nevermore Oluşturma zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 20, 2010 “Epey zamandır bu dünyayı terk etmiş olan kişiliklerle iletişimin mümkün olup olmadığını görmek için bir aparat yapmakla uğraşıyorum.” The American Magazine dergisinin 1920 Ekim sayısında büyük mucit Thomas Edison’la yapılan görüşmede söylediği sözler bunlar. O günlerde bile Edison konuştuğu zaman herkes dinlerdi. Thomas Edison kendi döneminde bir süper stardı, insanların makineler yaptığı Sanayi Devrimi’nin doruk noktasında deha bir mucitti. ‘Menlo Park Büyücüsü’ diye bilinen Edison tarihin en çalışkan mucitlerinden biriydi, kendi adına 1,093 patent bulunmaktadır. O ve atölyesi insanların hayatlarını değiştiren birçok icadın yapımı ve geliştirilmesinden sorumluydu, elektrik ampulü, hareketli resim kamerası ve projektör, ve fonograf bu cihazlardandır. BİR MAKİNENİN HAYALETİ Ama acaba Edison bir hayalet kutusu – ölülerle konuşan bir makine – icat etti mi? Paranormal ile ilgilenen çevrelerde uzun zamandan beri Edison’un gerçekten de böyle bir aygıt icat ettiğini ve bu aygıtın bir şekilde kaybolduğu dile getirilmektedir. Hiçbir prototip veya çizim ortaya çıkmamıştır. O halde bir icat oldu mu olmadı mı? Edison’la yapılan ve aynı yılın aynı ayı Scientific American tarafından yayınlanan başka bir görüşmede de, “Uzun zamandan beri, başka bir aleme veya varlığa geçmiş olan kişilerin kullanabileceği bir cihaz veya makine üzerinden çalışıyorum.” Yaklaşık aynı vakitlerde gerçekleştirilen iki söyleyişinin birinde bir makine üzerine ‘düşündüğünü’ söylerken, diğerinde bir makine ‘yaptığını’ söylüyor. Scientific American makalesi Edison’un yapılan bu alıntıya rağmen yapılmakta olan cihazın hala deney aşamasında olduğunu söylüyor, öyleyse bir prototipi olmalı. Ne var ki elimizde böyle bir aygıtın Edison tarafından inşa edildiği veya tasarlandığına dair hiçbir kanıt olmadığı için, bunun hiçbir zaman gerçekleşmemiş bir fikir olduğu sonucuna varıyoruz. Buna karşılık Edison The American Magazine’deki görüşmede fikre kapıldığını ve fikirle ciddi bir biçimde ilgilendiğini gösteriyor. Sanayi devrimi tüm hızıyla yükselirken Batı dünyası aynı anda bambaşka bir hareketle meşguldü: Ruhçuluk. Felsefi tayfın iki uç noktasında iş gören – biri mantıksal, bilimsel ve mekanik, öteki ruhçu, gayri maddeci – bu iki hareket belki de birbirlerinin ağırlığını dengeliyordu. BİR İHTİYACI YANITLAMAK Edison gibi bir bilim adamı böyle bir şeyle neden ilgilensin? Psişik medyumlar o dönemler en cafcaflı dönelerini yaşıyorlardı, seans üstüne seanslar düzenliyor, ektoplazma tükürüyorlardı. Giderek daha fazla insan ölülerle iletişim kurmanın mümkün olduğuna inanıyorlardı. Eğer gerçekten mümkünse, diye düşündü Edison, bilimsel yollarla da mümkün olmalıydı, medyumların bahsettiği işi yapacak bir cihaz yapılabilirdi. “Kişiliklerimizin başka bir aleme veya var oluşa geçtiklerini ileri sürmüyorum,” demişti Scientific American dergisine. “Hiçbir şey ileri sürmüyorum, çünkü konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Aslında hiç kimse bilmiyor. Fakat başka bir var oluşta veya alemde yaşayan ve bizimle temas kurmak isteyen varlıklar varsa, onların bizimle masaları eğmekten, tıklatmaktan, ouija tahtalarından, medyumlardan veya tek iletişim yolu olduğu söylenen diğer kaba yollardan daha iyi bir şekilde iletişim kuracakları bir cihazın icadının mümkün olduğunu söylüyorum.” Edison’unki bilimsel yaklaşımdı. Eğer herkese ait bir istek veya arzu varsa, bir icat bu ihtiyacı karşılaşabilir. O son sözünü şöyle söylüyor: “Eğer psişik soruşturmada herhangi bir şeklide gerçek ilerleme kaydetmek istiyorsak, tıpkı tıp, elektrik, kimya ve diğer alanlarda olduğu gibi bunu bilimsel cihazlarla ve bilimsel bir yaklaşımla yapmalıyız.” Stephen Wagner Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Yanlış hatırlamıyorsam ya prestij ya da sihirbaz filminde bundan bahsediliyordu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hevvez Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Supernatural'da da geçiyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aLgoRmoRTiSs Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 “Kişiliklerimizin başka bir aleme veya var oluşa geçtiklerini ileri sürmüyorum,” demişti Scientific American dergisine. “Hiçbir şey ileri sürmüyorum, çünkü konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Aslında hiç kimse bilmiyor. Fakat başka bir var oluşta veya alemde yaşayan ve bizimle temas kurmak isteyen varlıklar varsa, onların bizimle masaları eğmekten, tıklatmaktan, ouija tahtalarından, medyumlardan veya tek iletişim yolu olduğu söylenen diğer kaba yollardan daha iyi bir şekilde iletişim kuracakları bir cihazın icadının mümkün olduğunu söylüyorum.” doğru ortada bi gerçeklik varsa bilimsel açıklaması da olmalı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Phorcys Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Edison diyosa vardır bir bildiği. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hevvez Yanıtlama zamanı: Haziran 21, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 21, 2010 Ah ah, çeşitli riyazatler vs. gibi uzunca süren uygulamlar yapmadan varlıkları görebileceğimiz-duyabileceğimiz onlarla konuşabileceğimiz bir makine olsa... Şuanki ruhsal seviyemizle yalnızca Ouija Tahtası(Fincan daveti) ile iletişim kurabiliyoruz.Ki ona da iletişim denilebilirse.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
seriousline Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2010 Garipmiş. Ruhlarla konuşsak ne olur , konuşmasak ne olur .:.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2010 Garipmiş. Ruhlarla konuşsak ne olur , konuşmasak ne olur .:.. :blink: Yanlış hatırlamıyorsam ya prestij ya da sihirbaz filminde bundan bahsediliyordu. sihirbaz diye hatırlıyorum. ruh bir enerjiyse eğer, algılaması da enerjiye dayalı bir makineyle olmalı. akla yatkın geliyor. ne kadar düşününce fazla somut gelse de kullanılan yöntem; soyutluk duyularla sınırlıysa eğer, insanın algılayamadığını bir başka aygıt algılayabilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
daydreamer Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 edison hırsızın tekiydi. tesla'nın ve diğer bilimadamlarının fikirlerini yürüten iyi bir lobici.günümüzde tesla'nın adının fazla geçmemesi onun yeteri kadar batılı olmamasıdır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hevvez Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 Teslanın sistemi daha farklı.Ve bırak zamanını şuan için bile çok yüksek bir teknoloji. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 “Hiçbir şey ileri sürmüyorum, çünkü konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Aslında hiç kimse bilmiyor. Fakat başka bir var oluşta veya alemde yaşayan ve bizimle temas kurmak isteyen varlıklar varsa, onların bizimle masaları eğmekten, tıklatmaktan, ouija tahtalarından, medyumlardan veya tek iletişim yolu olduğu söylenen diğer kaba yollardan daha iyi bir şekilde iletişim kuracakları bir cihazın icadının mümkün olduğunu söylüyorum.” olayı çok güzel özetlemiş aslında . =) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MerLin Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 “Hiçbir şey ileri sürmüyorum, çünkü konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Aslında hiç kimse bilmiyor. Fakat başka bir var oluşta veya alemde yaşayan ve bizimle temas kurmak isteyen varlıklar varsa, onların bizimle masaları eğmekten, tıklatmaktan, ouija tahtalarından, medyumlardan veya tek iletişim yolu olduğu söylenen diğer kaba yollardan daha iyi bir şekilde iletişim kuracakları bir cihazın icadının mümkün olduğunu söylüyorum.” olayı çok güzel özetlemiş aslında . =) Katılıyorum fakat bilim yoluyla farklı alemlerle iletişim kurulabileceğine bir saçmalık gözüyle bakıyorum.Sen nasıl büyüyle atom bombası yapamazsan bilimde bunu yapamaz bence.Her dalın kendine ait alanı var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2010 "Eğer kişiliğimiz ölümden sonra da yaşayabiliyorsa, dünyada kazandığımız bilgiyi, anıyı ve zekayı saklaması mümkün ve mantıklıdır. Bu nedenle ölüm dediğimiz olaydan sonra da kişiliğimiz devam ediyorsa dünyada bıraktıklarımızla ilişkiye geçmek isteyecektir. Bu kişiliğin maddeyi de etkileyeceği düşüncesindeyim; bu mantık doğruysa yeterince duyarlı bir alet yaparsam bu ilişkiyi kaydedebilirim.' EDISON THOMAS EDİSON'un ölümünde sonra yaşanan bir tesadüf, büyük bilim adamının son çalıştığı aleti ve sözlerini ispat eder nitelikteydi. Ünlü İsveçli ressam, müzisyen ve flim yapımcısı FRİEDRİCH JÜRGENSON, ıssız bir yerde kuşların sesini teybine almıştı; evine dönüp çalışmalarını dinlemek için teybini çalıştırdığında kuş seslerinin yanında zayıf insan sesleri de geliyordu; bu sesler Norveç ve İsveççe konuşarak aralarında kuşları tartışıyorlardı. Olayı tesadüf olarak kabul eden JÜRGENSON, bir radyo dalgasının karıştığını düşündü ve tekrar bir deneme yapmaya karar verdi. Bu kez daha değişik sesler duydu; bu sesler ona sesleniyor, kendilerinin ölmüş akraba ve arkadaşları olduklarını söylüyorlardı. Uzun çalışmalar ve deneyimlerden sonra 1968'de (KAİNATTAN SESLER) adlı kitabını yazdı. Bu kitap, bütün dünyada büyük yankılar yarattı; Alman hükümeti FREİBUR Üniversitesi parapsikoloji başkanının bulunduğu bir ekibe harcamalarının hükümet tarafından karşılanacağını söyleyerek profesör ve bilim adamlarının konuyla ilgili araştırmalar yapmasını istedi. Alınan sonuçlarda bilim adamlarının raporlarında şunlar yazılıydı: Fabrikadan yeni çıkmış kasetle sessiz ortamlarda kayıt yapılıyor; kaset dinlendiğinde tanımlanan kelimelerle konuşan insan sesleri duyuluyor; bu seslerin kökeni çağdaş bilimce açıklanamıyor ve bu seslere "hiçbir yerden gelen sesler" adı veriliyor. Alman profesör HANS BENDER, bu raporun sonuna şunu ekleyerek deneyleri hükümet yetkililerine teslim ediyor: "Bu olay insanlık için nükleer fizikten bile önemlidir." NASA DA HABERDAR Olay Nasa'nın da ilgisini çekiyor. CAPE KENNEDY'den iki mühendis, görevlendirilmiş bilim adamlarını ziyarete geliyor; ekibin çalışmalarını, aletlerini ve yapılan deneylerini inceleyen ziyaretçiler, sorular sorduktan ve akıl da verdikten sonra hiçbir açıklama yapmayarak Amerika'ya geri dönüyorlar. Görevli ekip şöyle düşündü: NASA'dakilerin konuyla ilgili bilgileri vardı, kim bilir onlar o etkin kayıt aletleriyle ne sesler alıyorlardı. Nereden köken alırsa alsınlar, profesör ve bilim adamlarından kurulu bu ekibin kainattan aldıkları sesler parapsikoloji alanında adeta çığır açtı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2010 ortada ölüm diye yaşanan bir olay var ve hiçbirimiz ölmediğimiz için öldükten sonra ne olduğunu tam olarak bilemeyiz. öldükten sonra bu dünyada kalan ruhlar olduğunu ve bizimle iletişime geçebilicekleri tezini doğruluyo galiba bu araştırmalar =) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.