Topal Kırkayak Oluşturma zamanı: Nisan 7, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 7, 2010 -ağlara takılı bir yüreğin "pes!" hâline dair hikâyat- can abdurrahman'a ve yaşmağa... bırakılmış bir gölün dalgınlığında yüzüyor yüzün ve bir çöl gülü misali imge imge çekiyoruz bu yüreği ağlardan I. "hiçbir şey sağlam değil bu şehirde" diyor kadın "ne ev, ne arkadaş, ne sevgili" "hiçbir şey yok bu şehirde bana doğal olan, bana doğan!" adam, "sol anahtarının ilk notasıyla başlayamadığından, yapay" diyor kadın, başı avuçlarının koynunda sol anahtarını düşünüyor ve kuşlar sol anahtarında düşünerek gölgelerini akıyorlar, başının üstünden "do, paspasın altında" diye fısıldıyor adam. kadın "do"yu düşünüyor başı avuçlarının oyununda -kadın doğru düşünüyor- alıyor paspasın altında paslanmış, pes'leşmiş "do"yu doooruluyor "do" diyor kadın bir ince, bir kalın kapı, bir satırlık müzikle doğruluyor ve kuşlar sol anahtarında bekleyerek gölgelerini bakıyorlar kaçkere, kapının üstünden kitliyor kapıyı kadın ardından soyunuyor anahtarın rotasını daha ilk notasından: "ben hiç küsmeyen biriyim, açıklamasız gitmeyen bir de..." bir an'ı anlıyor adam. "bir an" damlıyor: dans başlıyor. II. adam bahsediyor, saati zamana durmuş saat kadına erken adam zamana geç (y)amaçsız rüzGAR'larda yatıp kalktığından gidip geldiğinden UUUU'ldayıp durduuuundan bahsediyor adam yüzükçü dükkânlarında unuttuğu dileklerden aysberglerinin suyun dibindeki sıcak parçalarından dışındaki yarım resminin, içindeki yarım sesi nasıl tamamladığından tıp tıp çarpan posta kutularından bahsediyor postacıya hep beş kalan saatlerden bir de... -ayağına basıyor kadının farketmeden, adam- kadın, dalmalara dinleniyor kâh kahverengi kâh "ve" rengi oluyor "ulan!" diyor kadın adama "ulan!" ulanıyor adam -kadın, utanıveriyor ayağının acısını- kumral bir gece serpiliyor etten, kemikten ve cünüpten tenlere rüyalar göle duruyor abdestsiz binbir günaha kumral, gece "biz meyk kreyzi" diyor cennet papağanı, yılana rüyalar satene duruyor saten elmaya etkem ve etken! "unutmak bir uyku hâli" diyor rüya, kâbusa etken ve etkem! "hayir uyku hâli bir unutmaktır asıl" diye sayıklıyor kâbus hafıza çekimsizleşiyor bir kedinin dört ayağı üzerine çelimsizleşiyor istihareye yatıyor kâbus ve geceye rüya gece, göle dalıyor göl geceliyor gölgeceliyor kadının yüzüne yüreğini adam, bir dilden bir döle gece gölü döllüyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aksak lisan Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2010 insanı içine çeken bir şiir, durup durup okuyasın geliyor, harika cümleler kurmuş, harika benzetmeler yapmış Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aLgoRmoRTiSs Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2010 özellikle 2. bölümü çok hoşuma gitti teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2010 Faili Meçhul İntihar "Faili meçhul intihar" imgesini benden iki sene önce bulan şair Ahmet Erhan'a..." faili meçhul bir intiharda meçhule kaçandım: bir kaaatil! tanrının siktirettiği yerlerde peygamber peygamber dolaşan; etrafa deli bakışlar saçandım! faili meçhul bir intiharda arta kalandım: bir ayyaş! polisten kaçarken bir muhbirin evinde saklandım! faili meçhul bir intiharda bir meçhul 3. şahıs: meçhul eşkali tüm karakollara dağıtılmış bir aranandım! gündüzün gölgesi bir gecede, kendim denen o meçhule yakalandım! fail Reha YÜNLÜEL Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2010 -depde'li rüzgâr peri'ye... deli, depdeli bir rüzgâr gelir alır saçlarını götürür senden sen, peşinde saçlarının, koşar durursun ayağın burkuktur yüreğin çiçek-böcek, kendini yalnız sanırsın, yanılırsın. yamaçlardan akan bir kelebek vadide uçan bir nehir görürsün bir kuşağı düşer gögün, üstüne durursun yüzünün sınırları değişir gök yarılır, haritaların birbirine karışır bir (,) atlas kaybolur bir (,) sen bulursun Reha YÜNLÜEL Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2010 eksimeyen- evsiz-barksız sabah yağmurlarınındır gözlerim. cami avlularına bırakılmış vakitsiz sağanakların, coşkulu fırtınaların, ve bir de, bir de kandil cumalarından tüten heyecanların. çay bahçelerinin kırk mumluk sarı ampullerinde yakılıdır adlarımız bizbiz yanar benbön sönmez yaz'ı bekleyen kardanadem meydanlarından geçer sözlerimiz bana mısın demez hiçbiri bana mısın der havvaları ademlerin -üşümek zayıflıktır ya kötü yola düşürür kardanhavvayı, adamlarının gözü önünde- kardanademler ondan beklerler yaz'ı yokoluşları pahasına varederler kadınlarını varbırakırlar kaçırırlar sözlerimizden. uçuşan-saçışan kahkahalar sarılır boyunlarımıza atkılarımızdan çekiştirir güleriz ergin dostum, geçeriz sinekli mahalleler hamamböcekli taverna mutfakları kötümser garsonlar hayatla aldığı olan verdiği olmayan gazino patronları ırgalamaz bizi dostum! sineklerinden tablolar böceklerinden şarkılar garsonlarından iyimserlikler yapar patronlarını gazinolarına yamak düzeriz önümüzden bir adam geçer kimbilir hangi kadının aşık olduğu bir zamanlar ter, tütün ve alkol kokusundan müterekkip bir de yakasında kendisine ehemmiyet yükleyen bilmemne birliğinin rozetası kimbilir hangi kadının aşkından pişman olduğu çooook sonrası paslı kepenklerine koyar renkli gözlüklerini şişman kadın bir çocuk, prezervatifsiz çit pervazlarından atmaktadır yüreğinin ilk adımlarını anasının sahilinden hayatının sinesine doğru çalıntı şarkılarda çalınsak da ne gam! her şarkı bizim şarkımızdır her gam bizim gamımız film repliklerinden kaçamamış bir aşka meylederiz. bir hac mevsiminde aşık olan iki ihtiyarın öyküsüne çarpar kalbimiz -başlamamış, bitirilmemiş dolayısıyla yarım da bırakılmamış- bir çift huysuz ve hırçın gölbalığının öyküsüne işte böyle yakışırız. le-z'avyatör barında "evribadi niids sambadi" çalmaktadır om dö fer'de jak brel kolkola inmişizdir ankara sokaklarına dostum sen duyarsın, ben görürüm ankara anlamaz! sevişmeler unutulmuştur bir limon sepetine sepette bir abajur yaşamaktadır abajurda bir geyik geyikte bir efsane efsanede bir kayık kalkmaktadır ergin dostum bizi bizbiz yapan mumların kırklarına karıştıran.. sen görürsün, ben duyarım strazburg anlamaz! bir harita hatıratından düşeriz kerevetlere gökten, ahmakıslatan 'beş+x elma' şeklinde hatıra haritalarından dizeler dizeriz, kerevetler döşeriz ankara görür, strazburg duyar cânım dostum, biz anlamazlık(')tan yanarız reha yünlüel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2010 çok güzel şiirler teşekkürler:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.