Jump to content

Feryad-u isyanım - Ozan Emekçi


Lighthouse

Önerilen Mesajlar

mem nelere garkolmadı zîn'in ateşi için

ferhad dağları delmedi mi şirin'in aşkı için

kusur ise her saniye her yerde seni anmak

mecnun az mı yemin etti leyla'nın başı için

 

sesi yorgun gözlerinden uykusuzluk seçilir

görkeminin zerresinden ağrı dağı küçülür

gecelerin kollarında leblerinin bal suyu

aydan dökülürcesine kana kana içilir

 

uykularından kopardım hoş geldin mihmanımsın

artık geri dönüşü yok, âhımsın eyvâhımsın

elâlem ne derse desin, hiç umurumda değil

akibetine razıyım, sevabım, günahımsın

 

sana, yine sana yandım nesimî'de dün gece

gözlerinle yüzüleyim, bend olayım hallac'a

öyle hüküm buyurmuşlar tanrılar divanında

ha ben sana yollanmışım, ha muhammed mi'rac'a

 

cümle cihan güzelleri yüzlerine ben örsün

gözlerin, balyozu oldu içerimdeki örsün

ruhumdaki fırtınalar merih'i usandırdı

nuh'a haber eyleyin de, gelsin de tufan görsün

 

yokluğuna dayanamam âhım arşı boyladı

gölgeni nil'de görmüşler, piramidler söyledi

hele bir bak şu sevdaya, kimler yanmış ben gibi

dediği gibi yunus'un, gör beni aşk neyledi

 

son duraklarda beklerdim, sonun olsaydı senin

neler vermezdim ki yerim, yanın olsaydı senin

çıkar kınından ne olur, kirpiklerinle bile

çal sineme gözlerini, aşkına şah hüseyn'in

 

harikalardan biriymiş diyorlar çin seddi'ne

seni görmeden hükmetmek kimin düşmüş haddine

ulu divan'a başvurdum, dönsün diye bağdat'tan

ol sebepten ahvalimi arzettim bedreddin'e

 

gamzelerini görseler bülbüller de lâl olur

aşklar ülkesi sarsılır, korkunç ihtilâl olur

beklenmedik bir zamanda ölür isem sebebi

beni eritip bitiren sevda-yı iclâl olur

 

kahreden ateş bilinem, yananı sen olsaydın

nal olurdum aşk atına, bineni sen olsaydın

deseler ki şu kadehte ağu var, içen ölür

bir solukta bitirirdim sunanı sen olsaydın

 

belki de hatırlanırım, arasın şimdi nerde

iz'im deryada damladır, köyüm hatçepınar'da

beni binboğa'da ara, beni dallıkavak'ta

hangi evin bayrakla'ı yukardaysa, ben orda

 

tanrılar yaratan zerdüşt serdarıdır aslımım

mazdek, hürrem nişanıdır inancımın, neslimin

dersimli seyyid rıza'ya ağır selamları var

himmeti var, gayreti var horasanlı müslim'in

 

seni tanrılara sunam, kerametin görünsün

nazar eden kör yılandan beter olsun, sürünsün

dağlar naz yapmaya aday, insafını bağışla

bağışla ki, gözlerinde eşkıyalar barınsın

 

söyler misin, anlar mısın ah çekerin suçu ne?

bulutlardan damlar gibi düştüm girdab içine

ay bulandı, güneş küstü, yıldızlar beklemede

artık yolla gözlerini, yolla çin ü maçin'e

 

titanik'ten son sesleri alizeler getirdi

son seslerin son demini balinalar bitirdi

her yerde terör estiren sabıkalı gözlerin

bermuda'yı kamçılayıp atlantis'i batırdı

 

toprak sudan, bülbül gülden, dost dosttan bulur deva

dârâ'dan çok önce seni ağırlamış ninova

benim ömrüm yanan roma, senin gözlerin neron

örstte demir dövmededir demirci kawa

 

melekler ipekyolu'nda aryalar'ı gözledi

yeri göğe, ay'ı gün'e, seni bana sözledi

ılık bir güz akşamıydı , yine senin yüzünden

koçero, harran'a doğru atını mahmuzladı

 

kirpiklerin yeni değmiş, kaşların fırik başak

ay ışığı az geliyor, hadi gözlerini yak

fesatların, hasretlerin eli kına görmesin

terk-i cânân eylemeden, şahmaran'a danışak

 

keşke gelmez olayıdı böyle bir hâl başıma

temaşaya meraklılar, toplandı el başıma

herkesin dilinde şarkı, elinde yârin eli

artık yine sensiz, artık yalnızım, kül başıma

 

en yorulmaz yolcsuyum, müptelası bu yolun

ben zamanla boğuşayım, sen seyreyle sen salın

kor alevler buz kesilir gördüklerinde beni

bir sensizlik yakar, bir de hasreti istanbul'un

 

sen ey gönüller sahibi, ey yüzleri gök zemin

ey deryalar şahanesi, sen ey gözleri kimin?

düzgün baba hatırına munzurlar'a mihman ol

mihman ol da, güneşlesin yaylaları dersim'in

 

gözlerinin dokunduğu her mekân memleketim

bakıver de uzamasın gurbetim, esaretim

ahmet arif hasretinden prangalar eskitti

beni böyle eskitense prangalı hasretim

 

umutlarım menzilinden uzaklara atılmış

iki cihan mucizesi ilâhlara katılmış

en amansız gecelerde aynalar yine suskun

perçemi yüzünü gizler, sanırsın ay tutulmuş

 

imanım varsa kaşların, kirpiklerinse dinim

muhammed kâbe'ye döner, benimse sensin yönüm

musa meşhur asasıyla, çarmıhı ile isa

bütün hepsi senin olsun, seni gözlerin benim

 

gördüklerim sensizliğin dayanılmaz göçüdür

sıla gurbet, gurbet sıla, birbirinin içidir

ne aradıni, ne de sordun, ben nerede neylerim

kara fatma, karayılan senden şikayetçidir

 

bilirsin ki sevenlerin ayrılığı kâbustur

tahir'i zühre'ye bahşet, zemmedenleri sustur

sen istesen sina çölü bin çeşit çiçek açar

suya sudan köprü kurmak, yalnız sana mahsustur

 

bazan kırmızı karanfil, zakkum mereti bazan

sevmeyenleri şad edip, sevenlerini üzen

ağlayanın güleninden misli misli fazladır

"işte gidiyorum çeşmi siyahım" diyen ozan

 

bahçıvanlar kır bayırda boz kevene gül aş'lar

ol sebepten didelerden eksilmez kanlı yaşlar

sana yanar, sana susar, sana acıkır sana

ahlé haklar, kakailer ve mağrur kızılbaşlar

 

meri keklik binboğa'dan çukurova'yı süzer

yörüklere konuk olur, yaylalarını gezer

al-osman'a diklenenler göv osman'a kul oldu

avşar ellerinin hâli dadaloğlu'yu üzer

 

sana sevdalıdır diye pir sultan asılırken

kadılar bayram ettiler hızır' susulurken

bilcümle taş kesildiler, sözde ıtır sevenler

kirli sarı bir bıçakla nergisler kesilirken

 

senin rengin tüm renklerin şahı padişahıdır

senin ahın tüm ahların kahredici ahıdır

yıllar gün misali geçti, asırlar ay misali

herkes kendi âleminde, bu neyin eyvahıdır

 

yüreğim atom yüklenir, sesini duyduğum an

dört kitap çaresiz kalır, elaman aman aman

başka biri yapar mıydı, eyyub'a sabır verdim

ay kendini kuşatıp da gece sustuğu zaman

 

arzu'yu kamber'e yolla bayram seyran etsinler

on emri onbir eyleyip tur'a semah tutsunlar

lutfeyle de eshabulkehf açsın kapılarını

yediler'e yoldaş olup yedi asır uyusunlar

 

güzelliklerin mimarı, cennetlerin ustası

misk ü amberli cemlerin vazgeçilmez bestesi

dört kapı, kırk makam mağdur, mecbur olsa da sana

en çok zerdüşt yanar bir de zerdüşt'ün avesta'sı

 

tay dağından kaf dağına bakışların gerilmiş

nazların çekemiyor arabatlar yorulmuş

yol bilenler, hâl bilenler sırrın sual etmişler

nesimî, hallac-ı mansur, şah hatayi darılmış

 

gel de dal tomura dursun, daha uzansın elim

eşi, dostu, yârenleri gel de çağırsın dilim

bir "he" desen, ben sırat'ı tez geçerim kırat'la

körünoğlu vekilimdir, kiziroğlu kefilim

 

ay ışığı bila destur rüyalarıma dalar

kuşkularımı bağlamış, uykularımı yolar

daha kuşlar uçamazken, nergisler açamazken

bir sen vardın gülümseyen, bir sen, bir de inkalar

 

gözlerinden uzak olmak insan beni bitirir

gider de gelmez bilirim, yıllarımı götürür

bir sonbahar yaprağı ol, dalıver küşüm çekme

kızılırmak incitmeden, seni bana getirir

 

ağuları yıllandırıp içirdin yudum yudum

ahvalimi anlar diye baba uryan'a dedim

karıncayı gözlerinin karasından vuran ben

çok saldırdım, ruhumdaki seni öldüremedim

 

yerim yurdum meçhul oldu, neredeyim şaşmışım

kaf dağını turnaların kanadında aşmışım

kanlılar kandan vazgeçer üçler-beşler aşkına

sen de bir gün maraş'tan geç, ocağına düşmüşüm

 

bana gözlerini gönder, sakın ha olmaz deme

kime yanam dertlerimi, yalnızlığımı kime

bir başıma kâbuslarla boğuşurken ansızın

hayallerin şeref verdi dün akşam viraneme

 

hicran son arefesinde, yolculuk var makbere

siyabend'i öldürdüler xece ölmek üzere

ab-ı hayat çeşmesidir leblerin esirgeme

ne o tanrı'ya minnet et, ne de dal tefekküre

 

bulutlar yağmur yorgunu, ufuklar ateş yüklü

bir damla ateşte derdim, sensizliklerim saklı

yedi kıtaya dağılıp, elleri boş döndüler

huma kuşu intizarda, turnalar ağlamaklı

 

sana sunulmaya hazır gökkuşağı destimde

emrine âmâde olmak, hayran olmak kastımda

gözden ırak âlemlerde, yitik insanlar gibi

ha ülkeler zaptedilmiş, ha gözlerin üstümde

 

hal bilmeze yoldaş olmak, yola zulüm değil mi?

cevreyleyip gönül kırmak, dile zulüm değil mi?

ömründe bir defa bile gül koklamamışların

bahçıvana saldırması, güle zulüm değil mi?

 

mevsimlerin prensidir gözleri akdeniz'in

aşikârdır huzurunda gizleri akdeniz'in

damıtılıp lut gölüne bağışlansa suları

leblerinde denizleşir, buzları akdeniz'in

 

şarkılarını dokudum senle geçen her anın

sebebi, katili olma yorgun, yaralı canın

sen de anlamazsan beni, sen de gider gelmezsen

şikayet ederim seni şah'ına pir sultan'ın

 

sürmeleri yel götürür, gözlerine güneş çek

yağmur yanak rengin yağsın, bulutlara kına ek

lübnan yeniden kurulur, yine şenlenir beyrut

ama senin gözlerinin savaşı bitmeyecek

 

yeter çektiklerim yeter, benden beter olası

yusuf'u kahretmedi mi, züleyha'nın çilesi

yüzün suyun hürmetine binboğalar and içer

ol diyarda vekilimdir diyarbekir kalesi

 

karda kan damlası rengi, yüreklerde ölmezin

ne hükmü var, ne kıymeti, gidip geri gelmezin

dost fuzûlî, mest fuzûlî mayaları anlatmış

sızıları zap suyunda siverekli yılmaz'ın

 

bana renklerini uzat, uzat ellerimi tut

tut ki gönüller şenlensin, tut ki yeşersin umut

kervanlar yollara düştü, şam'dan darüsselam'dan

doğuver de incinmesin, mahcup olmasın nemrut

 

sırrın dirheminde tutsak arzuların ağlaşır

bıçkın, kaçak hislerinde gece-gündüz bağlaşır

bir elinde van gölü var, bir elinde urmiye

damlasını sürgün etsen, nurhaklar'da çığlaşır

 

duyar mısın ince memed, toroslardan seslenir

ıki canlı hatçe'siyle doruklara yaslanır

en onulmaz, en insafsız, en çaresiz ağrılar

gözlerinin feri değse, iflah olur uslanır

 

senin olmadığın yerde benim yokluğum başlar

hayallerim yola düştü, arandı dağlar-taşlar

hayyam çorak yüreğime birkaç damla dem serpti

periler cudi dağında izine rastlamışlar

 

sen pervasız çığlıklar at, ben kahrolam ben üzgün

sen kırklar'da demlenedur, ben beklemekten bezgin

deryaların kucağında cem tutar semazenler

düşlerim dağlar başında, düşlerim doludizgin

 

seni dicle, beni fırat resmetmiş güneş yâ rab

güneşin vekili ay'a, yıldızlar olmuş turab

bizleri merak edenler ay'dan izin alsınlar

bir başkadır yıldızlardan görünse şattülarab

 

yağmur yüklü bulutlardan ruhunu koklayışım

çağları tedirgin etmiş, ömrünü saklayışım

eyyub'un sabrı tükendi, tükenmiyor nedense

ne senin gelmeyişlerin, ne benim bekleyişlerim

 

gözlerinin damlasıyla çölde gül yetiştirdim

sam yelleri yenik düştü, sesinle çatıştırdım

gölgenin düştüğü yerden bir avuç sönmüş külü

serptim derin uykularda, kerem'i tutuşturdum

 

dilek ağacına gittim, sesini bağlamışsın

islaktı dallar yapraklar, hıçkırıp ağlamışsın

karac'oğlan hayıflanır, hayyam duysa gücenir

bulanık göl sularını şaraba yeğlemişsin

 

düştüm dipsiz kuyuların en zifiri yerine

sarkıt gözlerini durma, muhtaç oldum nârına

semiramis haber salmış, zümrüdüanka ile

davetliymişiz babil'in asma bahçeleri'ne

 

sesi mavi, rengi esmer bu diyarda sazların

geceleri parlamaktır töresi yıldızların

dağlar uykulara daldı, okyanuslar uykuda

beni sabahlara boğan, senin deli gözlerin

 

teninin saçtığı nurdan güneş bile utanır

söyle, seni benden başka iyi kim tanır

sevdalıların tarihi ızdıraba büründü

seni arzu'lar kıskanır, seni aslı kıskanır

 

yanarım âh çeker gibi çekerim nazlarını

canını canıma değdir, tutuştur közlerimi

bir bilsen, bir bilebilsen hallerim perperişan

merhem ol yarelerime, gizleme yüzlerini

 

dişlerimle savaşarak günbegün yordum seni

hayallerimle kuşatıp ruhuma kordum seni

dediler ki, aradığın şaraba yoldaş oldu

yanı başımda bekleyen hayyam'a sordum seni

 

aşıkların sırdaşıdır dicle, gizemli akar

sıti muradına erdi, botan seyrana çıkar

körolası kinli beko, keyfinden dörtköşedir

mem zin'i, zin mem'i yakar, tacdin evini yakar

 

serbest, geceleri giyin, korkularını sıyır

yudumla iki mest olasın, şarabı sudan ayır

çöl su ister, lâl dil ister, gözlerini isterem

vermeyenin iki yüzü, ben garibanı doyur

 

haramiler cirit atar kaynağında bu nehrin

dudaklarını savur ki, hükmü kırılsın zehrin

bir bakışın bir taburdur, gönder ordularını

sana mecburiyeti var, yedi tepeli şehrin

 

kudretinden sual olmaz, can verir can alırsın

ya ömr ü saadetim, ya da azrail'im olursun

mecnun'un yerini sordum, dediler allah bilir

ben nerede ne olurum, onu da sen bilirsin

 

bir yanımda yarasalar, işitir ağıtları

halepçe'li bir çocuğa, taşıtır ağıtları

küllerim ağrı'da çığdır, tüterim çığlık çığlık

sivas'ta tutuşan ateş, kuşatır ağıtları

 

gözlerimin beşiğinde rüyalarım sallanır

zehri kana terk etseler, damarında ballanır

gılgamış küçük asya'nın sensiz fotoğrafıdır

yaşar kemal'in dilinde anadolu dillenir

 

ben dostumu hak bilirim, hakk'ı bilir dost beni

tanrıların sofrasına çağırır bir dest beni

nesimi'nin derisinden sızan şarabı tattım

damlasına dilim sürdüm, bir hoş etti, mest beni

 

hallac olup taşlandılar hak ruhunu tadanlar

zalim elinden savruldular riyakârla nadanlar

aşkı şehvete boğduran ümmi nebi misali

zulm ile serdar oldular nefse biat edenler

 

hakkı sırda sır olanın sor kendisi necidir

aklı mahrum, ruhu kanlı, her kelamı acıdır

baba üryan yana yana der ki aman uzak dur

gönül gözü görmeyenin allah'ı kıyıcıdır

 

saçlarından dökülüyor yıldız yıldız sırmalar

düştüğü yeri yakar da sırlarımı tırmalar

kör karanlık bir gecede cürmümeşrut dediler

gözlerinde saklanıyor beni ele vermeler

 

gözlerinde, gözlerinde en çılgın uçurumlar

atmacalar yuvalanmış, bıldırcınları kovar

kabil, habil'e yapmadı senin yaptıklarını

dur feryâd u isyân'ımı, duy artık havar... havar...

 

gel de bülbüller kıskansın, gel de güller serpilsin

gel de ahriman'lar yansın, gel de al'lar serpilsin

izdıraplar diyarını baykuşlara hibe et

gel de emekçi'yi güldür, gel de diller serpilsin...

 

Ozan Emekçi

 

 

 

NOT: Şiiri sevdiyseniz Mazlum Çimen - Feryad-ı isyanim parçasını mutlaka dinleyin. Zaten şiir içinde kalın olarak gözüken kıtalar bu şarkıda kullanılan kısımlar ;)

 

şiir de parça da müthiştir. mutlaka dinleyiniz, uzun da olsa okuyunuz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...