Rüya görme sanat

Rüya görme sanatı, kişinin sıradan rüyalarını kullanıp, onları rüya görme dikkati denilen özel olarak geliştirilmiş bir dikkat biçimi aracılığıyla denetimli farkındalığa dönüştürme yetisidir.

Don Juan, eski zaman büyücülerin erkesel algılama yetilerimizi yeniden koşullanmak üzere tasarlanmış bir dizi uygulama geliştirdiklerini belirtti. Bu uygulamalar dizinine, rüya görme sanatı diyordu. Don Juan rüya görmeyi çeşitli biçimlerde tanımlar, bunların arasında rüya görmeyi “uykunun yapmaması “ tanımı da vardır. Castaneda, Don Juan'ın rüya görme konusunda yapmış olduğu en uygun nitelemenin bunu "sonsuzluğa açılan kapı" olarak adlandırmak olduğunu belirtir.

Rüya görme, büyücülerce tasarlanmış kullanışlı bir yardımcıdır.Büyücülerin rüya görme ile ilgili açıklamaları şöyledir: Bir savaşçı, içsel söyleşisini kestiği anda zihnindeki bir imgeyi bilerek tutup, konusunu seçer. Başka bir deyişle, bir süre boyunca kendisiyle konuşmamayı becerir; ardından rüya görmede karşılaşmak istediği şeyi, imge ya da konu olarak bir an boyunca bile olsa zihninde tutabilirse, istenen konuyu yakalar.

Don Juan, Castaneda’ya rüya görmeye yardımcı olacak üç teknik öğretir: Yaşamının sıradanlığını kırma, erk tırısı ve yapmama. Don Juan pratik ve farklı bir rüya görme alemine ilişkin bilgilerinin, bu üç tekniğin kullanılmasıyla sağlanabileceği düşüncesindeydi.

Don Juan rüya gören kişinin kusursuz bir sureti olduğu için rüya gören bedene zaman zaman çift ya da öteki dendiğini söyler. Çift büyücünün bizzat kendisidir. Onu rüya görmesi sırasında geliştirir. Özünde bu, saydam varlığın enerjisidir, beyazımsı, bir hayalete benzeyen bu yayılım, ikinci dikkatin bedenin üç boyutlu imgesi üzerinde sabitleştirilmesi sonucu yansıtılır. Don Juan’a göre rüya gören beden hayalet değildir, bu dünyada karsılaştığımız öteki varlıklar kadar gerçektir. Ona göre, ikinci dikkat, bir enerji alanı oluşturan tüm varoluşumuz üzerinde kaçınılmaz biçimde yoğunlaşır ve bu enerjiyi uygun gördüğü herhangi bir varlığa dönüştürebilir. En kolay dönüşüm ise, gündelik yaşamımızdan ve birinci dikkatimizi kullanmamız sonucunda iyice tanıyabildiğimiz cismani bedenimize ait imgedir. Varlığımızın bütün erkesini, akla gelebilecek herhangi bir varlığa dönüştürebilmek üzere yönlendiren özelliğe ise istenç adı verilir. Saydam bir varlığın sahip olduğu enerji, istenç yoluyla her şeye dönüştürülebilir.

Don Juan’ın verdiği bilgilere göre, rüya görme kaburgaların sağ karşısında, görme ise solundadır. Kimi savaşçılardaysa bazen görme de rüya görme de sağ tarafta olabilir.

Don Juan ölümün tabakaları birebirinden koparıp ayırdığını söyler. Nagualın dikkati olan ışıltının merkezinin her daim dışa doğru itmekte olduğunu açıklar. Ona göre, tabakaları gevşeten budur. Bu nedenle ölüm kolayca onların arasına girer ve onları tamamen ayırır. Büyücüler kendi tabakalarını kapalı tutmak için ellerinden geleni yaparlar. Nagual onun için çömezlerine rüya görmeyi öğrettir. Çünkü rüya görme, tabakaları sıkıştırır. Büyücüler rüya görmeyi öğrendikleri zaman her iki dikkatlerini bir birine bağlarlar ve artık merkezin dışa itmesi için bir neden kalmaz. Don Juan bu nedenle çömezlerine sabit bakmayı öğrettir. O şekilde bakmanın ikinci dikkati kapana kıstırmanın bir yolu olduğunu belirtir.

Castaneda rüya görmenin farklı aşamaları üzerine sınıflandırıcı bir dizge geliştirmeye çalışmıştır. Dingin uyanıklık ilk aşamadır. Bu, kişinin algılarının uyku durumuna geçtiği, ama kendisinin henüz bilinçli olduğu aşamadır. Castaneda, bu asamaya her girişinde, tıpkı gözkapakları sıkı sıkıya kapalı birinin güneşe baktığında gördüğü gibi, akışkan kırmızımsı bir ışık algılar.

Castaneda rüya görmenin ikinci aşamasına dinamik uyanıklık adını verir. Bu durumda kırmızı ışık, tıpkı bir sis bulutunun dağıldığı gibi dağılır ve kişi, durağan bir görünüme, değişik unsurlardan oluşan bir tabloya bakıyor gibidir. Bu durumda kişi, üç boyutlu bir resim, donuk bir görüntü, bir manzara, bir yol, bir ev, bir kişi, herhangi bir şey görür.

Üçüncü aşama edilgen tanıklıktır. Bu aşamada rüya görücü artık dünyanın donuk bir görüntüsünü değil, olayları gözlemler, tanıklık eder. Burada, görsel ve işitsel duyumların başatlığı, rüya görmenin bu aşamasını öncelikle gözlerin ve kulakların yaşadığı bir olgu durumuna getirir.

Dördüncü aşama, olayların içine sürüklenilen aşamadır. Bu aşamada rüya görücü, etkin olmaya, girişimlerde bulunmaya, zamanını iyi kullanmaya zorlanır. Castaneda bu duruma dinamik inisiyatif adını verir.

Don Juan Castaneda’ya rüyaya girmenin en iyi yolunun dikkati göğüs kafesinin ucunda, midenin üst bölgesi üzerinde yoğunlaştırmak olduğunu söyler. Belirttiğine göre rüya görmek için gerekli olan dikkat bedenin bu bölgesinden kaynaklanır. Rüyaya doğru ilerleme ve arayış için gerekli olan enerji, göbek deliğinin dört beş santim üzerinde yer alan bölgeden yayılır. Don Juan, bu enerjiye istenç ya da seçme, bir araya getirme gücü adını verir.

Büyük önem taşıyan bir diğer konu da rüya görmenin zamanlamasıdır. Don Juan, rüya görme için en uygun zamanın gecenin geç saatleri ya da sabahın erken saatleri olduğunu belirtir. Bu saatleri tercih etmesini büyücünün bilgilerinin kılgısal uygulanması adını verdiği süreçle açıklar. O’na göre, sosyal bir ortamda rüya gören kişinin, tek başına ve her türlü müdahaleden uzak kalabileceği koşulları sağlaması gerekir. Müdahale derken belirtmek istediği, diğer insanların varlıkları değil, onların dikkatleriyle ilgilidir. Don Juan’a göre, dünyadan kaçmak ve gizlenmek anlamsızdır. Ona göre kişi terk edilmiş, ıssız bir yerde bile olsa, diğer rüya görücülerin dikkatleri bize müdahalede bulunmayı sürdürür, çünkü birinci dikkatlerinin sabitleştirilmesi engellenemez. İnsan bulunduğu yerde ancak, birlikte olduğu kişilerin büyük bir bölümü uykuya daldığında birinci dikkatin sabitleştirilmesinden kısa bire süre için kendini kurtarabilir. Bu saatler çevremizdeki insanların birinci dikkatlerinin uykuya daldığı zamandır.

Kadınlar için farklı rüya görme uygulamaları vardır. Bunun için gereken dikkat ve enerji kadınlarda rahim bölgesindedir. Don Juan’a göre, bir kadının rüyaları rahminden gelir çünkü kadın bedeninin merkezi rahimdir ve rüya görme için dikkatini bu bölge üzerine yoğunlaştırması gerekmektedir.

Don Juan’ın açıklamasına göre, kişinin rüyasının başında gerek duyduğu dikkati, rüya boyunca belirli bir nesne üzerinde durması gerekir. Ancak dikkati hareketsiz duruma getirerek olağan bir düş gerçek bir rüyaya dönüştürülebilir.

Don Juan, ayrıca, rüya görme sırsında gündelik yaşamımızda kullanılan dikkat mekanizmaları aynı şekilde kullanılmalıdır. Birinci dikkate, algıların şekilsiz ve karmakarışık ortamını farkındalığın düzenli dünyasına dönüştürebilmek üzere büyük bir güç kullanarak, dünya üzerindeki nesneler üzerinde odaklanmanın öğretildiğini açıklar. Rüya görücünün bu konuda karsılaşacağı en ciddi sorun, gündelik yaşamın dikkati içinde kesinlikle ayrımına varılmayan ayrıntılar üzerinde ikinci dikkatin kesintisiz bir biçimde sabitleşmesi, böylelikle bunların geçerliliklerinin önünde neredeyse asılamaz bir engelin oluşturulmasıdır. Kişinin rüyada görmeyi istediği şey, onun gündelik yasamda üzerinde dikkatini sabitleştirmek istediği şey değildir. Don Juan’ın ikinci dikkat adını verdiği bilinç tortusu, yapmama uygulamalarıyla harekete geçirilir ve durdurulur. Rüya görmenin ortaya çıkmasında başlıca yardım zihinsel dinginliğin sağlanmasıdır. Don Juan bu duruma içsel söyleşinin sona erdirilmesi ya da kendi kendine konuşmanın yapmaması adını verir.

Don Juan'dan Castaneda'ya , Ondan da bize

ellerine sağlık dostum çok güzel bir yazı çıkartıyorum şuan..

ama başlıkta ki "ı" harfini unutmuşsun

paylaşımın için tşkler ....Güzeldi

Her ne kadar şu bedenin belli bir yerine rahmine karınla göğüs arasına vs. odaklanmayla ne alaksı var anlamasamda ? Güzel konuydu teşekkürler.

Bedenin enerji bölgeleri ile ilgisi var sanırım .

güzeldi ..

teşekküler