aksak lisan Oluşturma zamanı: Mart 8, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 8, 2010 Bencil bir insanı bencil yapan nedir, bu insanlara karşı ne yapılabilir? Hepimiz bencilliğe olumsuz bir özellik olarak bakarız. Çevrenizde kimi zaman ne arkadaşlarını, ne ailesini, nede çocuklarını düşünmeden kendi çıkarlarına göre hareket ettiğine inandığınız insanlar vardır. Acaba bir an olsun durup bu insanların neden böyle davrandığını düşündünüz mü? Bencillik insanın doğasında var olan bir duygudur. Yeni doğan bir bebek kendi yaşamını sürdürebilmesi için başkalarına ihtiyaç duyar. Tüm ihtiyaçları karşılandığı zaman ancak size gülümeyerek bir karşılık verir. Bu kural tüm canlılar için geçerlidir. Küçük büyük farketmez tüm insanlar ihtiyaçları giderildikten sonra ancak karşısındaki kişiye bir şeyler verebilir. Bu karşılık kimi zaman bir gülümseme, kimi zaman teşekkür kimi zaman ise sevgidir. Fakat aç bir insanın karşısındakini doyurması beklenemez. Önce kendisini doyurmaya ihtiyacı vardır. Bir çoğumuz bencillik kelimesini, üzerinde hiç düşünmeden ağız alışkanlığı ile sarfederiz. Sadece karşımızdaki insanın bizden bir şeyler almaya çalıştığını ama geri vermediğini ima ederiz. Bu kelimede, olumsuz bir yükleme vardır, kötü bir davranışı anlatır. Dolayısıyla tek taraflı bir bakış açısını simgeler. Oysa bu kelime bencil insanın kendi açlığını, korkularını, mutsuzluğunu yada nedenlerini yeterince ifade etmez. Madur durumda olanın gerçekte kim olduğunu anlatmaz. Bir an için düşünün, bencil olduğuna inandığınız bir arkadaşınızı, sevdiğinizi, yakınınızı gözünüzün önüne getirin. Küçücük bir çocukken neler yaşadığını anlamaya çalışın. Belkide en zayıf olduğu, en çok sevgiye ihtiyaç duyduğu, en yardıma muhtaç olduğu bir anda kimseyi etrafında bulamadı. Belki öyle çok acı çektiki kendi kendine yemin etti bir daha asla başkalarına muhtaç kalmamaya. Belki çevresindeki insanlar ona zayıf olmayı yasakladılar, güçlü olması için sürekli zorladılar; kendi başının çaresine bakması gerektiğini öğrettiler. Belki kimse ihtiyacı olan şefkati, sevgiyi, anlayışı, mutluluğu vermedi, veremedi ve büyük bir öfke ile dünyaya küstü. Kimsenin sevgisini haketmediğine karar verdi. Belkide sadece içindeki bu acı çeken küçük çocuğun etrafına bir duvar ördü kimse görmesin ve daha fazla kendisini incitemesin diye... Hiç düşündünüz mü, bencillikle suçladığınız insanların aslında ne kadar yaralı olabileceğini? Sizin ilginize, şefkatinize, sevginize ve anlayışınıza herkesten daha çok ihtiyaç duyabileceklerini... Hiç düşündünüz mü bu bitmek tükenmek bilmeyen alma ihtiyacının altında aslında hiç tatmin olmamış bir insan yatabileceğini ve açlığını tam olarak doyurabilecek şefkat ve anlayış dolu bir insanı beklediklerini? Hani karşılıksız, her şeye rağmen, ne olursa olsun genede kendilerini sevecek, anlayacak, inanacak, destekleyecek, hoşgörecek ve şefkatle yaklaşacak bir insanı... Hiç düşündünüz mü, belkide bütün o sert, katı, olumsuz ve kötü tavırlarının altında sadece daha fazla incinmekten korkan bir çocuk yatıyordur? Belkide sizin olumsuz tavırlarınıza karşı kendini korumaya çalışıyordur çünkü sizin onaylamayan, cezalandıran, dışlayan yaklaşımlarınız onu daha çok yaralamaktan başka hiç bir işe yaramıyordur. Hiç düşündünüz mü sevmeyi bilmeyen bir insana sevgiyi nasıl öğretirsiniz? Vermeyi bilmeyen bir insana vermeyi nasıl öğretirsiniz? Mutluluğu tadmamış bir insana size mutluluk vermesini nasıl öğretirsiniz? Bütün bilge sözler, bütün dinler, bütün filozoflar ve bütün olgun insanlar tek yönteme işaret eder: Göstererek Öğretmek. Sevmeyi bilmeyen insanı daha çok sevin... ki sevmenin ne demek olduğunu öğrensin... Vermeyi bilmeyen insana daha çok verin.. ki vermenin ne demek olduğunu öğrensin... Sizi mutsuz eden bir insanı mutlu edin... ki mutlu etmenin ne demek olduğunu öğrensin... Dünya üzerinde iki tip insan var bence; Bir kendisini aşmış ve başkalarına bir şeyler verebilecek insanlar, bir de bu insanlardan öğrenen ve büyüyen insanlar. Burda kendinize sormanız gereken soru siz bu iki tip insandan hangisisiniz? Kendinizi aştınız ve başka insanların büyümesine yardım edebilecek kadar olgunlaştınız mı? Yoksa aslında o bencil diye nitelediğiniz henüz geçmişten kalan acılarını iyileştirememiş insanlardan biriside siz misiniz? Eğer ikinci gruba giriyorsanız, o zaman umarım kendinize yardım etmek için ya olgun bir insan ile bir arada olabilir ve bu meziyetleri öğrenebilirsiniz, ya bir psikoloğa giderek ve acılarınızı dindirerek iç huzurunuza kavuşur ve hayatta verecek çok şeyiniz olduğu gerçeğini anlayabilirsiniz, yada kendi davranışlarınızın ve çevrenize olan etkilerinin farkına vararak kendinizi olgunlaştırmak için çaba sarfedersiniz. Mutluluk sizin olsun Saygılar Çiğdem Alper, MA Psikoterapist Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
emir869 Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2010 Burda yazanlar teorikde doğru gibi görünse de pratikte işe yaramıyor. Mesela bana birisi sevmeyi öğretmeyi denedi ama sonuç hüsran. Zaten psikoterapistlere de kıl oluyorum ayrıca:D Bulunduğum fakültede dersimize giren psikopterapistler kadar sıkıcı ve anlayışsız insanlar görmedim. Nerde psikoterapist varsa öğretim görevlisi diye almışlar . Tabi siz yine de deneyin. Atalarımız da demiş zamanında:"Veren el alan elden üstündür" . Bunu sadece maddi olarak düşünmemek lazım. En kötü ihtimalle kendinizi aptal ama iyi bir insan olarak görürsünüz:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
efemera Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2010 kocamla annemi bir odada bir süre -benim belirlediğim kadar:)- kilitli bırakmak düşüncesinin beni korkunç derecede mutlu etmesi bencil insan psikolojisine sahip olduğumu mu gösteriyo.(Eşim pek konuşkan bir tip değil,annemse hiç susmaz) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Vahshe Yanıtlama zamanı: Mart 10, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 10, 2010 Bencil insanları sevmememe rağmen yinede etrafımda var birkaç tane.Yazıyı okuduktan sonra uzuldum.Biraz daha iyi davranmaya çalışırım ama işe yarayacagını sanmıyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jethro Yanıtlama zamanı: Mart 10, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 10, 2010 Aslında mantıklı bir yaklasım ama bu devirde ve böyle bir ülkede işe yarıyacağını sanmıyorum .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
melenie Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 biraz bencil olduğumu söylerler ama ben ne ana baba eziyeti çektim ne de ilgi azlığı yaşadım.. yazının bazı bölümlerine katılmıyorum. .. bencillik sonradan değil doğuştan gelen bi olgudur bence .............. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cookie Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Bunlar ancak herkesten gelen sevgiyi şefkati kabul etmiyorlar ki; yani bir yandan ver ver diyorlar ama diğer yandan da nankör bir halde "bunları vermesi gereken sen değilsin, ben yoldakini bekliyorum, o sen değilsin" diyorlar. Duygu sömürüsüne gelmeyeceğim artık bunlar konusunda (inş). Asıl ilgisizliği yaşamış olan bendim ve açtıkça açasım gelir hep kucağımı, o ise hep sevgi almış çocukluğunda da, (ölecek diye verilmiş ana kucağına 7 aylık) ve doymamış daha fazla ver ver motosu alışkanlık olmuş belki de yerleşmiş bizler de: Bendeki kurban bir çocuk, ilerde de hep kurbanı oynayan, çünkü öğretilen alışılan hak görülen rol bu hayatta, onda ki kraliyet, bir kere binmiş tahta daha inmez seni beni beğenmez. Yokum bu yazıda katılmıyorum!!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Bencillik... Ve insan olmak... Zaman zaman "insan olmak" fikrine çok derin anlamlar kattığımı düşünüyorum... Aslında basit bir çizgide uzanır gider hayat yolculuğu ve herkes bir şekilde zorla ya da zorlanmadan trene bindirilmiş ruhlardır... Yolculuk boyunca kim istemez cam kenarında oturmayı? Kim istemez bu yolculuk boyunca her şeyi ama her şeyi en çok ve dolu dolu yaşamayı? Sadece hayatında büyük acılar yaşamış insanlar değil, bütün insanlarda bencilliğin olduğuna inanıyorum... Sadece bazıları kaba, bazıları kibar gibi geliyor bana... Kimisi hiçbir şeyi paylaşmayarak tatmin eder bencilliğini, kimisi de yardım ederek insanlara... Her şey özünde insanın kendisini "mutlu" ve "iyi" hissetmesi içindir... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
serpentine Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2011 Barışın değerini anlamak için savaşmak gerektiği gibi bencil olmamak için de aynı olayı farklı taraflardan yaşamak gerekir sanırım. İki ucu da bilip dengeyi bulduktan sonra ekmeği ikiye bölüp basit bir hayatla mutlu olabilmek gelir ardından. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.