nevermore Oluşturma zamanı: Şubat 20, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 20, 2010 Yaşam boyunca daima yardımcılarımız vardır. Onları kendimize ancak biz çekebiliriz. Tartışma zihni genişleten bir faaliyettir. Ancak tartışma esnasında sinirlenmemelidir. Tartışma bizi düşündüren, düşündükçe de geliştiren bir mental egzersizdir. Etrafın güzelliği «içinizdeki adam» için bir uyarıdır. Onu akort ederken bir yandan da Tanrı’ya bize yeni yollar açması için dua etmek bize tahmin edemeyeceğiniz şeyler kazandıracaktır. Zihnimizi daha gevşek bırakıp, serbest tuttuğumuz sürece bize yardım eden güçlere imkân hazırlamış oluruz. Yardımı almak, yorgun ve gergin bir zihinle olamaz: Bu takdirde onların geleceği kapılar kapalı anlamına gelir. Her ne kadar onlar yine bize yardımı arzu ederlerse de, bunu yapamadan beklemek zorunda kalırlar ve yardımları bize ulaşmamış olur. Endişe ve korkular, bizlere yardım kapılarını kapar. Zihinsel sorunlarımız veya fizik ortama ait çeşitli etkiler, karanlık ruh haleti, olumsuz düşünce, saplantılar, gereksizlik, aşırılıklar ve müsekkinler yardım etmek isteyen yüksek güçlere karşı bizleri kapayan unsurlardır. Bütün bunları olumlu düşüncelerimizle değiştirmek gerekecektir. Bunun tek yolu; Şuuru solar plaxus ile birleştirmek ve mavi ışığı düşünmekle sağlanır. İçimizden bir alev hissedene kadar oturup her seferinde yaklaşık 10 dakika devam edilmelidir. Yüksek bilgileri yüklendikçe, kendimize daha fazla hâkim duruma geliriz. Bu gerçeğe karşı uyanık olan zihinler, dünya plânetinde daha büyük pozisyonlara doğru ilerleme kaydederler. Dışardan gelen tesirlere önem verirler ve bu kontağın farkında olmasalar bile, kendi gelişmelerini hissederler. Biz yüksek güçlere doğru yaklaştıkça; karanlık güçler yavaş yavaş gerileyerek, zamanla da terk edeceklerdir. Zira artık onlara ihtiyacımız olmayacak demektir. Kişisel «Ben»den ne kadar çabuk kurtulabilirsek, gelişimimize yardım edebilecek şeyleri de o kadar çabuk elde edebiliriz. Esasen bu gelişme, bize yardımcı kuvvetleri üzerimize çekebilme gücüne sahip olduğumuzun bir delili olmaktadır. İnsanoğlunun sadece aydınlatılması yeterli olsaydı, bu kendi ilerlemelerimize büyük fayda sağlar ve üzerimize gelecek muhtemel her kötü akıma karşı bizi korurdu. Ancak yalnızca bilgiler ve onların yarattığı aydınlık yeterli olmamakta, ayrıca şuurlu bir yaşam gerçeğini kazanmak üzere hissedeceklerimizi yaşama sokmak da gerekecektir. Bu şekilde zaman geçtikçe de arınmaya doğru hızlı bir yol alacağız. Birçok insanın bu gerçekten haberi yoktur. Biz bu yolda ilerledikçe vibrasyonu yüksek plânetler de memnuniyet doğacaktır. En sonunda «GERÇEK»i anladığımız zaman «Gerçek olmayan» ın bizimle beraber bulunamayacağını idrak etmek mümkün olacaktır. Daima yüksek bilgi ihtiva eden kitaplar okumalıyız. Bu kitaplar bize, önceden öğrendiklerimizi şimdi ihtiyacımız olan gerçeklere ve içsel zihnimizi etkileyecek bilgilere açılış sağlar. Bunun böyle olduğunu iç şuurumuzda anlayacağız. Zaten durumumuz bu yükseltici bilgiyi almaya elverişli hale geldiği zaman, gelişmeniz için lüzumlu olan eserler de elimize gelecektir. Sadece bilgiye susamış aç bir ruh, görünmeyen yardımcılar tarafından beslenir. Onlar zaten bu işe dünden isteklidirler. Biz aydınlandıkça onların yardımları da artacaktır. Şunu unutmayalım: Işık ışığı, karanlık karanlığı çeker. Bu çekim kanununun anlaşılması bize hürriyet, barış ve tekâmül sağlayacaktır. Bir kimsenin zihni, daha yüksek bir seviyeye geçtiği zaman daha aşağı seviyedeki zihni bu değişikliği kolaylaştıracak şekilde âdeta gevşer. Aşağı zihnin yalnız başına bırakıldığı zaman bilgi kapıları yüksek zihne açılmış demektir. Dünya plânetine inmemiz ve kontrolümüz bu yüksek plânlarda organize edilir. Şunu şöylece biliniz ki, bu dünyadaki hayatımızın sonuna kadar bizlere daima yardım edilir. Pek çoğumuz, gerek bu dünya hayatı, gerekse diğer hayatlar boyunca devamlı olarak bu yardımla beslendiğinin farkında bile değildir. Çoğu dünyadan ayrılacağından dolayı büyük bir ürküntü içinde olduğundan bu güçten yararlanmakta gecikir. Bunun farkına varsalar bile, onu kendilerini dünyadan götürmek isteyen biri imiş gibi görürler. Bu doğru değildir. Bu güç hayatımız boyunca vardı ve dünyadan ayrılırken de bize yardım etmektedir. Eğer felsefeler şimdiye kadar insanlara bunu öğretseydi, şimdi ölüm korkusu diye bir şey olmazdı. Her ihtiyacımız olduğu zaman biz, yine de bu gücü yardıma çağıralım. Nasıl olsa ayrılma zamanı geldiği zaman bizi kimse durduramayacaktır. Zira herkes yüksek emirlerin itaati altındadır. Ölüm diye bir şey yoktur. Sadece başka bir şuur âlemine geçiş vardır. Bütün hayat devamlı hareket halindedir. Hayatın ne başlangıcı var, ne de sonu. Bu yüksek gücün bizimle beraber olduğunu daima hatırlayalım. Hatta o bazen bizi korur. Bu gerçeğin anlaşılması bize yeni ufuklar açacaktır. Bu başlı başına bir güç, güzellik ve müziktir. Her şeyi veren O' dur. Alıntı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2010 tam da şu sıralar üstünde düşündüğüm şeylerle ilgiili.çok güzel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.