mescalin Oluşturma zamanı: Haziran 15, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 15, 2006 Astral seyahat; Dharma Ansiklopedisinde şu şekilde tanımlanmıştır;Teozofide ve okültizmde, kimilerinin "esiri beden kimilerinin de astral beden adını verdikleri 'seyyal maddelerden oluşan bedenin, fizik bedenden geçici olarak ayrılıp başka mekanlarda dolasmasıdır.Astral seyahat sirasinda yasanilanlar, bazen rüya seklinde hatırlanır. Fakat rüyaların hepsi astral seyahatlerden ibaret değildir.Astral seyahatteki biri için, duvar gibi fiziki nesneler ve uzaklık, birer engel oluşturmaz. Bir anda çok uzağa gidebilir ve vibrasyon hızı yüksek maddeler düşük maddelerin içinden degisime uğramadan geçebildikleri için, kapı, duvar gibi her türlü fiziki nesnenin içinden geçebilirler. Astral seyahat ile geçmişe yada geleceğe gitmek, hatta akaşa kayıtlarına ulaşmak mümkündür. Astral Seyahat Tekniklerine Giriş Pratik Astral Seyehat tekniklerine geçmeden önce deney öncesi sağlanması gereken çok önemli şartlar vardır. Ve hemen belirtelim ki, bu şartlar yerine getirilmeden, Astral Seyahat yapılabilmesi mümkün değildir. Deney öncesi sağlamanız gereken şartları yerine getirebilirseniz; çalışmanızda elde edeceğiniz başarıya %60 yaklaştınız demektir. İlk olarak uygun bir yer seçimiyle çalışmaya kendinizi hazırlayın. Herkes yattıktan sonra odanızda bu çalışmayı yapabilirsiniz. Üzerinizde sizi rahatsız etmeyecek, sizi sıkmayacak bir elbise olmasına dikkat edin. Odanız ne çok soğuk, ne de çok sıcak olmamalıdır. Evdeki diğer insanları, özel bir çalışma yapacağınızı ve sizi kesinlikle rahatsız etmemeleri konusunda uyarın. Bedeninizden ayrıldığınızda, herhangi bir kimsenin yanınıza gelmesi sizin bedeninize ani dönmenize sebebiyet verebilir. Bu konuda dikkatli olun. Eğer herhangi bir sebepten dolayı, ani geri dönüş yaparsanız, yatıp uyumak yapılacak en iyi şey olacaktır. Böylelikle astral bedeniniz uyku esnasında kendiliğinden ayrışıp tekrar fizik bedene geri döneceği için, az Önceki ani girişin olumsuz etkisi kendiliğinden kaybolacaktır. NİYETİNİZ Bu çalışmalara başlamadan önce, konunun ciddiyetini fark etmek çok önemlidir. Niyetinizi önceden belirleyin... Bu tür bir deneyi gerçekleştirmek istemenizin sebebi olarak; diğer insanlara hava atmak, diğer insanlara karşın üstünlük sağlamak gibi düşüncelerinizin şuuraltınızda olup olmadığını çok iyi tespit edin... Eğer böyle bir düşünceye sahipseniz bu çalışmaya hiç başlamamanız sizin açınızdan daha yararlı olacaktır. Çünkü bu tür negatif düşünceler negatif tesirleri üzerinize çeker ve başarınızı olumsuz yönde etkiler. Ayrıca bu tür negatif enerjiler arzu edilmeyen sonuçlarla karşılaşılmasına sebebiyet verebilir. Bu çalışmaya sizi yönlendiren etken bu tür bir isteğin sonucuysa, Astral Seyahat deneyinde başarı elde etseniz bile, bedeninizden ayrıldıktan sonra serbest hale gelen şuuraltınıza negatif enerjilerin birikmesi sonucuyla karşılaşabilirsiniz. Bu da sizin psikolojik ve fizyolojik dengenizi olumsuz yönde etkileyecektir. DENEY HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ , Her şeyden önce arzu edilen başarıya ulaşabileceğinizden emin olmalısınız. Başarıya olan inancınız ve konsantrasyonunuz sizi başarıya hızla yaklaştıracaktır. Buna karşı her türlü tereddütleriniz sizi başarıdan uzaklaştıracaktır. Bu çalışmada başarı elde edemeyeceğinizi düşündüğünüz müddetçe, Astral Seyahat yapabilmeniz mümkün değildir. Çünkü Astral Seyahat tamamıyla düşüncelerinizin konsantrasyonuyla yapılabilecek bir çalışmadır... Ve kesinlikle unutmayınız ki, bedeninizi terk ettiğiniz andan itibaren bütün hareketlerinizi düşüncelerinizle yönlendireceksiniz. Düşünceleriniz, bu çalışmanızın başlangıcından sonuna kadar çok önemli bir fonksiyon görecektir Her alanda olduğu gibi, bu alanda da; itimatsızlık, şüphe, korku endişe gibi duygular her türlü isteklerinizin gerçekleşmesine engel olurlar. Buna karşılık olumlu, yapıcı düşünceleriniz sizin en büyük yardımcınız olacaktır. Unutmayın! İstediğinizi yapabileceğinize kuvvetle inandığınız andan itibaren başarıya çok yaklaşmış olacaksınız. Aslında bu durum, Duyular Dışı Algılamalarımız'la ilgili bundan sonraki yapacağımız her alandaki çalışmalarımızda önemli bir yer işgal eder... Ancak Astral Seyahafda bu bir kat daha fazladır.... İÇ HUZURUNUZ Bu deneyi gerçekleştireceğiniz gününüzün, sakin ve huzur içinde geçirilmiş bir gün olmasına dikkat etmelisiniz. O gün birisiyle aranızda sizi sinirlendirecek şekilde bir münakaşa olduysa, aynı günün akşamında deneye girişmekte fayda yoktur. Bu sinirlilik hali konsantrasyonunuzun bozulmasına sebebiyet verebileceği için başarınızı engelleyecektir... Bu yüzden deneyci, deney günü huzur içinde olmalıdır. Hareketlerine çok dikkat etmeli ve huzurunu bozabilecek olaylardan uzak durmalıdır. Konsantrasyonunuzu bozacak, düşüncelerinizin belli bir noktaya odaklamanıza engel olacak, zihninizin dağılmasına sebebiyet verecek her türlü iç sıkıntılarınızdan uzak bir zihin haliyle bu çalışmaya başlamalısınız. Bu da gerçek anlamda bir iç huzuruyla yakalayabileceğiniz bir haldir... Hiç değilse çalışmaya başlamadan birkaç saat önce tüm sorunlardan arının... Streslerden kurtularak istenen hale kendinizi sokabilmek için "Gevşeme Egzersizlerinden yararlanabilirsiniz... KORKULARINIZ Deneyci korku hissini mutlaka yenmek zorundadır. Bu çalışmalarda sizlere en büyük engel: Korkularmızdır... Korkularınızı yenemediğiniz müddetçe bu çalışmada başarı elde etmenize imkan yoktur. Çünkü korku hissi derhal bedeninize geri dönmenize sebebiyet verir. Heyecanlanmanıza ve korkmanıza bu çalışmalarda hiç bir gerek yoktur. Ancak korkmanıza gerek yoktur demekle, korkunun ya da heyecanın ortadan kaldırılmasının mümkün olamadığını da biliyoruz. Korkunuzun ya da heyecanınızın yenilebilmesi bu konulardaki teorik ve pratik bilgilerinizin artmasıyla mümkün olabilecektir. Korkunun temelinde; bilgisizlik vardır... Bu nedenle korkumuzu yenebilmeniz için yapılacak tek şey; bu konuyla ilgili bilginizi artırmaktır... Böylelikle korkulacak yegane şeyin korkunun kendisinden başka bir şey olmadığını gerçek anlamda farkedebileceksiniz. Bunu gerçek anlamda farketmeden korkularınızı, endişelerinizi ve heyecanlarınızı yenebilmeniz mümkün değildir. BEDENİ ŞARTLAR Bedeninizin Pozisyonu Bedeninizin çok rahat bir şekilde olması gerekmektedir. Burada bedenin en rahat pozisyonu uzanma halidir. Bedenin rahat olması, dikkatin dağılmaması, sakinlik devresine kolayca erişebilmeniz bakımından önemlidir. Bu yüzden, fiziki bedeniniz en rahat olacak şekilde uzanınız. Bacaklarınızı çapraz yaparak kanın damarlardaki dolanımına engel olmayınız. Aksi takdirde tecrübenizin bitiminde rahatsızlık hissi duyabilirsiniz. Ellerinizi vücudunuzun yanına koyunuz. Başınızın altında da bir yastık olmalıdır. Beslenme ve Sağlık Durumunuz Çalışma saatinden hemen önce hiç bir şey yemeyiniz. Normalin üzerinde yemek yemek tecrübelerinizdeki başarınıza engel teşkil eder. Aç kalma çoğunlukla dublenin serbest kalmasına yardım eden bir unsurdur. Sebze ve meyve türü yiyeceklerle o gün beslenmiş olmanız, çalışmanızda size yardımcı olacak unsurlardandır. Aşırı olmamak kaydıyla sıvı alınan gıdalar faydalıdır. Mütevazı bir yemekten 3-4 saat sonra denemeye başlanabilir. Bu çalışmaya başlamadan önce kesinlikle anestezik ilaçlar, alkol ve her türlü uyuşturucu ya da uyarıcı maddeler alınmamalıdır. Bedeninizin sağlıklı olması çok önemlidir. Eğer vücudunuzun herhangi bir yerinde ağrı, sızı varsa, düşüncelerinizi konsantre edemezsiniz. Kalbinizle ilgili herhangi bir rahatsızlığınız varsa, kesinlikle bu çalışmayı yapmayınız. Çıkışı Kolaylaştırıcı Teknikler Buraya kadar sizlere bazı teorik bilgiler aktarıldı. Herkes bu teorik bilgilerin ve deney öncesi sağlanması gereken şartların ne kadar önemli olduğunu kendi tecrübeleriyle görecektir. Deney öncesi şartlar yerine getirildiği takdirde, bu çalışma herkes için rahatlıkla başarılacak bir deneye dönüşebilir. Daha önce de söylediğimiz gibi her şey size bağlı... Şimdi adım adım ilerleyelim... İlk önce bedenin nasıl gevşetileceği, nasıl nefes alınacağı öğrenilip, konsantrasyon kabiliyeti geliştirilmelidir. Bunlar sağlandıktan sonra sizlere vereceğimiz metotlardan birini seçip onun üzerinde düzenli olarak çalışmalara başlayabilirsiniz. Bu metotların içinde bazıları daha kolay uygulanabilir özelliktedir. Ancak size hangisi uygun geliyorsa onunla başlayabilirsiniz. Hatta bazı metotları birleştirerek de kullanabilir ve size en uygun gelen metodu kendi kendinize de geliştirebilirsiniz. Bu alıştırmalara başlamadan 1 hafta önce zihin yoluyla ziyaret edeceğiniz mekanı seçin. İlk alıştırmalarda çok yakın bir yer seçmek daha doğrudur. İşe 1-2 metre uzaklaşarak başlayın. Bedeninizden çıktıktan sonra bulunduğunuz odada kalmak istediğinizi önceden kendi kendinize telkin edin. Sonraları tecrübeniz arttıkça çok uzak noktaları da seçebilirsiniz. Tam 1 hafta süreyle kendinizi o güne psikolojik olarak hazırlayın. Amacınız duyu ötesi algılamanızı harekete geçirip orada geçen olaylar hakkında doğru bilgiler almak daha doğrusu orada gelişen olayları yukarıdan izlemektir. Aradan geçen 1 haftalık süre içinde her sabah kalktığınızda ve gece yatmadan önce kendi kendinize şu telkinde bulununuz: "......... tarihinde beden dışı bir deneyim çalışması yapacağım. Kendi isteğime bağlı olarak bedenimi terk edip, odamın içinde kısa bir süre kalacağım. Kendimi ve çevremi bedenimin dışında seyredeceğim. Düşüncelerime kolaylıkla hakim olacağım. Ve tekrar bedenime geri döneceğim. Bu deneyi gerçekleştirebilecek yeteneğe sahibim. Onu kullanacağım. Bedenimi terk edebilir ve onu yukarıdan izleyebilirim." Şimdi AstralSeyahat Tekniklerini sırasıyla ele alalım: l- Telkin ve Konsantrasyon Metodu Bu metodun temeli gevşeme egzersizleri, telkin ve konsantrasyona dayanır... Bu konular üzerinde daha önce durmuştuk. Eğer bunlar üzerinde yeterince çalışırsanız, şimdi aktaracağımız metodu kolaylıkla uygulayarak bedeninizi terk edebilmeniz mümkün olacaktır. Bu egzersiz Astral Seyahat metotları içinden en kolaylıkla uygulanabilecek tekniklerin başında yer alır. Sırtüstü yatağa uzanıp gözlerinizi kapayın. Gitmek istediğiniz yerden ve bedeninizi terk edeceğinizden başka hiç bir düşünceye zihninizde yer vermeyin. Bu deney boyunca günlük yaşamın meşgalelerini unutacaksınız. Düşünceleriniz gittikçe sakinleşecek... Sizi çevreleyen her şeyi unutun ve kendinizi serbest bırakın... Nefes Alma ve Gevşeme Egzersizleri'ni kusursuz ve tam olarak uygulayarak zihinsel ve fiziksel olarak gevşeme haline yani a Ritmi'ne geçiniz. Bu andan itibaren, yatağınızın hafifçe öne arkaya sallanmaya başladığını düşünün... Bu sallanmayı çok kolaylıkla hissedeceksiniz. Çünkü gevşeme hali içinde bulunuyorsunuz... Bedeninizin içindeki astral bedeniniz bedeninizin içinden adeta kayıp gitmek üzere olduğunu farkediyorsunuz... Sallanmayı sürdürün... Her an astral bedeniniz bedeninizden çıkıp gitmek üzere olduğunu düşünün. Arkadan öne, önden arkaya sallanırken sallanmanın verdiği gevşemeyi iyice hissedin... Kendi kendinize vereceğiniz telkinlerle içinde bulunduğunuz durumu rahatlıkla yönlendirebilirsiniz. Ne isterseniz ve neyi düşünürseniz o gerçekleşecek... Bunu kendi kendinize içinizden telkin edin: "Sallanmalar artıyor... Gevşiyorum... Bedenimi terk etmek üzereyim... Akışkan bir sıvı gibi astral bedenim vücudumu terk etmek üzere..." diye kendi kendinize telkin de bulunun... Daha sonra kendinizi bedeninizin 1 - 2 metre yukarısında olduğunuzu düşünün... Bedeninizden 1 - 2 metre kadar yüksekte bir nokta üzerine konsantre olun. Sadece bunu düşünün... Kendinizi orada hissedin... Bu düşünceyi kuvvetle arzu edin... Arzunun kuvveti çok önemlidir. Arzu ani ve kısa süreli olmalıdır. İyice gevşemiş bir haldesiniz... Kendinizi bedeninizin dışında düşünün... Buna yoğun bir şekilde ama kendinizi asla zorlamadan konsantre olun... Sallanmalar arttıkça bir anda kendinizi orada bulacağınızı düşünün... Tekrar yoğun olarak arzunuzu kısa süreli bir darbe gibi tekrarlayın... Sallanmaları izleyin ve bu sallanmaları, kendinizi ileriye doğru son bir hareketle bedeninizden fırlatana kadar devam edin. Her an bir bulut gibi bedeninizden yukarıya doğru yükselebileceğinizin bilincinde olun... Bir anda vücudunuzun hafifleşerek sanki deniz üzerinde yatarmışcasına dalgalanmaya başladığını ve yavaş yavaş yükselmeye başladığını hissedeceksiniz. Sadece ama sadece bu düşünceye konsantre olun... Eğer yeteri kadar gevşeme haline geçtiyseniz ve yeterince konsantrasyonunuzu verdiğimiz telkinlere yönelebilirseniz, böyle bir tecrübeyle çok kolaylıkla karşılaşacaksınız. Önce bedeninizin adeta bir balon gibi şiştiğini hissedeceksiniz. Yoğun konsantrasyonunuz ve telkinleriniz bir anda sizi bedeninizin dışına doğru çekmeye başlayacaktır. Bu anda vücudunuzda seyirmeler, kulağınızda çınlamalar başlayacaktır. Bundan korkmayın. Bir balonun patlamasına benzer bir duyguya kapılabilirsiniz. Bunlar vücudun terkedilme anında ortaya çıkan doğal gelişmelerdir. Bir müddet sonra bu seyirmeler ve çınlamalar kesilecektir. Astral Bedeniniz'in fiziki bedeninizin her bölümünü tamamen doldurduğunu ve gevşedikçe astral bedeninizin bir balon gibi şişmeye başladığını imajine edebilirsiniz. Bulutumsu görünüşteki Astral Bedeniniz'in fiziki bedeninizin gözeneklerinden yavaş yavaş çıkarak yükselmeye başladığı düşüncesine konsantre olmak, işinizi biraz daha kolaylaştırabilir. Bir kuş gibi kendinizi havalanırken hissedebilirsiniz. Heyecanlanmayın ve gelişmeleri oluruna bırakın... Düşüncelerinizi sadece bedeninizi terk etmeye odaklayın. Bu konsantrasyonunuz sizi bedeninizden çekip alacaktır. Tüm çalışmalarınızı yönlendirecek olan tek şey düşüncelerinizin konsantrasyonudur. Bedeninizi terk ettiğiniz andan itibaren de düşüncelerinizle hareketlerinize yön vereceksiniz... Nereyi düşünürseniz siz astral bedeninizle birlikte kendinizi orada bulacaksınız.. Odanızın içindeki hareketlerinizi yönlendirecek olan tek şey yine bu düşünce gücünüz olacaktır. İlk denemelerinizde yatağınızda yatmakta olan bedeninizi ve odanızdaki eşyaları kısa bir süre seyrettikten sonra yavaşça bedeninize geri dönün. Bedeninize geri dönmek son derece kolaydır. Sadece bedeninize geri dönmeyi dilemeniz, bunun için yeterlidir... Evet yapacağınız tek şey bedeninize geri dönmeyi dilemektir. Göreceksiniz ki bir anda kendinizi bedeninizin içinde bulacaksınız. Bu nedenele acaba bedenime geri dönemeyebilir miyim diye önceden her hangi bir tereddüt yaşamanıza gerek yoktur. Bedeninize dönmek için hiç bir çaba göstermeniz gerekmeyecektir. 2- İmajinatif Şartlandırma Metodu Deneye başlamadan önce evnizin içinde takip edeceğiniz bir yol tesbit ediniz. Örneğin bu yol; yatak odanızdan mutfağa kadar uzanan bir hat olabilir. Bu yol üzerindeki detaylardan 5 noktayı belirleyiniz. Bu noktalar, evinizin içindeki divan kanepe, sehpa duvardaki resim gibi eşyalar arasından belirlenebilir. 5 Adet noktayı belirledikten sonra bazılarına vanilya, karanfil, lavanta gibi kokular da ilave edebilirsiniz. İzleyeceğiniz yolu ve ayrıntıları birçok kez gidip gelerek en ince detaylarına kadar hafızanıza almaya çalışınız. 5 gün gün süresiyle bu yol üzerinde tekrar ve tekrar gidip gelerek bu hattın tüm ayrıntılarım ezberleyin. Tespit ettiğiniz her nokta karşısında 5'er dakika oturarak, onun tüm ayrıntılarını gözleyin. 5 günlük hazırlık devresinden sonra hedeflediğiniz denemeye artık hazırsınız demektir. 6. gün çalışmaya hazır olup olmadığınızı sınamak için hiç heyecanlanmadan odanıza geçin... Gevşeme egzersizleri ile a ritmine girin... Gevşeme haline geçtikten sonra tespit ettiğiniz noktaları teker teker gözünüzün önünde canlandırmaya başlayın. Her bir noktanın iyice gözünüzün önünde belirmesine izin verin. Sırasıyla tüm noktalan imajinatif olarak sanki televizyon ekranından seyreder -mişcesine gözünüzün önünde canlandırın... Belirlediğiniz noktalara bazı kokular yerleştirdiyseniz, o kokuları aklınıza getirin. Böylelikle imajinasyonunuz daha kolay harekete geçecektir. Bunda başarıya ulaşırsanız, ertesi gün deneyinizin ikinci aşamasına başlayabilirsiniz. Bir sonraki gün yine gevşeme haline geçin... Bunun için kendi kendinize yapıcı telkinlerde bulunun. Gevşeme hali içinde kendinizi hazır hissettiğinizde, yattığınız yerden kalkarak tespit ettiğiniz yol üzerinde zihinsel olarak ilerlemeye başladığınızı hayal edin. Yavaş yavaş bedeninizden bir bulut gibi süzülerek yükselmeye başladığınızı ve teker teker daha önce defaatlerce baktığınız noktaların önünden geçtiğinizi düşünün ve bunu arzu edin. Gözünüzün önünde imajinatif olarak yol belirmeye başlayacaktır. Burada yapmanız gereken şey, televizyon ekranından görüntüleri seyredermişcesine izlerken, şuurunuzu oraya gerçekten taşıyabilmektir. İmajinatif olarak görüntüleri gözünüzün önünde canlandırırken kendinizi imajinatif görüntünün ötesinde, gerçek şuurunuzla orada bulunduğunuzu kuvvetle isteyin. Bunu kısa aralıklarla kuvvetlice arzu edin... Bir anda gerçekten de kendinizi orada bulabilirsiniz... Astral Seyahat teknikleri arasında aktardığımız bu ikinci metot özellikle belirtmemiz gerekir ki, imajinasyon yani durugörü yeteneği kısmen de olsa işler durumda olanlar için geçerlidir. Eğer gözlerinizi kapadığınızda isteğinize bağlı imajları gözünüzün önünde canlandırabilecek bir imajinasyon yeteneğine sahipseniz bu metodu kolaylıkla uygulayabilirsiniz. Durugörü yeteneği kısmen de olsa su üstüne çıkmamış kişiler bu metodu uygulayamazlar. Onlar için en uygun olan metot ilk verdiğimiz ve bundan sonra vereceğimiz metotlardır... Bu tür bir yeteneğe sahip olmayanlar bu metot üzerinde fazla zaman kaybetmesinler. Peki durugörü yeteneğimizin bizde az da olsa çalışır durumda olduğunu nasıl anlayabiliriz? Bunun cevabı son derece basittir... Zaten konun içinde de verilmiş durumdadır: Yani eğer gözlerimizi kapattığımızda, istediğimiz görüntüleri zihnimizde sanki televizyon seyredermişcesine canlandırabiliyorsak, durugörü yeteneğimizin kısmen de olsa bizde çalışırdurumda olduğunu söyleyebiliriz. Ancak burada asıl söylemek istediğim bu konuyla ilgili bir başka mesele var: Çevrenizdeki kişilere gözlerini kapattıklarında istedikleri imajları görüp görmediklerini sorun bakalım ne cevap alacaksınız. Çok şaşırtıcıdır ki, gözleri kapalıyken istedikleri imajları görenler herkesin böyle bir yeteneğe sahip olduklarını zannetmektedirler... Halbuki durum böyle değildir. Herkes gözlerini kapattığında istediği imajı göremez... Bırakın istedikleri imajları, siyah bir fondan başka hiç bir şey göremeyenler çoğunluktadır. Görebilenler ise azınlık durumundadır... Siz de gözlerinizi kapatarak kendi kendinizi test edebilirsiniz. 3- Rüya Kontrol Metodu Bu metodun temeli, rüya içinde rüyada olunduğunun şuuruna varabilmektir. Böylelikle şuurun rüya içinde uyandırılması mümkün olabilmektedir. Rüya gördüğümüzü farkettiğimiz anda, eğer kendimizi belirli metotlarla eğitebilirsek rüyamıza uyanık şuurumuzla devam edebiliriz. Bu son derece ilginç bir denemedir. Bu gerçekleştirildiğinde, yatakta yatan bedeninizin dışında bir anda onu seyrederken kendinizi bulabilirsiniz. Nitekim hiç bir özel çalışma yapmadan, hem rüya görürken rüyada olduğunu farkeden, hem de uyandığında kendisini bedeninin dışında bulanların sayısı bir hayli fazladır. Rüyadayken rüyada olunduğunun farkına varılması ilginç bir deneme olduğu kadar, astral çıkışa imkan da sağlayan bir olgudur. Çünkü uyku esnasında derin bir gevşeme ile birlikte astral beden ile fiziki beden ayrışma içine girer. Astral Seyahat tekniklerinden biri olan Rüya Kontrol Metodu'nün çıkış noktası işte bu özelliğe dayanır. Yani metodun çıkış noktası, fizik ile astralin ayrıştığı bir anda şuuru uyandırarak, şuuru astral bedende tutabilmektir. İşte o anda kişinin şuuru uyanık bir haldeyken bedeninin dışında kalabilir... Peki rüyadayken nasıl rüyada olduğumuzu farkedebiliriz? Bunun son derece kolay uygulanabilir metotları vardır. Rüyalarımızda zaman zaman son derece garip, günlük yaşantımızda asla meydana gelmesi mümkün olmayan olaylar, manzaralar ve mizansenlerle karşılaşırız. Bu olaylar bize rüyada olduğumuzun en büyük ip uçlarını verebilir. Ancak bu ipuçlarını yakalayabilmemiz için, şuuraltımıza bu yönde telkinlerin verilmiş olması gerekir. Aksi takdirde bu tür olaylar rüya içindeyken bize normalmiş gibi gelir. Bunu gerçekleştirmenin en kolay yolu günlük yaşıntımız sırasında karşılaştığımız olaylar karşısında kendi kendimize sorular sormaktır. Günlük yaşantınız içinde karşılaştığınız çeşitli olaylar karşısında şu üç soruyu kendi kendinize sorarak mantıklı açıklamalarını yapınız: Bu olay neden oldu?... Nasıl oldu?... Niçin oldu?... Bunu kendinize alışkanlık haline getirin. Her karşılaştığınız gelişme ve olay hakkında olmasa bile çoğu için bu soru sorma ve mantıklı cevaplar verme çalışmasını yapınız. Sorularınıza mantıklı açıklamalar getirince her seferinde kendi kendinize içinizden şu telkinde bulunun: "Demekk ki rüyada değilim..." Bu davranışınız sizin şuuraltınıza işleyecek ve sonunda rüyadayken de bu sorulan kendi kendinize sormaya başlayacaksınız. Çoğunlukla rüyalardaki olaylar normal fizik kurallar çerçevesinde gelişmediği için mantıklı cevaplar bulamayacaksınız. İşte o an, "demek ki rüyadayım" sonucunu şuuraltınız size otomatik olarak çıkaracak ve siz rüya görmekte olduğunuzu anlayacaksınız. Ve böylelikle rüya içinde uyanma imkanına ulaşacaksınız. Uyandığınız an çevrenize bakın kendinizi bedeninizin dışında uyandırmış olma ihtimaliniz çok yüksektir... 4- Uçma Testi Metodu Rüyalarınızda sık sık kendinizi uçarken görüyorsanız yukarıdaki metodu sadece uçma olayına endeksleyerek de uygulayabilirsiniz. Günlük yaşamınızda zaman zaman kendinize "şu anda rüya mı görüyorum?" diye sorunuz... Soruyu cevaplandırabilmek için hemen arkasından şu testi yapınız: "Uçabiliyor muyum, yoksa uçamıyor muyum?" Bu soruyu hem sorunuz hem de fiziki olarak yapmaya çalışınız. Test sonucu uçamadığınızı gördüğünüzde: "Uçamıyorum... O halde gerçek hayattayım... Gördüğüm de rüya değildir" diye bir hüküm çıkartınız. Şuuraltınız bu şekilde şartlandırıldığında, aynı soruları rüyanızda da sormanıza sebebiyet verecek ve rüyada yapacağınız test sonucu uçabileceğinizden: "Uçabiliyorum... O halde rüyadayım..." diye bir hüküm çıkaracak ve rüyadayken şuurunuzu uyandırabileceksiniz. 5- Arzu Faktörünün Şartlandırılması Bastırılmış, önlenmiş, set çekilmiş, yerine getirilmemiş arzular; astral çıkışlara sebebiyet veren Önemli faktörlerdir.. Bundan yararlanarak da astral çıkış gerçekleştirilebilir. Yatmadan önce sizi susattıracak tuzlu yiyecekler yiyiniz. Odanızın belli bir köşesine de bir bardak su koyunuz. Ve kendinize şu telkinde bulunarak yatınız: "Rüyamda susadığımda o köşeye gidip bardaktaki suyu içeceğim... Ancak bardağa elimi uzattığım anda şuurumu kazanacağım..." Uyku esnasında fiziki beden hareket edemeyeceği için, su içmek için duyulan şiddetli arzu, astralin bedenden çıkışına sebebiyet verir. Kendi kendinize verdiğiniz telkinle de bardağa elinizi uzattığınız an, bedeninizin dışında uyanmanız mümkün olabilir. Bir anda kendinizi bardağın yanında, bedeninizi ise yatamkta yatar vaziyette bulabilirsiniz. Uygulanması çok kolay olduğu için bu metotla astral çıkış yapan çok sayıda insan vardır. Yukarıdaki deneyinizin başarıya ulaşması için, deneye başlamadan önce, böyle bir çalışmayı tüm ayrıntılarıyla nasıl gerçekleşeceğini en az 10 gün boyunca zihninizde iyice canlandırın. Ve her gece yatmadan önce tuzlu yiyecekler yemeden de telkinlerinizi 10 gün boyunca kendi kendinize tekrarlayınız. 10 günlük sürenizin sonunda, bu metodu uygulamaya başlayın. Böylelikle başarıyı büyük ölçüde garanti altına almış olacaksınız. İleri Kontrol Teknikleri Buraya kadar bedenin nasıl terkedilebileceğinden söz ettik. Peki ama beden terkedildikten sonraki gelişmelere nasıl hakim olunacak? Konunun bu yönü oldukça önemlidir. Birçok kişi astral çıkış yaptıktan sonra, ani olarak bedenlerine geri dönmekten şikayetçi olur. Bazıları ise, tam çıkış anında yaşanan kulaklardaki çınlamalar, vücudun çeşitli yerlerinde görülen şiddetli seyirmeler ve bedenden yukarı doğru çekilme duygusundan rahatsız oldukları için çıkışı tamamlayamamaktan bahsederler. Örneğin ilk çıkış anında, ben de aynı şikayetlerden dolayı bedenimi terkedememiştim. Şunu kesin olarak söylemeliyim ki, küçücük bir tereddüt bile çıkışa engel olmaktadır. Tam çıkış anında eğer olayın akışına insan kendisini teslim edemezse, bir anda tüm gelişmeler sona ermektedir. İnanın astral seyahat hiç de zannedildiği kadar zor değildir... Yeter ki korkunuzu ve tereddütlerinizi yenebilin. Bundan sonrası metotları ne kadar ciddiyetle uygulayıp uygulamadığınıza bağlıdır. Bedenizi terk etmeyi başardığınızda dikkate almanız gereken bazı kurallar vardır. Şimdi kısaca bunları gözden geçirelim: İlk Ayrılma Anı Bedeninizi terk ederken meydana gelen kulak çınlamaları ve vücudunuzdaki seyirmelerin size hiç bir zararı yoktur. Yukarı doğru çekildiğinizi hissettiğiniz an gelişmeleri oluruna bırakın ve kendinizi kasmayın. En küçük bir endişe bedeninize geri dönmenize sebebiyet verir. Bırakın ne olacaksa olsun... Ancak kötü hiç bir şey olmayacağından emin olabilirsiniz. Ve unutmayın istediğiniz an bedeninize geri dönme şansına sahipsiniz. Bedeninizi yukarıdan seyrederken havada yüzmenin hafifliğini hissedecek ve bundan olağanüstü bir mutluluk duyacaksınız. Bedeninizi terkedince mümkün olduğunca bedeninizden uzakta bir noktada kalmaya özen gösterin bedeninize yaklaştıkça o sizi içine çeker. Ancak ilk denemelerinizde odanızı terk etmeyin. Odanızın içinde etrafı seyredin. Yandaki odalara da gidebilirsiniz. Kendinizi seyyal bir denizin içinde yüzermiş gibi hissedeceksiniz. Boşlukta Durabilme ve Hareketin Sağlanması Beden dışına çıkmadan önce verilen telkinler, beden dışı tecrübede önem taşır. Bedeninizden çıktıktan sonra evinizden uzaktaki bir yere gitmeyi istemişseniz, bu derhal gerçekleşir. Eğer bedeninizi terk ettikten sonra fikrinizi değiştirirseniz ya da daha önce belirlediğiniz yere gittikten sonra bir başka yere daha gitmek isterseniz; bunun için yapmanız gereken tek şey, düşüncelerinizle hareketlerinize yön vermektir. Bunun için düşünceleriniz üzerinde kuvetli bir hakimiyet sağlamış olmanız gerekir. Şunu asla unutmayın: Astral Seyahat sırasındaki tüm hareketlerinize düşünceleriniz yön vermektedir. Durmak istediğinizde duracak, hareket etmek istediğinizde hareket edeceksiniz. Bu yüzden ani düşünce değişimlerinden kendinizi uzak tutmanız şarttır. Bunu sağlayabilmek için konsantrasyon yeteneğinizin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bedeninizin dışındayken eğer bedeninizle aynı odada bulunuyorsanız, bedeninize çok fazla yaklaşmayın. Bir girdap gibi sizi kendisine çeker ve bedeninize geri dönmek zorunda kalırsınız. Astral Mekanlar Astral Seyahat çalışmalarında tecrübeniz arttıkça, sadece fizik mekanlara değil, fizik ötesi diye adlandırılan astral mekanlara da gidebilmeniz mümkündür. Bunun için kendinize bu yönde telkin vermeniz gerekir. Ancak ilk çalışmalarınızda fizik planda kalacak şekilde kendinizi yönlendirmeniz daha iyidir. Astral bedeninizle çıkış yaptığınızda dublenizde hem fiziksel, hem de astral enerjiler bulunmaktadır. Bu enerjilerden hangisi daha ağır basarsa o mekanda kalırsınız. Dublenizin üzerindeki fiziksel enerjilerin azalması bedeninizden oldukça uzaklaşmanızla gerçekleşir. İlerki çalışmalarınızda astral mekana yani spatyoma geçme çalışmaları yaparsanız, o mekandaki bedensiz varlıklarla yani daha önce dünyada yaşayıp da öldükten sonra spatyoma intikal etmiş olan varlıklarla da karşılaşabilirsiniz. Onlarla konuşabilirsiniz de... Zaten medyomik çalışmalarda kullanılan bir tekniktir bu... Ancak bu tür çalışmalar tek başına yapılmaması gerekir. Mutlaka başınızda bu konuda bilgili ve deneyimli bir operatörün bulunması şarttır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
deniss85 Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2006 güzel olmuş döküman, anlaşılan çok derli toplu hoş bişey olcak burası böle her aradığımızı bulmak için özellikle:) Ben bir türlü şu astral olayını beceremedim yaa:( ama çalışmalarım devam ediyor inş bi gün olacak,, Astral düzlemde toplantı olaylarına falan gireriz bakarsınız herkes yaparsa:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
bnmkg Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2006 ALINTI(deniss85 @ Jun 15 2006, 04:29 AM) 9[/snapback] güzel olmuş döküman, anlaşılan çok derli toplu hoş bişey olcak burası böle her aradığımızı bulmak için özellikle:) Ben bir türlü şu astral olayını beceremedim yaa:( ama çalışmalarım devam ediyor inş bi gün olacak,, Astral düzlemde toplantı olaylarına falan gireriz bakarsınız herkes yaparsa:D [/b] ben de deniyorum, şu dışardan kendi bedeni izliyormuş gibi vizyonlar görmeye çalışıyorum sanki bişeyler oluyo gibi uykumda zıplayıp uyanıyorum belki bunla alakalı olabilir hani şu sıçrayarak uyanmaya astral bedenin hızla girişinden kaynaklandığı görüşleri var ya umarım öyledir.. gerçi hatırlamadıktan sonra:( buarada astral toplantı olacağı zaman haber verin öyle saç baş darma dağan pijamayla gelmek durumunda kalmıyım.. e astral hali.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
deniss85 Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2006 bide kızlara derler 2 saatte zor hazırlanıyolar diye, şu astral eyahat olsa bak bakalım 1 erkek saçını başını yapmadan yatıo mu:P bunlar işin esprisi tabi, astral düzlemde ne saçı.. bişey duydum, bilgisayardan falan belli bir frekansta ses veren astral seyahati kolaylaştırdığı söylenen programlar varmış, elinde olan deneyen falan var mı nasıl bişey ki bu? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Amon35 Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2006 denemek lazım, bende yeni ruh ve madde yayınlarının Şuur adlı kitabını buldum okuyorum şimdi, güzel kitaba benziyor belki yardımı olur bende size yazarım.. Bende duydum ama elime geçmedi öyle bir program bulursam koymaya çalışırım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mescalin Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2006 astral seyahat için rüya kontrolü metodu oldukça kullanışı ve kolay, ben bunun için size her gün düzenli olarak kalkar kalmaz rüyalarınızı yazmayı öneririm ayrıca gün içerisinde sürekli ben rüyadayım diye tekrarlarsanız bilinçaltına yerleşecek ve uyku sırasında da aklınızdan geçeceğinden rüyada olduğunuzu ve rüyanızı şekillendirebileeğinizi anlayacaksınız Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sechil Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2006 Astral seyaheti gerçeklestirmenin türlü yöntemleri vardir.Herkes beden disina çikabilmek için kendisine özgü bir yöntem belirlemistir.Dogrusu da bence budur.Sizin için hangi yöntemin daha uygun oldugunu bulana hatta kendi metodunuzunu gelistirene kadar en çok kullanilan etkili yöntemlerle en azindan bir baslangiç yapabilirsiniz. Astral Seyahat Denemelerine Baslamadan Once Yapmanız Gerekenler! * Vücudunuzu rahatsiz eden ve hissettiginiz tüm aksesuarlari çikartin. (saat, yüzük, kolye) * Göz kapaklariniza direkt isik gelmeyecek sekilde odayi karartin. * Basiniz kuzeye gelecek sekilde kuzey-güney aksisine göre sirt üstü yatin. * Tüm elbiselerinizi çikartin, fakat vücut isinizi normal seviyede tutacak sekilde ayarlayin. * Nerede ve hangi zamanda olursa olsun mutlaka rahatsiz edilmeyeceginizi bildiginiz bir yerde olun. * Rahatlama durumuna geçin. * Nefesinizi yarim açik dudaklarinizdan alip verin. METOD 1 (Rahatlama ve Ucma istegi) Ayaginizdan alniniza kadar vücudunuzu nokta olarak düsün ve zihinsen gücünüzle bedeninizin 1 metre yukarida olduguna odaklayın Astral bedeninizin alin kismini vücudunuzun ayak hizasina gelecek sekilde ileriye gittigine odaklanin. Ayaklariniz sabit bir noktada kalacak ve yüzünüz 90 derece dik gelecek sekilde yukari ve ileri dogru kalktiginizi ve ayaklarinizin üzerinde dogruldugunuzu düsünün ve buna odaklanin. Birden hafiflediginiz kus gibi oldugunuzu hissedeceksiniz iste ozaman kendi bedeninizi yatarken gorebilirsiniz. METOD 2 (Ters Dusunme Beyin Aldatmacasi) Hazirlik bölümündeki asamalarin tümü gerçeklestirilir. Kuzeye dogru yatis pozisyonunuzu, güneye dogru yatmis gibi düsünerek beyninizi aldatmaya çalisin.Beyniniz devamli kuzeye dogru oldugunuzu ispatlamaya çalisacaktir. Beyninizi inandirdiginiz anda titresimlerle birlikte yükselmeyi gerçeklestirin Yükselmede zorluk çekiliyorsa her nefes verisinizde biraz daha hafifleyip yükseldiginize odaklanin.Yükselmenin diger yolu ise yukarida asili bir ipi çektiginizi düsünmektir.Eger titresimler halen olusmamissa ipi her çektiginizde belli bir rahatlama ve titresimler meydana gelecektir.Ugrasilar sirasinda birden fazla teknigi kullanmaktansa her adima tam konsantre olmak akla baska seyleri getirmeyeceginden mutlak basariya kolayca gitmenizi saglayacaktir.Ayrilma tam olarak gerçeklestiginde görüntüler ve ugultular baslayacaktir. (herkes için ayni olmayabilir)Artik yapmaniz gereken tek sey düsüncelerinize hakimiyet ve uçus provalaridir. Beyinde orientation denilen bir özellik vardir.Bu su demektir.Sizin gözleriniz kapali olsada elinizin ayaginizin nerede oldugunu bilirsiniz.Gözlerinizi kapayin ve parmaginizla burnunuza dokunmayi deneyin.Bunu ilk denemenizde basarabilirsiniz , her ne kadar farkinda olmadan gayet dogal bir sekilde yaptiginiz bu eylem beynimizdeki spesifik bir özellik olmadan gerçeklesemez. Sizin amaciniz basit bir hile yaparak beyninizi kandirmak ve bedeninizi bir süre için terketmek.Kendinizi bir hapishaneden kaçmaya çalisan bir mahkum gibi düsünün.Beyniniz ve onun koruma iç güdüsünü ise sizin disari kaçmanizi engellemek üzere orada bulunan gardiyanlara benzetebiliriz.Bedenden disari kaçabilmek her tarafi kameralarla dolu olan bir hapishaneden kaçmaktan daha zordur.Beynin oryantasyon özelligi sayesinde sizin tam olarak nerede oldugunuzu bilir.Normal bir uyku esnasinda da sizin tam olarak uyku haline geçmeniz bekler ve öyle uyur.Oysa beyni kandirarak bedeni uyutnak ve disari kaçabilmek mümkündür.Eger korkarsaniz zaten beden disina çikmaniz imkansizdir. Simdi her zamanki gibi uyumak için yataginiza gittiginizi düsünelim.Beyin gayet her zamanki gibi siradan bir sekilde hormonlorunuzda gerekli ayarlamalari yapiyor metabolizmanizi yavaslatiyor ve gayet siradan bir durum bu.Bu arada beyin tabiiki oryantasyon olayini son olarak bir kez daha kontrol ediyor.Bu arada siz duruma müdahele ediyorsunuz ve aslinda bulundugunuz yerin tam ters tarafinda yani ayakucunuzun oldugu yerde basinizin oldugunu iddia ediyorsunuz.Beyin hemen gerekli kontrolleri yapar ve size tam tersini iddia eder.Bu sirada önemli olan kendi iddianizi ona kabul ettirebilmektir.Eger diger odalardan ses gelirse ,sesin gelis yönünü kontrol eden beyniniz bir avantaj kazanir ve baksana ses nereden geliyor demekki beden senin söyledigin yönde degil der.Eger odada bir gece lambasi varsa yada pencereden gelen bir isik varsa gözleriniz kapali bile olsa göz kapaklariniza gelen isik sayesinde beyin bedenin gerçek yönünü belirler ve sizin onu yaniltmak istediginizi anlayabilir.Tüm bunlara ragmen en azindan ilk denemeleriniz de beyniniz size karsi koyamayacaktir.Bir süre sonra ona ayaklarinizin oldugu yerde aslinda basinizin oldugunu kabül ettireceksiniz.Bu asamadan sonra artik beyin oryantasyon özelligini kaybetmistir.Uyku durumuna geçene kadar bedenin gevsemesini hissetmeye basliyabilirsiniz.Bedeniniz bu durumda o kadar gevser ki ayaklarinizi bile hissedemessiniz.Karin boslugunuzda da bir gevseme hissedersiniz.Kendinizi oldukça hafiflemis hissedersiniz.Daha sonra kulaklarinizda bir ugultu hissedersiniz.Sakin paniklemeyin, bilahere bedende vibrational state olarak adlandirilan çesitli titremeler hissederseniz.Bu titremeler astral bedeninizde meydana gelmektedir.Ve gerçekte yatakta yatan bedeniniz titremez.Bu durum artik iyice bedenden ayrilmaya yaklastiginizin habercisidir.Genelde ilk denemeleriniz de böyle bir durumla karsilastiginizda korkar ve vazgeçerseniz hata edersiniz.Bir dahaki sefere bu asamalara ulasmak daha zor olabilir.Bir de bu asamalara ulastiktan sonra beden den ayrilmayi gerçeklestirmek önemlidir.Bu da bir yetenek ,biraz da bilgi isidir. Bu asamada rope metodu diye adlandirilan yöntem etkilidir.Karanlikta yukaridan asagiya dogru bir halat sarktigini ve sizin ellerinizle onu çektiginizi düsünün.Burada halati görmeniz önemli degil ,büyük ihtimalle bir kaç kez çektikten sonra görüntü de bazi kopukluklar olacaktir.Kesinlikle vazgeçmeyin ve ipi çekmeye devam edin.Ipi göremeseniz de çekin.Bu sekilde Astral ayrilmayi rahatca gerceklestirebilirsiniz. METOD 3 ( IP METODU ) Astral Seyahat tekniklerinde en çok anlatilan metodlardan biridir..Ön hazirlik safhasi tamamsa hiç biryerinizi hissetmiyorsaniz hayalinizde tavandan bedeninize dogru bir ip sallandigini ve sizde o ipe tutunup kendinizi yukeri çektiginizi hayal edin.Vücudunuzu kipirdatmayin.Yavasa yavas kendinizin yukari dogru çekildiginizi hissedeceksiniz.Bazen o esnada özellikle el,kol ve bacaklarda karincalanmalar olabilir sükunetinizi asla bozmadan heyecanlanmadan olayin akisina kendinizi birakirsaniz kendinizi odanizin içinde aniden buluverirsiniz. METOD 4 (Hayal Telkin Metodu) Bu deneyden önce yattiginiz odanizi iyice inceleyiniz. Ön hazirlik safhasindan sonra kendinizi bedeninizden 1 kaç metre yukarida süzülürken ve odaniza bakarken hayal edin detaylari atlamadan herseyi görmeye çalisin.Oda lambasini,oda kapisini,masanizi vs...Bu teknik sizin bedeninizden ayrilmaniza yarar sagliyacaktir. METOD 5 (Ruya Metodu) Rüya metodlari sayesinde stral seyahat deneyimleri yasayan kisilerin sayisi bir hayli fazladir.Bu teknikteki amaç rüya görüken rüyada oldugunuzu fark ederek suurunuzu geri kazanmaya dayanir.Bunun için yapmaniz gereken günlük hayatta yasadiginiz olaylar karsisinda Neden oldu? Nasil oldu? niçin oldu? gibi sorular sorup ve kendinize her mantikli cevaplar verisinizden sonra "Demekki riyada degilim" demeniz gerekmektedir.Rüyada gördügünüz o saçma seyler karsisinda beyin ayni mantigi aranmaya çalisacak ve bulamayincada rüyada olmadiginizin farkina varabilecek ve kendinizi aniden odanizda yada bildiginiz baska biryerde astral seyahatteyken bulabileceksiniz. Kendi kendinize vereceginiz telkinler astral seyahatte büyük önem tasir.Gece yatmadan tuzlu birseyler yiyin ve odanizin bir kösesine bir bardak su koyun.Her gece yatmadan bunlari yapin ve yine her gece yatmadan kendinize su telkinde bulunun "Rüyamda susadigimda kalkip o kösedeki bardaktan su içecegim fakat bardaga dokundugum anda suurumu kazanacagim" Bu teknik uygulanmasi çok kolay oldugundan bir çok kisi bu yolla astral seyahat deneyimi yasayabilmistir.Bu teknigi en az 15 gün boyunca sürekli denemelisiniz.Ben teknikleri yeterince kisa ve öz olarak tuttum.Bu teknikler en çok kullanilan ve iyi sonuç getirebilicek tekniklerdir ama hiç birinin digerinden üstün bir yani yok bence.Siz yapabiliceginize inandiktan ve korkmadiktan sonra yeterli telkin kullanirsaniz sonuca ulasabilirsiniz. METOD 6 (Kaslari art arda gevsetme yontemiyle seyahat) Rahat edebileceginiz bir yer bulun.Bir koltuk,yatak veya divani kullanabilirsiniz; fakat yatay bir posizyondayken gevsemek buyuk olasilikla astral cikmayi kolaylastiracaktir.( Onceki yillarda ilgilterede yurutulen bi arastirmada, kendiliginden astral seyahat yasayan oldukca fazla sayida kisinin o sirada yatmakta olduklarini ortaya koymustur.) Basladiginiz zaman kaslaranizi kramp girme raddesinde sikmayin. Yanlizca sikin, bese kadar sayin, sonra bir kac saniye (5-10) gevsetin ve diger kas grubuna gecin. Tum dikkatinizi gerilimi ve gevsemeyi hissetme uzerinde toplayin.Dusuncelerinizin farkli ilgelere kaymasini izin vermeyin.Bedeninizin o anda uzerinde calistiginiz belli kismina odaklanmayi surdurun.Unutmayin. Kaslari art arda gevsetmek fiziklsel bir egzersiz oldugu kadar zihinsel bir egzersizdir. Her kas grubunu 2 yada 3 kere sikip gevsetin. Her ayri kas grubunu sikarken, bedeninizin diger kisimlarini hareketsiz ve sakin kalmsina calisin. Tum benliginizin, bedeninizin o anda uzerinde calistiginiz kisminda konuslandigini varsayin. bunlari yaptiktan sonra bedeninizi hissetmemeye baslicaksiniz cok rahatladiginizi hissedeceksiniz iste o anda kendinize telkinler verin yukardan asagi ip sarktigini dusunun ve yukari dogru cekildiginizi hissedin bunu isteyin ve birden kendinizi yukarda vucudunuzu izlerken bulabilirsiniz... buyrun bunlarda benden birkaç astral seyahat tekniği Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
deniss85 Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2006 mescalin biara sen şu astral seyahatle ilgili olayları anlatsana bi, bazılarının aklında soru işaretleri vardır belki acaba mı falan diye.. belki yazdıklarını okuduktan sonra biraz daha ikna olurlar;) gerçi ben de daha çıkamadım ama olsun Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
merth Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 11, 2006 umarım ben de bir gün başarabilicem bunu ama hala korkmuo diilim:) astral boyutta ya başımıza bi iş gelirse, bişeylerin saldırısına uğrarsak, geri dönemezsek vb korkularım var.. bide merak ediyorum acaba astral seyahat sırasında astral seyahat yapan başkalarını da görebilir miyiz? zeki müren de bizi görücek mi gibi oldu ama kusura bakmayın Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
falco x Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2006 çok güzel, çok açıklayıcı bir konu olmuş. Heycanla okudum ve bunu uygulayacagım. Ben buna gercekten inanıyorum ve paylaşım için teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
uACansu Yanıtlama zamanı: Ocak 18, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 18, 2007 güzel paylaşım olmuş mescalin saol sende saol sechil... deniyorum deniyorum başaramıyorum ama kararlıyım yılmıycam:) bu arada konuyla ilgili araştırma yaparken resimleri gördüm sizlede paylaşmak istedim 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Ocak 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 23, 2007 İlk mesaj,yani mescalin'in alıntı yaptığı yazıda eksik yerler olduğunu gördüm,onları eklemek istiyorum: Astral seyahat; Dharma Ansiklopedisinde şu şekilde tanımlanmıştır;Teozofide ve okültizmde, kimilerinin "esiri beden kimilerinin de astral beden adını verdikleri 'seyyal maddelerden oluşan bedenin, fizik bedenden geçici olarak ayrılıp başka mekanlarda dolasmasıdır.Astral seyahat sirasinda yasanilanlar, bazen rüya seklinde hatırlanır. Fakat rüyaların hepsi astral seyahatlerden ibaret değildir.Astral seyahatteki biri için, duvar gibi fiziki nesneler ve uzaklık, birer engel oluşturmaz. Bir anda çok uzağa gidebilir ve vibrasyon hızı yüksek maddeler düşük maddelerin içinden degisime uğramadan geçebildikleri için, kapı, duvar gibi her türlü fiziki nesnenin içinden geçebilirler. Astral seyahat ile geçmişe yada geleceğe gitmek, hatta akaşa kayıtlarına ulaşmak mümkündür. Bedenimizi belirli bir süre terk ederek çeşitli yerlere düşünce hızı ile gidip, gittiğimiz yerlerde meydana gelen olayları izleyebilmemiz mümkündür. Parapsikoloji Enstitüleri'nde incelenen Duyular Dışı Algılamalarımız arasında en ilginçlerinden biridir... Şuurumuzun fiziki bedenimizin dışına yansıması ya da diğer bir tanımla, şuurluluk alanımızın genişleyerek beden dışına taşma olayına Astral Seyahat veya Şuur Projeksiyonu adı verilir. Bu yansıma fiziki evrenin her hangi bir noktasına olabildiği gibi, fiziki evrenin ötesindeki ortamlara da olabilmektedir. Diğer Duyular Dışı Algılamalarımızda olduğu gibi aslında hepimizde bu yetenek vardır. Fakat hepimiz bu yeteneğimizi kullanamayız. Parapsikoloji Kürsüleri'nde, özel metodlarla gerçekleştirilen Astral Seyahat çalışmalarında oldukça önemli adımlar atılmış durumdadır: İnsan yapısına, yaşama, varoluşa, fizik evren yapısına yepyeni boyutlar getiren bu çalışmalar aynı zamanda, ölüm ve ölüm ötesi yaşamla ilgili konular hakkında da son derece önemli bilgilerin biraraya getirilmesinde çok büyük bir fonksiyon görmüştür. Astral Seyahat Herkes Tarafından Yapılabilir mi? Evet... Özel metotlarla bu yeteneğimizden yararlanabilmemiz mümkündür. Ancak bıkmadan, usanmadan, büyük bir sabırla üstünde çalışılması gerekebilir. İlk denemelerinde bu tecrübeyi yaşayabilenler olmuşsa da, genellikle uzun süre üstünde çalışılması gerekebilir. Bu çalışmada başarı elde edip edememeniz tamamen size bağlıdır. Özellikle deney öncesi sağlamanız gereken şartları tam anlamıyla yerine getirebilirseniz, başarısızlığa uğrama şansınız oldukça azalacaktır. Özel çalışmalarla gerçekleştirilebilmekte olan Astral Seyahat, hiç bir çalışma yapmadan bazen kendiliğinden de yaşanabilir. Dünya üzerinde birçok insanın başından böyle bir tecrübe geçmiştir. Kendiliğinden meydana gelen olaylarda genellikle bu ayrışma uyku sırasında gerçekleşir. Uyumakta olduğu bir sırada kendini bedeninin dışında hatta bedenini yukardan seyrederken bulan insanların sayısı bir hayli fazladır. Bu tür bir olayla karşılaşan bazı kişiler, bu konuda yeterli bilgiye sahip değilse, kendinde psikolojik dengesizliklerin başladığı endişesine kapılarak, bu olaydan hiç kimseye söz etmeme yolunu seçmektedir. Oysaki bu, herhangi bir rahatsızlık belirtisi değil, parapsişik bir yeteneğimizin kendiliğinden ortaya çıkmasıyla meydana gelen bir tecrübedir. Fiziki Beden Terkedilebilir Kendimizi o kadar çok fiziki bedenimizle bir görmeye alışmışızdır ki, onu geçici bir süre de olsa terk etmek fikri bile bazılarımıza garip duygular verebilir... İnsanı sadece fizik bedenden ibaret görenler ya da ısrarla böyle görmek isteyenler için bu yeteneğin olması büyük bir talihsizliktir!... Çünkü bu yeteneğimiz bizim sadece fiziksel bir yapıya sahip olmadığımızın en büyük kanıtlarından biridir. Çok eski çağlardan günümüze kadar hemen tüm toplumlarda Astral Seyahat yapabilen kişiler çıkmıştır. Günümüzde yapılan laboratuvar deneyleri ise, bizlere son derece ilginç ve adeta elle tutulur bazı sonuçlar vermiştir. Ölmekte olan hastalar tartılmış, terlemenin getirdiği kayıplar göz önüne alınmış ve kaydedilmiştir. Ölüme doğru, saatte 28 gramlık toplam hafifleme izlenmiştir. Ölüm gerçekleştiğinde ise, bir anda beden 21 gram hafiflemiştir. Ayrıca birçok ölüm anı fotoğraflarında, bedenlerin üzerinde bulutumsu görüntüler belirmiş hatta bunların bir kısmı fotoğraflarla da belgelenmiştir... Demek ki, vücuttan dışarı çıkan bir şey vardır. O şey gerek ölüm, gerek normal uyku, gerekse astral ayrılma anlarında fizik bedeni terketmektedir. Benliğin ve bedenin birbirinden ayrılması; bazen uykuda, bir baygınlık ya da ağır bir hastalık anında da ortaya çıkabilmektedir. Böyle bir olayla karşılaşan birçok kişi bedenini yukarıdan seyredebilmektedir. Bazıları kendilerini bir bulut olarak tarif etmişlerdir. Bu da bedenden dışarı çıkan birşeylerin olduğunun en büyük kanıtlardından biridir. Bir kısmı da bedenlerine göbekbağına benzer ışıltılı bir bağla bağlı olduklarını anlatmışlardır. Ayrılma olayını yaşayan kişi genellikle çok mutludur ve hafiflemiştir. Duvar, kapı gibi bütün katı engellerden rahatça geçebilir. Bazı olaylarda astral seyahat yapanların, ölmüş yakınlarıyla karşılaştıkları da görülmüştür. Fiziki hiçbir eşyaya veya yakında bulunan bir başka kişiye temas edilememektedir. Olayın başında ve sonunda hissedilen temel duygular, bir boşluğa doğru düşüş ve felç olma hissidir. Bu iki duyguyu herkes yaşamıştır. Özellikle uykuya geçiş anlarında bir boşluğa düşüş duygusu ve arkasından gelen müthiş bir korku hepimiz için tanıdıktır. Hatta bazen hareket etmek isteriz ama bir türlü edemeyiz, sanki elimiz ayağımız bağlanmıştır.... Bir güç bizi engellemektedir... Yani bedenimiz benliğimizi dinlememektedir. Bunun sebebi astral bedenimizin fizik bedenimizle olan irtibatının o anda zayıflamış olmasıdır. Halk arasında genellikle bu tür hareketsiz kalma durumlarına kara basan geldi insanı etkisiz bıraktı gibi yorumlar yapılmaktaysa da, bu olayların kara basanlarla falan hiç bir ilgisi ve alakası yoktur. İslam Düşünürleri'nin Konuya Yaklaşımları Mevlana Celalettin Rumi, ruhun uykuda bedenden ayrıldığını söyler ve Mesnevi'sinde bu düşüncesini şöyle belirtir: "Can; atlarınızı eğersiz koyar, bu sır ölümün kardeşidir, sırrıdır. Ama gündüzün geri gelmesi için ayaklarını uzun bir bağla bağlar. Can; boşlukta astar gibi gizlidir, bedense yorgan altında döner durur. Sen bedensiz bir bedene sahipsin." İbni Sina, insanın ruhla bedenden oluştuğunu belirtir. Ve şöyle der: "Beden nefsin çalışmasına uygun bir hale gelince, ruh bedene gönderilir, istenirse bedenden ayrılır. Tamamen ayrılınca bir daha yok olmaz." Tasavvufi çalışmalarda ruh ve beden ilişkisinin üzerinde özellikle durulur. Mesnevi'nin birçok yerinde, Ahmed Efla-ki'nin "Ariflerin Menkıbeleri" adlı eserinde ve sayısız evliya, ermiş ve veli öykülerinde; ruhun gerek istenildiği zaman, gerekse istemeden bedenden ayrılabildiği anlatılmıştır. Genellikle bu olay keramet ve mucize olarak nitelendirilir. Şeyh Bedrettin, "Varidat" adlı eserinde bunu açıkça anlatır: "Bazen kendimi latifleşmiş hissederim, fizik bedenim o varlığın bir kopyasıdır. Bu latif varlık, beden şeklinde görülür. Tıpkı buharın yoğunlaşmadan evvel görülememesi gibi, buhar yosunlanınca bulut olur, görülür." Örnekleri çoğaltmak mümkün... Ancak konuyu çok uzatmamak için birkaç örnekle yetiniyoruz... Diğer Dinlerin Astral Çıkış Hakkındaki Görüşleri Hint Öğretileri'nde insanın üç bedenden oluştuğundan sözedilir. Bunlar fiziki, esiri ve ruhsal bedenlerdir. Taoist düşüncede insan vücudunda, evrenin mutlak enerjisinin bir zerresinin depolandığı ve bu enerjinin ruhsal bir varlık olduğu ifade edilir. Bu ruhsal enerji, eğitim ve öğrenim sonucu fizik beden dışına çıkarılabilir. Doğu inançlarının ve öğretilerinin dışında, batıda da aynı yaklaşımlar görülür. Hz. İsa'nın havarisi St. Paul, insanda ruhsal ve doğasal iki beden olduğunu söylemiştir. İsa Peygamber, İncil'de şöyle demektedir: "Öyle bir adam bilirim ki, bedenin dışında mı? Bilinmez..." (İncil, 2/12:3) 1195'te İtalya'da yaşayan ünlü Aziz St.Antuan'ın mucizeleri arasında, bedenini bir kilisede bırakıp, başka bir kiliseye gittiği ve orada göründüğü olayı yer almaktadır. Fiziki Beden ve Astral Beden Normal şartlar içinde yaşarken şuurumuz (bilincimiz) fiziki bedenin içinde toplanmış durumdadır. Geçmişden günümüze kadar gelen tüm toplumların geleneksel bilgilerinde; fiziki bedenimizin dışına taştığı özel durumlarda, şuurumuzun toplandığı başka bir bedenden daha bahsedilmiştir... Ölüm anında bedenden ayrılarak spatyoma intikal eden ruhsal enerjinin kullanmaya devam ettiği ve çeşitli yaşamlar boyunca kullanılan bir bedendir bu... Konuyu biraz açalım... Ruhsal Enerjinin en önemli özelliklerinden biri şuurlu bir varlık oluşudur. Hep sorulur... Ruh nedir diye... Ruh Varlığı: irtibat sağlayabildiği alemlerin icaplarına u****** o alemlere konsantre olabilen ve konsantre olduğu alemlerde planlar tertip ederek bedenlenebilen şuurlu bir varlıktır. Bu tanım şu ana kadar elde edilebilmiş olan Ruh Varlığı'nın özellikleriyle ilgili en kapsamlı ve eğer yeteri kadar anlaşılabilirse içinde bir çok bilgiyi barındırabilen bir tanımdır... Bu tanımda da görmüş olduğumuz gibi en belirgin vasıflarından biri; onun şuurlu bir varlık oluşudur... İrtibat sağlayacağı fizik alemlerin özelliklerine göre, varlık kendi şuurunu belli bir oranda daraltmak zorundadır... Başka türlü o alemlerin icaplarına, yani şartlarına uyum gösteremez. İrtibata geçeceği o fizik alemin özelliklerine göre varlık; bazen % 10, bazen % 30 , bazen % 70 , bazen de % 90'lara varan, şuurunda daraltmalar yapmak zorunda kalır... Şu anda bizim dünyamızda olduğu gibi... Eski Sufiler'in Dünyayı hapishane hayatına benzetmiş olmalarının sebebi budur... Dünya üzerinde mevcut potansiyel enerjisinin ancak çok küçük bir kısmını kullanabildiğini ve bu nedenle çok kısıtlı şartlarda yaşamakta olduğunu farkeden insanlar çok eski devirlerden beri, inisiyatik merkezlerde daha hür ve daha özgür bir yaşamın yollarını aramaya çalışmışlardır... Ve bu özel çalışmalara katılanlar yaptıkları özel çalışmalarla bazı ruhsal tecrübeler de yaşamışlardır. Bunların arasında Astral Seyahat da bulunmaktaydı. Bizzat kendilerinin de deneyerek gözlemledikleri bu çalışmalar; gerçekten de ruhsal enerjinin fiziki bedenin haricinde bazı bedenler kullandığını göstermiştir... Astral Beden ve Aura Potansiyel enerjisinin ancak % 10'luk bir kısmıyla varlık bu dünyada yaşarken, şuurunun da tamamım değil sadece % 10'luk daraltılmış kısmım kullanabilir. Dolayısıyla sahip olduğu pekçok ruhsal yeteneklerini bu dünya yaşamında kullanamama durumuyla karşı karşıya kalır. Bütün bunların sonucu olarak, kendisini sadece bedenden ibaret bir varlık olarak görme yanılgısı içine dahi düşebilir. Oysa ki ben dediği bilinci asıl ruhunun sonsuz imkanlarından sadece ama sadece çok küçük bir kısmıdır... Şuurun toplandığı birden fazla merkez vardır ki bunlardan bir tanesi, çok eski devirlerden beri astral beden ya da esiri beden olarak isimlendirilmiştir. Belirli sinir merkezlerine bağlı bulunan, bir nevi seyyal enerjetik maddeler toplamıdır da diyebiliriz bu astral bedene... Bu enerjetik bedenin fiziki bedenle irtibatından doğan bir ışınım vardır. Mavimsi gri renkteki bir dumana benzer görüntüsü olan bu ışınımı, bazı medyomik hassasiyete sahip insanlar görebilmektedir. Bu ışınım hareketi; fiziki bedenin her yerinde, çeşitli renklerde kendini gösterir. Biyomanyetik bu enerji alanına hepimizin bildiği gibi Parapsikoloji'de "Aura" ismi verilir. Anlayışımızı kolaylaştırmak için fiziki bedeni bal peteklerine benzetecek olursak, söz konusu enerjetik astral bedenin bu petekleri dolduran bir akışkan olduğunu söyleyebiliriz... Belirli bir şekli olmayan bu maddeler topluluğu, varlığın düşünceleriyle istenilen bir görünüme sokulabilir. Hayalet gördüğünü iddia eden insanların gördükleri şey aslında işte bu astral bedenin çeşitli şekillere bürünmüş halidir... Yani hayalet denilen şey ruhun görüntüsü değil, ruhsal enerjinin şekillendirdiği astral bedendir. Dünyanın birçok ülkesinde bu konuyla ilgili çalışmalar, 1960'lı yılların sonlarına doğru önemli sonuçların alınmasına yol açmıştır. Hatta ruhsal bir enerjinin varlığım kabul etmeyen ve materyalizmin kalesi olan eski Demirperde Ülkeleri'nde bile... Örneğin; 1968 yılında Çekoslavak ve Bulgar bilimadamları dünya kamuoyuna ortak bir açıklama yaparak; bitkiler ve hayvanlar da dahil olmak üzere, tüm canlı varlıkların sadece atom ve moleküllerden meydana gelen fiziki bir bedenlerinin olmadığını, fiziki bedenin eşi olan bir enerji bedenin de mevcut olduğunu keşfettiklerini ilan etmişler ve bu bedene de "biyolojik plazma bedeni" adını vermişlerdi... Kirlian Kamerası'nın Yapısı Herhangi bir organı kesilen hastalar çoğunlukla o organı yerinde hissettiklerini belirtirler. Rus bilim adamları yaptıkları aura ile ilgili denemelerde, esası Kirlian Fotoğrafçılık Metodu'na dayanan bir metod ile önce sağlam bir yaprağın sonra da 1/3'ü kesilmiş olan bir yaprağın fotoğraflarım çekmişlerdir İlk fotoğrafta yaprak üzerinde yanıp sönen parlak canlı ışık huzmeleri ve yaprağın kenarlarında bir hat şeklindeki aydınlık alanın mevcudiyeti yine kendini göstermiştir. İkinci fotoğraftaki görüntü ise oldukça farklı olmuştur. Bu sefer yaprağın yüzeyi yine tam olarak görünmüş ancak kesilen parçanın olduğu yer diğer kısımlardan bir çizgi ile ayırd edilebilecek şekilde şeffaf kalmıştır. Astral bedenin maddesi devamlı bir hareket halinde olup akıcıdır. Kendisine has bir titreşim hızı vardır. Frekansı duyu organlarımızla algılayabildiğimiz maddelerin frekanslarından çok yüksektir. Bu sebeplerden dolayı, fiziki maddeler onun için bir engel teşkil edemezler. Örneğin bir duvarın içinden kolaylıkla geçebilir. Astral bedenin akıcı olması ona bölünerek kendi eşitlerini meydana getirebilme özelliğini kazandırır. Böylelikle astral bedenin bölünmesi sağlanarak frekansı değiştirilebilir. Astral bedenimizin mevcut frekansını yükseltebilmemizle düşüncelerimizin pozitif kalabilmesi arasında büyük bir paralellik vardır. Astral Bedenin Fizik Bedenle Olan İrtibatı Fiziki ve astral bedenler oluşumlanndaki maddeler açısından birbirlerinden çok farklı olup, fiziki beden fiziki plana, astral beden de astral aleme aittirler. Şuur kütlesi, fiziki bedende toplandığı zaman, sadece fiziki alemi fark edebilmekte, astral alemi algılayamamaktadır. Şuur kütlesi astral bedende toplandığı zaman ise sadece astral alemi farkedebilmekte, fiziki alemi algılayamamaktadır. Öyle görünmetedir ki, belirli şartların oluştuğu özel durumlarda, bu iki halin arasında, iki planın da kısmen algılanabildikleri diğer haller de mevcuttur. Bu hallerin yaşanmasına en önemli etken hepimizde bulunan fakat hepimizde su üstüne çıkmayan Durugörü, Telepati, Astral Seyahat, Psikometri ve benzeri Duyular Dışı Algılamaları'mızdır. İşte Astral Seyahat da özellikle ruhsal dünyanın gizemli kapılarını aralamada önemli işlevlerde bulunmuştur. Örneğin ruh ve beden ilişkisinin nasıl gerçekleştiğine dair önemli ipuçlarının yakalanmasına sebebiyet vermiştir. Kendiliğinden ya da belirli metodlarla astral seyahati gerçekleştirmiş olanlar, astral bedenin fiziki bedene bir kordon ile bağlı olduğunu farketmişlerdir.. Bu olağanüstü tecrübeyle karşılaşanlar kordonu genellikle şu şekilde tarif etmişlerdir: "Elastiki bir ip, elastiki bir kablo, bir ışık sütunu, gümüş renginde bir ışık, duman gibi kordon, esrarengiz bir tesir akımı vs.." Genellikle bu kordona Parapsikoloji'de "gümüş kordon" denir. Astral Seyehat sırasında ne kadar uzaklara gidilirse gidilsin bu kordonun kopması mümkün değildir. Bu kordon geniş bir frekans aralığında korkunç bir hızla dönen ve titreşen moleküller kütlesidir. Fiziki bedenden dublenin ayrışması esnasında; bu ayrışmanın niteliğine bağlı olmak üzere, şuurumuz ya bu duble vasıtasıyla sadece fiziki sahalara nakledilir ya da şuurumuz yavaş yavaş astral sahalara doğru kaymaya başlar. ... Devamı ilk mesajda... (Astral Seyahat Tekniklerine Giriş) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thegar Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2009 Valla arkadaşım aynı zamanda sayın adminim, bu bana en başta ürkütücü geldi. Ama şimdi çok cazip geliyor. peki bedenimize geri nasıl dönücez ve astral kötücül varlıklar var mıdır? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cnsycl Yanıtlama zamanı: Şubat 14, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 14, 2009 benim merak ettiğim bişey var astral seyahate çıkınca diğer varlıkları görebiliyomuyuz? deneyimi olanlar paylaşırsa sevinirim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Harry Yanıtlama zamanı: Şubat 14, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 14, 2009 çok güzel bir derleme olmuş teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ValkyrieCain Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2009 Valla arkadaşım aynı zamanda sayın adminim, bu bana en başta ürkütücü geldi. Ama şimdi çok cazip geliyor. peki bedenimize geri nasıl dönücez ve astral kötücül varlıklar var mıdır? Bedenine geri dönmek istediğinde veya korktuğunda otomatik olarak geri dönüyorsun... astralde varlıkların görüldüğü çok olmuştur ama zararını yani fiziksel ya da ruhsal bir zarar daha duymadım... Astral bedenin korunma yollarıda war astrale cıkarken kendini beyaz bir balon icinde imajine edersen korunabilirsin... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Harpy Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2009 (düzenlendi) Öncelikle hiç üşenmedik arkadaşımla 1 saate yakın süredir bilgisayarın karşısında oturduk bunların tümünü okuduk ve araştırdık. Korkmadıkta değil. Ama birkaç sorumuz olacak. Bedenimizden ayrılırken yaşanılan duygular (seyirmeler,çınlamalar, balonun şişmesi vs.) herkeste aynı mı ? Yani başka bir şekilde hissedebilir miyiz? 2.side bedenimize geri döndüğümüzde herhangi bir sorunla karşılaşabilir miyiz? Gerçi bir sorun olmaz yazıyor ama hani tramva gibi birşey geçirme olasılığımız ? Birde sonunda bilgili biri olmadan yapmayın diyor . Başımıza ne gelebilir ki bilgili biri olması lazım? Arkadaşımın rüyaları çok sık çıkıyor. Ama durugör yeteneğine sahip değil. Araştırdık ama bu biraz garip bir durum.. Kahin vs. birşeyler yazıyor. Bunun açıklaması ne olabilir ? Eylül 12, 2009 Harpy tarafından düzenlendi Ardarda Atılan Mesajlar Birleştirildi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KemStruo Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2009 2 hafta önce uyumak için yatmıştım bi anda kendimi yatakta yatar halde buldum odanın içinde süzülüyordum içimden yan odaya gitmek geldi ve yan odadaydım sonra dışarda olmak istedim ordaydım biraz daha gezdim ve sonra direk bedenme geri geldim... ßu benm için tecrübe sayılırmı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thali Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2009 bana göre astral seyahat asılı kalmak demek ne bu dünyadasın nede diğer dünyada ikisin arasında Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
b_e_k Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2009 Paylaşım güzel, yeni başlayanlar ve deneyimlerini geliştirenlere yeni şeyler katıyor. Teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 5, 2009 aslında parapsikolojinin köklü bir biçimde en az incelenmiş dallarından biridirastral projeksiyon.. örneğin, telepati ve levitasyon gibi olgularla yakından ilgilenmiş araştırmacılar, her nedense, astral seyahat olgusunu bir türlü benimseyememişler ve üstelik de reddetmişlerdir. “Astral seyahat” deyimi, bu esrarengiz olayın özelliğini zaten pekiyi dile getirememektedir. Onun için de bazıları “astral projeksiyon” veya, Amerikalılar gibi, ‘OBE’ (Out of Body) deyimini tercih etmektedirler. Bazıları da, iyi karşılanmış bulunan, fakat pek az kullanılmakta olan “decor-poration” deyimini benimsemektedirler. Tüm bu etiketler, fizik beden ile astral bedenin veya başka bir deyişle esiri (eterik) bedenin birbirlerinden geçici olarak ayrılışlarını ifade etmektedirler. Havada bayrak gibi dalgalandığını ve kendi fizik bedenini yukarıdan seyrettiğini hisseden bir insanın içinde bulunduğu hal, işte böyle bir haldir. Bu tuhaf fenomen sanıldığında da çok rastlanan bir fenomendir. Bilokasyona gelince, bu fenomen ise çok ender rastlanır türdendir. Bu fenomen de yine bir tür astral seyahattir, ama şu farkla ki tamı tamına reel bedene benzeyen esri beden, aynı anda iki ayrı yerde görünmektedir. Buna bir zamanlar, “ aynı anda her yerde hazır olma” anlamına gelen “ubi-quit” denmekteydi, ancak artık sadece ilahiyatta kutsal tezahürler için kullanılır olmuştur. Parapsikolojinin hasımları tarafından temcit pilavı gibi öne sürülen sözde delillerden biri de (tıpkı ufolojide olduğu gibi) bir sütü psi fenomenin tarihte hiç saptanmadığına dair olan ifadedir: buna dayanarak, bu gibi kimseler, bu tür fenomenleri ciddi bir esasa dayanmayan şeyler olduğunu ifade etmektedirler. Ayrıca bir de kalkıp “Bedensiz varlıklar tezahür etmek için. Fox kardeşleri mi beklemişlerdir? Pireneler’deki bir çiftlikte kendiliğinden yangın olaylarının zuhur etmesi için yirminci asrın son çeyreğinin beklenmesi mi gerekmiştir?” diye homurdanmaktadırlar. Bu dalga geçme çabaları boşunadır, zira tarih, kimlikleri saptanabilen bu türden esrarlı fenomenlerle doludur, yeter ki inceleme zahmetine katlanılsın. Parapsikolojik araştırmanın zor yanlarından biri de arkeo veya paleo parapsikolojik diye adlandırılabilen böyle bir budama işini başarmaktır; bu budama işi ise çoğu doğaüstü nitelikliler kategorisine sokulmuş ve de hurafe ve saçmalık diye damgalanmış olan böyle fenomenleri eski anlatıların içinden çekip alarak gözler önüne sermekten ibarettir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
b_e_k Yanıtlama zamanı: Aralık 6, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 6, 2009 hurafe ve saçmalık diye damgalanmış olan böyle fenomenleri eski anlatıların içinden çekip alarak gözler önüne sermekten ibarettir. yazının bu kısmına ekleme yapmak isterim : Biraz düşününce fark edersiniz ki insan oğlu yaratıcı bir varlık değilir, icat ettiği veya kurguladığı herşey doğadaki varkılardan kopyalanmış veya esinlenerek meydana getirmiştir. Atalarımız ne güzel bir söz söylemişler, Her yalanın altında bir gerçek vardır diye. Bir kanıtlanmış gerçek ve Bir ata sözünü birleştirerek düşünürsek ; hurafe veya saçmalık diye damgalanmış bu tür paranormal ( bu sözü sevmiyorum sanki normal olmayan veya doğaüstü anlamı katıyor ) olayların çokta imlansız olmadığını görebiliriz. Tabi önyargısız açıklıkla görmek isteyenler böyle bakabilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
lmb33 Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 güzel paylaşım olmuş mescalin saol sende saol sechil... deniyorum deniyorum başaramıyorum ama kararlıyım yılmıycam:) bu arada konuyla ilgili araştırma yaparken resimleri gördüm sizlede paylaşmak istedim http://www.crystalinks.com/astralprojearth.jpg http://www.crystalinks.com/movoutofbody.gif http://www.crystalinks.com/obelaying.jpg son resimi görür görmez aklımda bir şeyler canlandı astral deneyip gece yattığımda bu resmin biraz değişiğini görüyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.