nevermore Oluşturma zamanı: Temmuz 18, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 18, 2010 Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden, Ne dine, edebe aykırı gitmemizden; Bir an geçmek istiyoruz kendimizden: İçip içip sarhoş olmamız bu yüzden. Şarap benlik kaygusu bırakmaz sende Çözülmedik bir düğüm kalmaz beyninde İblis bir kadeh şarap içmiş olaydı, Secdeye yatardı Adem'in önünde Ömer Hayyam, 11. Yüzyılın en önemli şair, filozof ve bilim adamıdır. Az çok her vatandaşımız Hayyam’ın Rubailerini duymuştur. Ve az çoğumuz bu rubaileri bir şekilde kitaptan, internetten okumuş ve ya bir arkadaştan duymuş olabiliriz. Müslüman (!) bir insan için yukarıdaki iki rubai dinin emirlerine göre ters gelebilir. Hatta bunları okuyan daha da ileri gidip onun hakkında hiçbir bilgisi yokken atıp tutmaya başlayabilir. Bunun önüne geçebilme arzusuyla Hayyam’ın kullandığı sembolizm hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Öncelikle bazı kavramlar hakkında bilgi vermek doğru olacaktır. Bunlardan ilki EZOTERİZM’dir. Ezoterizm’in Osmanlıcadaki karşılığı “Batınilik” olmuştur. Batın; İç yüz, içteki anlamındadır. Şu an ki dilimize göre açarsak bu kelime, içte kalan, saklı, anlamına gelmektedir. Gizlenerek aktarılan bilgi, göksel bilgidir, kozmik kökenlidir, varoluş bilgisidir. Ezoterizm, bu bilgilerin üstü örtülerek kuşaktan kuşağa geçmesini sağlamıştır, ezoterizm kısacası “Gizli Öğreticilik” tir. Bu, semavi dinleri de kapsar, dinlerin aktardığı bilgiler o dönemki insanların algılama durumları göz önüne alınarak örneklerle, benzetmelerle ve bazen gerçekten gizli kapaklı olarak insanlara bildirilmiştir. İnsanın bunu idrak edebilmesi için okuması, araştırması ve üzerinde düşünmesi gerekir; lakin genelde başkaları düşünüp düşünemeyen insanları himayesinde çalıştırdığı için dinler birçok ülkede insanları uyutmak için kullanılan bir araç gereç olmuştur. Ülkemizde yukarıda bahsettiğim bilgi kirliliği yaşayan toplumlara örnek gösterilebilir. Ülkemizde öğretilen din bilgileri içten çok kabuğu öğretir. Bu konuda Kur’an’ı dahi okumayan ve kulaktan dolma bilgilerle yaşamış aile bireyleri, çocuklarına bu kulaktan dolma bilgileri öğretir. Hâlbuki geçmiş zamanda Müslüman olan Türklere Müslümanlığın ÖZ’ünü anlatanlar “Sufi”ler olmuştur, yaptıkları tasavvufi çalışmalarla bazı konuların kolay idrak edilebilir olmasını sağlamıştır, Müslümanlığın Türkler arasında daha sevilerek yayılmasına yardımcı olmuşlardır. Tasavvuf İslam’ı anlayabilmemiz için vardır, Ömer Hayyam’da belli bir anlatım üslubuyla rubaileriyle insanlara bu bilgileri aktaran Sufilerden birisidir. Sufilerin kullandığı sembolizm hakkında bilgimiz yoksa yazılanların kabuğunu görüp bir fikre varırız. Bu da genellikle yapılandır, pek sağlıklı düşüncelere ulaşamayız. Hayyam’ın rubailerini okuyanlarımız Hayyam’ın bir alkolik, bir keş, bir kâfir olduğunu düşünebilir, artık bu düşünceden sıyrılmanın vakti geldi. Sarhoşluk, alkol hakkında yazı yazan sufiler, farklı bir şuur halini yazıya dökerek insanlara tasvir etmişlerdir. Bilincin normal ağır başlı ve ılımlı halinden, radikal olarak farklı olan ve bize yüksek dozda uyuşturucu ya da alkol almayı çağrıştıran bir şuur halini… Sufiler için anlam taşıyan da, işte bu normalden bir miktar farklı olan sıra dışı şuur halidir. Alkolik betimlemesi, sadece ikincil anlamlı olmakla kalmayıp aynı zamanda İlahi Varlık’la mükemmel bir birliktelik yaşanan anlardaki ruhsal vecdi daha iyi ifade edebilmek için başvurulan bir mecazdır. Sembolik betimlemenin arka planında yatan bazı gizli anlamlar ise şunlardır: Kadeh Taşıyıcı: Şarap ikramında bulunan kişi, hizmet verilmek için ilgisi çekilmeye çalışılan kişi; Sufi şahı için ya da Allah için kullanılan bir mecaz. Ayyaş: Sarhoş olmuş ve eylemleri üzerindeki kontrolü kaybetmiş olan kişi; Vecd halindedi sufi. Ayyaşlık: Sarhoşluk, bilincin değiştirilmiş bir hali, ruhsal vecd durumu. Meyhane: İçki tutkununun içki içmek ve sarhoş olmak için gittiği yer; bireyin bunun içinde İlahi Sevgi’nin şarabını keyfiyle içebileceği yer yani bireyin ruhsal kalbi. Meyhane Müdavimi: Hepten sarhoş olan, yani sürekli olarak sarhoşluk halinde bulunan kişi; kendini alt benliğinden kurtarmayı başarmış olan sufi. Şarap: Genel olarak üzümden yapılan bir içki; İlahi varlık hakkındaki bilgi, mistiğin kalbini dolduran “İLAHİ SEVGİ DUYGUSU” Meyhaneci: Müşterilerine şarap sunan kişi; ruhsal kılavuz (şah ve ya pir) Sevgili: Yaradan ** İnsan son nefese hazır gerekmiş: Nasıl ölürse öyle dirilecekmiş. Biz her an şarap ve sevgiliyleyiz: Böylece dirilirsek işimiz iş. ** Ben şarap içiyorum, doğrudur; Aklı olan da beni haklı bulur: İçeceğimi biliyordu Tanrı, İçmezsem Tanrı yanılmış olur. Sufilerin bizlere bıraktıkları eserlerin özünü anlamak için, sufi sembolizmini bilmek gerekir. Yaradan’ın bize verdiği mesajları anlayabilmek için okumak ve düşünmek gerekir. O zaman ne duruyoruz? Taner Tözün Kaynaklar Ergun Candan - Gizli Sırlar Öğretisi (Sınır Ötesi Yayınları) John Baldock - Sufizm Gizli Öğretisi (Sınır Ötesi Yayınları) Ömer Hayyam – Dörtlükler( Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2010 Gönül dedi: Ben neyim ki, bir damla sadece; Ben nerde, görmediğim koca deniz nerde! Böyle diyen gönül denize kavuşunca Baktı kendinden başka şey yok görünürde. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.