roxelane Oluşturma zamanı: Mart 26, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 26, 2010 İki üç parça pişmanlığım bakıyor yollarına… Ankara, hiç olmadığı kadar mülteci bugünlerde… … Kırıntılarımı ardımda bıraktım geri dönerim diye… Bugün, yarın dün olacak.. Yarında, ertesi sabahların dünü… Geride bırakılan bir yığın yara dizisi… Hangisini kapatsam, öbüründen kan fışkırıyor… Ritmi bozuk melodilerimin, kafamın tası kırık ve yarınlarım, ardında binlerce dün bırakmaya alışık.. Bana bir şeyler söyle… Senli benli olsun bu kez… ****** düşlerimin masum kızı… Gönlümün koyuşu değil bu.. bu ilk değil biliyorsun… Seni kadehlere bölüp sek içiyorum diye suratıma tükürüşün ilk değil… Aymazlığın kargaşasında yitirdiğim aklımı geri vermeyişin ilk değil… ilk değil bu korsan sevdalara gönül koyuşun… Bana bir şeyler söyle… Kaderin kahpeliği dursun bir köşede. Elinin sardığı beli anlat… Koynuna giren biçimsizi, teninde terleyen şerefsizi, şerefsizleşen seni anlat… İhbar ederim seni.. Düşersin haberlerin gündemine, gazetelerin manşetlerine, bütün arkası sağlam pezevenklerin diline… Naklen yayımlarım bütün sevişmelerimizi! Bedeninle bütünleşen ikinci el sevdalarını anlat… Hangi tüysüzün cebinden çıkardın yüzünü.. ? Hangi kahrolası otellerde sararttın düşlerini? Hangi sokak arasında düşürdün incini? Yelkensiz açıldığın denizde, hangi köpeğe teslim ettin masum gülüşlerini? Bana bir şeyler söyle… “Susarak aldattığın” değilim bu kez.. Gözlerinin gözeneklerine sünger yapıp içine çektiğin üç paralık müsvedden değilim. Değilim esirin! Sabah sabah pencerene konan baykuş değilim.. Değiştim, değiştirdiler, değiştirdin sevgili fahişem! Konaklamak yok artık herhangi bir kılcal damarının dönemeçli bulvarında… Işığına takılmak yok… yol vermek yok asla çirkinliğine…. Bana bir şeyler söyle… “bir şey”lerin –benden olsun bu kez.. Mesela sı ve yani si az, çünkü sü ve oysa sı bol cümleler kurarken yutkunduğun bütün habersizliğimi de anlat… Kordon boyundaki genç delikanlıyla neler konuştuğunu, evindeki çiçekleri sulamanın zevkini, çığlıklarını, kahkahalarını ve şimdi yüzüme bakamamanın yüzsüzlüğünden dolayı olduğunu anlat… Anlat ki kanım boşalmasın şuracıkta.. Öldürürüm seni… Haberlere talihsiz düşersin… Ruhunu çekip çıkarırım cüzdanından… Kimliği belirsiz kimseler tarafından kimliği belirsiz olursun… Yazık olursun.. Yazıklar olsun… Düşün Fahişem.. Düşünki bu kez yelkovan galip geldi… ve sen; arzularını başka kollarda ararken kaybettin beni.. bense, sende kalan canımı almaya geldim.. Öl fahişem… Susan Sen olsun Yazık olsun Yazıklar olsun… Kaan Özer Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2010 waw önce melankoloı sonra sevgi alaka sonra isyan pesı sıra tehtid tekrar hüzün hepsını karsılayan fahıse,yazarın yazar olmaktaki yetenegı degıl Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aksak lisan Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2010 güzelmiş ya,böyle somut, gerçekçi yazıları okumayı çok seviyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2010 kızıyorum böyle düşüncelere. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.