hexagram Oluşturma zamanı: Mart 11, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 11, 2007 Bir çocuk,elinde cep harçlığını saya saya yürüyor yaşlı bir kaldırımın üzerinde. Kim bilir kaç kişi geçti o kaldırımın üzerinden,kaç kişi bastı hiç acımadan. Bir kişi olsun düşündü mü hiç;bu kaldırımlar acı çekmez mi,hergün basıyoruz üstüne,düşünmeden geçiyoruz,atıyoruz adımlarımızı düşüncesizce,diye... Bırakın döyle düşünmeyi,tüküyor kimileri de. Yazıklar olsun! Ama nerede insanlarda o düşünce! Karşısındaki insana değer vermeyenlerden,onları düşünmeyenlerden,zavallı bir kaldırıma değer vermesini nasıl beklersiniz ki zaten... Usta şair ne de güzel söylemiş: “Kaldırımlar,çilekeş yalnızların annesi” Belki çoğu kişi düşünmüyor kaldırımları,değer vermiyor,basıyor geçiyor sadece... Ama insan yalnız kalıverince anlıyor çoğu şeyin değerini. Bir şeye olan sevginiz,asıl ondan ayrıldıktan sonra belli olur. Herşeyinizi kaybettiğinizde de geriye ancak birkaç şey kalır. Kaldırımlar en iyi dostunuz olur artık;daha önceden üzerine düşüncesizce bastığınız,tükürdüğünüz o kaldırımlar... Durup düşünürsünüz yalnızlığınızda;neden var bu kaldırımlar,neden hergün üzerine basıyorum,o olmasa ne olurdu...? Her eve yolu çıkar kaldırımların... Her işe götürür... Acil işiniz çıkar,yardım eder size... Güvenli bir yer mi istiyorsunuz?Kaldırımlara bakın... O sizi istediğiniz yere götürecektir. Karanlıklarda arkadaşınız olacaktır,en yakın dostunuz... Ona güvenin,o sizi hiç aldatmaz,yarı yolda bırakmaz... “Siz gidersiniz,yol gider;siz gidersiniz,yol gider...” Kaldırımlar hüzünlüdür,size anlatacakları çoktur. Konuşmak mı istiyorsunuz?Kaldırımlara bakın... Nice hatıralar vardır üzerinde, Yarıkları ve kırık parçaları,üzerindeki lekeleriyle bir ömürdür kaldırımlar... “Kaldırımlar,içimde yaşamış bir insandır.” Kimsenin çekemeyeceği acıarı çekmiştir,kimsenin bilmediklerine tanık olmuştur kaldırımlar... İşte “Kaldırımlar”: Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık. Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler. Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır. Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum! Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin; İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler. Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler. Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları. Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi. Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya, Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi... Kaldırımlar için ciltler dolusu yazı yazılabileceğini düşünüyorum ama sanırım Necip Fazıl bu şiiri ile kaldırımlar hakkında mükemmel yorumlar yapmış.Benim yazdığım yazı ise yanında bayağa bir cılız kalıyor... Bu şiir içinde de en çok sevdiğim 2. ve sondan 2.dörtlükler... Böyle bir şiir yazabilmeyi isterdim-çoğu kişi gibi-,ama hiç sanmıyorum... Okumak da yetiyor aslında,yazamasam da... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2007 kaldırım deyınce ıcım cız edıyor.... cok saol hex Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nickmickyok Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2007 saol hex.... 2. ve 3. de ben yollimm ama 1.bölüm kadar güzel değiller bence... ayrıca yazında anlamlı olmuş II Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi, Etinle, kemiğinle, sokakların malısın! Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi, Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın! Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri, Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında. Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri; Onun taşı erimiş, senin kafatasında. İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var; Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz. Dünyada taşınacak bir kuru başınız var; Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz. Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur! Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları. Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur... Ne senin anladığın kadar, kaldırımları... III Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece, Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler. Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince, Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der. Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de, Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp. Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de, Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp. Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım; Onu bir başkasına râm oluyor sanırım, Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı. Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan; Bana rahat bir döşek serince yerin altı, Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2007 yalnız kaldırım deyınce aklıma bu sıır de geldı ...aradım buldum en sonunda:D bence tahta da önemlı TAHTA, KÜRSÜ, ÇOCUKLAR Tahta sınıfa karşı Kürsü tahtanın yanında Sınıfta otuz çocuk vardı. Tahtanın önünde silgi Üç dört tebeşir Öğretmen içeri girdi İlk ders cebir. Tahta tahtadır ama İnsanlardan anlayışlı Hiç sevmediği halde Tahta cebiri kavradı. İkinci dersin öğretmeni Geçti kürsüye oturdu Tahta yan gözle ilgili Öğrendi Auguste Comte'u. Üçüncü derste tahtaya Bir öğrenci kalktı fakir Yaz dedi öğretmen yazdı: "Hayata neş'e güneştir Melal içinde beşer Çürür bizim gibi..." Tahta şairin halini Çocuğunkine benzetti Üzüntüler, yoksulluklar elinde Çocuk da çürüyüp gitmişti. Dördüncü ders boş geçti Zil çalsın bekle çalmaz Tebeşiri kaptığı gibi Bir çocuk geldi haylaz O canım mısralara İki çizgi çizdi çapraz Yazdı iri iri:"Yuha!" Kayboldu tahtanın nuru Kayboldu tahta Sonraki çizgiler altında. Behçet NECATİGİL Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2007 siz de sağolun Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boggyhillocks Yanıtlama zamanı: Mart 12, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 12, 2007 güzel paylaşımlar:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sensizim Yanıtlama zamanı: Mart 12, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 12, 2007 ilginç paylaşımlarmış arkadaşlar saolun Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.