Jump to content

Sanat 'acele'ye gelmez...(Çok Filim Hareketler Bunlar Eleştiri )


schizophrana

Önerilen Mesajlar

Filmin en güzel bölümü, ‘300 Günübirlikçi’ esprisi olmuş. ‘300 Spartalı’ya yapılan bu gönderme, sinematografik açıdan da çok iyi.

 

Türkiye sineması için televizyon büyük nimet. Ekran, adeta bir ‘yedek kulübesi’. ‘Genç’ yetenek kaynıyor ve ‘aptal kutusu’ sınavından ‘başarıyla’ geçenler, popülaritelerini önce reklamlarda, sonra da uzun metrajda değerlendiriyor. Son iki yıldır maharetlerini ekranda gösteren BKM Mutfak ekibi ya da bilinen adıyla ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ takımı da, benzer formülle karşımızdalar.

Malum, günümüz Türkiye sinemasındaki son dönem komedi filmlerinde biz sinema yazarları genellikle şu ‘klişe’ye sığınırız. “Film skeçler toplamından oluşuyor”. BKM’cilerin uzun metrajı ‘Çok Filim Hareketler Bunlar’, adeta “Bu klişeye gerek yok, biz zaten filmimizi skeçlerden oluşturduk” demişler, çok da manalı olmayan bir iskelet oluşturup bağımsız skeçleri art arda dizmişler. Şimdi öncelikli soru şu: karşımıza çıkan bu ürün bir sinema yapıtı mıdır? Günümüz sanat jargonunda, zorda kaldığımızda kullandığımız o ‘meşhur’ tanım, ‘post-modernizm’ her şeyi hallediyor. Dolayısıyla ‘Çok Filim Hareketler Bunlar’ da, kendi ölçülerinde bir film sayılabilir.

Peki bu filmin genel düzeyi nasıl? Altı ya da yedi skeçten oluşan yapımda, Türk orta sınıfının pazar günleri plajlara yaptığı akla zarar hücumlarını (ya da histerisini) dile getiren ‘300 Günübirlikçi’, bir Amerikan gerilim filmi fragmanı şeklinde çekilmiş ve nasıl derler, ‘muhteşem’ olmuş. Keza ‘skeçler toplamı’nın bir başka başarı notu yüksek bölümü, ‘üç numaralı’ öykü (bu da gerilim tadında, anlaşılan BKM’ciler ‘korkutma’ya kafayı takmış). Diğerleri ise ne yazık ki vasat (en kötüleri ‘sivrisinek’li ve ‘uçak’lı olanlar).

Şimdi böyle bir proje niye çekilir ve mesela seyirci böyle bir filme neden gider sorusuna cevap arayalım. Tabii ki bu sorunun muhatabı, parayı bastırıp salonun yolunu tutacaklar. Amma velakin, kendimi seyirci yerine koyup, “Televizyonda ‘beleşe’ seyrettiğim bir şeye para verir miyim?” sorusunu sorduğumda, cevabım “Hayır” olacaktır. Hoş, TV’de her bir şey sahne etrafında, toz yutularak gerçekleşiyor, sinema ise size dış mekânlara açılma (hatta yeri geldiğinde ‘uçma’) imkânı sağlıyor ama karşımızdaki yapım, bu imkânın sonuca etkileri açısından pek başarılı bir hamle değil. Yönetmen Ozan Açıktan’ı ise bu film dolayısıyla değerlendirmek zor ama ‘300 Günübirlikçi’ bölümü, gelecekte yapacakları konusunda umut ışığı veriyor.

Bu noktada bir anektod aktarmak istiyorum: Pixar animasyonlarının en ünlülerinden ‘Oyuncak Hikâyesi’nin (Toy Story) ikinci bölümünde, ana karakterlerden kovboy Woody’nin bir düğmesi kopuyordu. Oyuncağı, Japonya’da pazarlamak isteyen tipik kapitalist işadamı da, bu düğmenin yerine koyulması için bir terziye başvuruyordu. Para hırsıyla bilenmiş işadamı, yaşlı terziye düğmeyi bir an önce dikmesi gerektiğini söylüyordu. Bir sanatçı tadındaki ‘Terzi amca’ ise, hız gibi modernist tanımlara itibar etmeden, işini yavaş yavaş görüyor ve nihayetinde, müşterisine dönüp, “Sanat aceleye gelmez” diyordu. BKM’nin genç ve yetenekli elemanlarına naçizane tavsiyem şudur ki, bence de sanat aceleye gelmez. Gelirse de çoğu kez sanat olmaz.

 

Bu bir PAF takımı başarısı

Bu mutfağın kurucusu Yılmaz Erdoğan bir Beşiktaşlı. Kulübün halihazırdaki başkanı Yıldırım Demirören, zamanında bir Fenerbahçe maçındaki hakem kararlarına kızmış ve “Haftaya sahaya PAF takımıyla çıkacağız” demişti. Sonradan yemedi, söylediğini yuttu. Lakin Erdoğan, PAF takımına her daim güveniyor ve hem televizyonda, hem sinemada gönül rahatlığıyla sahaya sürüyor. Öte yandan BKM; özellikle bu sezon iki güzel projeye imza attı: Biri Erdoğan’ın en iyi filmi olan ‘Neşeli Hayat’, diğeri de Ata Demirer ve Demet Akbağ’lı ‘Eyyvah Eyvah’. Çıta bu kadar yükselmişken, gönül ‘Çok Filim Hareketler Bunlar’ın da, belli bir çizgiyi yakalamasını bekliyordu. Önümüzdeki maçlara diyorum.

 

Radikal Sinema Uğur Vardan

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Seyrettiniz mi bilmiyorum . Yılmaz Erdoğan'ı sevmem . Sanatı ile ilgili bir problemim olmasada sevmediğim bir insanın içinde olduğu bir oluşuma önyargılı davranmamak oldukça güç . Filme gelince , tv de gösterilen bölümleri birleştirip film yapsalarda bundan farklı olmazdı sanırım.

Çok tutulacak çok gülünecek bir film.Iyi gişe yapacağına eminim amacına ulaşacak bir film . Sadece bir film , hepsi bu (naçizane fikrimdir yorumum üzerine yorum yapmayın lütfen)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

filmi izlemedim ama filmdeki asıl amacı gütmek için izlemiş olmak gerekmiyor... film tv'deki reytinglerden yola çıkılarak yapılmış belli, seyirci yaş ortalaması da az çok kestirilebilir, ailecek tv başında izleniyorsa sinemada da izlenir ee paranın gözüne vurduk be olum yapın gitsin koskoca recep ivedik örneği var biz mi yapamıcaz mantalite tamamen bu...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çok güzel hareketler bunlar da zaten seviyesini düşürdü. denilenlere kulak asmıyordum ama, en son bölümü izledim. gerçekten deyim yerindeyse "cıvıklaşmış"!

espriler kalitesini yitirmiş, belden aşağı muhabbetler artmış, çocukların hayran olduğu bu gösteri, çocukların izleyemeyeceği bir programa dönüşmüş.

 

ilk çıktıklarında her şey dozundaydı.ama Türk insanının " aa bunu beğendiler hadi abartalım" düşüncesi herşeyi mahvetmiş. özellikle o hıyarlı baba mevzusunun tadı kaçmış.hiç hoş olmayan espriler var. yakıştıramadım.

 

filme de gitmedim, gitmeyi de düşünmüyorum ama, çevremdekiler filmin yarısına zor dayanmış,ikinci yarıyı izleyen olmamış.

herkes keşke Alice-e gitseydik fikrinde..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Televizyonda başarılı olan bir iş sinemada tutacak diye bir kural yoktur. Çünkü televizyon çok beklenti olmadan izlenen deyim yerindeyse vakit öldürülen , insanların çok fazla dikkatlerini vermediği bir iletişim aracıyken sinema böyle değildir. BKM oyuncularından Altın Portakal'lık bir iş beklemiyoruz elbette ama film ortalamanın dahi çok çok altında. Çünkü espiriler yetersiz, diyaloglar zayıf ve zorlama,en önemlisi de sinema televizyon değil. 300 günübirlikçi ve uçak sahnelerinde güldüren filmin kalan 80 dakikası malesef çok çok sıkıcıydı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Başlarda severek izliyordum programı ama gittikçe bana da yavan gelmeye başladı..tekrar tekrar aynı şeyleri yapıyorlarmış hissine kapıldım iyice esprilerin kalitesi düştü ve uzun zamandır da izlemiyorum zaten..Hiç bir zaman televizyonda olan programların-dizilerin,v.s- sinemaya aktarılmasından yana değilim. Bunun bir kaç örneği oldu ya filme giden olmadı ya da gidipte beğenen olmadı.Televizyon da olan televizyonda kalmalı bence sinemada daha özel bir şeyler olmalı televizyonda ki basitleştirmenin anlamı yok.Filmine gitmedim gitmeyi ve izlemeyi de planlamıyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...