ArpiA Oluşturma zamanı: Ağustos 6, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 6, 2010 Oktay SİNANOĞLU.. Evet o bir TÜRK.. Bu konuyu açmamın amacı Oktay SİNANOĞLU nun yazdığı kitaplardan çok etkilenmem ve böylesine bir dehanın adını neden hiç duymadığımızı merak ediyorum..?! kısaca tanıtalım.. Babasının(Selçuk Turbil) bir başkonsolos olarak görev yapmış olduğu Bari'de doğdu. 1939 yılında İtalya'da II.Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından ailesiyle Türkiye'ye döndü. Oktay Sinanoğlu, sonradan TED Koleji olan Ankara Yenişehir Lisesi'ne 1953 yılında burslu öğrenci olarak girdi ve okulu birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla kimya okumak üzere ABD'ye gitti. 1956'da ABD Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliği'ni birincilikle bitirdi. 1957'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nü sekiz ayda bitirerek yüksek kimya mühendisi oldu. "Alfred Sloan" ödülünü aldı. 1959'da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'de kuramsal kimya doktorasını tamamladı. 1960'ta Yale Üniversitesi'nde öğretim üyesi (asistan profesör) oldu. 1960-61 yıllarında atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramı ile "Doçent" oldu. 1963'te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 26 yaşında "tam profesör" unvanını aldı. 20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesidir.. 1962 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu'na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör ünvanını verdi. Yale Üniversitesi'nde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı. 1973'de Almanya'nın en yüksek "Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü"nü ilk kazanan kişi oldu. 1975'de Japonya'nın "Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü"nü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ünvanı verildi. 1976'da Japonya'ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Amerika Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Meksika hükümeti tarafından yüksek Bilim Ödülü "Elena Moshinsky" ile ödüllendirildi. Dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri oldu. DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getirdi. Dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar verdi. 1980'li yıllarda çalışmalarını kimya biliminin basit bir şekilde öğretilmesine yönelik bir kuramsal çerçeve üzerinde yoğunlaştırdı. Ancak 1988'de yayımlanan çalışmaları akademik dünyada ilgi görmedi. 1993'te Yale Üniversitesi'ndeki profesörlük görevlerinden erken sayılabilecek bir yaşta emekliye ayrıldı. Aynı yıl Türkiye'ye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde profesörlüğe atandı. 2002 yılında bu görevden de emekliye ayrıldı. Türkiye'de bulunduğu dönemde çalışmalarını daha çok Türk ulusal kimliği ve Türk diliyle ilgili milliyetçi görüşlerini yaymaya adadı. Eğitim dilinin anadil olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savunmaktadır. Matematiksel yapısından dolayı Türkçe'nin en iyi bilim dili olduğunu söylemektedir.. Yaşamı boyunca Kuantum Mekaniği'ne birçok katkıda bulunmuş bir bilim adamıdır. P.A.M.Dirac'in de üzerinde uğraştığı ancak çözümleyemediği bir problemi, "Kuantum mekaniğinde Hilbert uzayının topolojisi ve içerdiği yüksek simetrileri çözdü. Böylece Kimya bilimini bu topolojik inceleme ile sağlam bir temele oturttu. (umarım bu konu açılmamıştır.. araştırmak için pek vaktim yoktu.. böyle birini en kısa zamanda tanımanızı istedim) eğer ayrıntılarını ve söyleşilerinden bir kaç bölüm aktarmamı istiyorsanız seve seve paylaşırım özellikle kitaplarını ( Hedef Türkiye, Bye Bye Türkçe, Büyük Uyanış, Türk Aynştaynı) okumanızı tavsiye ederim.. 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rauhassa Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Açılan konunuza benzer bir konu açılmış ama bilgi kısmı biraz daha farklı olduğundan konu birleştirilebilir diye düşünüyorum. Önceki konu:http://www.gnoxis.com/oktay-sinanoglu-ve-turkce-23738.html Onun dışında bu büyük isimin bir Türk olması gerçekten gurur verici. Keşke daha çok tanınabilseydi ve biz gençlerin de bir şekilde örnek alıp genç yaşta nasıl büyük başarılara imza atabilecekleri konusunda gayret sebebi olabilse. Sizinde tanıtma gayretiniz gerçekten çok iyi oldu. Benzer konu olmuş olsa bile demek ki bir şekilde gözden kaçmış ve bu konuyla birlikte tekrar göz önüne gelmiş oldu... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 (düzenlendi) kusura bakmayın konuyu birleştirirseniz çok sevinirim size aynen katılıyorum.. Destekleriniz için çok teşekkür ederim.. keşke herkes sizin gibi düşünse umarım Türk halkı en kısa zamanda bu büyük insanın farkına varır ve değerini bilir.. konuya gösterilen ilgi oranını gördükçe pek başarılı olamadığımı anlıyorum ama vazgeçmeyeceğim.. Nisan 16, 2015 ArpiA tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rauhassa Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Konu yönetimde ilgilenilecektir kısa sürede. Azminiz gerçekten hoş bu şekilde devam ederseniz eminim ki sizinde iyi şeyler için katkınız çok olacaktır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Oktay SİNANOĞLU nun Türk Aynştaynı kitabını okuduğumda hayatım değişti kütüphanede raslantı sonucu elime geçmişti kitabı.. hayatından o kadar etkilendim ki.. kendime yeni bir yol çizdim.. ne yazık ki onu tanıyanlar sayılı kişiler.. çevremde ise hiç yok.. ben onlara bir Türk ün neler yapabileceğini göstermek istiyorum.. ki bunu Oktay hocamız gayet iyi göstermiştir.. ancak anlayamadığım bir şey de adını neden sık duyamadığımız.. onun gibi Türk Gençlerine ışık tutacak onları uyandıracak deha neden bize tanıtılmıyor? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rauhassa Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Üstü örtülü o kadar çok şey var ki şu dünya da bir şekilde birileri birilerinin önünü engellemeli ki kendisi yükselebilsin düşündesinde herkes. Kimse başkasınında elinden tutayım beraber yükselelim derdinde değil. Basit bir kıskançlık sarmış her yanı ne yazık ki hayat acımasız davranıyor bu konuda. Muhtemelen bunun altında da böyle şeyler yatıyor olabilir. Medya lideri olup içi fos çıkan insan dolu, bu şekilde medyadan uzak olupta içi dolu insanları bir şekilde farklı açıdan ön plana çıkarmalıyız düşüncesindeyim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Ağustos 7, 2010 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 7, 2010 (düzenlendi) kesinlikle.. özellikle bu ülkeyi kalkındırabilecek kişileri ön plana çıkarmalıyız.. bir çok sitede de Oktay hocamız hakkında yazılar yazdım.. insanlar okumaktan sıkılır diye videolar koydum ama maalesef insanlarımız çok duyarsız.. eminim bu konularda sizlerde bir şeyler yapıyorsunuzdur ki bana destek olmanız bile yeterliydi.. Nisan 16, 2015 ArpiA tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.