nevermore Oluşturma zamanı: Temmuz 16, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 16, 2010 Şamanizm nedir ? “Şaman” kelimesi Tunguz dilinde, değişik bir bilinçle sıradışı gerçekliğe seyahat edebilen kişiyi tanımlar. Batı kültüründe yaşıyanlar bu kelimenin tam olarak neyi ifade ettiğini bilmedikleri için, kelimeyi bu şekilde kabul etmek yararlıdır. “Büyücü”, “Cadı”, “Sihirbaz” veya “Büyücü Doktor” kelimeleri kendi anlamları dışında, bir belirsizlik ve bir önyargı ile birlikte düşünülür. Her ne kadar bu kelime Sibiryadan kaynaklanıyorsa da Şamanizm pratiği ve uygulamaları yerleşimi olan tüm kıtalarda bulunmaktadır. Yıllar süren kapsamlı araştırmalarının sonunda, Mircea Eliade “Şamanizm: Geçmişin Esriklik Teknikleri” kitabında, dünyadaki diğer tüm spiritüel geleneklerce desteklenen fakat şamanizmin tek olmayan, ancak en belirgin ayırdedici özelliği olan, değiştirilmiş bir bilinçle başka dünyalara yolculuk etmek olduğu kararına varmıştır. “... bizim kültürümüzde, bir kişi zihin ve beden birliğinden bahsediyorsa onu aykırı biri gibi görme eğilimi vardır, fakat, beynin vucüda bağlı olduğu çok da heyecan verici bir düşünce değildir. Bu yüzlerce ve binlerce yıldır bilinen birşeydir. Bence, Şamanizmde en önemli olan, şamanın yalnız olmadığını bilmesidir. Söylemek istediğim, eğer bir kişi şefkatle diğer bir kişinin hastalığını iyileştirmek veya sıkıntısını hafifletmek için çalışıyorsa, rehber varlıklar (yardımcı ruhlar) bunun için alakadar olurlar.” Şamanlar, yerel lisanlarda genellikle “görücü” veya “bilen kişi” olarak adlandırılırlar, çünki ilk elden deneyimlenen bir bilgi sistemi ile ilgilidirler. Şamanizm bir inaç sistemi değildir. Kişisel tecrübelere dayanan, şifa, bilgi edinme veya herhangi birşey için yol göstericidir. Dolayesi ile, eğer şaman yaptıklarından sonuç alamıyorsa artık toplumu tarafından önemsenmez. Pek çok insan bana şu soruyu soruyor, “Bir kişinin şaman olduğunu nasıl anlarsın?” Cevabım, “Çok basit. Başka dünyalara yolculuk yapabiliyor mu? Mucizeler yaratabiliyor mu?” Şamanizm bir din mi? Şamanist uygulamalar bir metodtur, bir din değildir. Pek çok kültürde dinsel yapı ile birlikte varlığını sürdürmektedir. Sibiryada, şamanizmin Budizm ve Lamaizm ile birlikte, Japonyada ise Budizm ile birlikte varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Şamanların genelde Animistik kültürde daha yoğun görüldüğü de doğrudur. Animizm, insanların “ruh” olduklarının varsayıldığı bir düşünce sistemidir. Böylece, şamanların şifa veya başka nedenlerden dolayı ruhlarla etkileşime girdikleri şamanik kültürlerde, insanların kendilerinin de bir “ruh” olduğuna inanmaları sürpriz değildir. Fakat şamanlar ruhlara inanmazlar. Şamanlar, ruhlarla konuşurlar ve onlarla etkileşime girerler. Yaşamak için bir evleri veya bir aileleri olduğuna “inandıkları” gibi, ruh olduklarına “inanmazlar”. Bu çok önemli bir çıkarsamadır çünki şamanizm bir iman sistemi değildir. Şamanizm bir red etme değildir. “Biz tek şifa yöntemiyiz” demezler. Şaman şifa vermede, ruhsal manadaki şifacılığını, kişilerin tercihine göre bulunduğu toplumdaki bitkisel veya masaj gibi diğer teknikleri kullananlarla beraber uygulayan bütünsel bir yaklaşım sergiler. Şamanın amacı, bir tek kendi sisteminin doğru ve yararlı olduğunun ispat etmek değil, hastanın iyi olmasıdır. Birçok kültürlerde şamanlara hizmetleri karşılığında hediyeler verilir, ancak, hastanın ölmesi durumunda alınan tüm hediyeler iade edilir, bu yöntemin bugünki sağlık hizmet maliyetlerinin göz önüne alındığında epeyi yardım edici ve övünmeye değer bir icat olduğu kanaatindeyim. Benim görüşüm iki çeşit şamanik şifa yöntemi olduğu yönündedir. Biri medikal diğeri ise ruhsal. Şamanlar bitkiler ve hayvanlarla olduğu gibi tüm tabiatla da konuşur. Bu bir metafor değildir. Bunu değişik bir bilinç durumuna girerek yaparlar. Bizim talebelerimiz bitkiler ile konuşmanın, onları şifalama için hazırlamada ne kadar faydalı olduğunu keşfettiler. Şamanlar bunu çok eski zamanlardan beri yapmaktadır. Zorunlu olmamasına rağmen onlar bitkiler hakkında pek çok şey biliyor. Örnek olarak; Eskimo şamanları bitkilere erişimleri ve dolayesi ile ilgileri yok ise de başka şeylerle çalışırlar. Fakat Amazonda; şamanlar pek çok bitkiyi ve bu bitkilerle ilgili pek çok destanı bilirler, bunları tabi ki bitkilerin kendilerinden öğrenirler. Amerikadaki eski bir talebem, şifada nasıl kullanılacağını doğrudan bitkinin kendisinden öğrendiği bir pratik yol geliştirdi. Bu geliştirdiği yöntemin klasik Çin farmakolojisindeki, bitkilerin hangi hastalık için nasıl hazırlanacağı bilgisine ne kadar yakın olduğunu gördü. Almanyadan bir diğer eski talebem, mineraller üstünde çalışarak onların şifa için nasıl kullanılabileceklerini buldu. Bulduğu bu yöntemin ise çok eski zamanlardan beri Hindistanda kullanılan yönteme çok yakın olduğunu tespit etti. Bu bizi çok önemli bir sonuca götürür: eskiden beri bilinen her şey; bilinebilecek her şey, ezelden beri şamanlarda zaten mevcuttur. Bunun için şamanlar birer kahin olabilirler; bunun için zamanda geriye gidip geçmişe bakabilirler. Disiplinle, eğitimle, çalışma ile ve ruhların yardımı ile bu bilgiler şamanlar için erişilebilir olur. Hasta biri şifa için şamana başvurduğunda ne olur? Örnek olarak; şaman hastanın problemlerini teşhis edebilmek için spiritüel bir seyahat yapar. Hastanın sıradan gerçeklikteki tanısının ne olduğunun burda önemi yoktur. Spiritüel ve sıradan gerçeklik arasındaki uyuşumun bire-bir olmasının da önemi yoktur. “Bu eşittir şu”, diyemezsiniz. Böylece şaman hastalığın spiritüel nedenlerini tanımlamak için şıkça yolculuklara çıkar, bu nedenlere göre tedavi yöntemine karar verir. Şaman bakış açısına göre; yeterli erk sahibi olmayan kişiler hastalığa, kazalara ve talihsizliklere eğilimli olurlar. Bu bizim normal hastalık tanımlamamızdan farklı bir durumdur. Şaman, hastayı iyileştirmek için, kendi spiritüel güçüne bağlar. Bu spiritüel güç, spiritüel bağışıklık sistemine benzer birşeydir, fakat bu bire-bir eşitlik değildir, örneksel bir durumdur. Bu güç kişiyi hastalıklara karşı dayanıklı yapar. Eğer biri devamlı hasta oluyorsa, açıkçası, bu kişinin bir erk bağlantısına ihtiyacı vardır demektir. Hasta olmayan sağlıklı bir kişi bu erk bağlantısını sağlamak için bir esrime haline girmelidir, şamanın görevi ise bunu kendisi için yapamayacaklara yardım etmekdir. Bugün bizim kültürümüzde, bir kişi zihin ve beden birliğinden bahsediyorsa onu aykırı biri gibi görme eğilimi vardır, fakat, beynin vucüda bağlı olduğu çok da heyecan verici bir düşünce değildir. Bu yüzlerce ve binlerce yıldır bilinen birşeydir. Bence, Şamanizmde en önemli olan, şamanın yalnız olmadığını bilmesidir. Söylemek istediğim, eğer bir kişi şefkatle diğer bir kişinin hastalığını iyileştirmek veya sıkıntısını hafifletmek için çalışıyorsa, rehber varlıklar (yardımcı ruhlar) bunun için alakadar olurlar. Tarafsız ve aileden olmayan biri veya cömert ve şefkatli olmayan biri –birden çok şaman olduğu zaman daha da iyi olur-, hastalık, ağrı veya ızdıraptan bir diğerini kurtarmak için yardım ettiğinde mucize gerçekleşir. Böylece büyük haber şu ki; şamanizm, beynin vucüda bağlı olduğunu değil, yalnız olmadığımızı söylüyor. Ruhsal ele geçirme nedir? Şaman bakış açısına göre travma geçiren biri ruhunun bir kısmını kaybetmiş sayılmaktadır. Ruh olarak kasdettiğimiz, bizim kültürümüzde yaşam olarak tanımlanan doğum anından ölüme kadar olan süredeki, bulunması zorunlu olan spiritüel öz’dür. Kaybedilen ruhun tedavi edilmesi için kullanılan teknikler ruhsal tekrar ele geçirme teknikleridir, ve klasik şaman metodu kayıp olan ruhun o kısmını bulup onu tedavi etmektir. Batı dünyasında 8 yıl öncesine kadar pek çok kişi bu çeşit bir ruhsal tedavinin bir batıl itikat olduğunu ve geçerliliği olmadığını düşünüyordu, fakat şimdi bu değişmiştir. Bu değişimdeki ana neden “Ruhsal Ele Geçirme – Soul Retrieval” ve “Eve Geliş – Coming Home” kitaplarının yazarı olan iş arkadaşım Sandra Ingerman’dır. Yıllar önce, Santa Fe’deki şamanik çalışmaları esnasındaki kurs toplantılarında, çocukluğunda suiistimale uğrayan kadınlar, suiistimal esnasında kendilerini bedensel olarak bu durumdan bertaraf ettiklerinden bahsettiler. Bir şaman olarak Sandra hemen teşhis etti ki, bu durumdaki kişinin ruhunun bir kısmı bedeni terk etmiştir (eğer tamamı terketseydi ölüm meydana gelir) ve dolayesi ile mantıksal olan tedavi, ruhun kayıp kısmını ele geçirerek geri getirmektir. Böylece, çocukluklarında travma yaşayan kişilere ruhsal ele geçirme seansları yapmaya başladı, sonuçlardaki başarı inanılmazdı. Bugün, bu yöntem Batıdaki şaman şifacılığının önemli bir kısmıdır. Gerçekten de, eğer bir grup insana “Aranızda kaç kişi ruhunun bir kısmını kaybetmiş olarak hissediyor?” diye sorarsanız, tipik olarak herkes elini kaldıracaktır. Kişiler, çok derinlerinde, bu sorunun doğal olarak farkındadırlar. Özet olarak, küçük bir travma dahi bir ölçüde ruh kaybına sebep olabilmektedir ve bu da düzeltilebilir. Önemli bir diğer şaman tekniği de çekip çıkarmadır. Çekip çıkarma ruhsal bir davetsiz giriş ile ilgilidir. Olağan gerçeklikteki enfeksyonlar gibi, ruhsal davetsiz girişler de olabilir. Seytani bir ruhun girmesini kastetmiyoruz tabi ki. Daha çok ağaç bir eve karıncaların girmesi gibidir bu. Evinize karıncalar girmişse, bunların şeytan olduğunu söylemezsiniz, “Bunları dışarı çıkarmak istiyorum” dersiniz. Sağlıklı bir vucüda zarar veren şeyleri çıkarmak için şaman da aynı şekilde çalışır, davetsiz ruhsal girişleri bulur ve onları çekip çıkarır. Bu ruhsal alemde seyahat ederek yapılmaz. Bu dünyada, fakat değişik bir bilinç durumunda çalışılarak yapılır. Şamanizmde farklı bir bilinç durumu nasıl sağlanıyor? Şamanizmdeki farklı bilinç durumu dünyanın % 90’lık kısmında vurmalı çalgıların monoton sesi kullanılan bilinç değiştirme teknikleri ile sağlanmaktadır, bu vurmalı çalgı genellikle davuldur, ancak çubuklar, çıngırak veya başka estrümanlar da kullanılabilir. Bazı kültürlerde, ki bunlar toplamın % 10’u kadardır, şamanlar bilinç durumlarını değiştirmek için psikotrop maddeler kullanırlar. Yerel psikotrop maddelerle tanışmam 1961 yılında Perudaki Conibo yerlileri ile katıldığım şamanik bir çalışmada oldu. Amerikaya döndüğümde ve artık “ayahuasca” temin edemediğimde tecrübelerime davul vuruşları ile devam ettim. Benim için sürptiz oldu amcak bu da işe yarıyordu. Aslında sürpriz olmaması gerekirdi çünki söylendiğine göre tüm dünyadaki şamanlarca davul kullanılmaktadır. Aslında şamanizmde her şey gerçekten işe yaradığı için kullanılmaktadır. On-binlerce yıldır şamanlar, zaman içinde en çok denenmiş, ruh, zihin ve yüreklerinden başka bitkisel ve diğer şifalandırıcı çareleri geliştirdiler. Sistem uzun bir zaman test edilmiştir. Eğer şamanik kültürlerin % 90’nında kullanılan teknikler aynıysa bunu önemsememiz gerekir, ve tabi ki bu teknikler işe yaramaktadır. Eğer çekip çıkarma tekniğine geri dönersek; bu teknik farklı bir bilinç düzeyi ve hastanın bedenine farklı bir bakış gerektirir. Şamanik işlemlerden çoğu, seyahat etmek ve çekip çıkarma dahil, çok basit bir nedenle karanlık bir ortamda uygulanır. Şaman sıradan gerçekliği teşvik eden şeyleri – ışık, ses, ve diğerleri – çıkarmak ve görünmeyen gerçekliğe ulaşmak ister. Şaman, bedene bir röntgen cihazı gibi bakmayı öğrenir, hastalığı ve bulunduğu bölgeyi görerek böylece bu hastalığı çıkarır. Ruh kovma gibi midir? Ruh kovma, çekip çıkarma ile ilgilidir ancak aynı şey değildir. Şamanik bakış açına göre, spiritüel nedenlerle yapılan yolculuklarda orta dünyanın dışına çıkmak çok önemlidir. Eski zamanlarda, şamanların orta dünyaya seyahat etme nedeni, uzak diyarlardaki akrabalarının ne yaptığını görmek veya göçebe hayvanlara çobanlarını yerleştirmekti. Fakat bugün işlerimizin çoğu şamanların çok eskizamanlardan beri seyahat ettikleri Üst ve Alt Dünyalardadır. Şamanlar Orta Dünyadaki ruhları kullanmayı tercih etmezler, çünki onların çoğu sersemlemiş ve erkten yoksundur. Üst veya alt Dünyalara gitmekle şefkatli, güçlü ve bilge ruhlara erişilir. Farklı bir şifa yöntemi uygulayan şamanlar yaşayanlara yadım ettikleri gibi ölenlere de yardım ederler. Bu tip şamanlara “psychopomps” veya ruhsal yol gösterici denir. Hatırlayın, şamanik bakış açısına göre, komada olduğunda ölü durumdasın. Şaman, komada olan bir kişinin ruhunu arayıp bularak onun geri gelmeye istekli olup olmadığına bakar. Şamanizm, insanları isteyip istemediğine bakmaksızın sıradan gerçeklikte tutmaya niyetli bir sistem değildir, çünki şaman bu gerçekliğin zorunlu olarak en iyisi olmadığını bilir. Komada olan kişinin ne istediğini öğrenmek için bir yolculuk yaparsın. Eğer kişi geri gelmek istiyorsa şamanın görevi onu geri getirmektir. Ancak geri gelmek istemiyorsa – daha açıkçası ölmüşse veya ölecekse – o zaman şamanın görevi onu Orta Dünyada başıboş dolaşması için bırakmamak yani hoşnut olacağı yere götürmektir. O halde şimdi bu ruh kovma işine geri dönelim. Ruh kovma vakalarının çoğuna öldüğü halde burda, Orta Dünyada, kalıp da öldüğünü bilemeyen insan ruhları neden olur. Eğer insanlar ruhlarının bir kısmını kaybetmişse, veya erkleri zayıfsa, bu sersemlemiş ruhlara karşı bir çekim alanı oluştururlar ve bu istekleri dışında olur. Şaman varlığa yol gösterir – öldüğünü anladığı anda ve onun kendi rızası ile – ve onu Orta Dünyanın ilerisindeki sevdiği kişilere kavuşacağı yere gitmesini sağlar. Bu işlem yapıldığında, artık o birine ait değildir, şaman onun eksik ruhunu ve erk bağlantılarını tamamlar böylece o artık bir bütün ve gelecekte ele geçirilmeye karşı savunmasız değildir. Ruh kovma kültürler arasında küçük farklar gösterir, fakat temel ilkeler aynıdır. Umarım bir gün, bizim kültürümüz de, hastalıkların spiritüel yönünün tedavi edilme ihtiyacının olduğunu anlayacak ve şamanların sağlık personeli ile birlikte çalışmasına izin verecektir. Sizce bunu niye şimdi yapmıyoruz? Ne yazık ki, bilimin başlaması ile birlikte, biraz da Kiliseye karşı bir tepki olarak, can ve ruh’un gerçekliğinin olmadığı, dolayısı ile de bilimsel teorilerde göz önüne alınmaması gerektiğine karar verildi. Şimdi önsel olarak; diğer bir değişle ironik olarak, buna bağlılık ifadeleri 18. nci yüzyılda telafuz edilmeye başlandı. Aslında, bilim hiçbir zaman ruh’un varlığını çürütmedi. Şu anda, 21. nci yüzyılda ileri sürüyorum ki, inanca dayalı (ruhun olmadığı inaçı) bilimin terkedilmesi ve gerçek bilimsel uygulamaların yapılması gerekir, bu ise, hastalıkların pekçok farklı nedeninin var olduğunu kabul etmek demektir. Şamanist bakış açısına göre, çekip çıkarma şifacılığına konu olan hastalıklar nerden geliyor? Şamanist bakış açısına göre, itibar edilse de edilmese de, tüm insanların bir de spiritüel yanı vardır. İnsan, kızar, kıskanır veya düşmanca bir tutum içine girdiğinde, sözlü veya bedensel olmaktan başka, bilmemesine rağmen, spiritüel olarak da zararlarlı etkiler açığa çıkar. Başka bir deyişle, eğer kişi şamanik prensipleri bilmiyorsa, başka kişilere spiritüel seviyede zarar verebilir. Bir süre birlikte yaşadığım, doğu Ekvatordaki, Untsuri Shuar ve Jivaro kişileri bu davetsiz misafirleri “sihirli oklar” olarak tanımlamaktadır. Burda pek çok kan davası ve şavaş olmuştur, ve bazen şifaçı şaman kızdığı için öz disiplinini kaybederek güçlerini hesaplaşmak için kullanmaktadır. Yalnız ahlaki açıdan değil, aynı zamanda nefsini koruma açısından da bunun büyük bir hata olduğunun bilinmesi çok önemlidir. İnsanların o anda nasıl haklı olduklarını hissetmeleri önemli değildir, büyük, sevgi ve giz dolu evrenin temsilcileri olan spiritüel varlıklar aradaki bağlantıyı keseceklerdir. Bu, bizim şarj olabilen piller gibi olmaya benzer. Halen bir miktar erk’imiz var ve halen bir miktar zarar verebiliriz ancak artık bizi şarj eden güç kesilmiştir. Amazonda, buna çok şahit oldum. Şamanlar, kızgınlık anında, zarar verebilirler, ancak genellikle gönderdikleri her şey kendilerine geri gelmektedir, ve netice olarak yalnız kendilerinin acı çekmesine hatta ölmelerine neden olmaktan başka, yakın aile çevreleri de bundan feci şekilde etkilenmektedir. Burdan, şamanın kişilere kızmaması gerektiğini çıkarmamız gerekmez. Yalnızca, bazı parametrelerin bulunduğunu ve disiplinini kaybetmemesi gerektiği anlamındadır. Birilerine kızabilir, ve sözlü olarak şiddetle bağırabilirsiniz, fakat aynı anda spiritüel yanınızı kontrol etmeniz gerekir. Fakat kendi nefsinizi korumak için, eğer acı çekmeye karşı deneyiminiz yoksa – özellikle buna karşı çalışmalar yapılmışsa – işiniz biter ve bir ihtimal ölürsünüz. Eğer kavramı yanlış anlamadıysam, şamanlar insanların bütünlüğünü ve erkini düzeltir, sonra da bu bütünlük ve erk, insandaki yanlış giden herneyse onu düzeltir. Dolayısı ile erk doldurulmuş insan, kendini şifalama yeteneğine kavuşmuştur. Dışardan bakan biri için bu sanki insanın kendi kendini iyileştirmesi gibidir. Fakat kendi kendini iyileştirme kavramı ruhları dışlar. Şamanik bakış açısına göre, bilsin veya bilmesin hiçkimse spiritüel yardım almadan yaşamaz. Kendi kendini iyileştirme dünyevi bir kavramdır, ve olabildiği sürece iyidir. İnsanların hastalıkları ile ilgili sorumluluk taşımalarını öğretir. Fakat aynı zamanda ölümleri ile ilgili sorumlulukları olduğunu da öğretir. Bu yaklaşım, insanların bütün yaşamları için sorumluluk yüklediğinden, herkesin ölüm anı için bir hatası olduğunu gösterir. Şamanist bakış açışına göre biz çok da önemli değiliz. Evrendeki en büyük olay biz değiliz. Şamanın daha mütevazi bir bakış açısı var, her ne kadar kendi kendini iyileştirme gibi gözükmesine rağmen bu aldığımız yardımla oluyor, ve tabi ki şamanın rolü bunu hızlandırmaktır. Demek ki insan kendi kendini iyileştirmiyor? Bu özel bir durum oluşturuyor. Bunu inkar etmek istemiyorum. Kendi kendine şifa dünyevi bir gerçekliktir, fakat bilinçli bir çabadır. Bu beynin bedene bağlı olduğunu kabul etmek gibidir. Sıradan ve sıradışı gerçeklik arasındaki farkı anlatabilirmisiniz, özellikle ilaçları da dahil ederek? “Sıradan gerçeklik” ve “Sıradışı gerçeklik” kavramları Carlos Castaneda ya dayanmaktadır. Sıradan gerçeklik herkesin idrak ettiği gerçekliktir. Duvarda bir saatin asılı olduğuna herkesin mutabık olduğu bir gerçeklik durumudur. Sıradışı gerçeklik ise şamanik bilince bağlı olan bir durumdur; bu, normal zamanda görmediğini değiştirilmiş bilinç durumunda görebildiğin bir gerçeklik durumudur. Sıradan gerçeklik hemen hemen herkesin anlaştığı bir şeydir. Sıradışı gerçeklik ise kişiye özeldir. Sıradışı gerçeklikte edindiğin bilgiler ısmarlama elbise gibi tek’dir, herkesin aynı şeyleri algıladığı sıradaki gerçeklikte elde edilen bilgilere karşı olarak, diğer insanlar bunları tam olarak idrak edemezler. Sıradışı gerçeklik deneyseldir; yani, insan onunla etkileşim içindedir, onu görür, dokunur, duyar ve hisseder. Şaman bu gerçeklikte yüreği ile görür. Sıradışı gerçeklikte, farklı insanlar için aynı olan birşey, yüreklerinde de aynı olmalıdır. Burda (sıradan gerçeklikte) aynı olan birşeyde duygunun ne olduğu önemli değildir; örnek olarak, bir şey odanın kapısı olarak görülür. Eğer şimdi rahmetli olan annemin bir resmini sana gösterirsem, senin ve benim bu resim hakkında aynı hisleri taşımadığımız görülecek. Ancak, “anne” kelimesini telafuz edersem, herkes tamamen olmasa bile çok yakın hisleri taşıyacak. Tamamen aynı olan şeyleri yürekten görmek, insanlara göre değişmektedir, çünki her insanın farklı bir kişiliği ve farklı bir yaşam hikayesi vardır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Temmuz 16, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 16, 2010 “Sıradışı gerçeklik” terimi çok yararlıdır, çünki birilerine, ulaştığın bu dünyalara şamanik bilinç durumuyla girdiğini, hatırlatmaya izin verir. Düşüncelerimizi temizler. Senelerce, pek çok kişi şamanların dedikleri ile kafaları karışmıştı. “3 yıl boyunca bir yolculuk yaptım, o esnada bunlar şunlar oldu.” Şimdi, insan sıradışı gerçeklikte, başka bir yerde 3 yıllık bir deneyim geçirmiş, fakat sıradan gerçeklikte bu deneyim yalnızca yarım saat sürmüştür. Kehanet ile ilgili ne söyleyeceksiniz? Şamanizm ile ilgili çalışmalar kehaneti de kapsar. Bir sorunun cavabını bulmak için herhangi biri kendisi için veya bir şamanın onun için bu ruhsal seyahat yapabilir. İlginç olan şey tamamen yabancı olan bir kimsenin – şamanın, hakkında hiç bir şey bilmediği bir kişi – bir sorunun cevabını sorduğunda, şaman bir ruhsal yolculuk yaparak veya başka bir teknik kullanarak o kişinin yaşamı ile ilgili gerekli bilgilere ulaşır. Bu, herşeyin ruhlar tarafından bilindiği için olur. Şamanın yöntem dışında herhangi bir şeyi bilmesine gerek yoktur, yalnızca ruhsal bir rehberi olması yeterlidir. Doktorlar ve hemşireler bu bilgiyi nasıl kullanabilir? Bazen, gayri resmi olarak bizim kuruma “Şamanizm Üniversitesi” derim. Bunu, bizim en önemli amacımızın, şamanizmi bu dünyaya tekrar geri getirecek insanları eğitmek olduğunu düşünürüm. Bu kişilerden pek çoğu doktor veya diğer sağlık çalışanıdır. Şamanik çalışmalar esnasında öğrendiklerini kendi pratikleri ile nasıl birleştireceklerini, bu kişilerin bulmaları gerekiyor. Bunun için bir şablonumuz yok. Önümüzdeki yıllarda, sağlık personeli olan kişilerce bu yöntemleri kendi pratiklerinde nasıl kullandıklarını açıklayacakları geniş kapsamlı konferanslar olacağını ümit ediyorum. Kurumunuzun davul ritimleri ile sağlık arasındaki ilişkinin araştırıldığı bir çalışmayı yönettiğini biliyorum. Bu konuyu açabilirmisiniz? Araştırmalarımız, ki burda bir Kanada kurumuna teşekkürlerimi bildirmem gerekiyor, şamanik ruhsal yolculuk ve davul ritimlerinin sağlık üzerindeki etkilerini kapsamaktadır. Eşim, Dr. Sandra Harner, Şamanizm ve Sağlık Projesinin yöneticisidir. Araştırmalar iki ana konuyu kapsamaktadır, ilki, şamanik ruhsal yolculuğun ve davul ritimlerinin bağışıklık sistemine ve duygularına karşı tepkinin ölçülmesidir. Bu işle ilgili olarak, değişik psikolojik profilleri olan bazı kişilerin bağışıklık sistemindeki cevapların diğerlerinden çok daha etkin olduğuna dair ipuçları tespit edilmiştir. Açıkçası, bu konu büyük ilgi çekmektedir. Aynı zamanda, şamanik davul ritimleri ve ruhsal seyahat ile ilgili çalışmalar yapan kişilerin, kendilerini iyi hissetmede müthiş bir yükseliş ve stres seviyelerinde bir azalış olduğunu bulmuşlardır. Ancak daha fazlasını söylemek için zaman erken. Bu tür şifa sistemi – bitkisel ilaç kullanılanlardan başka – dünyada bilinen en eski şifa yöntemidir, bizim zayıf maddi imkanlarımızla yapılanlardan başka herhangi bir araştırma yapılmamaktadır. Ruhsal nedenlerin, araştırma dışına atılmadıkları günler gelecek, ancak o zaman bilim tam olarak bilimsel olacaktır. Tıp mesleğindekilerin “fıkra gibi” dedikleri bir durumla da karşı karşıyayız. İnsanlar başka herhangi bir yerden şifa bulamadıklarında en son şamanlara giderler. Laboratuar testleri devam etmekteyken şamanik şifaya gittikleri zaman, olumsuz olan bu testlerin olumluya döndüğü durumlar olmaktadır. Tıp çalışanların varsayımı genellikle daha önceki tanıların hatalı olduğunu iddia ederler, çünki durum tersine dönmüştür. Bizim için sorun yok. Herşeyden önce, bire-bir olaylarda nedenlerin ispatı gerçekte imkansızdır. İnsanlar merak ediyor, Bunun işe yaradığını nasıl biliyorsunuz? Bunu yalnızca kendiniz için uygulayın, yaşamınız için kayıtlarının oluştuğunu göreceksiniz. Şimdi ne üzerinde çalışıyorsunuz? Şu anki en önemli ilgi alanım mucizeler üzerinedir. Şimdi birkaç senemi hangi nedenlerden dolayı bazı mucizelerin olduğunu bulmaya vakfettim. Önemli bir ilerleme sağladığımı düşünüyorum. Herhangi birinin, şamanik edebiyatta okuduğu takriben herseyin veya mucize edebiyatında bulunan birşeyin, nasıl olduğuna dair şimdi bir bilgimiz var. Ve bu şifa mucizesini de kapsıyor. Önümüzdeki sene, en iyi öğrencilerimizle bu projeyi ileriye götürmeye çalışacağız. Şu anda bu bilgileri açıklamanın doğru olmadığı kanaatideyim – çünki şu an çok erken – fakat ruhların farkındalığı ile ilgilidir. İnsanlara yabancı bir dünya olduğu için ruhlar konusunda birşey söylemek istiyorum. Ruh nedir? 1961 yılında, Perudaki Amazon ormanlarında Conibo yerlileri ile birlikteyken, bir şaman ile ayahuasca kullanma eğitimi alıyordum ve her gece muhtelif doğa ruhları ile çalışıyorduk. Bir anakonda ruhu, siyah panter ruhu, tatlı su yunus ruhu, muhtelif ağaçların ruhları, ve diğerleri ile çalıştım. Onlar geldiler, onları gördüm. Bir gece dıştan takma bir motor ruhu ile tanıştırıldım. Sonra da bir radyo ve bir uçak ruhu. Anladım ki, tamamen karanlıkta veya gözler kapalı iken görülen herhangi birşey ruhtur. Bu havada çizilmiş bir hayalmış de sanılabilir, fakat şamanlar hangi ruhların erki olduğunu ve hangi ruhların erkinin olmadığını bulmuşlardır. Hangi ruhların neye yardım ettiklerini anladılar. Sıradışı gerçeklikte irtibata geçilen herhangi bir şeyin teknik olarak bir ruh olduğunu tanımlamak çok önemlidir. Bu ruhsal bir gerçekliktir. Şaman bir ruhla temas kurarsa ne olur? Bu sıradışı gerçeklikten sıradan gerçekliğe bir erk geçişi sağlar. Bu iki gerçeklik kavram olarak farklıdır, fakat şaman, erki birinden diğerine geçirmeye muktedirdir. Bu başarılı bir şekilde yapıldığında, şifanın nasıl gerçekleştiğinin ve mucize diye isimlendirdiğimiz şeylerin nasıl olduğunu gösterir. Mucizelere karşı ilginiz, tecrübe ettiğiniz veya mucizelere şahit olduğunuz için sanırım. Bir mucize öyküsü anlatabilirmisiniz? Şimdi anlatacağım, sıradan gerçeklikte, deneysel olarak görülebilecek olan basit bir tanesidir. Öğrencilerimizden biri, Carol Herkimer, diğer üyelerimizle birlikte “ruhsal kano” diye adlandırdığımız bir ortamdaydı. Ruhsal kano tekniği, Avustralya yerlileri aborginlerce, Kuzey Amerikanın güneybatısında ve Amazonun üst taraflarında kullanılır. Bir grup şaman zamanın dışında üst ve alt dünyalara ruhsal yolculuk yaparlar. Bilgi almak veya şifa verbilmek için gidilir buralara. Daha önce eğitilmiş bir grup insan, birine yardım için, ruhlarla temasa geçer ve ruhsal seyahati birlikte yaparsa bunun sonuçları çok güçlü olur. Manhattan, Canal sokakta “The Kiva” adındaki bir dans stüdyosunu kullanıyorduk. Diğer herhangi bir dans stüdyosu gibi buranın da yerleri cilalı ve kaygandı, ve biz de devamlı olarak zemini çizmemeye dikkat ediyorduk. Carol, korkunç bir trafik kazası sonrasında yeni toparlanıyor ve bizim gibi yerdeki minderler üstünde oturamıyor, metal ayaklı bir iskemlede oturuyordu. Ruhsal seyahat sonrası sıradan gerçekliğe geri dönüldüğünde, katılanlar deneyimlerini paylaşmaya başladırlar. Carol, sıradışı gerçeklikteki seyahatine bir ateş denizinden geçerek gitmiş. Geri geldiğinde, sandalyesinin altı duman tütüyordu, sandalyenin aliminyum ayakları bir tarafta yerde yanık bir kanal oluşturmuştu, fakat kendisi yanmamıştı. Bu duruma stüdyo sahiplerinin keyfi epeyi bozuldu, ancak bu gün dahi o yanık kanal halen orda bulunumaktadır. Bu örnek tek başına hiçbir şeyi ifade etmez, fakat bu tür tesadüfler sizin kendi uygulamalarınızda gerçekleşmişe durum farklıdır. Tek bir durumda tam olarak ne olduğundan emin olamazsınız, fakat şaman ve şifacı olarak iyi tanınan kişilerin birçok şifa seanslarında – diğer tedavilerin sonuç vermediği – bu tür durumlarla yüksek bir bağ bulunduğunda, o zaman konuya önem vermek gerekir sanırım. Şamanik seyahate başladığınızda, ruhların yardım etmek istediği ve sevecen olarak yaklaştığı türden bir kişi iseniz, hiç bir zaman talep etmediğiniz ve ummadığınız halde pek çok eğitimi alabilirsiniz. Bu kapılardan geçtiğinizde – bu kapılar her nerde iseler – ruhlar sizin yeteneklerize göre eğitecek ve yaşamınız değişecektir. Bir tek ruhsal seyahat bile sizin hayatınızı değiştirmeye başlayacaktır. [/color][/size][/b][/i] http://www.shamanism.org/ alıntıdır.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.