roxelane Oluşturma zamanı: Mart 11, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 11, 2010 Ataerkil sistemde eşitlik yaratmaktan çok "üst olma" amacı güdülür. "Üstlük" kavramı ise kimliğin evrimselleşmesi ile değil, kas gücü fazlalığı ile belirlenen bir durumdur. "Üst", seçime dayalı bir yönetici de değildir; onun arzusu baskı ile üst-ast ortamı yaratıp "efendilik" etmektir. Ataerkil sistemlerde egemenin kimliği ve doğruları prototip olarak bireylere dayatılır; kurallara uymayan ahlaksızlıkla suçlanarak dışlanır. Ahlak adlı kavram, ataerkillerin doğrularını empoze etmek için kullandıkları en ürkütücü yaptırımdır. Doğallıktan kaynaklanmayan kurallarla örülmüş bu sistem ve yarattığı kavramlar (örneğin baba/devlet/tanrının buyruklarının tartışılmazlığı; annenin aseksüelliği oranında yüce sayılması; doğal olanın "hayvanlık"la suçlanması) doğallığa paralel gelişmiş bir erdeme yabancı olduğu için her bireyin doğuştan bildiği gerçekler darbe alır; kişiler doğru davranışı belirleyemez olur; belirleyebilmek için egemeni örnek almaktan başka çare bulamaz. Ataerkide, doğal olmayan kurallar baskıcı biçimde yüceltilir (örneğin evliliğin "bir yastıkta kocama" hedefine kilitlenmesi; ana ve babanın asla yanılmayacağı; karşı cins ile ilişkilerde kadının erkekten genç olmasının gerektiği; baba-kız, ana oğul arasında aşkın bulunamayacağı benzeri dogmalar); çünkü birey doğal enerjiler ve bilgiden koparıldığı ölçüde egemenin gölgesine girip onun "besleyicileri" grubuna katılacaktır. Oysa anaerkide liderlik değil eşitlik esastır. Herkes kendini, bilgisini ve inançlarını ortaya koyar; bir diğerini özendirmeye çalışır veya çalışmaz; kişiler beğendiğini alır, beğenmediği ile ilgilenmez; kimse kimseyi farklılığı nedeni ile eleştirmez, ayıplamaz, kınamaz, suçlamaz, cezalandırmaz. Çünkü kadınlar egemenliğe değil, rahat ve keyifli bir hayat sürmeye daha fazla önem verirler. Rahat ve huzurlu yaşamak adına egemenlerle çatışmayı çokluk gereksiz gören kadını "kolay rakip" belleyen erkekler ancak "sınırı aştıklarında" kadının gerçek gücü karşılaşırlar. İşte kadının egemenliği bu noktadan sonra başlar ve ağır bir ivme ile –erkek kendine sınır koyana dek- gelişir. Elvin Azar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Xero Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2010 bazı yerlerde haklı hatta çok haklı , ama bunu direkt olarak erkek-kadın kıyaslamasına dönüştürmek biraz mantıksız olmuş gibi , sonuçta ataerkil yapıyı kendi lehine kullanıp hükmeden kadınlarda var/vardı , ha onlarıda bu sistem öyle yaptıysa veya onlarda bundan etkilendiyse hata ortak bir hatadır zaten , teşekkürler güzel yazı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aksak lisan Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2010 gerçek bir yazı olmuş, evet çok haklı olduğu yerler var direk kadın erkek kıyaslamasına girmemiş aslında Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.