nevermore Oluşturma zamanı: Haziran 2, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 2, 2010 Eschatology : ( Ölüm bilimi) Muhtelif din inanışların Dünyanın son günün tasviri Eskatoloji (Yunanca έσχατος yani "son" sözcüğünden) teoloji (din bilim) ve felsefenin bir bölümüdür. İnsanlığın nihai kaderi veya dünya tarihinin sonuçlandıran olaylar, daha kaba bir tabirle dünyanın sonu ile ilgilenir. Birçok din, öğreti veya kültte dünyanın sonu gelecekte olacak bir olay olarak kutsal metin, mit veya folklorda belirtilir. Daha geniş bir açıdan, eskatoloji Mesih, Mesih Çağı, ahiret ve ruh gibi konuları da kapsayabilir. Farklı inanışların eskatolojik inançları ve düşünceleri farklı olsa da belli benzerlikler var olabilir. Bu sözcük Türkçe’de çok kullandığımız ve bilindik bir sözcük değildir. Eskatoloji dinsel açıdan son zamanlarda dünyanın sonunda olacakları anlatır. Tanrının tüm yaradılışına yapacağı en son eylemleri anlatan bir öğretiştir. Eskatoloji için kullandığımız “en son” kelimesini bazen yanlış algılayabiliyoruz. Örnek Esinlemenin tüm Kutsal Kitabın en sonunda yer almasından dolayı Eskatoloji’yi Son an öğretisi olarak görebiliyoruz. Her ne kadar Eskatoloji dünyanın sonu ile ilgili öğretiler versede Kutsal Kitap’ın en sonunda da olsa da Esktaoloji sadece bu sonlarla ilgi değildir. Eskatoloji’yi tanımlarken “SON” kelimesini kullanmıştık. Bu “SON” kelimesinin iki farklı anlamına bakmalıyız. Sona Ermek Anlamındaki SON (Bitmek) Amaç ya da Hedef Anlamındaki SON İnsanlığın Baş Amacı Nedir?” Buradaki Amacı kelimesi İngilizcide “SON” kelimesi kullanılmaktadır. Bu soru insan hayatının sonundan değil, insanlığın amacından bahsetmektedir. Bu yüzden bizler için Eskatoloji sadece dünyanın, sonu ile ilgili olarak görmüyoruz, bizler Eskatolojiye göre amacımızı öğrenmekle ilgileniyoruz. Eskatoloji yalnızca bize dünyanın sonunu son günleri öğreten bir öğretiş değildir, Eskatoloji bize tüm Hıristiyan hikayesini kapsamaktadır, yani yaratılıştan sonsuz ve ebedei hayata kadar olan bir öğretiştir. Eskatoliji son anlar ne zaman başlayacak? Eskatoloji öğretişi bilime dayalı bir öğretiş değildir, Eskatoloji Kutsal Kitap’a dayalı bir öğretiştir İbraniler 1:1-2 Tanrı eski zamanlarda peygamberler aracılığıyla birçok kez ve çeşitli yollardan atalarımıza seslendi. Bu son çağda da her şeyin mirasçısı olarak belirlediği ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi Oğluyla bize seslenmiştir. İncilin İbraniler bölümü İ.S. 70 li yıllardan önce yazdığını biliyoruz, ancak burada yazar Bu son çağda diyerek yaşadığı dönemin artık SON günler olduğunu, Son günlerin başladığını İsa Mesih’in gelişiyle başladığını bize öğretmektedir. Son zamanların İsa Mesih’in dünyaya birinci gelişi ile ilgili olduğunu daha da sağlamlaştırmak için Kutsal Kitap’ta hatta İncil’in Son günlerle ilgili olayları bize bildiren Vahiy bölümünde bile elimizde kaynaklar bulunmaktadır. Vahiy 5. Bölümde Tanrı’nın elindeki Tomar’ı açmak için göğe alınmış İsa Mesih’i görüyoruz. Vahiy 5:7-10 Kuzu gidip tahtın üzerinde oturanın sağ elinden tomarı aldı. Tomarı alınca, dört yaratık ve yirmi dört ihtiyar O'nun önünde yere kapandılar. Her birinin elinde bir çenk ve kutsalların duaları olan buhurla dolu altın taslar vardı. Yeni bir ezgi söylüyorlardı: "Tomarı almaya ve mühürlerini açmaya layıksın! Çünkü boğazlandın, ve her oymaktan, her dilden, her halktan, her ulustan insanları kendi kanınla Tanrı'ya satın aldın. Onları Tanrımızın hizmetinde bir krallık haline getirdin, kâhinler yaptın. Dünya üzerinde egemenlik sürecekler." Gördüğümüz gibi Rabbimiz İsa Mesih Tanrı’nın amacı uyarınca dünyaya gelmiş Çarmıhta akıttığı kanı sayesinde bizi günahlardan kurtarmış, ölmüş ve dirilmiş olup Gökyüzüne çıkmış, ve Baba Tanrı’nın elindeki Tomar’ı alıp Mühürleri açmaya başlamıştır, burada dikkat etmemiz gereken Son günlerin, İsa Mesih’in ikinci gelişi ile başlamadığı aksine Son’un başlangıcı İsa Mesih’in beden alarak dünyaya gelmesi ile başlamasıdır. Ancak bu demek Eskatoloji tamamlanmış son günler tamamlanmış demek değildir, Son günler Rabbimiz İsa Mesih’in dünyaya 1. gelişi ile başlamış, 2. gelişi ile de tam dolgunluğa erişip, vaad edilenlere kavuşmamızla sonuçlanacaktır. Tarihi bir zaman çizgisi gibi düşünelim bu çizginin başlangıcı YARATILIŞ, Rab’bimiz İsa Mesih’in 1. Gelişi ile Tarihin tam ortası, ve ikinci gelişi de SON günlerin dolgunluk dönemine ulaştığı Sonsuzluktur. Eskatoloji bizim için sadece dünyanın sonunda olacak olayları anlatan bir öğreti değildir, Yani dünyanın sonunda Şeytan böyle cezalandırılacak, Mesih’e iman etmeyenlerin sonu böyle olacak hangi peygamberin görevi nedir gibi olacak olayları sadece anlatmak değildir, Eskatoloji aynı zamanda öğretişine bakarak nasıl yaşamamız gerektiğini bize öğreten bir öğretidir. Kutsal Kitaptaki İbrahim’in hayatı buna bir örnektir, Vaad edilene, gelecekte olana bakarak bilmediği tamamen yabancı olduğu bir ülkeye gitti ve orada yaşadı, bunu neden yaptı gezmeyi seven bir insan olduğundan değil Tanrı’nın vaadine güvenip Vaad edilen topraklara gitti o anda belki o topraklar anlatıldığı gibi değildi ancak yinede vaad edilen topraklardı, İman atamız İbrahim’in bu davranışı geleceğe Tanrının vaadine bakıyor ve bu vaadin gerçekleşmesi için Tanrı’nın buyruğuna göre yaşıyordu ve Vaadi ümitle bekliyordu ve bu ümit onu itaatkar bir iman yaşamı sağlamıştı. (İbraniler 11:8-13) Ayrıca Vahiy bölümünde birçok örnek var eskatolojik yaşamımızı İman atamız İbrahim gibi gelecekteki olaylara bakarak iman içinde şu anda yaşadığımız dönemde düzeltmemiz ile ilgili bunlara örnek Vahiy 8:1-5 Kuzu yedinci mührü açınca, gökte yarım saat kadar bir sessizlik oldu. Tanrı'nın önünde duran yedi meleği gördüm. Onlara yedi borazan verildi. Altın bir buhurdan taşıyan başka bir melek gelip sunağın önünde durdu. Tahtın önündeki altın sunakta tüm kutsalların dualarıyla birlikte sunmak üzere kendisine çok miktarda buhur verildi. Kutsalların dualarıyla buhurun dumanı, Tanrı'nın önünde meleğin elinden yükseldi. Melek, buhurdanı aldı, sunağın ateşiyle doldurup yeryüzüne attı. O zaman gök gürlemeleri ve uğultular işitildi, şimşekler çaktı ve yer sarsıldı. Bu ayetlerde ki buhurun kutsalların duaları olduğunu görüyoruz. Tarihin sonuçlanması için en önemli hazırlık kutsalların dualarıdır. Tarihte böylesine önemli bir rol alabiliriz çünkü yine Vahiy kitabında borazanlar dualarımıza cevaben çalınacaktır. Hatta Rab bize Petrus mektubunda “Her şey bu şekilde yok olacağına göre, sizin nasıl kişiler olmanız gerekir? Tanrı'nın gününü bekleyip o günün gelişini çabuklaştırarak kutsallık içinde yaşamalı ve Tanrı yolunu izlemelisiniz. O gün gökler yanarak yok olacak, maddesel öğeler şiddetli ateşte eriyecektir. 2. Petrus 3:11-12 adanmışlık ve duayla Rab’bin gelişini bile çabuklaştıracağımızı söylüyor. O halde İman Atamız İbrahim gibi vaade yani Eskatolojik öğretişe göre yaşamamız gerektiğini, Eskatoloji’nin sadece gelecekte olacak olayları anlatan bir bilim kurgu kitabı olmadığını Eskatoloji’nin hayatımızın bir parçası olduğunu görmekteyiz. Eskatoloji Hıristiyanın hayatının bir parçası olmalı ve Eskatolojik olarak yaşamalı, Vaad’e ilerideki olacak olaylara inanarak ona göre yaşamalı Tanrı bunu bizden kesinlikle istemektedir, gelecekteki olaylara bakarak ona uygun yaşamamızı hayatımızı ona göre kurmamızı idame ettirmemizi istemektedir. Vahiy 3:14-18 "Laodikya'daki topluluğun meleğine yaz. Amin, sadık ve gerçek tanık, Tanrı yaratılışının öz kaynağı şöyle diyor: `Senin yaptıklarını biliyorum. Ne soğuksun, ne sıcak. Keşke ya soğuk, ya da sıcak olsaydın! Oysa ne sıcak ne de soğuksun, ılıksın. Bu yüzden seni ağzımdan kusacağım. Zenginim, zenginleştim, hiçbir şeye ihtiyacım yok diyorsun ama, zavallı ve acınacak durumda, yoksul, kör ve çıplak olduğunu bilmiyorsun. Zengin olasın diye benden ateşle arıtılmış altın, giyinip çıplaklığının ayıbını örtesin diye beyaz giysiler, göresin diye de gözlerine sürmek üzere merhem satın almanı salık veriyorum. Bu ayet Pamukkale'nin hemen yanı başındaki Hiyerapolis yakınlarında bulunan bu şehirdeki Loadikya Kilisesine yazılmıştı, bu şehir termal sulara sahipti. Ve parlak ticaret merkezi olarak ün kazanmıştı. Asya ilinin en önemli ticaret yolu buradan geçiyordu. Burada önemli bir tıp okulu vardı. Aynı zamanda göz hastalıkları için merhem üretiliyordu ve zengin bir giyim sanayisi vardı. Buradaki imanlılar buranın maddi zenginliklerinden yararlanırken bu bolluğu Rab'bin özel bir bereketi olarak yorumlarken gerçek ruhsal değerleri göz ardı ediyorlardı. Ama bunun en acı tarafı ise kendilerinin ruhsal olarak da zengin olduklarını düşünmeleriydi. Bu yüzden ruhsal disiplin konusunda gevşektiler. İmanlı olup ruhsal mücadeleye aldırmayan ayette yazdığı gibi, ne sıcak ne de soğuk, ılıktılar. Rab'de böylelerini ağzından kusacağını söylüyor. Leodikya topluluğu, kendisini üstün görüyordu. Bu yüzden üstünlük duygusu veren her türlü ruhsal anlayış Rab'bin gerçek bereket sofrasından bizi uzaklaştıran ruhsal bir tokluktur. Yalnız ruhta yoksul (aç) olanlar göklerin egemenliğini miras alacaklar. Bizler Rab'de dimdik ayakta kalabiliyorsak yine de bu bizim gücümüzle değil ama O'nun lütfu sayesindedir. Bu yüzden Rab'bin zavallı, acınacak durumda, yoksul, kör ve çıplak olarak değerlendirdiği bu topluluğa kendisinden lütuf almasını salık veriyor. Bugün bizde buna dikkat etmeliyiz, Kilisemizde önderlerimiz çok bilgili teologlar, Reverent olabilir bu yüzden yeni kitaplar yazılabilir, konferanslar verilebilir çok yoğun bir kilise çalışmaları olabilir ancak yinede bizler Eskatolojik olarak yaşayan bir topluluk olarak yaşamayı unutmamalıyız, unutmamalıyız ki Loadikya Kilisesi gibi Rab’bin ağzından kusulmayalım, Unutmamalıyız ki Eskatoloji itaatkar bir iman ve yürekle yaşayabilmemiz için şimdiki zamanı, geleceğin ışığı altında yaşamaktır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 2, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 2, 2010 Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta Eskatolojik Öğretiş Müslümanlıkta Eskatoloji Öğretişi varmıdır? Bir Hıristiyan için Eskatoloji’nin önemini baktık acaba diğer inançlar Eskatoloji’ye nasıl veya inançlarında Eskatolojik bilgi varmı? Nüfusu’nun %98’inin Müslüman olduğu düşünülen ülkemiz Türkiye’deki Müslümanlar Eskatolojik olarak yaşıyorlar mı, Onlarda Eskatoloji öğretişi varmı? Kuran’a göre bir Eskatolojik yani gelecekte olacaklarla ilgili bir öğreti olmadığını aşağıdaki Kuran bölümlerinden görüyoruz, En’âm 6:50 De ki: "Ben size "Allah’ın hazineleri benim yanımdadır." demiyorum; gaybı da bilmem, size "Ben meleğim." de demiyorum; ben ancak bana verilen vahye uyarım." Ahkaf 46:9 De ki: "Ben peygamberlerin ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Ancak Kuranda Eskatoloji ile ilgili yazılar olmasa da Muhammed’in sözlerine, konuşmalarına ve insanların uygulamasını istediği olaylara Hadis denir. Bu hadislerin bazılarında Kıyamet günü tuhaf belirtilerle olacağını açıklamaktadır. Kişinin yalnız tanıdıklarına selam vermesi… kıyamet alametlerindendir. Ramuz-El Ehadis, 121/4. Sığırların dilleriyle yalayarak yediği gibi, dilleriyle geçimlerini temin eden birtakım insanlar ortaya çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Son Zamanlarla İlgili Hadisler Kişiye kamçısınınucukonuşmadıkça… kıyametkopmaz. Zira kıyametdünyanınecelidir.(Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, s.318) Yukarıdaki Kuran yazıları ve Hadislere baktığımızda Son günlerle ilgili pek aydınlatıcı veya ciddi bir bilgi bulamaktayız, ayrıca İslami inançta Kıyamet günü her şey TÜM EVREN bile yok olacaktır, buna göre Tanrı tüm evreni yok edecek sonar yeniden bir cennet, cehennem inşa edecektir ve bu dünyada iyi işler yapan insanlar Tanrı’nın iyi olun sözüne istinaden Tanrı’nın aradığı mükemmeliyeti, iyiliği yakalayacak ve Tanrı’nın yeni yarattığı cenneti gidecek bunu yapmayanlarda cehenneme gideceklerdir. Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük-felaket' (kıyamet) geldiği zaman. O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar. (Nazi'at Suresi, 34-35) De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir. (Cuma Suresi, 8) Buna göre Ölüm yalnızca insanlara mahsus değildir. Geçici olan dünya hayatında, insan gibi "her şey" ölümlüdür. Allah insanlara, tüm kainatın, içindeki canlılarla birlikte yok olacağı bir günün varlığını, yani "kıyamet gününü" bildirmiştir. Ancak buda Eskatolojik olarak Tanrı’nın baştan beri hareketlerine ters gelen bir durumdur, Yani Tanrı bu dünyayı yok edip İslamiyet inancındaki gibi yeniden bir cennet cehennem inşa etmemektedir, Tanrı gücü ve yetkisi ile her şeyin yenilenmesi ve değiştirilmesini sağlamaktadır, Bu yenilenme bizim vaftizde ölüp dirilmemiz gibidir, bizler vaftiz olduğumuzda Mesihte ölüp diriliyoruz, ancak burada dikkat etmemiz gereken durum dirildiğimizde aynı bedende yani eski bedenimizde diriliyoruz, bu diriliş Tanrı’nın her şeyden üstün gücü ile bizi yenilemesi ile gerçekleşmektedir. Bu konu ile ilgili Tanrı Kelamı başka örneklerde sunmaktadır bizlere, 2. Petrus 3:1-13 Sevgili kardeşler, şimdi bu benim size yazdığım ikinci mektuptur. Her iki mektupta da bu konuları hatırlatarak pak düşüncelerinizi uyandırmaya çalıştım. Kutsal peygamberlerin çok önceden söylediği sözleri ve Kurtarıcımız Rab'bin elçileriniz aracılığıyla verdiği buyruğu hatırlamanızı istiyorum. Öncelikle şunu bilmelisiniz: dünyanın son günlerinde kendi tutkularının ardından giden alaycı kişiler türeyecek. Bunlar, "Rab'bin gelişiyle ilgili vaat ne oldu? Atalarımızın ölümünden beri her şey yaratılışın başlangıcında olduğu gibi duruyor" diyerek alay edecekler. Ne var ki göklerin, çok önceden Tanrı'nın sözüyle var olduğunu ve yerin su aracılığıyla sudan şekillendiğini kasıtlı olarak unutuyorlar. O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmuştu. Şimdiki yer ve gökler ise ateşe verilmek üzere aynı sözle saklanıyor, tanrısız kişilerin yargılanarak mahvolacağı güne dek korunuyorlar. Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, Rab'bin gözünde bir gün bin yıl ve bin yıl bir gün gibidir. Bazılarının gecikmiş saydığı gibi Rab, vaadini yerine getirmekte gecikmez; ama size karşı sabrediyor. Çünkü hiç kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor. Ne var ki, Rab'bin günü hırsız gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan her şey yanıp bitecek. Her şey bu şekilde yok olacağına göre, sizin nasıl kişiler olmanız gerekir? Tanrı'nın gününü bekleyip o günün gelişini çabuklaştırarak kutsallık içinde yaşamalı ve Tanrı yolunu izlemelisiniz. O gün gökler yanarak yok olacak, maddesel öğeler şiddetli ateşte eriyecektir. Ama biz Tanrı'nın vaadine göre, doğruluğun barınacağı yeni gökleri ve yeni yeryüzünü bekliyoruz. Bu ayetlerde yüzeysel baktığımızda İslamiyet inancındaki gibi dünyanın yok olacağını düşünebiliriz, ancak bu ayet’e yine bu ayet’de bahsedilen Nuh Tufanı ile bakalım Tanrı ne dedi? Yaratılış 6:11-13 Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu. Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a, «İnsanlığa son vereceğim» dedi, «Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalık doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim. Evet bu ayete göre Tanrı yer yüzünüde yok edeceğim yani Tanrı sanki tüm dünyayı yok edecek gibi bir izlenim çıkmaktadır, Ancak Tufandan sonra sular çekilmeye başladı. Yaratılış 8:3 Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı. Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ararat dağlarına oturdu. Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü. Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı. Kuzgunu dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu. Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi. Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı. Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı. Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı. Yedi gün daha bekledikten sonra güvercini yine gönderdi. Bu kez güvercin geri dönmedi. Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü. İkinci ayın yirmi yedinci günü toprak tamamen kurumuştu. Tanrı Nuh'a, «Karın, oğulların ve gelinlerinle birlikte gemiden çık» dedi, «Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, hayvanları, sürüngenleri de çıkar. Türesinler, verimli olsunlar, yeryüzünde çoğalsınlar.» Nuh karısı, oğulları ve gelinleriyle birlikte gemiden çıktı. Burada Tanrı yeryüzünü yok edeceğim demişti ancak görüyoruz ki sular çekildikten sonra yine yeryüzü meydana çıkmıştır, Yukarıda Elçi Petrusun mektubundaki (2.Petrus 3:1-13) “O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan her şey yanıp bitecek” Burada anlatılan Tufandaki gibi yok oluştur yani Tanrı’nın mucizevi yenilemesidir, Tanrı yok etmiyor yeniliyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 2, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 2, 2010 Müslümanlık ve Hıristiyanlıkta Eskatolojik Benzer olaylar var mıdır? Daha önce Bahsettiğimiz gibi son günler hakkındaki öğretişte, Son günlerin başlangıcı İsa Mesih’le başladığını anlatmıştık. Müslümanlık inancıda bu konuda kısmen bizim gibi düşünmektedir ancak Kuranın bu konuya bakış açısına baktığımızda aslında Tanrı Kelamı’nın bize öğrettiği Eskatoloji ile Müslümanların inancındaki Eskatolojinin arasında korkunç farklılıklar bulunduğunu görmekteyiz, Gerçekten o (İsa) saat için bir ilimdir (kıyametin yaklaştığım gösteren bir bilgidir). Zuhruf 61 Bu Kuran yazısına göre, Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih dünyaya 2. gelişi ile Kıyamet başlamaktadır, ancak Tanrı bize bunun böyle olmadığını, Rabbimizin dünyaya Beden alarak gelmesi ile son günlerin başladığını 2. gelişi ilede Son günlerin dolgunluğa eriştiğini öğretmektedir. Ayrıca İsa Mesih’in ikinci gelişini Müslümanlarda yaptıkları iyi işlerle pekiştirerek ona layık bir şekilde karşılama isteğindedirler, Ancak Kutsal Kitap’a, Tanrıya göre bunun mümkün olmadığını görmekteyiz. 1.Selanikliler 4:16-17 Rab'bin kendisi, bir emir çağrısıyla, baş meleğin seslenmesiyle ve Tanrı'nın borazanıyla gökten inecek. Önce Mesih'e ait ölüler dirilecek. Ondan sonra biz yaşamakta olanlar, diri kalmış olanlar, onlarla birlikte Rab'bi havada karşılamak üzere bulutlar içinde alınıp götürüleceğiz. Böylece sonsuza dek Rab'le birlikte olacağız. Görüldüğü gibi Müslümanlık ve Hıristiyanlık Eskatolojik olarak bu konuda da büyük farklılıklar göstermektedir. Eskatolojik olarak Müslümanlık ve Hıristiyanlığa göre nasıl yaşanmalı / yaşanıyor? Eskatoloji biz Mesih İmanlıları için gerçekten çok önemlidir, biz bu önemi anlarsak nasıl yaşamamız gerektiği hakkında bize bilgi vermektedir, çünkü Esktaoloji’de umut vardır, bu umut edilen şey ise Sonsuz ve ebedi hayata kavuşmak, Sonsuzluk boyunca Rab ile birlikte olmaktır. 1Petrus 1:3-4 Rabbimiz İsa Mesih'in Tanrısı ve Babasına övgüler olsun. Çünkü O, kendi büyük merhametiyle yeniden doğmamızı sağladı. İsa Mesih'i ölümden diriltmekle bizi yaşayan bir ümide, çürümez, lekesiz ve solmaz bir mirasa kavuşturdu. Bu miras sizin için göklerde saklıdır. Eskatoloji’de umut vardır dedik, bu umut piyango alıp acaba zengin olacağımı diye beklemek değildir çünkü piyangodan büyük ikramiye çıkma garantisi yoktur, fakat bu ümidi bize veren Tanrı olduğundan bu ümidin boş olmadığını ve bizleri hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyoruz. İbraniler 10:23 Açıkça benimsediğimiz ümide sımsıkı tutunalım. Çünkü vaat eden Tanrı güvenilirdir. Bu vaad ise bu çağda İsa Mesih’e iman edip, gelecekte çağda da Rabbin bu lütfu ile günahlardan arınmış bir şekilde sonsuz ve ebedi hayata kavuşmaktır. 1.Yuhanna 5:13 Ben bunları Tanrı Oğlunun adına iman eden sizlere, sonsuz yaşama sahip olduğunuzu bilesiniz diye yazdım. Galatyalılar 3:21-26 O halde Kutsal Yasa Tanrı'nın vaatlerine aykırı mıdır? Kesinlikle hayır! Çünkü yaşam sağlayabilen bir yasa verilseydi, elbette insanlar yasa ile aklanacaktı. Halbuki İsa Mesih'e olan imana dayanan vaat iman edenlere verilsin diye, Kutsal Yazı bütün dünyayı günahın tutsağı ilan ediyor. Bu iman gelmeden önce, biz Yasa altında hapsedilmiştik, gelecek iman açıklanıncaya dek Yasa'nın tutuklusuyduk. Yani, Yasa imanla aklanalım diye Mesih'in gelişine dek eğiticimiz oldu. Ama iman gelmiş olduğundan, artık Yasa'nın eğiticiliği altında değiliz. Çünkü Mesih İsa'ya iman ettiğiniz için hepiniz Tanrı'nın oğullarısınız. Rom 3:22 Tanrı, insanları İsa Mesih'e olan imanlarıyla aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar. Hiç ayrım yoktur. Efesliler 2:8-9 İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir. Müslümanlıktaki ümit ise insanın kendisine bağlıdır, Ankebut 29:7*......İnanıp iyi işler yapanların, mutlaka kötülüklerini örteceğiz ve onları, yaptıklarının en güzeliyle mükafatlandıracağız. Necm 53:32*........günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük hatalar işleyebilirler. Yani insan yaptığı iyi işlerle, sevapları ile Tanrı’nın sunduğu sonsuz ve ebedi hayata (cennete) kabul edilir Müslümanlıktaki bu Eskatolojiye göre Tanrı’nın Kurtaran lütfuna ihtiyaç yoktur. Miami Uluslar arası İlahiyat Fakultesi Türkçe Bölümü ESKATOLOJİ Konferans Metni (Yazar Rev. Robert LYNN, Rev. Turgay ÜÇAL) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.