thalese Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 merhabalar, ben çocukken bir luna parka gittiğimde isterdim ki gece olmasın ve annem, babam beni burdan almasın çünkü o zamanki dünyam öyleydi. kimse demiyor elindekilerle yetineceksin diye, istediğin herşeyi iste diyor Yaradan. o cennetin maddesel mükafatlarının bir gölgesi gibi olan şu dünya hayatının geçici ve bencillik dolu mükafatları için çalışıp duruyor ama insanlık "İnsanoğlunun doğasına aykırı elindekilerle yetinmek." çok doğru peki neden ? (bence) bu insanoğlu bu dünya için yaratılmadığının bir göstergedir, bu dünya bize yetmiyor!! o yüzden sürekli hayalimizdeki gibi değiştiriyoruz. bizler bu dünya ekosisteminin bir parçası değiliz. sanki başka dünya için daha uygun yapımız. işte o dünya da cennet'tir. saygılar.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 maddesel bir dünyanın maddesel isteklerinde kaybolup gitmez mi o zaman insan.isteklerini yaratmaya,alemlerle,eğlencelerle meşgul olmaya başlamaz mı tıplı dünyada ki gibi.e peki nerde kaldı tekamül nerde kaldı tanrı aşkı onla bir olma,ona katılma isteği.asıl cennette insanların tüm bunları bırakıp ruhsal gelişmeye önem vermeleri gerekmez mi bakirelerin yerine. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 maddesel bir dünyanın maddesel isteklerinde kaybolup gitmez mi o zaman insan.isteklerini yaratmaya,alemlerle,eğlencelerle meşgul olmaya başlamaz mı tıplı dünyada ki gibi.e peki nerde kaldı tekamül nerde kaldı tanrı aşkı onla bir olma,ona katılma isteği.asıl cennette insanların tüm bunları bırakıp ruhsal gelişmeye önem vermeleri gerekmez mi bakirelerin yerine. tekamül ve ruhsal gelişim yeri bu dünya, öte dünya değil. ancak yine de insan orda çok daha yeni ve güzel şeyleri görüp öğrenecek. dünyada merak edip de cevabını bilmediklerini de görecek. orda inanan da inanmayan da aynı, görecek neyin ne olduğunu, ama aldıkları karşılık aynı olmayacak. kur'an'da der ki (cezayı görenler için):" o gün kimi insanlar, keşke toprak olsaydık derler, ama hayır". ayrıca orta tam bir tanrı aşkı olacak, çünkü istediği tek bir çiçeği yada bu dünyanın çok daha fazla toprağı verenin direk allah olduğunu görecek ve bilecek. çünkü O'ndan isteyecek ve hemen kulum diyerek verecek. bu dünyada arada çok daha perdeler varken insan bunu göremiyor çoğu zaman. (tabi bu inanlar için geçerli) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 bence tekamül hiç bir zaman son bulmuyor,cennete gittik tamam herşey bitti değil.bana göre cennet öldükten sonra o şaşkınlık halini kendini bilmezlik halini aştıktan sonra başlar,kendi düşüncelerini bilinçli bir şekilde gerçekleştirmeye başladığında yani.asıl ondan sonra başlıyor herşey.bana göre cennet de tek bir yer değil,aşama aşama kat kat,yani cennete ilk girenle orda tekamül etmiş ruhların yeri bir olur mu.dünyada ki tekamül (kaç yaşamda tamamlamışsan artık )ancak cennetten içeri girmeye yarar yani dünyadaki gelişimini artık tamamlamışsan artık reenkarne olmana gerek kalmamışsa cennete girersin ondan sonra da başka tekamüller başlar.taki kendi benliğinden vazgeçip tanrı olana kadar,ona katılana kadar,onda eriyene kadar.tabi bu benim fikrim.dediğin gibi o zamanlar geldiğinde anlayacağız neyin ne olduğunu.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hevvez Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2010 Cennet maddesel derken, tam emin değilim önce bunu söyliyeyim, sadece hadiste cennette bize beden verileceğ iyazılı.Ondan hareketle söyledim.İkincisi insan şuandada manevi zaten.Manadan uzak değil.Eğer cennet maddeselse(ki bu konuyu araştıracağım) o zamanda manevi yanımız olur elbette.Cennette manevi zevkler elbetteki var.Manevi zevklerin büyüğü olan Allahu Tealayı görmek var.En büyük zevk odur.İkinciside cennette dünyada yasak olup ta orda yasak olmayan şeyler var gibi birşey anlaşılmasın cennwette alkollü içkiler, zina, uyuşturucu vs. yok.Şarab kelimesi içecek anlamındadır arapça.Bildiğimiz o kırmızı renkli alkollü içeçek Hamr kelimesiyle betimlenir.Türkçeye yanlış geçmiş şarap kelimesi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Psychedelic Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Benim fikrim. O zamana göre yan1500 yil öncesinde Kuranin geldigi bölgedeki insanlarin degerlerine ,arzularina , isteklerine Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Psychedelic Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Bu konuda uzunca yazacagim , daha sonra Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
RockGirl Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 gerçekten üşenmeden zevkle okuduğum bi yazı oldu teşekkürler:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Psychedelic Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Bu konu bircok celiski ile dolu, tabi burada ben kendi fikirlerimi paylasmak istiyorum, dogrudur, böyle olmali diye, bir düsüncem yok, 1500 yil önce , insanlarin, zevkleri, hayalleri, degerleri .... ele alinarak cennet tasviri yapilmis, bu bile evrensel olmaktan uzak. Ayetler ve Kuran,in sanki kesin kanit gibi gösterilmesi, bana göre kabul edilir bir durum degil, belki müslüman degilim, belkide baska bir kitabi üstün tutuyorum, o zaman bana göre kesin kanit olamaz, heleki ayetlerin bukadar celiskili ve mantigimin almayacagi dolu konuilarla dolu olmasida ,ayrica inadiriciligini güclestiriyor. Yine belirteyim, ayetlere göre, 5 duyu ,maddesel dunyanin zevkleri öne cikartilarak cennet tarifi yapilmis, Peki , kus eti yedirilecek diyor, Vejeteryanlar ve kus eti yemeyi vahsilik ve ilkellik olarak kabul edenler. Bal ve tatli gidadan hoslanmayanlar, Tek esli ,olup ,ask disinda iliskiye girmeyenler, icin , su 3 konuda bile, cennet bu insanlarin cenneti olmuyor, Tomurcuklanmis memeleri olan, el degmemis bakire, huri, bu nasil ilkel bir yaklasimdir böyle, demekki , dokunulmus, memeleri sarkmis, bir kadinin hic kiymeti yok cennet boyutunda, peki haksizlik olmuyormu kadinlara, bu erkek egemen cennet nasil olabiliyor, ruh sadece erkekte var kadinda ruh yooktami, bu cennette erkeklere bu kadar deger verilmis, 1500 yil öncesinin sosyal yapisi göz önüne alinarak yapilimis bu cennet tasviri ile bile evrensel olmayi kaybetmistir bu anlatim. Bir dunya kural konulmus, cennetin anahtarini istiyorsan bu kurallara uymalisin, uyarsan sevap, uymazsan günah. Neden ? Evreni yaratmis olan sonsuz enerji Allah , insanlara güvenmemisde her ayrintiya kadar kural koymus, hani bizi kendi suretinden yaratip ruhundan üflemisti, eger böyle ise neden bu kadar en basit konuda bile bir dunya kural var, üstelik bircoguda bu zamanda uygulanabilecek gibi degil. Allah gibi en yüksekteki enerji ile , ibadet yaparak onu hissetmek icin neden namaz kilip herseferinde bir sürü cümleler kurup, onun ululugunu, yüceligini , muhtesemligini ,ona bagliligimi ... yüzlerce defa söylemem gerekiyor dualarla ile, Allahin egosumu var, bunlari duymaya ihtiyacimi var. Tekammülün bitmesi tabiki söz konusu olamaz, cennet konulan kurallarla yasayip sonucta keyif yapilacak bir yerin olmasi mümkün degil, baldan irmaklar, kus etleri, huriler, koca gözlü kizlar falan, kusura bakmayinda pek ilkel bir yer bana göre, anlatilan cennet, yoksa bütün insanlar, biz kadinlardami erkek olacagiz orda hurilerle namelesmek icin, öyleya Allahin adaleti ile her ruha ödül verilmeli, kadin erkek ruhu diye ayrilmamali. Cennete gitmek icin koyulan kurallar, evrende hangi enerjinin isine yarar, bu kadar düzen sadece bu kurallarla yasayip sonrada keyif yapmak koca gözlü kadinlarla namelesmek icin yapilmis olamaz, benim bunu mantigim almaz. Evrenin ,insandan bir beklentisi varsa bu kesinlikle ayetlerle anlatilan kurallar degildir, ruhun enerji kalitesini yükseltmekle evrene bir faydasi dokunmasi gerekir. Tekamülünü tamamlamis, belirli bir ruh enerji seviyesine gelmis , ne bileyim 6,7,8. boyuta gelmis bir ruh ,evrenin bir yerinde bir yerlerin gelismesine faydasi olmasi amaci ile tekamülüne devam eder falan dense ,anlayacagim. Sarap veya arapcada icecek , anlami degismez bana göre ikiside maddesel bedenle alakali, susar su icer, bedenin ihtiyaci var yasamini sürdürmesi icin, hala bir acizlikmi olacak , hep bir bedensel , zevksel bir vaat, halbuki , bilmedigimiz isiklarin ,yüksek enerjisi ile, istedigimizi hissetip, istedigimiz gibi olacak, bir boyut olmasi gerekmiyormu,. Meyvalar, icecekler, ballar, her erkege düsecek bir sürü kadin, koca gözlü, tomurcuk memeli insanlar, kus eti, .... offfffff bu cennet stresss dolu olmali ,bu kadar milyarlarca erkegin hizmeti icin o milyarlarcanin 10 kati milyarlarca kadin, olacak is degil. Reankarnasyon varsa , cennet ve cehennemde bu boyuttur, cünkü denge icinde bir gelisim sözkonusudur. Gecmis yasam veya yasamlarin hesabi verilirken ,yasanan güzellikler ve kötülüklerde , cennet ve cehennem olmali, yok r3eaqnkarnasyon yoksa , o zamanda Allahin adaletindfen süphe edip bu kadar kaksizligi niye yarattigini sorgularim. Allahin adaleti varsa reankarnasyonda olmali, hem dengeyi hazirlayip hemde tekamülde ruhun enerjisinin gelismesini saglamak icin. Allah sizi atese atacak yakacak falan, bu koca eveni yaratan enerjinin, böyle bir ilkel ,cani ve sadistce, bir hesapklasma seklinin oldugunu düsünmek gercekten cok zor. Nailki bir ruyadan uyanip, o ruyaymis, iyiki bitti ,yada keske bitmedi derken ,yeniden gercek dedigimiz bu yasama dönerken, ölüm sonrasi boyuttada tipki bu boyutta yasadigimiz ruyadan uyanmanin ,farkli bir sekli olabilir,m farkli bir zaman ve mekan boyutunda. Bana göre , Cennet ve cehennem bu dunyadadir, ikisinidfe yasiyoruz bu boyutta. Ayetler bunu dedi Kuran böyle yaziyor, deyip kesin ispatlamis olarak kabul etmek, bana göre degil, ispat olarak kabul edenin kendi ruhsal gelisim yolu, kendi tekamülünün ayrintisi, ama bana göre bilincimi tembellesdirmekten öte gidemez, diger türlü mantik yürütmeye ne gerek var , ayetler böyle diyor, tamam dogru, niye düsüneyim, bütün bilinc kapasitemi ve mantigimi ona göre ayarlayip, duvarlarla öreyim ve ötesine hic gitmeyim, kesin dogruyu, ne gerek var duvarin ötesine gecmeye. Evrenin bizden bir beklentisi oldugu kesin, belki su an yasarken bile, hizmet ediyor olabiliriz, hatta köle bile olabiliriz, köle olmayida insani bilincle düsünürsem tabiki hayir, köle budur, böyle yasar, ben öyle yasamiyorum o zaman köle degilim diye kabul edersem köle degilim, ama nerden bileyim, nefes alip vermem bile belkide birseylere hizmet ediyor olabilir. Olabilir, sonu acik , kesin inaniyorum gibi duvara toslamiyor. Cennetin kitaplardaki tarifinin degistirilmesi hatta komple reform yapilmasi lazim, yoksa gelisen bilincle devamli ters düsmekte anlatilanlar, belkide iyi ,cünkü arayislarda sonucda bilincin gelismesi icin gerekli olan bir sürec sonucda. Simdi kendime bir ödül verip , dolaptan özel ickimi alacagim, özel sigarami, özel müzigimi, özel arkadasimi cagirip özel bir ortam yapacagim, yani mini bir cennet hazirlayacagim kendime. Cennet dolu zamanlar dilegim ile H.L Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Psychedelic'e; cennet başlığı adı altında o kadar çok konuya girmişsin ki dostum topic konusu dağılmasın diye sadece bir kaçına cevap vericem: önce; cennet ve cehennem'in varlığı ve tasviri, Allah'a ve kutsal kitaplarına inanları için geçerlidir, aksi doğru değildir. o çelişki dediğin konuları, şu an şu insanlık yüzlerce yıldır dünyada yapma peşinde; nedir ; gençlik iksiri, asla memeleri sarkmayacak kadınlar, slikon'lar, botox'lar, çok eşlilik, seks partileri, azıcık zengin olsalar villalarına hizmetçiler vs...vs.. şimdi cennet insan için, yoksa tanımlanamayan bir varlık için değil, elbete insanların tüm ihtiyaçlarını karşılıksız ve bedelsiz karşılayacak yer. 2. eğer, tanınmak isteyen ve bana ulaşmak için yollar arayın diyen, insanı yaratan ve tüm ihtiyaçlarını veren, doğdurtan ve öldürenin hiç mi hakkı yok? en yakın dostumuz bize ters bir hareket yapsa, onu silmiyor muyuz? sürekli yanında olduğun bir arkadaşının ters bir hareketi sizi incitmiyor mu? bütün bu evreni bir amaç için Yaratan'ın, sen sistemine ve sanatına ters davranacak olursan, değil seni Yaratan, bu sistem ve evren sana ters gözle bakacaktır ve bunun da bir bedeli var, hayatta herşeyin bir bedeli olduğu gibi. başıboş olduğunuzu mu sanıyorsunuz? (diyor kutsal kitap, kur'an.) sevgiler seninle olsun... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Psychedelic Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2010 Psychedelic'e; cennet başlığı adı altında o kadar çok konuya girmişsin ki dostum topic konusu dağılmasın diye sadece bir kaçına cevap vericem: önce; cennet ve cehennem'in varlığı ve tasviri, Allah'a ve kutsal kitaplarına inanları için geçerlidir, aksi doğru değildir. o çelişki dediğin konuları, şu an şu insanlık yüzlerce yıldır dünyada yapma peşinde; nedir ; gençlik iksiri, asla memeleri sarkmayacak kadınlar, slikon'lar, botox'lar, çok eşlilik, seks partileri, azıcık zengin olsalar villalarına hizmetçiler vs...vs.. şimdi cennet insan için, yoksa tanımlanamayan bir varlık için değil, elbete insanların tüm ihtiyaçlarını karşılıksız ve bedelsiz karşılayacak yer. 2. eğer, tanınmak isteyen ve bana ulaşmak için yollar arayın diyen, insanı yaratan ve tüm ihtiyaçlarını veren, doğdurtan ve öldürenin hiç mi hakkı yok? en yakın dostumuz bize ters bir hareket yapsa, onu silmiyor muyuz? sürekli yanında olduğun bir arkadaşının ters bir hareketi sizi incitmiyor mu? bütün bu evreni bir amaç için Yaratan'ın, sen sistemine ve sanatına ters davranacak olursan, değil seni Yaratan, bu sistem ve evren sana ters gözle bakacaktır ve bunun da bir bedeli var, hayatta herşeyin bir bedeli olduğu gibi. başıboş olduğunuzu mu sanıyorsunuz? (diyor kutsal kitap, kur'an.) sevgiler seninle olsun... Sayin Thalese Yazdiklariniz ,aslinda benim yazdiklarimin ,cok disinda degil, insanlarin güzellik ugruna genclik iksiri, estetik ,.... maddesel dunya ile ilgilidir, ruhsallikla ilgisi yokdur zaten. Basibos oldugumuzu düsünmüyorum, bir kontrol mekanizmasi var, ama nasil bir mekanizma cözmüs degilim, tam olarak cözende yok zaten. Evrenin beklentisini zaten belirtmistim, sizde Evrenin yasasi ve beklentisine deginmisiniz. ama burda Evrenin beklentisinin gercekten ne oldugu önemli. Cennet , insanlari kandirmak ve yönetmekte cok kullanilmis bir yol, bilirsiniz, zamaninda cennetin anahtarini bile satmislardi, insanlar inaniyordu. Bu konuda bahsettigim, anlatilan cennetin , benim mantigima uymamasi, ama su sekilde anlatilsa idi ; Ey insanlar, Cenneti anlamaniz mümkün degil, o bizim düsünce sinirlarimizin ötesinde bir yer, orada kadin erkek, güclü zayif, ... ayrimi yokdur, ayrim sadece yapmis oldugunuz iyilikler ve ne kadar dürüst yasadiginiza göre hesap edilir. Orada yeme icme derdi, coluk cocuk derdi, yokdur, ne istersen ne hissedersen onu binlerce defa yasamis gibi haz alirsin, orada bildigimiz mutluluklarin binlerce kati farkli mutluluklar vardir............... en azindan , daha mantigima uygun olurdu, bu laflar bundan 1500 sene öncesindede gayet rahat anlasilacak laflar, fazla detaya girmeden , haaaaaa detaymi gerekiyor, insanlar sorularmi soruyor , o zaman ayrintiya girilirdi. Cennette esimiz olacakmi, cinsel beraberlik olacakmi sorusuna, cevap; orada ruhunuza en uygun esi bulacaksiniz, bedensel bir iliskiye girmeye ihtiyaciniz olmayacak, o zevkin milyon kat fazla hazzi, cok daha farkli sekilde alacaksiniz, o isik ,o enerji sizi öylesine mutlu edecekki, bu dunyadaki hazla kiyaslanamayacak ...... Ama bu sekilde anlatilmayipta, belirli olarak söyle böyle olacak, diye anlatilmasi, bence inanirligini kaybetmis demektir, ama dedimya bu benim düsüncem, Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Temmuz 15, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 15, 2010 unutmayınız ki, kutsal kitaplar bir köylü çobanada hitap eder, bir alime de, herkesin anlayacağı bir üslubu barındırmalı. kaldı ki, sizin son açıklamanız zaten, mealin bir tefsiri niteliğinde. nevermore arkadaşımın yazığı ayetleri de bir bütün olarak okuduğunuzda sizin bu son yazdıklarınıza çıkar. zaten bir çok yerde de anlatılır ki, cennet nimetlerin dünya nimetleri ile açıklanamaz ancak bir benzetmedir diye.... not: insanların güzellik kavramları maddesel olmakla birlikte direk ruha hitap eder, asıl güzelliği ruh ister, ordaki maddesel dünyadaki güzellik, ruhun istediği güzellik kavramına bir ayna hükmündedir. saygılar.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Zamnest Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2010 "Tomurcuklanmis memeleri olan, el degmemis bakire, huri" Böyle anlatınca biraz sübyancılıkmış gibi geldi bana. Bir de Ömer Hayyam'dan "Irmaklarından şaraplar akacak" diyorsun, Cennet-i ala meyhane midir? "Her mümin'e iki huri" diyorsun Cennet-i ala kerhane midir? Tam konuya uygun sanki. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Epiphanes Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2010 İyi bir forum açılmış, özellikle ilk yazı bana çok uygun. İsteğim bu konunun devam etmesi. Çünkü bu konu birçok Kutsal olan ya da Kutsal olduğu düşünülen metinde daha çok kapalı, sembolik bir dil kullanılarak bahsedilmiş gibi duruyor bana. Başka üyelerin de nasıl yorumlar yaptığını merak ediyorum, o yüzden umarım konu devam eder. Şimdi ben konu üzerine kendi inançlarımı yazayım. Bir kez kesinlikle Kutsal olmadan girilemeyecek bir yer. Kutsal olmak en küçük bir ruhsal çirkinliği taşımayacak kadar olgunlaştığı düşünülen ve daha da derin ve acaip kapsamlı bir şekilde Tanrı'ya benzeyen ruh taşıyanlar için geçerli. Ben şöyle düşünüyorum. Bizim kalplerimizde her zaman ya da hemen her zaman bilerek ve isteyerek Cennet'ten kaçma uğraşı var. Bununla yüzleşmemiz gerekiyor. yani gitmezsek istemediğimiz için olacak bu. Tanrı'nın bizi cennet'e davet edip, buyruklarla Cennet yolunu düzenlemesi demek aslında birtakım varlık yasalarını açıklarken özümüzün Cennet'e uygun olup oraya gitmemizi sağlamak için uğraşması, bizi bizden çok daha iyi tanıdığı için bizim Cennet yönünde karar vermemizi istemesi demek -yoksa yokoluş yönünde karar veriyoruz. İkincisini yapabilir miyiz bilerek? Evet, bilerek yokluğu Cennet'teki varoluşumuza tercih edebiliriz. Bu çok iginç. Bir açık kapı bırakılmış: Dilersen kendi özünde bulunan Gerçek ile çatışarak varolabiliyorsun. Bu çatışma sonunda seni yokediyor; ama böyle bir yol da sonu yıkımla bitecek bir yol da yolun kendisini (Tanrı'nın dilinde günahı) sevenler tarafından tercih edilebiliyor. Cennet'e gidecek kişilerin mutlaka dünyadaki yaşamlarında ya da dünyadaki yaşamlarından en az birinde Cennet'te olma duygusunun ne olduğunu yaşaması gerekiyor bence. Yani bence burada bu dünyada Cennet'i hiç yaşamamış hiçkimse Cennet'e gidemeyecek. Son bir şey daha söyleyeyim: İbadetlerin bazılarının ruhun yolculuğunun ilk ve en değersiz aşamasında değeri olsa da kişinin Cennet'e gidip gidemeyeceğini belirlemeye güçleri yetmez. Yine Ahlak kuralları da - ki bu önceki cümleden daha üst bir aşama olsa da- Cennet'e gidip gidemeyeceğimizi belirleyemez. pekala bir sarhoş, bir katil, bir hırsız Cennet'e giderken, Ahlak kurallarına uyarak Cennet'i gaspetmeye çalışan bir "uyanık" dışarıda kalabilir -doğrusu hoş bir hayal kırıklığı olurdu. Ancak Ahlak konusu yüksek bir anlamda anlaşılırsa, ruhun kendisinin bir tür iyiliğinden bahsediliyorsa durum başka. Biraz uzun olacak ama aklıma bir şey daha geldi. İlginç bir şekilde Tanrı hem iyidir hem de iyinin ve kötünün üzerindedir. ve ikincisi daha önemli. Yani Tanrı'ya benzemek isteyen ruhlar -ki isteyen her ruhani varlık başarabilir- Cennet için asıl olarak İyi'yi değil İyi'nin ve Kötü'nün üzerinde olmayı amaçlamalı. Kişiliğini, davranışlarını buna dopru değiştirmeli. Çünkü basitçe Cennet'te kötü olmadığından iyi de olmayacak -ya da bir başka deyişle bizim İyi kavramından umduğumuz şey çoğu kez aslında başka bir şey gibi geliyor bana... Not: Forumun sürmesini isterim. Bu konuda bilgileri olanlar yazsınlar. niye? çünkü böyle istiyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 peki öylleyse söz sizin sayın Epiphanes Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SiMYaCı Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 Söylediklerinize katilmiyorum, sizin söyledikleriniz bu maddesel dunya icin gecerli, zaten cennetin tasvirindede, 5 duyuya hitap edecek maddesel ögeler kullanilarak tarif edilmis, yemekler ,icecekler, guzel kadinlar, .... Ruhun cinsiyeti olduguna inanmiyorum, cinsiyette ruhun yolculugunda giydigi kiyafetlerden birtanesinin niteligi olabilir ancak, Isik bedende ne yiyecege ne sekse ihtiyacimiz olacagini düsünmüyorum, bunlar bu dunyanin zevk malzemeleri, daha dogrusu anlatilan cennete kesinlikle inanmiyorum, cennet ve cehennemin yasadigimiz boyutta yani su an icinde oldugunu düsünüyorum. ahirette bedenlerimiz tekrar dirilecekler cennetede de cehennemede kendi bedenlerimizde gireceğiz !!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SiMYaCı Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 o zaman cehennemde tamamen maddesel ve biz gerçekten ateşte yanıcaz o zaman öyle mi ? bahsettiğiniz şekliyle belki de o zaman cennet gideceğimiz farklı boyutta farklı bir gezegen gibi birşey yani bana bunları anımsatıyor dedikleriniz fairtale cennete girmeyi hak kazanmış her insana dünyada işlediği ameli kadar cennet verilecek hadislerde dünyanın 10 katı 50 katı 60 katı büyüklüğündeymişler tabi ameline göre alacaklar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SiMYaCı Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 verilen bedene adapte olabilecek mi peki ruh ?yoksa herşey sıfırlanacak mı ? cehennemde her insan 100 kat enine ve boyuna büyüyecek yine kendi bendenleri tabiki. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
CENTAUR Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 23, 2010 Sevgili arkadaşlar..."İnsan" ile ilgili araştırmalar son 10 yıllık süreçte yoğunlaşmaya başladı...Teknolojik gelişmeler (ki henüz daha emekleme çağında) maalesef insanı araştırmaya yönelik olmaktan çok,tüketim psikolojisine hizmet ediyor.. Belge/bilgi dezinformasyonun çokça olduğu dini kuruluşlar tarihinin içeriği doğruluktan/kesinlikten oldukça uzak görülüyor..Yine de dünyanın büyük bölümü(kitaplı dinler) bu çoğu hikayelere dayanan inanış biçimlerine göre ikircikli bir yaşam tarzı yürütüyor....Bu bağlamda Newton,Einstein,Hawking fiziği ile tanımlanan evrensel işleyiş yasaları da tüm deneysel ispatlarına karşın halen dogmatik inancın karşısında çok zayıf durumda... Cennet-Cehennem gibi unsurlara yanıt verebilmek için,öncelikle bilimin gerçek bir derinlik ve odaklanma ile(ki bu salt para sorunu değil) evrensel oluşumları insanlığın görüşüne sunabilme çabası içinde olması elzem...Üzücü ki,içinde yaşadığımız toplum anlayışı halen "Ne biliim?" aşamasında... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.