zebun Oluşturma zamanı: Temmuz 20, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 20, 2010 Aynı gök yüzünde birbirimizi ayın gece yüzünde görebildiğimiz kadar benimdin. Biz bir olmak yerine birbirine yapıştırılmış olandık. Bu yüzyılda ‘’uhu yapışkanlığında’’ yaşanıyordu aşklar… onun etkisi de en az bir olmak kadar beterdi ayrılıklarda ya, yapıştırılan bu iki kişiden birini kopardığında bir başkası, ortaya çıkan sadece birbirinde parçaları kalmış iki kişi oluyordu… uzun ya da kısa, ne kadar süre yapışık kaldığın değildi önemli olan, önemli olan o yapışkanın bizden koparabildikleriydi ve bu yüzden bu devrin ayrılıkları da aşkları kadar acılıydı. Hatırlıyorsundur sevgili, bin yıllar önceydi hangimiz birbirimize gelmiştik bilmiyorum. Gecenin bir yarısı, ben o karanlık ormana gri yelelerini savuran atımla dört nala savrulurken baygınlıktan ikimiz de bir yeşilliğin içinde kaybolmuşken sen matarandaki son yudumları bana ve gri yeleli kızıma verip bizi kendimize gelene kadar beklemiştin. Sevgi ve umut dolu bakmıştık ikimizde sana… korkuyor ama yine de huzur duyuyorduk ya rüya olması muhtemeldi. Halbuki hep kabus görürdüm… korkmuştum bir an, korkmuştum kabusa döneceğinden bu grili lacivertli rüyanın… kalkmam için elini uzattığında o buz gibi ellerin hatırlatmıştı rüyada soğuk ve sıcağın hissedilmediğini ama ağlayabiliyordum o kabuslarda. Değildin, kabus değildin, rüya değildin. Bir gerçeğin ortasındaydım bin yıllar önce ve o gerçek sadece sendin. Neden kaçtığımı bilmeden sığınmıştım sana… Bir ailem var mıydı, sen kimdin, ben kimdim? Sorular, cevapsız ve cevabını merak bile etmediğim sorularla doluydum da sen sanki o koyu yeşil gözlerinle her sorumun cevabıydın. Sonra neden bilmiyorum, bu gerçek bir Kara Şövalyenin büyüsüyle bozuldu ve biz o gün ayrıldık işte… o zaman bütündük, koparılmıştık… çok büyük bir acıydı içimdeki, o ömrüm öylece kimsesizce bir zindanda son buldu… Güçlü Ak Şövalyemi öldürmüştü Karanlığın Elçisi o büyücü… Son darbe ,beni kurtarmaya çalışırken , dikkatini dağıtan ben yüzünden saplandı göğsüne… Ölme sakın, benim için yaşa demiştin… o zindanda sadece senin için çürüdüm, ecelimle geldim yanına bu yüzyıla… O çok sevdiğin kömür karası upuzun saçlarımı kendimi öldürebilmem için bıraktıkları o hançerle kestim. Mendilin göğsümde verdim son nefesimi, sözümü tuttum, ecelle geldim bu yüzyıla… Bu yılların aşkları bizi ne denli çürütmüş ne denli öğütmüş ki bugün kavuşmak bile zor ikimize… Sen benden uzak, ben senden uzak, ruhlarımız azap içinde… Bin yıllık bir kaderi yaşıyoruz sevgili, çölün ortasında bile yıldızları göremez hale getirildiğimiz o hain kaderi… Sen ben için erken gittin, ben senin için geç. Nerede bekledik birbirimizi böyle, nasıl bir karanlığa mahkum,bilmiyorum ama senin bir daha ben sebebiyle gitmene, bir daha bu acımasız dünyada, hele bu zoraki aşklarda, göze alamıyorum. Bin yıllık bir mührün eseri bu. Sevgili, aşkımızla biz lanetledik bu gezegeni… Bak bakalım çevrene, var mı bir tane aşk? Yok , bu bizim suçumuz.Biz birbirimizi mahkum ettik dünyaya ve ölüm bile bizi bulamayacak kadar kızgın… Senden ayrı kalmak için, seni de o aşksızlığa, karanlığa mahkum etmemek için bu kırmızıya çalan, nefret dolu sözlerim. Öyle büyük bir aşk ki bu, senin nefesinle anlam kazanıyor, nefesinle boğuyor… Öyle ki her gece gökyüzüne, görebil beni diye şimşekler çaktırıyor… bu bizim aşkımız sevgili, dünyayı mahvediyor… Söylediğim hiçbir şey sana olan susuzluğumu anlatmaya yetecek kadar güçlü değil… Gördüğüm her umutsuzluk ,kavuşamayan gözlerimizin eseri . En son sen o Kara şövalyenin kanlı kılıcından çıkan ölümle bana baktığında görmüştüm, koyu yeşillerini, sonra kıpkırmızı nefretimle sapladım öğrettiğin şekilde göğsüne o acımasız büyücünün… kapkara bir dumanla yok oldu, bense kapkara bir kederle… Ne diyordum? Koyu yeşil gözlerin sevgili, onlar beni yeniden hayata döndüren ve bu karmaşık yüzyıla sürükleyen… Ama korkma, Vuslat, o bizim peşimizi bırakmayacak, kaçmak kolay olsa da… Biz birbirimizi bir su damlasında sevdik, o dudaklarımda tadı kalan su akıtacak seni bana… Bil sevgili; benim hala AŞKım var. LadyVeritas Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Peepss Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2010 çok güzel yazı çok etkilendim ya ellerine sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.