Duru Görü Nedir, Ne Değildir

Durugörü: Beynimizin yaymış olduğu dalgaların, mekan yada zaman ötesi boyutlardan yansıyarak tekrar bize gelmesi ve beynin hayal merkezinde değerlendirilerek, veritabanına uygun görüntüler ile bize aktarılmasıdır. Bunu şöyle açıklayalım;

Farzedin ki durugörü yaptınız ve hayal merkezinizde bir görüntü oluştu. Gerçekte bir trafik kazası olacak. Ama siz iki ağacın birbiri üzerine düşmesi şeklinde bu olayı gördünüz. Ve o gün siz yolda yürürken karşınızda bir trafik kazası oldu ama siz bunu önemsemediniz bile çünkü bunu görmemiştiniz. Aslında gördüğünüz bu olaydı. Neden mi! Çünkü her beynin veritabanı farklıdır ve dolayısıyla oluşturacağı suretlerde değişik olur. Beyniniz, zaman ötesi boyutlardan gelen o dalgaları (yani trafik kazası olayını) kendi veritabanına en yakın olan “ağaç” simgesi ile eşleştirdi. Ve siz iki ağacın birbiri üzerine düşmesi olarak gördünüz. Bu herkeste böyle olur demiyorum. Birde dalgaları direk orjin sureti ile çözümleyenler vardır. Onlar trafik kazasını direk trafik kazası olarak görürler ve gördükleri şekilde olay aynen gerçekleşir. Bu yüzden semboller ile gören birisi iseniz ayrıca bu sembolleri çözümlemeye ihtiyacınız vardır. Rüya tabiri denen olayında aslı budur. Peki siz hangisisiniz? Bunu öğrenmeden önce durugörü yapabilmeli ve sonuçlarını görmeniz gerekmektedir. Bu yazıda ki amacım, sizlere en temelden başlayarak nasıl durugörü yeteneğimizi geliştireceğimizi öğretmek olacaktır. Bunun için herhangi bir enerji çalışmasına gerek yoktur. Yapmamız gereken ilk şey, beynimizin ilgili hayal merkezini en etkin biçimde kullanmaya çalışmaktır.

Nasıl Başlamalıyım?

Eğer durugörünüzü geliştirmek isteyen biri iseniz benim bu yazımı okumadan önce internette biri sürü kaynak gördüğünüze eminim. Gördüğünüz kaynaklarda size tavsiye edilen öncelikle belli nesnelere uzun süre bakmak ve gözlerinizi kapadığınızda bu suretlerin görülme süresini uzatmaya çalışmaktır. Ben bunu açıkçası hiç yapmadım. Benim yeteneğim doğuştan geldiği için bir miktar konstantre her zaman işimi görmüştür. Ama sıfırdan başlayanlar için ilk yapmanız gereken şey öncelikle kendinizi buna inandırmaktır. Unutmayın, inanç herşeyin başıdır. Sonrasında yapmamız gereken, görmek istediğimiz bir kişiyi veya nesneyi gözlerimiz kapalı durumda iken gözümüzün önüne getirmektir. Onu nasıl görüyorsunuz! Bu noktada çok dikkatli olun ve ilk gördüğünüz şeye konstantre olun. Çünkü odaklanmanız arttıkça eğer içinizde en ufak bir şüphe varsa görüntü değişim gösterecektir. Bir arkadaşınızı gördünüz, üzerinde mavi bir t-shirt var. Bunu kaydedin. Sonra çevresine odaklanın çevresinde neler var. Unutmayın, ilk görüntü!!! Bir odadamı yoksa dışarıda mı. Odada ise çevresindeki nesnelere odaklanın. Neler görüyorsunuz! Bunlarıda kaydedin ve gözlerinizi açın. Bir müddet dikkatinizi dağıtın ve tekrar görmeyi deneyin. Şimdi neler görüyorsunuz! Gördükleriniz aynı şeyler ise büyük ihtimalle yeteneğiniz size merhaba demiştir. Değişken ise daha çok konstantre olmalısınız. Doğruluğunu test etmek için arkadaşınızla iletişim kurun ve sorun. Gördüğünüz şuanki durumu olmayabilir ama gün içerisinde ki bir halide olabilir yada olacaktır.

Suje ile Çalışma

Diğer bir çalışma yöntemi de arkadaşınız yanınızda iken sizin görmeyeceğiniz bir nesneyi tutmasını veya saklamasını istemektir. Bu nesneyide arkadaşınıza arkadan baktığınızı imajine ederek görmeye çalışın. Bunu Msn üzerinden de yapabilirsiniz. Nesneyi tam olarak seçemiyorsanız, arkadaşınıza hatlarından bahsedin. Örneğin : kare yada uzun bir dikdörtgen şeklinde birşey gibi. Arkadaşınızın teyitlerine göre konstantrenizi arttırarak daha detaylı görmeye çalışın.

Rüyaya Geçiş Esnasında Durugörü

Astrale en yakın ve tamamen benim kendi geliştirmiş olduğum bir tekniktir. Pek çok kişi, yatağa yattığı ile rüya alemine girdiği zamanı hatırlayamaz. Sabah uyanınca tek hatırladığı, gözlerinin kapalı olduğu akabinde rüya gördüğüdür. Peki arada ne olmaktadır. Ben bunu tamamen bilinçli bir şekilde izledim. Önce o siyah görüntü içerisinden bulutumsu bir perde aralanır ve görüntüler gelmeye başlar. Birşeyler göreceksiniz, anlamsız olabilir, bir sokak bir lamba yada hiç alakası olmayan başka birşey. Bu noktada bilinciniz yerindedir ama üstbilincinizi harekete geçirir iseniz anında görüntüler kaybolacak ve uyanacaksınız. Buna bir müddet çalışmanızı öneriririm. Bunu sürekli yapabilir hale geldiğinizde, görüntüler gözlerinizin önünde iken görmek istediğiniz şeyi düşünmeniz yeterlidir. Görüntüler anında değişecek ve o şey ile ilgili imajinasyonlar gelecektir. Bir müddet izleyin. Daha sonra üst bilincinizi harekete geçirip uyanın ve bunları kaydedin.

Teyit yani doğrulama mutlaka gereklidir. Unutmayın, her çalışmanızın sonunda gördüklerinizi teyit edin. Semboller ile algılıyorsanız bu sembolleri yazın ve gün sonunda yaşadığınız olaylar ile ilişkilerini gözden geçiririn. Benzerlik gösterdikleri takdirde hangi sembolün neye yüklendiğini anlamaya çalışın. Durugörü hemen geliştirebileceğiniz bir yetenek değildir ama kişiye göre gelişim süresi, farklılık gösterebilir. Eğer hiçbirşey göremiyorsanız ki bu imkansızdır moralinizi bozmayın ve çalışamalarınıza devam edin.