Jump to content

Neanderthal İnsanı Ve İlluminati


nevermore

Önerilen Mesajlar

Bilimin, eğitimin ve medyanın arkasındaki otoriteler, insanın Neandertal-den tekamül ettiğine bizi ikna etmek için sürekli olarak gayret ediyorlar. İroni şu ki, gerçekte biz bu ilkel formdan tekamül etmemiş olmamıza rağmen, herhangi biri gezegenimizde çalışan/işleyen İlluminati-nın Neandertal-den tekamül ettiğini söyleyebilir !

 

Guardian-ın materyaline göre, eğer M.Ö. 150,000 yıllarına geri dönersek, Anunnaki (Nibiru gezegeninden - on ikinci gezegenimiz) altın çıkarmak için köle ırk olarak Neandertal insanı yarattı. Onlar insanları kullanmaya niyetliydiler, ancak insanların çok zeki olduklarına karar verdiler. Anunnaki beyaz toz halindeki altının, bozulan DNA ları üzerinde pozitif rejeneratif etkileri olduğunu keşfetti. Hatta bunu kendi atmosferlerine koydular. Ancak, en sonunda bunun uzun vadede DNA larında ve bilinçliliklerinde daha büyük bozulma yaratmakta ciddi yan etkileri olduğunu keşfettiler. Bugün bireylerin bu beyaz tozu keşfetmiş olduğuna ve onun rejeneratif güçlerine inandıklarına dikkat edin.

 

Neandertal insan Anunnaki ve maymun genlerini içeren bir genom-a sahipti ; ayrıca birkaç diğer küçük türler. Guardian (Koruyucu) ET-lerin, DNAların ıslah edilmesi için iyiliksever bir hibritleştirme (melezleştirme) araştırma programı vardı ve kendi taraflarından ayrılan düşmüş ET-lerin bazıları bu bioregenesis (bio- yeniden oluşum) programını istiyordu. Guardianlar Neandertal insanı kullanmaya karar verdiler, çünkü Neandertal insan zaten uyuşabilir genlere sahipti. Onlar, Guardianlar, Neandertalleri geliştirdiler, bunlar sonradan Lulcus, Luhari veya Cro - Magnon - 1 olarak biliniyordu. Sonra daha ileri gelişerek E - Luhli - Levi Cro - Magnon - 2 ve daha da ileri gelişerek, bir çok insan genlerini içeren ve şimdi insanlardan ayırdedilmesi olanaksız olan yeni bir beden formuna sahip homo sapienler - 1 oldu. Bioregenesis (Bio - yeniden - oluşum) bu düşmüş ET-lerin bu bedenlere enkarne olmalarına, DNA ipliklerini birleştirmelerine izin vermeye olanak sağladı ve deneyim ve yapıcı/olumlu yaşama vasıtası ile, onların mutasyona uğramış ve ters kodlanmış DNA larını ıslah etti/iyileştirdi. İnsan - tipi bedenlerdeki bu insan - olmayan ruhlar Anu - Melchizedek Leviathan-lar olarak adlandırıldılar.

 

Ne yazık ki, asi, istilacı ET-ler bu firsatı kendi dünyaya - hükmetme programlarını ilerletmek için gasp ettiler. Onlar bu bedenlerin/DNAların uyuşabilir genler içerdiğini ve Dünya üzerinde fiziksel olarak işlem görmek için enkarnasyonlar için kullanılabileceğini ve dünya işlerini daha direkt olarak kontrol edebileceklerini anladılar. Sonuç olarak sayısız Anunnaki, Drakonian-lar ve uyuşabilir hibridler bu insan bedenlerine doğdular, ama yetersiz duygusal yapı, merhamet eksikliği ile ilgili olarak, fakat büyük zihinsel yetenekleri ile, insanlardan çok farklı bir bilinçlilik ile bedenlendiler. Adlandırıldıkları gibi, aile soyları Atlantis-ten günümüze dek genişleyen bu Leviathan-lar İlluminati-yi oluşturdu. M.Ö. 10,000 civarında Leviathan-ların sayısı önemli miktarda idi - DNA nın restorasyonu ve gezegensel yeniden hızalanma misyonunda olanlardan sayıca daha fazla idi. Leviathan-lar, hem direnme grubu hem de bioregenesis grubu, kendi dünya dışı daha iyi durumlarından (avantajli mevkilerinden) düşmüş olan kişiler, kukla üstatlar tarafından çok kolayca yönlendirildiler. Böylece İlluminati, onların kim olduklarını veya kendilerine sadece bilmeye gereksinim duydukları bilginin verildiğini bilmiyor. Bundan başka, ET ırklarının rekabet eden grupları/hizipleri olması gibi, bunlar İlluminati-nin aynı (karşılık gelen) gruplarıdır. İronik olarak, insanların Neandertal-den tekamül etmediğini, İlluminati-nin Neandertal-den tekamül ettiğini söyleyebiliriz. Ancak, buradaki önemli nokta bedenlere giren ruhların doğasıdır ve İlluminati-nin durumunda bu ruhlar insan - olmayan düşmüş ET ruhlarıdır.

 

Dünya üzerinde, iki başlıca rakip, Anunnaki ve Drakonian-lar tarafından tesis edilen bir çok aşılama network sistemleri (etkili/yürürlükte olarak yer altında) vardır. Bir çok İlluminati-nin, insan ırkının köleleştirilmesinin istilacıların son gündemi olduğunu düşünmelerine rağmen, durum hiç de bu değildir. Anunnaki, ilk firsatta, İç Dünyaya patlatma/tahrip ile portallar açmak için Dünya-da skalar - puls güç santralleri kurmaya niyet ediyor.

 

Bu sadece gezegensel sistemin yönetimini ele geçirmeye değil, son hedefe, onların yüz milyonlarca yıldır planlamakta oldukları, zaman matrisinin (evrenin bir kesimi/bölümü) tam asimilasyonuna (sindirilmesine) doğru büyük bir adım olurdu. İçsel Dünya portalları zaman matrisimizin yüksek boyutlarına gider (açılır) ve onların yetersiz frekans modellerinden dolayı bu portallar boyunca fazla uzağa gidemezlerse bile, onlar hizalanmaları tersine çevirerek ve değiştirerek düşük seviyeleri korumak için gelen yüksek enerji kaynaklarını yine de önlemiş olurlardı, böylelikle Anunnaki en azından daha düşük boyutları sindirebilirdi. Onların yavaş karadelik bozulmalarını/çürümelerini durduracak olan basitçe gıdadır (enerji). Yükseliş ve portal erişimi için gezegensel ve yıldızlara ait hizalanma sadece her 26,556 yıllık gezegensel zaman döngüsünde, daha düşük ve daha yüksek boyutlar geçici olarak birleştiğinde, gerçekleşir, bu hizalanma 2012 - 2017 ye kadar şimdi gerçekleşmektedir.

 

Bugünlerde, hükümetlerde, bilimde, dinde ve eğitimde, istilacı ET-lerin kontrolü altında çalışan bir çok İlluminati Anu - Melchizedek Leviathan-lar vardır. Ayrıca astral etiketlenmenin (aşıların) bir şeyden kuşkulanmayan kurbanları olan veya psikotronik zihin kontrolüne hedef olan ve bilinçlilik/DNA süzülmesi ile uzlaşan (uyuşan) genelde iyi insanlar vardır. Mümkün olan yerlerde, insanın bazı obsessif (saplantılı) dini dogmalara veya Tanrı fikirlerine veya inanç sistemlerine ve bilim ve siyaset vs ile ilgili motivasyonlara itildiği -gözde- kontrol dogmaları istismar edildi ; başka bir deyişle, insanlar -kutsal olmayan- roller oynaması için kandırıldı.

 

Atlantis zamanında, ilgili kontrolcü ET-ler tarafından motive edilen farklı hizipler Dünya üzerinde degişik jeografik bölgelerin sahipliğini ele geçirdiler ve Dünyanın ızgara sistemine gömülmüş sivri uçlu çubuklar yerleştirdiler. Bunlar foto - sonik pulslar aracılığı ile dünyanın kabuğunun derinliklerine sokulan kristalin metallerden tohum aşılamalardır. Sivri uçlu çubuklar alıcı ve yayın yapıcı olarak işlev yapar. Bu, izgara çivilenmesi olarak bilinir ve toplumu köleleştirmek için bir aşılama networkü (ağı) yaratmanın bir yöntemidir. Sivri uçlu çubuklar aktive edildiğinde, onlar

Bermuda Üçgeninde büyük ana phoenix kurt yeniğine uzanan (giden); ayıica Nibiru-ya, Wormwood-u (gezegen X) kontrol eden Anunnaki gezegenine uzanan çok sayıda mini - kurt yeniklerini yaratır.

 

Gezegenimiz, elektromanyetik koridorları, portal sistemleri, önemli bir evrensel yıldız kapısı ve 6 değişik boyutsal kapılar içeren Amenti-nin Küresi (Cennetin İnci Kapıları) ve bir frekans değiştirme portalı olan Amenti-nin Asası ile kalbura çevrilmiştir.

Yaklaşık M.Ö. 10,000 den beri, hükümet binaları ve tapınak yerleri sivri uçlu çubukların üzerinde inşa edilmiştir. Toplum, binlerce yıldır ET-ler tarafından kontrol edilen bu İlluminati Leviathan ailesi soyu tarafından işlendi /yetiştirildi.

 

Drakonian-lar aynı bölgede, Bermuda Üçgenindeki Kendi Falcon kurtyeniği ile Phoenix kurtyeniğini -kopyaladı-. Sık sık Anunnaki Falcon-u kapadı (bloke etti) ve sonra Drakonian-lar onu uçurdu - sürekli savaşlar vardı. Bu kurtyenikleri, bu rekabet eden ET-lerin aşılama arabirim sistemlerinin parçasını oluşturdu ve ızgara sivri uçlu çubukları ve hatta HAARP hükümeti gibi diğer destek sistemleri ile birleşmesi için dizayn edildi.

 

Bu büyük aşılama network sistemleri, yükseliş döngüsü yıldızsal aktivasyonlar tarafından destek almaya gereksinim duyar, ancak onlar yeterli küresel örtülebilen saha ile sürekli bir bağlantı sistemine ihtiyaç duyuyorlar ve aktive edilmeleri gerekiyor. 1943-teki Philadelphia Deneyi, Falcon-u aktive ederek kendi arabirim sistemlerini tamamlamak için Zeta - Drakonian-lar tarafından tesis edildi. 1983-te Zeta-lar daha ileri bir deney için İlluminati-yi tekrar kontrol/idare ettiler ve Falcon-u, Necromiton networkuna bağladılar.

 

2000-de Phantom Matriks Anunnaki, Drakonianlar ve Necromitonlar bir birlik oluşturdular : UIR (Birleşik İstilacı Direnişi). İki kurtyeniği tüm gezegeni Phantom Matriksine çekecek yeterli gücü yaratacak son network-u artırmak için harmanlanacaktı. -Büyük- Anunnaki ve Drakonianlarin ayri Wesa matrisinden geldiğine dikkat edin (Wesedak (Anunnaki) ; Wesedrak (Drakonian-lar) . Bu -karanlık lordlar- inanılmaz -Canavar- teknoloji yarattılar.

 

Phoenix - Falcon -harmanı- deneyi, -- başlıca İndigolar ve yıldızsal yükseliş aktivasyonları vasıtası ile -- , 12 - kod puls-un kritik bir kitlesini yaratan (yani, bir D12 akımı) gezegensel bilinçlilik nedeni ile çalışmadı ; Guardianların 12 - boyutsal akım olarak sözettikleri, Kaynak veya İlahi mavikopya ile tamamen hizaya geçmiş olan akım. UIR teknolojisi ve bilinçliliği D12-de işleyemez - onların DNA ları sadece 10 ve 11 ipliğe (boyutlara) gider ve herhangi bir durumda aslında ters kodlamada işler.

Anu - Melchizedeklerin çoğu, onların istilacılara karşı olmalarına neden olabilecek olan DNA larında yükseliş - periyodu spontane değişiklikleri gerçekleşmeden önce istilacı ET-ler tarafından motivasyona -uyandırılmalıydı- . Zamana karşı bir yarış var. Bu ET-lerin daha ileri güçlü bir aletleri, saldırıya/incinmeye açık olan, auralarındaki kırmızı bir çizgi tanınan Anunnaki -Magenta (kırmızı)- ırkını yaratmak için kendi DNA larını paylaşarak onların DNA larını ıslah etmelerinde Nefilime (Anunnaki - insan hibridleri/melezleri) yardım etmeyi kabul eden İndigo tip 3-leri programlamaktır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Montauk - Phoenix kurtyeniği ızgara - çivileme networku, 2001 de aktivasyon için uygundu. Bu, normalde, skalar sonik pulslar aracılığı ile başarılır. Bu sub - sonik pulsların tehlikeli bir yayılması olduğu bilinir. Sonuç olarak, ikiz kuleler ve Pentagon gibi başlıca sivri uçlu çubuklar üzerine kurulu olan önemli binaların çökmesi bekleniyordu. Bununla birlikte binaları yıkmak büyük planın parçasıydı ve terörist örtüsü, daha büyük ihtilafı/savaşı, kitlesel psikolojik korkuyu ve özellikle Anti - Terörizm Koalisyonu ile aynı tarafta olsun olmasın ülkeleri birbirine düşürerek başka bir savaşı harekete geçirmek amacına hizmet etmesi için düzenlendi. Bu sub - sonik skalar pulslar sunlar tarafından yaratılır :

 

1) Birbiriyle özel açılarla birleşmiş kalibre edilmiş elektromanyetik dalgalar,

 

2) Bunları, mionlar (protonlara karşılık gelen ve protonların temelini oluşturan 4 boyutlu parçacık) yaratan, özel bir elektrik yükü ile kıvılcımlandırmak

 

3) Mionların sonraki subspace sonik pulslarını hedefe yönlendirmek (bu ışından İncil-de borazan olarak sözedilir) ; ve

 

4) Rezonans kuvvetlendirilmeden önce hedefe bindirme ve form - kilitlenmesi, maddeyi küle çevirir.

 

Voyagers II, new edition, by Ashayana Deane.

By N. Huntley

Benzeri durum, Tevrat-la ilgili incelemelerde de söz konusu. Mezopotamya bulgularından sonra, çok daha eski metinlerden esinlendiği belli olan Tevrat, bütün o eski metinlerdeki "Tanrılar" sözcüğünü tek bir "Tanrı" olarak düzeltmiş. Bu arada, Tanrı-ya verilen sıfat ve onun genel adı, "Efendi" ya da "Sahip" anlamına gelen "Lord" sözcüğünde somutlanıyor. Yahudi toplumunun mesken tuttuğu bölgenin eski mitleri, büyük tanrı Baal-den söz ediyor. "Baal"in sözlük anlamı da "Efendi" ve "Sahip". Aynı sıfatların, daha sonraki yıllarda bütün Batı toplumlarında yöneticiler için kullanılması ilginç. Ama daha ilginç olan, bütün o eski anlatıları ayıklayarak "Tanrılar" sözcüğünü "Tanrı" olarak tashih eden Tevrat-ın, birkaç yerde bunu unutması. "Elohim" sözcüğü, Tevrat-ta birkaç kez geçiyor. İbranicedeki anlamı, "ilahlar"; yani, "çoğul" bir sözcük. İlahiyatçılar bunun tartışma konusu yapılmasına bile karşı çıkıyorlar - arkeologlarsa, sessiz. Ama bundan daha kafa karıştırıcı olanı var: Yaratılış (Genesis) bölümünün 6. Bab-ında "O günlerde ve sonrasında da, dünyada Nefilimler vardı" diye bir ifadeye rastlıyoruz. Sözü edilen zaman, Tufan-dan öncesi. "Nefilim" sözcüğü, İngilizce-ye "devler" diye çevriliyor. Oysa İbranicedeki fiil yapısına göre tam ifadesi, "yukarıdan aşağıya inmiş olanlar". Yaratılış-taki hikayede "devler"in hiçbir anlamı yok - daha sonra da Nefilim sözcüğüne rastlanmıyor zaten. Sanki "araya yanlışlıkla girmiş" gibi bir sözcük. İğreti duran, ne anlatmak istediği belli olmayan bir ifade. Oysa aradan yıllar geçip 1947-de Ölü Deniz yakınındaki bir mağarada orijinal el yazmaları bulunduğunda, "Nefilim"in aslında son derece önemli, neredeyse kilit denebilecek bir kavram olduğu çıkıyor ortaya. Bunun yanı sıra, Tevrat-ın din adamlarınca "edit edildiği" de anlaşılıyor. Çünkü İ.Ö 4. yüzyıldan kalma yazıtlar arasında yer alan ve daha önce Etiyopya-daki Kutsal Kitap-ta rastlanmış olan kopyası "sahte" sanılan "Enoch-un Kitabı"nın orijinal nüshası da bulunuyor Ölü Deniz mağaralarında.

 

Yaratılış-ta yalnız birkaç satırda adı geçen ve "Tanrı-yla birlikte yürüdüğü" söylenen Enoch-un, aslında son derece ilginç bir hikayesinin olduğunu ve Tevrat-tan çıkarılan bu parçaların "Nefilim" sözcüğüne de açıklık getirdiğini fark ediyoruz. Boşluklar Enoch-un Kitabı-nda yazanlarla doldurulduğunda, Bap 6-nın aynı satırında sözü edilen "..ve Tanrı-nın oğullarını insanın kızlarını gördüler ve onlar güzeldi. Onları kendilerine eş seçip onlardan çocuk sahibi oldular" ifadesi de anlamlı hale geliyor. İlahiyatçıları, dilbilimcileri ve tarihçileri yıllardır uğraştıran "Tanrı-nın oğulları" ile insanın kızları arasındaki ilişki Tevrat-ta yalnızca o cümlede geçiyor ve bir daha sözü edilmiyor. Ama Enoch-un Kitabı-nı okuduğumuzda, bunun müthiş sonuçlar doğuran bir olay olduğu çıkıyor ortaya. Evinden, ailesinden ayrılan ve "Tanrı katında" yaşamını sürdüren Enoch, "Gözcülerden" söz ediyor anatısında. Bunlar, Tanrı ile insanlar arasındaki ilişkinin bazen "ara halkası" olma görevini üstlenen, insanlara nezaret eden, üstün varlıklar. Ama hepsi, "emir kulu" sonuçta. Enoch-un ayrıntılı olarak anlattığı hikayede, bir gün bunlardan birinin dünya üzerindeki "gözcülük" görevi sırasında "insan kızları"nı arzuladığı ve bu fikrini diğer "gözcü"lere de söylediği belirtiliyor. Bir grup Gözcü (ya da Nefilim - "yukarıdan inen") aralarında karar alıyor ve yemin ediyorlar: Hepsi insan kızlarıyla sevişip onlardan birer karı alacak ve bu bir sır olarak kalacak. Çünkü öğreniyoruz ki, yapılan aslında "yasak". Sonuçta bu birleşmeden "melez" çocuklar doğuyor ve genetik sorunlar yüzünden bu çocuklar sağlıksız, vahşi, garip yaratıklar oluyorlar. Diğer yandan, "insan kızlarıyla" birlikte oldukları süre boyunca Nefilimler, onlara bilgi aktarıyor, bir şeyler öğretiyorlar ki, bu da çok büyük bir yasağı çiğnemek anlamına geliyor. Sonuçta Tanrı hem Nefilimleri cezalandırıyor, hem de yarattığı Tufan-la insanları.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...