nevermore Oluşturma zamanı: Haziran 15, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 15, 2010 Sümerlere ait en önemli mitolojik kaynak olan Gılgamış Destanı da, rüyaların önemi ve işlevselliği bakımından dikkate değer bir anlatıdır. Bu anlatıdaki rüyalardan konumuzla ilgisi dolayısıyla iki örnek almak istiyoruz. Destanın en önemli kahramanı olması nedeniyle destana adını veren Uruk Kralı Gılgamış, bir gece rüyasında, soylular arasında yürürken gökyüzünden yıldıza benzer bir varlığın, ayağının dibine düştüğünü görür. Bu canlıyı ilk görüşte sever. Onu kaldırmayı dener fakat, çok ağır olduğu için bunu başaramaz. Bütün Uruk halkı yıldıza benzeyen bu canlının etrafında toplanır; ayaklarından öpmeye başlar. Gılgamış yıldıza benzeyen bu varlığı sonunda annesinin yanına getirir. Annesi Gılgamış’la o yıldıza benzeyen canlıyı savaştırır. Mitolojide anlatıldığına göre, Gılgamış önce bu rüyasını aynı zamanda bir tanrıça olan annesi Ninsun’a anlatır. Ninsun, söz konusu yıldıza benzer canlının Enkidu adında bir insan olduğunu söyler. Ninsun’a göre, yeşilliklerle dolu bir ovada vahşiler tarafından yetiştirilen Enkidu adındaki bu canlı yakında Uruk’a gelecektir. Uruk’a gelince bütün Uruk halkı ona saygı gösterecektir. Daha sonra Gılgamış’la görüşecek ve onunla dost olacaktır. Gılgamış daha sonra bir başka rüyasını anlatır ve annesinden yine rüyasının yorumunu ister: Rüyasında Uruk halkının, şehrin ortasında duran garip şekilli bir baltanın etrafında toplandığını görür. Onu görür görmez sevdiği için alıp annesinin yanına getirir. Oysa annesi yine bu varlıkla Gılgamış’ı savaştırır. Annesi bu rüyanın da tıpkı ilk rüya gibi olduğunu, buradaki “balta”nın Enkidu’yu simgelediğini ve Uruk’a geldiği zaman onunla dost olacağını söyler. Bu sırada Enkidu Uruk şehrine yaklaşınca Uruk halkından birkaç kişiyle karşılaşır. Uruk halkı, Enkidu’nun gücünü ve haşmetini görünce; Gılgamış’ın ülkeyi canının istediği gibi yönettiğini, Uruk kralı olduğu için gökteki tanrıların kendisine verdiği bir gelinin ilk evlendiği gece onunla yatma hakkını kötüye kullandığını söyleyerek şikayette bulunurlar. Enkidu, Gılgamış’ın bu tavırlarına çok kızar ve ona insanların haklarına saygı göstermeyi öğreteceğini söyler. Urukluların Gılgamış’ın dengine rastladığını düşündüğü bir sırada Gılgamış’la Enkidu karşılaşırlar. Bu sırada Gılgamış Anu ve İştar tapınağına girmek istemektedir. Enkidu, tapınağa giden yolu kapatarak Gılgamış’ın gitmesini engeller. Gılgamış, kim olduğunu bilmediği bu yabancıya çok öfkelenir ve onunla dövüşmeye başlar. Kapının çevresini parçalayacak, duvarları sarsacak derecede şiddetli bir dövüşolur. Birbirlerine büyük bir zarar verecekleri sırada Gılgamış ayağını toprağa koyar ve dövüştüğü kişinin rüyalarında haber verilen Enkidu olduğunu anlar. Hemen dövüşmeyi bırakarak birbirlerini selamlarlar ve kucaklaşarak iki dost olurlar. Bu metinde Gılgamış, rüyasını tanrısal bir kimliğe sahip olan annesi Ninsun’a yorumlatır. Olayların gelişimi, Ninsun’un yorumlarına uygundur. Bu rüyada yine gelecekten haber verme söz konusudur. Gılgamış’ın gördüğü rüya ona gelecek hakkında bilgi vermiş, onu uyarıcı bir özellik kazanmıştır. Kahraman, güvendiği bir varlığa rüyasını yorumlatarak gelecekle ilgili sağlam bilgiler almış; dolaysısıyla da rüyada işaret edilen olayların gerçekleşmesi durumunda, olacakları daha önceden bildiği için sakin tavırlar sergilemiştir. Gılgamış gibi gözü pek bir kralın, memleketindeki otoritesini bir başkasıyla paylaşmasını kabul etmesi mümkün değildir. Oysa mesele kutsal bir rüyaya dayandırılınca Gılgamış’ın itiraz hakkı olmamaktadır. Bu bölüm Dr. Muhammet Kuzubaş’ın “İlkellere ait anlatılarda rüya motifi” isimli çalışmasından alıntıdır. Tam metne buradan ulaşılabilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.