SiMYaCı Oluşturma zamanı: Mart 27, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 27, 2010 Cinler hacmi ve kütlesi olmayan, bu alemde bir başka boyutta bulunan (yaşayan) varlıklardır. Halk dilinde Cin erkek Peri de kadın olarak düşünülür. Gerçekte de durum farklı değildir. Cinler de erkekli dişili bir yaşam sürerler; doğarlar, yaşarlar, ürerler ve ölürler. İnançları ve idealleri vardır. “CİN” adı geçtiği zaman, genelde hepimizin içine düştüğü büyük bir yanılgı vardır!.. Hemen aklımıza, kısa boylu, ayakları ters, kulakları uzunca, gözbebekleri dikine, seri hareket edebilen, her kılıkta görünebilen varlıklar gelir… Ya da beyninde belirli bozuklukları olan kişilerin görmüş olduğu halusünasyonlar. Kuran-ı Kerim’de bildirildiği gibi cinler dumansız ateşten yaratılmıştır. Diğer bir deyişle bir enerji birikimidir. Yani şöyle tanımlayabiliriz. Cinler hacmi ve kütlesi olmayan, bu alemde bir başka boyutta bulunan (yaşayan) varlıklardır. ‘BEN O CİNLERİ DE İNSANLARI DA ANCAK BANA KULLUK ETSİNLER DİYE YARATTIM.’ (Zâriyet surêsi ayêt: 56) Diyor ayeti-i Kerimin mealinde. Bu arada cinlerin ilk atasının CANN isminde bir varlık olduğunu yine Kuran dan öğreniyoruz. ’CANN IDA YALIN BİR ATEŞTEN YARATTI’ (Rahman suresi ayet: 15) Yine Kuran’ın bir çok Ayetinde Cinlerin; Ateş halinde bulunan dünyanın içine, merkezine kadar inmek, göklerde ışık hızında gezinmek ve benzeri işler yapabilmek için zorlanmadıkları anlatılıyor. Ama Dünya ve çevresinden ayrılamadıklarını da Kurandan öğreniyoruz. Allah’ın cinleri yarattığını hepimiz biliyoruz.Bizlerin onlardan üstün olduğumuzu da biliyoruz. Genelde insanları bilinç altına girerek etkilerler. Cinlerin daha önceki bölümlerde de bahsettiğimiz gibi mantıkları yoktur. Değerlendirme yapamazlar. Sadece verilen görevleri yaparlar. İnsanlar gibi üstün duygu hisleri yoktur.Akıllarını tam olarak kullanamazlar. En iyi özellikleri çok hızlı hareket etme kabiliyetleri ve istedikleri insan ve nesnenin şekline girebilmeleridir. Onlarda insanlar gibi ,yemek yerler, içerler, sarhoşu, uyuşturucu bağımlılıkları olanları, spor yapanları vardır. Nasıl insanlar yaşıyorsa, onlarında aynı şekilde yaşamlarını sürdürmeleri mümkündür. Onlar da dünyadadırlar. Bizim bu dünyayı kullandığımız gibi onlar da bu dünyayı kullanırlar. Genelde düşünce yapıları ve inanışlarına göre yaşamları vardır. Gruplar halinde yaşarlar, kabileleri vardır. Kimi zaman onlarla bilmeden iç içe yaşarız, eski zamandan günümüze gelen bir çok tabir, bunlarla iç içe yaşamamızdan kaynaklanmaktadır. Mesela ; karanlıkta yada yağmurlu bir havada destursuz yere basmamak, gece tırnak kesmemek, ıslık çalmamak, gibi. Onlarında değişik yapıda olanları vardır. Kimileri evlerin banyolarında, samanlıklarda, helalarda, pisliğin içinde yaşayanlarla, odalarda, salonda, temiz yerlerde yaşayanlar da vardır. Kabileleri 1 kabile 2 kabile 3 kabile diye sıralamak mümkündür. Kendilerine ait şehirleri vardır. Köyleri vardır. Kısacası yaşantıları insanlarla benzerlik arz eder. İyileri korkutmamak için insanlara pek fazla gözükmezler. Kötüleri de bir büyü sonucu yada onlara zarar verecek bir harekette korkutmak için size gözükebilirler. Bir yerlerden ses gelmesi, gece yatarken kapı çalması, ışıkların yanıp sönmesi, çeşmeden su akma sesinin gelmesi gibi buna benzer tepkiler gösterebilirler. Sonuç olarak insanları öldürmek gibi bir hareket içinde olamazlar. Allah onlara bu izni vermemiştir. Cinlerin daha üst kademelerine hüddam, ifrit gibi değişik isimlerde rütbeleri vardır. Bir bina yüksekliğinde daha büyüğü, kanatlısı,çift başlısı, yılan kafalısı gibi değişik şekillerde görmek mümkündür. İnsanlara zarar vermeleri bir büyü sonucunda olur demiştik. O zaman bu durumda gösterecekleri etki yapılan büyünün durumuna bağlıdır. Müslüman bir cin, insana zarar vermez. Hayır işlerinde kullanılırlar, görev alırlar, zararsızlardır. Kendilerine zarar verildiğinde, rüyalarda neden zarar verildiğine dair hatırlatmalar yaparlar vede sizi korkutmadan olayı anlatmaya çalışırlar. Eğer anlamadığınız taktirde, en son yol olarak korkutarak anlatmaya başlarlar. Nedeni de, burada sizlerin ihmalciliğinizden kaynaklanmaktadır. Zamanında yapılan uyarıları dikkate almayıp yaparız gibi niyetlerde bulunmanızdan dolayıdır. Evet bu bedensiz varlıklar gerçekte vardır. Onlarla bizim aramızda bir enerji yoğunluğu farklılığı vardır, bu yüzden onları göremeyiz fakat onlar bizleri görebilirler. Hareket kabiliyetleri çok fazladır, istedikleri şekilde bazı insanlara gözükebilirler ;onlar da bizim gibi inaçları olan (Müslüman, Hıristiyan, şeytana ve ateşe tapan vs. )kabileler guruplar şeklinde yaşarlar. Yerler, içerler, ibadet ederler. İnançsızları, alkolikleri, cinsel sapıklıkları olanlar vardır; düşünün ki insanın emrinde olan her şeyden onlarda nasibini almaktadır. İnsan olarak onlardan farkımız üstünlüğümüz irademizdir, mantığımızdır:burası çok önemli dikkat edilmesi lazım iradeye. Genelde insanları bilinç altına girerek etkilerler. Kötü cinler ağaç altlarını, çöp kutularını, pisliğin olduğu yerleri, eğlence mekanlarını çok severler. Eskilerin dediği gibi destursuz geçmeyin, gece tırnak kesmeyin gibi bazı kelimeleri mutlaka duymuşunuzdur, bunlar birer anlama işaret eder genelde karanlık yerlerde gezerken yere tükürmemeye ve de elinizdeki çöpü yerlere atmamanızda fayda vardır. Cinlerde kabileler vardır 3 kabile ye mensup 7 kabileye mensup diye her kabile bir farklı görevi vardır en kötüleri ise şeytana tapanlardır amaçları devamlı suretle kötülük Bazı insanlara musallat olurlar onların başka karşı bir cinsle evlenmelerine izin vermezler kendileriyle cinsel ilişkiye zorlarlar zarar vermek isterlerse verebilirler fakat bunların şartları vardır . Bazı zamanlar insanların rüya aleminde korkuturlar karabasanı buna bir örnek vermemiz mümkündür.ekil olarak en tehlikeli bazı insanlarında gördüğü yedi cücelere benziyen şekilde olanlar genelde uçan cinsi olup evlerde perde kenarlarında gözükürler ,hayvan şeklinde yılan olarak gözükenlerde tehlikeli olanlara örnek verebiliriz. Özetle Cinlerin kalbi, gözü, kulağı, aklı, zekası, vardır. Kendilerinden gayrıya gizliler, ama birlikte yaşıyorlar. Nefisleri vardır, İsimleri vardır, beslenirler ve çok uzun yaşa salarda onlarda ölüyorlar diyebiliriz. Cinlerin yaradılışı insanlardan öncedir. Bildiğimiz Şeytan lanetlenmeden önce cinlerin ileri gelenlerinden biriydi. Allah-ı Teala'nın emrine karşı gelen Şeytan sonsuza dek lanetlendi. Şimdi diyeceksiniz ki madem bir başka boyut söz konusu cinler insanlara nasıl zarar verebiliyorlar? Evet haklısınız. Ancak bazı durumlarda bu boyutların kapısı açılıyor. Aşırı korkuyla Aşırı sevinçle Cin ve Ruh daveti yapmakla Mistizmi yanlış kullanmakla Başkalarının size büyü yapmalarıyla Bu ve bunun gibi durumlarda cinler yaşantımızı alt üst edebiliyorlar. Cinlerin verdiği zararlardan kurtulmak ve korunmak elbette mümkündür. Ancak yinede bilinçsiz yapılan korunma yarar yerine zarar verebilir. Halk dilinde sara denilen hastalık, uyur gezerlik, zamanlı zamansız bayılmalar, Uykuda kabus görmek, sıçramak ve konuşmak, Yel de denilen vücutta gezen ağrılar, Sebepsiz asabiyet, hırçınlık, Ve daha birçok rahatsızlıklar, Tıp'bın çaresiz kaldığı bütün hastalıklar cinlerin eseridir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aksak lisan Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2010 Halk dilinde sara denilen hastalık, uyur gezerlik, zamanlı zamansız bayılmalar, Uykuda kabus görmek, sıçramak ve konuşmak, Yel de denilen vücutta gezen ağrılar, Sebepsiz asabiyet, hırçınlık, Ve daha birçok rahatsızlıklar, Tıp'bın çaresiz kaldığı bütün hastalıklar cinlerin eseridir. bu yazılanlar gerçek mi ya tamamına yakını mantıklı d bu pek inandırıcı gelmedi,bir de aşırı sevinç ve korku ????? yani? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Silvermain Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Hastalıklar konusundaki bağlantısızlığına katılıyorum. Aşırı korku veya sevince gelince, bu iki duygu son derece güçlü eneri salınımı yapar ve bunun sonucunda onların alemi ile bizim alemimiz arasındaki geçidi açabilir. Çok nadir de olsa bu yaşanabilir. Bu durumda obsesyon için gelenlere bir fırsat sağlayabilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mewtwo Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Cok Nadir Değil Genelde Yaşanır Forumdada Ani Korku Yüzünden Obsesyona Ugrayan Bir Arkadaşımız Vardı. Genelde Kalp Çakrası Daha İşlek Olan İnsanlarda Olur Cünkü Kalp Çakrası Enerjiyi En Kolay Yönlendiren , Bedenden Geçmesine İzin Veren ve Dağıtan Çakradır. Tabi BU Çakrayı Bilinçli Kullanmak İnsana Cok Şey Kazandırabilir. Farkettiyseniz Astral Seyehat Denemelerinde ve Lucid Rüyaya İlk Başladğınızda vb. Heyecanlı Olmamanıza Rağmen Kendinizi Durduramaz ve Kalp Atışlarınız Anormalinde Üstüne Çıkar. Bunun Nedeni Kalp Çakrasının Bilinç Altı Açığa Çıkarken Daha Doğrusu Bilinçle Bilinçsizlik Arasına Girdiğimizde Yaydığı ve Aldığı Enerjidir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Hastalıklar konusundaki bağlantısızlığına katılıyorum. Aşırı korku veya sevince gelince, bu iki duygu son derece güçlü eneri salınımı yapar ve bunun sonucunda onların alemi ile bizim alemimiz arasındaki geçidi açabilir. Çok nadir de olsa bu yaşanabilir. Bu durumda obsesyon için gelenlere bir fırsat sağlayabilir. Aşırı sevinç ya da korkunun size yapacağı en büyük etki anlık bir hormonel dengesizlikten öteye geçemez. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
perhaps Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Ohooo ben duygularım karşısında aşırı tepki veririm başımdaki obsesyon vakasının nedeni buysa cidden artık ben bu tanrıya sövesim geliyor (afedersiniz :/ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ScreamingoftheRap Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Hastalıklar konusundaki bağlantısızlığına katılıyorum. Aşırı korku veya sevince gelince, bu iki duygu son derece güçlü eneri salınımı yapar ve bunun sonucunda onların alemi ile bizim alemimiz arasındaki geçidi açabilir. Çok nadir de olsa bu yaşanabilir. Bu durumda obsesyon için gelenlere bir fırsat sağlayabilir. Tam tersi bence korkmak bir savunmadır bir korunmadır aslında, bir çok çalışma korku yüzünden yapılamaz mesela, Astral Seyehat buna örnek verilebilir Astral seyahat çalışmasında başarı için minimum korku gerekir ve tabi korkudan dolayı aniden bedene dönmeleride unutmamak lazım, ayrıca bazı ritüellerdede korku olmaması gerekiyor, kendi yaptığım bazı Melek çağırma çalışmalarındanda biliyorum korku öteki boyutlarla bağlantıyı kesiyor aslında..Ama işin enerji boyutu değişir negatif enerji unsurları bambaşka bir konu o açıdan olabilir obsesyon gibi şeyler ama bu negatif enerji korkuylamı olur başka birşeylemi orası tartışılır.Ama sevinç ile insan herşeyi açabilir kendine, fakat yinede kendi isteğimiz olmadığı sürece o varlıklarla geçit açılamaz bence.. Not: Ama tabi bu korku savunması yanlış anlaşılmasın bu kapsamlı ve durumuna göre savunma olan birşey çünkü bazı Obsesyon durumlarında Obsedör varlık Obsede ettiği kişiyi korkutarak korkunun yaydığı enerjiden besleniyor bunlarıda unutmamak lazım, duruma göre korku farklılık gösterir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
danny Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2011 perı bıraz batı ekzoterızmı gıbıme gelıyo ama Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Silvermain Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2011 Aşırı sevinç ya da korkunun size yapacağı en büyük etki anlık bir hormonel dengesizlikten öteye geçemez. İşte o hormonal dengesizlik bioenerjiye yansır ve orada dengesizliğe yol açarlar. Korkunun savunma mekanizması olması durumuna gelince; evet korku insan için bir savunma mekanizması, o şekilde tasarlanmıştır. Lakin yaydığı enerji diğer pek çok duygudan daha güçlüdür. Ve bazı Obsedör varlıkların bu enerjiyi kullanabildikleri konusunda hemfikirim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2011 İşte o hormonal dengesizlik bioenerjiye yansır ve orada dengesizliğe yol açarlar. Korkunun savunma mekanizması olması durumuna gelince; evet korku insan için bir savunma mekanizması, o şekilde tasarlanmıştır. Lakin yaydığı enerji diğer pek çok duygudan daha güçlüdür. Ve bazı Obsedör varlıkların bu enerjiyi kullanabildikleri konusunda hemfikirim. Aslına bakarsan hormonel dengesizliğin fizik ötesi hiçbir etkisi olamaz hormon vücuttaki düzenleme işini üstlenir. Eterik bedeni etkilemesi söz konusu değil. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Eris Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2011 Aşırı sevinç korku gibi sebeplere inanmıyorum açıkçası. Karabasan örnek verilmiş ki bugün bu konuyla ilgili türlü türlü çalışma açıklama var. +Halk dilinde sara denilen hastalık, uyur gezerlik, zamanlı zamansız bayılmalar, Uykuda kabus görmek, sıçramak ve konuşmak, Yel de denilen vücutta gezen ağrılar, Sebepsiz asabiyet, hırçınlık+ bunlarda sebep bulunamamış rahatsızlıklar değil. Zaten tıbbın çare bulamadığı tüm hastalıklar cinlerin eseridir demek çok kesin bi ifade değil mi.Benzer birsürü ifade var yazıda biraz batıl buldum. Bu yazının kaynağı nedir acaba? Bana doğru bilgilermiş gibi gelmedi kısaca. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Aikon Yanıtlama zamanı: Mart 31, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 31, 2011 Kötü cinler ağaç altlarını, çöp kutularını, pisliğin olduğu yerleri, eğlence mekanlarını çok severler. Evet buna katılıyorum.Bununla ilgili canlı örnek görmüştüm.Olayı anlattıklarında ürkmüştüm.O zamandan beridir destursuz gezmem böyle yerlerde Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chesterfield Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 30, 2011 Size biraz garip gelebilir ama inanın ki nerdeyse her insanın üzerinde ona rahatsızlık veren bir cin mutlaka vardır.Sadece bu rahatsızlığın zuhur etme şekilleri farklı oluyor.Kimisinde baş ağrısı kimisinde bel ağrısı kiminsinde stres sıkıntı , albastı karabasan vb olaylar bunlar yüzünden gerçekleşmektedir.Cinler kısım kısım ve rütbe rütbedir.Türlerini söylemeceğim ama rütbeleri bildiğiniz askeriyede kullanılan rütbelerdir( Teğmen , yüzbaşı , bin başı ,orgeneral ,paşa vb) ve her cinin altında rütbesine göre görevlileri vardır.Cinler sadece aldıkları ilk görevi tamam anlamıyla yerine getirir.İlk görevi elinden alıp ikinci bir görev verirseniz birinci görev kadar yerine getiremezler. Görevleri bir üst rütbesinden ve cinleri konturol edebilen insanlardanda alır.En üst kısımda padişahlarına bağlıdırlar.Bir Cin padişahını görmek insan için ölümden farklı bişey değildir. Onlarada büyü yapıla bilir ama büyünün mahiyetine göre etkisi değişir müsliman bir hoca tarafından yapılan büyü hristiyan bir cine tesir etmez. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
crazyfalse Yanıtlama zamanı: Mayıs 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 1, 2011 teşekkürler perinin tam anlamını bilmiyordum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Haziran 10, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 10, 2011 Arkadaşlar gerçekten de böyle.Ben görüyorum ve gölge şeklinde kütlesiz salınarak geziniyorlar.Genelde insanların olduğu yerlerdeler ve benimle konuştuklarında bunu isteyerek yapmadıklarını yani bana isteyerek görünmediklerini söylediler. :/ Help me ! Peki isteyerek görünmüyorlarsa neden görebiliyorum?? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Alamut Yanıtlama zamanı: Haziran 11, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 11, 2011 Bu cinlerle ilgili söylediklerinize bakılırsa;Hakkın kulları cinlerin oyuncağı olmuş, bende bu böyleyse; beni koruyacak Allah'a inanmam..O nasıl Allah ki beni yüce yatmıssa cinlere karşı korumasız kılar? Benim'de bildiğim, her evin her insanın koruyucuları vardır!.. Bir çok şeyi arkadaşlar bilmiyorlar ve duyduklarını anlatıyorlar...Benim cettim tam bir ay kocaman memeli ve bir memesini sağa bir memesini sola atan cin'i ahırda yaklayıp, çalıştırmışlardır...Haa senin ceddin ne derseniz? Seyyit alesinden gelirim,soyum Hz.Ali'ye dayanır. Saygılarımla. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.