakıldı.Şimdi Çiçekçiler Meydanı’nda heykeltraş Ferrani’nin yaptığı heykeli görenleri selamlıyor.Bruno.”Siz kararınızı bildirirken korkuyorsunuz da ben onu dinlemekten korkmuyorum”demişti.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben hayatını anlatan fılmını ızlemıstım...cok önceden ..öyle hatırlıyorum sankı

neyse ıyı oldu:)

--------------------

Soylu bir ailenin çocuğu olarak 1548 yılında İtalya'nın Nola kasabasında dünyaya geldi. Onaltı yaşındayken Dominiken adını taşıyan bir tarikatta yer aldı. Kopernilus sistemiyle tanışınca, Bruno tarikat mensubu bir kişi olmaktan sıyrıldı ve buna bağlı olarak Hıristiyan inancıyla arasındaki bütün bağları koparttı. Kiliseye karşı bir sistem içinde yer aldığından din sapkınlığı ile suçlandı. Engizisyondan baskısından kurtulmak için Roma'ya ardından Kuzey İtalya'ya kaçtı.

 

13 yasında aklında bı gunes bı kopernık bı de yakılma kalıyor demekkı ...cok haklısın :) adam ordan baska seylere cıkarımlarda bulunmuş

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İtalyan filozof, rahip , şair Giordano Bruno ..

Hayatının anlatıldığı tiyatro oyununda Durukan Ordu çok güzel canlandırmıştı kendisini.. Çok etkileyici bir hayatı var. Oyunda geçen bir diyalog vardı. Manastırda kapıyı kilitlemek yasaktır. Ama kitap okumak daha çok yasaktır. Bruno bunu bilmesine rağmen kapısını kitleyip gizlice kitap okumaktadır. Bir gün en yakın arkadaşı onu yakalar ve günah işlediğini söyleyerek ona çok kızar. Bruno da bunu en masum şekliyle bir çocukluk anısıyla anlatır. Çocukken ağaca çıkardık. Ağaca çıkmak yasaktı. Amcan bizi yakalar ve tuttuğu gibi eve götürürdü. Biz ne yapardık ? Yakaladığımız ilk fırsatta ağaca çıkmaya çalışırdık. Bir gün düşmüştük ve sen bacağını kırmıştın . Oysa amcan bize ağacı yasaklamak yerine, nasıl çıkalacağını öğretseydi daha iyi olmaz mıydı ? Böylece düşmezdik. Kitapları yasaklamak yerine okumama izin ver. Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki . Ağaca çıkıp özgür olduğu anları hatırlatıp arkadaşını da günahına ortak eder. Bruno işkence ile sorgulanırken sayıklar gibi "Ağaca çıkmak istiyorum, ağaca çıkmak istiyorum . " der. Papaz anlayamaz tabi demek istediklerini..

 

Nerden bilebilir ki düşünce özgürlüğünü beklediğini aynı çocukluğunda ağaca çıkma özgürlüğünü beklediği gibi.. Düşünce özgürlüğünün ilk havarisi de demek yanlış olmaz sanırım ..

 

En sevdiğim sözlerinden biri de:

"Tanrı; iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır, yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı'yı."

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...