nevermore Oluşturma zamanı: Ağustos 23, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 23, 2010 Kblan Tragna basit anlatımla bir büyücülük ya da majikalçalışma ekolüdür. Esas olarak her insanın içinde belli bir güç bulunması ve bu gücün uyarılarak kişiye belli alanlarda gelişmeler sağlanacağı temeline dayanır. Bütün ciddi, Yüksek Büyücülük uygulamaları gibi Kblan Tragna ekolü de Kişisel Gelişme üzerine kuruludur. Büyücülük denilince akla geliveren sıradan işlerin başarılması da söz konusudur, fakat asıl amaç kişinin gelişmesidir. Bütün majikal ekoller ve islami Havâss olarak bilinen, Tasavvuf’un daha korsan, daha kestirme fakat daha riskli bir yoludur. Majikal çalışmalar, Yoga, Zen Budizm, Tasavvuf ve sıradan büyü uygulamaları arasında bir rota izlerler. Diğer felsefi ekollerden farkı kişinin arındırılmasına değil, iyilikse iyilik, kötülükse kötülük, kişinin kendi içindeki eğilime uygun tekamül etmesine yönelik olmasıdır. Mistik ve felsefi ekoller kişinin ruhunu kurtarmak iddiasındayken majikal ekoller fizik planda da başarı ve tatmin verirler. Kişi, tekamülü bir lütuf olarak beklemez, hak ettiğini alır. Kblan Tragna da esas olarak bundan farklı değildir. Kendi içlerinde son derece disiplinli olmalarına karşılık gerçek bir majikal ekol herhangi bir dine, peygambere veya hiyeraşik bir zincire fazla yüz vermez. Zaten herhangi bir din veya Peygambere bağlı olan ekoller Majikal kuruluşlar değil dinsel tarikatlardır. Buna karşılık Kblan Tragna'nın içinde de, Kblan kitabı uygulamalarında görüleceği gibi bir, Dervişin Yolu ve Savaşçının Yolu yani sert ve kestirme yönemlerle yumuşak ve bekleyen yöntemler ayrımı hissedilir. Kblan Tragna ekolü, Türkiye'de bu türün ilkidir. Onun da diğer mistik ve felsefi ekoller gibi özel meditasyonları, mantraları, zikir kelimeleri, kendisine has talismanları ve uygulamaları vardır. "Madem biz de bu işle uğraşıyoruz, bari bir order kuralım" düşüncesinden yola çıkılarak kurulmuş birşey değildir. Hele oradan bir ayin, buradan bir uygulama alınarak oluşturulmuş sentetik bir şey hiç değildir. O, yaşayan bir organizma olarak doğup, büyüyüp, gelişmiştir. Esas olarak iki kişinin, basit büyücülük amacıyla yaptıkları çalışmalar sırasında rastladıkları bir başka boyut varlığının (Saki) yönlendirmeleri vasıtasıyla, ilk yıllarda basit büyücülük yöntemleriyle ilerlemiş ve daha ilerideki yıllarda yavaş yavaş alınan bilgilerle şekil değiştirip, zamanla başlıbaşına bir ekol halini almıştır. Dünya’da Kblan Tragna ekolünün benzeri başka çalışmalar da vardır. Fakat bu benzeri çalışmalar hiç bir zaman tamamen aynı olmayıp kısım kısım benzerlikler göstermektedir. Eski çalışmalardan I. Elizabeth dönemi majisyenlerinden Dr. John De'nin bazı çalışmaları, M.Blavatsky'nin Dzayn kitabı, Aleister Crowley'nin bazı uygulamaları, Tibetli bir Lama oluğu iddia edilen Lobsang Rampa'nın kitaplarında anlatılan bazı şeyler, Carlos Castenada tarafından yazılan, bir kızılderili büyücü olan Don Juan'ın öğretilerini anlatan kitaplardaki bazı pratik uygulamaların bazıları bizim çalışmalarımızla benzerlikler gösterir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lucemis Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2010 Değerli Arkadaşlar Düşündüğüm çalışma ya da deneme daha önce de belirttiğim gibi sadece bu konularda deneyimsiz olan, başlamak isteyen fakat nereden başlayacağını bilemeyen, Konular hakkında birşeyler ya da bir çok şey okuyup da pratik denemeler için cesaret edemeyen, hiç bir meditasyon deneyimi olmayan ya da çok az olan, kısaca yeni başlayan, pratik tecrübesi olmayan kimseler içindir. Tabii ki, pratik deneyimleri olan kimseler de katılabilirler fakat düşündüğüm çalışmalar onlara oldukça yavan gelebilir. Aşağıda teklif edeceğim çalışma belki ilk bakışta size çok yavan, basit ve büyü denilince aklımıza gelen şeylerle ilgisiz gelebilir fakat unutmayın ki, bu daha ilk adımdır. Şimdi yerimizden doğrulmaya başlıyoruz. Koşmak çok sonraki iştir. Amaç en başta büyünün ne olduğunu anlamak, anlatmak ve bir yola çıkış noktası göstermektir. Burada hemen formula 1 pilotu oluruz diye bir idda yok ama en azından bisiklete binmeyi öğrenebiliriz. İkinci belirtmek istediğim nokta, tavsiye edeceğim çalışmalar veya büyü hakkındaki fikirler sadece bana ve çalışma grubuma aittir. Hermetics.org sayfalarındaki ritüeller, bilgilerle ilgileri yoktur ve başka görüş açıları da olabilir. Hiç birini de yalanlamıyor, reddetmiyorum çünkü bu konularda çok uydurma ve yalan yanlış şeyler değilse ki, Hermetics.org sayfalarında böyle şeyler yok, her farklı şey farklı bir yoldur ve amaç aynıdır. Önce büyü nedir. Aleister Crowley büyü için "Olacak olan şeylerde isteğe uygun değişiklikler yapma bilim ve sanatıdır" demiş. Bu çok doğru bir ifade ve sık sık, "Büyü nedir?" Diye soranlara söylüyorum. Fakat ben ayrıca şunu söylemeyi tercih ediyorum. "İnsan başka bir olayı veya kişiyi değiştirirse bu onun kendi gücünü gösterir. Fakat insan kendisini değiştirebilirse bu, büyünün gücünü gösterir." Fakat isterseniz bu konuda derine inmeden önce çok daha basit yönlerden bakalım. Büyü bir enerjinin kullanımıdır ve mevcuttur. Kullanılan enerji hem kişinin kendi enerjisi hem evresel enerji de diyebileceğimiz güç veya ikisi birdendir. Birisi çıkıp da hyır enerji şudur, budur derse bunun da tartışmasını yapacak değilim çünkü beni ve bu işe girişecekseniz sizi de ilgilendiren şey şimdilik, ne olduğu değil, nasıl olduğudur. İşe yarayıp, yaramadığını, uyum sağlayıp sağlamadığımızı görmektir. Yapacağımız denemelerde hiç bir dinsel yan yoktur. Ayrıca zikirler, mantralar, ilahi güçler, cinler periler gibi şeyler de yoktur. Basit zihinsel konsantre ve etkileme denemeleridir. Burada benim anlatacağım kadarını sizlerinde oturup, kendiliğinizden bulup deneyebileceğinize inanıyorum fakat burada bir sistem ortaya koyup, adım adım izleyerek ve daha da iyisi aynı şeyi başka birileri ile birlikte yapıyoruz. Herşeyden önce gelen insanın kendi gücünü kullanabilmesi ve deşarj edebilmesidir. Şöyle düşünelim. Herhalde bir çok kişi Ortaçağ Avrupasından kalma Grimoire'ları görmüştür. O kitaplarda değişik spitirler veya demonlar çağırılır ve onlardan bazı şeylerin yapılması istenir. Bunların hepsini peşinen yapılabilir ve yapılmış olarak kabul edelim. Yani şimdi diyelim ki, elimizde bir majisyen var ve bu kimse demonları çağırıp, zorlayıp, olmadık şeyler yaptırtmış. Yani yapılanlar onların değil bu varlıkların gücüyle olmuş. İşte bu durumda bile ilk gereken şey o kişinin kendi gücüdür. Çünkü gereken varlığa erişmek için önce kendi gücüyle harakete geçmesi gerekir. Onlar üzerinde hakimiyet kurmak için kendi gücünün olması gerekir ve korunmak için invoke etttiği güçleri çağırabilmesi için gene kendi gücü gerekir. Her ne kadar söz konusu Ortaçağ çalışmalarını çok ciddiye almıyorsam da burada örnek olarak kullanılmasında bir sakınca yok. Yani telefon hattının diğer ucunda size cevap vermek için can atan birisi bekliyor olsa bile, kendi gücünüz ve bilginizle telefon numarasını tuşlamazsanız ve onun telefonunu çaldıramazsanız hattın ucundaki kişi size cevap veremez. Özet olarak amacımız ilk olarak kendi gücümüzü açığa çıkartmaktır. Yapılacak olan denemelerde başarısız olursanız ne olur? Bu, sizin bu işlere kabiliyetsiz olduğunuz ve yapamayacağınız anlamına mı gelir? Hayır. Örnek olarak, diyelim ki, bir cismin, çok kolay ve hafif bir cismin yerinden oynatılmasına konsantre olarak bir çalışma yaptınız. Bütün konsantre ve gayretinizle çalıştınız fakat günlerce sonuç alamadınız. Bu çalışmadan fayda gördünüz mü? Evet. Çünkü bu sizin kabiliyetsiz olduğunuz anlamına değil, bu tür psikokinezi denilen şeylere uygun oladığınızı gösterir ve o çalışma sırasındaki yoğun konsantreniz belki cismi haraket etirtemez fakat sizdeki mesela durugörü gibi başka bir şeyi harakete geçirebilir. Bunu çok sonra farkedersiniz ve nereden çıktığını da anlamayabilirsiniz. Dolayısıyla bu tür çalışmalar aslında hiç bir zaman boşa gitmez. Yapacağımmız çalışma aslında büyünün esasıdır. işin en başında görülüğ, yapılacak olan şey yıllar sonra en onuna da gelseniz göreceğiniz ve yapacağınız şeydir. yukarda büyü bir enerjinin kullanımıdır dedim. Büyü bütün dinlerden bağımsızdır fakat bütün dinler ona kendi elbisesini giydirir. Buradaki çalışmamız ise basit şekilde büyünün üzerinden bütün dinlerin elbiselerini, dualarını ve tanrılarını çıkartıp enerjiyi kendi içimizden gelen motivasyona göre uyarmaktır. Her dindeki büyü uygulamalarında bir sürü dua ve o dinle ilgili aktiviteler kullanılır. İslami büyüleri ele alırsak, Namaz, oruç, tabrı isimleri, uzun dualar, Arapça ayet, dua, ve azimet denilen süslü ve şiirsel sözler kullanılır. Bunları uygulayan kimse tabii ki, bu kimsenin bir türk olduğunu varsyarak konuşuyoruz, okuduğu dua ve benzeri şeylerden fazla birşey anlamaz. Ama gerekeni yaparak geçen saatler içinde belli bir zihinsel duruma girer. Okuduğu şeyleri zaten ezberlemiştir. Ne dediğini bile farketmeden tekrarlamaktadır ve kafası istediği işe konsentre olmuştur. İşte o anda kendi zihinsel enerjisi deşarj olur ve gerekeni yapar. Ya da daha güçlü enerjilerle kontak kurarak onları istediği yön veya işe yönlendirir. Tabii bu büyü işleminin en kısa ve kaba tarifi fakat ana fikri anlatabilmek için yeterlidir. Kullanacağımız deneme yöntemi bu anlatılanla eş değerlidir. Çünkü bu tür çalışmalarda Önemli olan kişinin kendi motivasyonu ve yapacağı şeye inanmasıdır. Kişinin eline anlamadığı dualar yerine, gene anlamadığı arapça ile yazılmış küfürlerle dolu bir kağıt versek ve onları okutsak bile sonuç aynıdır. Yani o kişi başırılı veya başarısız olacaksa sonuç değişmez. Tabii daha ileri seviyeli çalışmaları ve bir sürü tekniği reddetmiyorum fakat burada o aşamalardan bahsetmiyoruz. Yapacağımız şey benim bir uygulamam ve iddiamdır. Çalışmanın üzerinden bütün tanrısal vasıfları, duaları ve benzeri şeyleri sıyırıp sadece kendimizle çalışmayı deneyeceğiz. Aslında deneme kelimesi yerinde bir deyir deyim değil. Birşey denenmez yapılır. Ve gene gerçeği söylemek gerekirse çalışmaya katılanların başarılı olmaları değil, başarısız olmaları benim için süpriz olacaktır. Çalışma için sizden ilk istediğim şey bir hedef veya konu mankeni seçmenizdir. Seçilecek hedef herşey olabilir. Mesela eğer öğrenciyseniz sınavlarda başarılı olmanız, işinizin daha düzgün yürümesi hatta şifa çalışmalarına ben pek sıcak bakmasam bile, başkasına veya kendinize şifa vermek, beklediğiniz bir para varsa onu almak ve benzeri dünyasal amaçlardan birisi olabilir. Tavsiye olarak söyleyebileceğim şey ilk başta çok yüksekten uçmamanızdır. Konfiçyüs "Küçük kuşun, şarkısının duyulabileceği kadar alçakta uçmasında fayda vardır" demiştir. Sizin de önceleri kolay hedefler seçmeniz yerinde olur. İkinci tavsiyem sizce bir sakıncası yoksa karşı cins ilişkisi ile ilgili bir çalışma yapmanız. Çünkü cinsel duygular insanı daha fazla motive eder. Burada birisini ayartıp seks ilişkisi sağlayın demiyorum. Tabii isterseniz onu da yapabilirsiniz fakat burada kastettiğim karşı cinsten seçeceğiniz bir konu mankeninin sizi aramasını, size yakınlık göstermesini veya bulunduğunuz yere gelmesini veya isteyeceğiniz birşeyi yapmasını sağlamak. Karşı cins seçilmesinin bir nedeni de olay ve kişinin çok rahat imajine edilebilmesi, olayı sembolize edebilecek şeylerin daha kolay bulunabilmeidir. Örnek olarak bir sınavda kazanmayı sembolize edebilecek çarpıcı bir imaj bulmak, bir kadın veya erkeğin yüzünü imajine edebilmekten çok daha zordur. İstenilen ikinci şey çalışmaya 20 Mayıs'tan önce başlamamanızdır. Çünkü Astrolojik olarak Merkür retrograde durumunun etkileri o tarihe kadar sürmektedir ve bu durumda yeni birşeye başlanması pek sonuç vermiyor. Bunun dışında Ay günü, mars saati, gece gündüz gibi şeylere tamamen boş verip kafanıza takmamanız gerekiyor. İstediğiniz saatte ve yerde çalışabilirsiniz. Dinsel esaslara uymadığımız için kıbleye dönmek filan gibi şeyler de önemli değil. Sadece bulunduğunuz yerdeki yönleri biliyorsanız kuzeye dönük olarak oturun. Dünyanın manyetik akımı kuzeyden, güneye doğru olduğu için bu yön, çalışmamız için yeterlidir. Üçüncü şey kullanılacak dua, zikir ve diğer şeyler yerine bir şiir seçmenizdir. Neden şiir kullanıldığını daha sonra izah edebilirim. Seçilen şiir en az iki satır, en fazla sekiz satırlık birşey olmalı ve isteğinizi tam olarak yansıtabilmeli. Aşksa aşk, başarıysa başarı, nefretse yani birisinin kötülüğünü istiyoranız nefret. İstek ne ise onu yansıtmalı. En iyisi şayet becerebiliyorsanız bunu kendinizin yazmasıdır. Şiir sizin istek ve dugularınızı motive edecek olan sözlerden kurulmalıdır. İlk denemeler için en idelal ve kolay olan, birisinin sizi aramasını istemeniz ve o kişinin sizi, bulunduğunuz yere gelerek, telefon ederek veya e-mail yoluyla aramasıdır. Şayet isterseniz bir teyp ve kulaklıkla müzik de dinleyebilirsiniz fakat müzik gene isteğinizi motive edecek birşey olmalı ve enstrumantal bir parça olmalıdır. İnsan sesi, şarkı gibi şeyler konsantreyi karıştırabilir. Teyp kullanılması çalışma süresini belirlemenize de yardımcı olur. Yani kaset bitti, çalışma bitti gibi. Fakat ses sizin konsantrenizi bozuyorsa bunu yapmayın. Çalışmadan önce mümkünse yıkanın. Zaman ve zemin uygun değilse sadece bedeninizin açık kısımlarını yıkayın yani ev dışındayken etinizin göründüğü kısımlar. Tabii sokak kıyafetiniz de değiştirilmiş olacak. Bunun amacı abdest almak veya herhangi bir dinsel etki değildir. Amaç ev dışındayken üzerinizde oluşan dış etkileri yani enerjileri temizlemektir. İslami abdest de esasen bu amaçlıdır. Çalışma yapacağınız yerde rahat olabileceğiniz bir şekilde oturun. İsterseniz bir koltukta oturun fakat en uygunu odanın ortasında, herhangi bir eşyadan birbuçuk, iki metre kadar uzak olacak şekilde bir mindere oturmaktır. Oturma tarzı olarak bağdaş kurmak olabilir. Herne kadar bu ilk çalışmalar bir sayıya değil de zamana bağlı olacaksa da elinizde her zaman kullanabileceğiniz bir tespih olması iyidir. Çalışma aynı amanda ilerde kullanmak durumunda kalırsanız elinizdeki tespihin de manyetize edilmesine yarar. Tabii tespihin plastik olmaması iyi olur. Plastik tespihler manyetik enerjiyi tutamaz. Ve tabii bu tespih konusu şimdiki çalışmamızla ilgili değil. Şayet bir kişiyi konu mankeni olarak seçtinizse ve elinizde o kişiye ait resim varsa resmi önünüze koymanız, saç, eşya gibi bir meteryal varsa elinize almanız iyi sonuca yardımcı olabilir. Herhangi bir mantıklı sebebi yok ama kadına ait malzemenin sol, erkeğe ait malzemenin sağ elde olması iyidir. Gereken malzemelerinizi alıp, karanlıkta veya mum ışığında oturun. Gündüz çalışıyorsanız mümkün olduğunca az ışıklı ve sessiz bir yerde olmanız gerekir. Aslında bu tür çalışmaları belediye otobüsünde hatta ayakta yolculuk yaparken bile yapabilirsiniz fakat burada ilk çalışmalardan bahsediyoruz. Gözlerinizi kapatın. Varsa müziğnizi açın. İstediğiniz işe veya kişiye konsantre olun ve seçtiğiniz şiiri alçak sesle veya içinizden, sessiz olarak okumaya başlayın. Şiirle kişiye veya olaya hitap ettiğinizi kabul edin. Şiiri siz yazmışsanız tabii içinde kişi ismi veya olayın şekli de geçmeli. Şiir hazırlamakta tereddüt etmeyin ya da ben iyi yapamam diye kendinizi engellemeyin. "Bahçelerde man man, koca kafalı süleyman" tarzında birşey yazmanız bile önemli değil. Önemli olan, yaptığınız şeyi ciddiye almanız ve şiirin sizi motive edebilmesidir. Çalışma sırasında zaman zaman zihniniz başka şeylere kayabilir. Boş verin ve tekrar istediğiniz şeye konsantre olun. Bu şekilde yarım saat - bir saat arası çalışma yapacak ve bunu dört ve en iyisi altı gün sürdüreceksiniz. Diyelim ki istediğiniz şey ilk günde oldu. Çalışmanızı kesmeyip, önceden kararlaştırdığınız gün kadar sürdürmelisiniz. Çalışmanızın başladığı günden itibaren en fazla onsekiz gün içinde istediğiniz şeyin kısmen veya tamamen gerçekleşmesi gerekmektedir ve basit bir konu seçerseniz bunun olacağına inanıyorum. En son olarak, çalışmaya başlarken bana bir mail göndrmenizi ve özet veya geniş olarak planladığınız çalışmayı anlatmanızı, çalışma boyunca sizde ve çevrenizde olabilecek değişiklikleri, garip olayları, çalışma sırasında hissedip, gözünüzün çnüne ani bir görüntü gelirse onun ne olduğunu hem çalışma sonrasında bir yerlere kaydetmeniz hem de bana maillemeniz iyi olur. Çalışmada ani olarak görüntü patlamaları olabilir. Bundan korkmayın. Herşey kendi bilinçaltınızdan fışkırmaktadır ve korkacak tek şey korkunun kendisidir. Çalışmalar bitince ilgilenenlere gönderilecek olan daha ileri seviyeli çalışmalarla enerji yükseltilmesi, imajinasyon teknikleri ve diğer çalışmalarla devam edilecektir. İlgilenmeyenler ise değişik bir deney yaşamış olarak ayrılabilirler. Çalışmada başarılı olacağınıza inanıyorum fakat, uykusuzluk, yorgunluk veya değişik etkenler yüzünden istenilen verimlilikte çalışma yapamamanızdan kaynaklanan başarısızlık olursa endişelenmeyin. Çalışmanın ve konsantrenin en azından sizin enerjinizi kımıldatması, gibi faydaları mutlaka olacaktır. Herkese saygı ve sevgiler. Bülent Kısa Mayıs 2004 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nymph Yanıtlama zamanı: Ocak 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 20, 2011 @Lucemis , Bülent Kısa'nın verdiğin bu çalışması verilen süreden çok daha kısa zamanda işe yarıyor. En azından bende öyle oldu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
piskopat Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Ben çaylakların çaylağı olarak yapmaya çalıştım dün ki dikkatim çok dağınıktır, olmaz dediğim oldu yahu bugün. Bu konunun devamı filan varsa daha, heyecanla bekliyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Ben çaylakların çaylağı olarak yapmaya çalıştım dün ki dikkatim çok dağınıktır, olmaz dediğim oldu yahu bugün. Bu konunun devamı filan varsa daha, heyecanla bekliyorum. Kblan Tragna Üstad Bülent Kısa'nın kaleme aldığı maji ve büyü ugulamaları olan bir kitaptır.Ararsan bulabilirsin sanırım nette Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
piskopat Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Aradım da bulamadım bi tane blog buldum onda bi şey yok ya da ben göremedim. Adres filan varsa bildiğin söylersen mutluluğuma mutluluk eklersin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2011 Aradım da bulamadım bi tane blog buldum onda bi şey yok ya da ben göremedim. Adres filan varsa bildiğin söylersen mutluluğuma mutluluk eklersin Ne yazık ki telif haklarından dolayı e-book linkleri veremiyoruz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2011 "Kblan Tragna ekolünün çalışmaları esas olarak kişinin kendini geliştirmesine yönelik çalışmalardır. Yapılan maksatlı büyü uygulamaları amaç değil sadece birer araçtırlar. Kblan Tragna çalışmalarının başlamasından sonra yıllar süren çalışmalar sonucunda başka bir boyuttan bu tarafa geçirilen bilgilerin toplandığı kitaba “Kblan Kitabı” ya da “Kbılantor Zikiruklam” ismi verilmiştir. Bu ismin anlamı “Gücün zikirlerinin kitabı” şeklinde çevirilebilir. Çalışmaların toplandığı notlar bir kitap halinde sıraya konup derlendikten sonra kitabın ismi, Tragna ekolünün Astral Şefi Saki tarafından verilmiştir. Kblan Kitabı, kendisini görüp, incelememiş olan kimselerin zannedebileceği gibi çok gizli, çok önemli bilgiler veren, okuyana Evren’in sırlarını anlatan, kişiyi bir hamlede korkunç bir büyücü haline getiren çok ulu ve kutsal bir kitap değildir. O daha ziyade bir yolcunun günlüğü gibidir. İçinde Tragna ekolünce kullanılan ve gene dış boyutlardan alınan Tisan Alfabesi, uygulamalı majikal bilgiler, büyü reçeteleri, her konu için değişik talismanlar ve bu talismanların nasıl hazırlandığı hakkında bilgiler, Tragna ekolünün özel sembolleri ve zikir kelimeleri, değişik uygulamalar ve bilgiler vardır. İnsan arzularının sınırları içinde olan, “Sevgilim beni sevsin. Param olsun. Düşmanım kahrolsun. Sağlığım düzelsin.” gibi bütün dünyasal istekler için bol miktarda reçete içerir. Esas olarak basit bir kitaptır. Daha az ciddi bir ifade ile Kblan Kitabı için “Büyücünün El Kitabı” demek de mümkündür. Kblan kitabı ilgili olarak asıl önemli olan, bütün bu yukarda sayılan konuların yanısıra Astral Katlar hakkında da çok detaylı ve hatta gereksiz sayılabilecek kadar detaylı bilgi içermesidir. " Bülent KISA , SAKİ kontağını kurmadan önce içinde bulunduğu bir çalışma grubuyla birlikte Havass,Kabala ve Mısır Tanrı Figürleri üzerinde çalışmalar yapmaktaydı.Bülent KISA bu olayı aşağıdaki gibi aktarmaktadır. "Astral katlara giriş çalışma grubunun Saki ile karşılaşmasıyla başlamıştır. Bu olaydan önce uzun süre İslami Havass, İbrani Kabalası ve Eski Mısır tanrı formlarına ve de özellikle Sekmet’e yönelik özel çalışmalar uygulanmış, Sekmet çalışmalarında Astral alemin bazı bölgelerinde oldukça başarılı sonuçlar alınmıştı. Tragna çalışmalarının başlamasında Sekmet önemli bir faktördür. Sekmet’e yönelik bir çalışmada, Astral Bölgedeki imajinatif bir Sekmet tapınağında, o anda yapılan rastgele bir çalışmayı bitirirken Saki ile karşılaşıldı. Sekmet’in heykelinin solunda kalan büyük bir ayna görüldü. Saki yolcuları buradan geçirip, dışarı çıkarttı." Kblan Tragna Amacı kişiyi geliştirmek, Evrensel bütünlüğe ulaştırmak, güçlendirmek ve bilgilendirmek ve daha üst boyutlara sürüklemek olmakla beraber uygulama tarzı ve öğretisi insan ve olaylar üzerinde isteğe uygun değişiklikler yapmak olan bir ekoldür. Yani Kblan Tragna büyücülük uygulamaları ile güç kazanan bir ruhsal tekamül yoludur. İlerleyen zamanlarda kitabdan bazı bölümleri eklerim . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xantos Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Kblan Tragna bilinenden tehlikelidir. Temeli kat çalışmalarıdır ve basit şekilde başlayıp operasyonlara katılmak gibi işler yapmak sadece kişiye ve çevresindekilere zarar vermekten başka birşey değildir. Kısaca Kblan'ı bilinçsizce kullananlar çoğu kez insanlara zarar vermekten başka birşey yapmamıştır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
black_sabbath Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Kblan Tragna bilinenden tehlikelidir. Temeli kat çalışmalarıdır ve basit şekilde başlayıp operasyonlara katılmak gibi işler yapmak sadece kişiye ve çevresindekilere zarar vermekten başka birşey değildir. Kısaca Kblan'ı bilinçsizce kullananlar çoğu kez insanlara zarar vermekten başka birşey yapmamıştır kesinlikle katılıyorum etkili olduğu kadar tehlikeli Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Uyguladınız da mi tehlikeli olduğunu gördünüz ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
black_sabbath Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 evet uyguladım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 evet uyguladım. hangi çalışman nasıl ne gibi bir negatif etki aldın ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
black_sabbath Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 çalışmayı burada açıklamak biraz özele girer ama kısaca şöyle diyebilirim ki yaptığım çalışma amacın tam tersiyle sonuçlandı ve fazlasıyla bana negatif olarak geri döndü.tamam kabul ediyorum çalışma sırasında bazı hatalar yaptım ve hatta çalışmayı yapmamak için çok bariz uyarılar aldığım halde çalışmayı inatla yaptım tamamen benim aptallığım.ama bu kitabın da negatif bir yönü olduğunu düşünüyorum.belki Bülent Kısa tarafından bilinçli,belki bilinçsiz,belki de o öldükten sonra başkaları tarafından değiştirildi bilemiyorum.sonuçta insanlara yardım ve ruhsal tekamül her zaman pozitif yollardan ilerlemiyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Anlıyorum ama bu her çalışmada böyledir.Düzgün ypılmadığı taktirde ters teper ve sen zarar görürsün veya çevrendekiler zarar görür.Basit bir mum büyüsünü bile bozmaya çalışırken büyünün bana döndüğünü bilirim.Yani öğrenme aşamasında elbet hatalar yapılır ve ceremesi de çekilir.Ama bu demek değildir ki bu kitap yada herhangi bir uygulama kötüdür (negatiftir). Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
black_sabbath Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 20, 2011 başka uygulamalarda sorun yaşamadım bunda sorun çıktı bu kitap kötü demiyorum zaten her uygulama başarıyla sonuçlanacak diye bir şey de yok.ben kendi adıma bu kitapta farklı bir negatiflik hissettim ve bu negatiflik bilinçli yapılmış olabilir anlatmaya çalıştığım bu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2011 ASTRAL KATLAR Astral alemin değişik seviyeler ya da başka bir ifadeyle titreşim seviyelerinden meydana gelen bir bütün olduğu bilinir. Bu seviyelere değişik geleneklerde (Tradition), değişik isimler verilir. Mesela, “Şems ül Maarif'“ isimli kitapta, “İlahi gök katları” denilmiştir. Ak Şemsüddin'in yazdığı "Yedi kapı, Kırk makam" isimli küçük bir kitapçıkta da bu katlar anlatılır. İslami ekollerin bu katlara ya da titreşim seviyelerine az temas etmelerine karşılık, ciddiye alınması mümkün olan bütün batı gelenekleri Astral seviyeler üzerine kuruludur ve katlar Kabala'dan alınma bir deyimle, genellikle “Sephirot” (Sefirot) ismiyle bilinirler. Kullanmakta oldu ğumuz KAT deyimi, TRAGNA1 çalışmalarından gelmektedir. Tragna sistemi, Saki, Bülent Kısa ve Ozan Güner üçlüsünün ortak çalışmalarıyla bu boyuta geçirilmiştir. Aslında, Saki ya da diğer Astral bekçiler tarafından ekol ismi olarak, Tragna sistemi diye bir isim de verilmemiştir. Konuyu tarif edebilmek için burada, bu isim tercih edilmiştir. Çalışmaların başlangıç dönemlerinde Ozan ve Bülent, alışılmış bir ifade olmasından dolayı Sefirot veya Sefira deyimlerini kullanmaya çalışmışlar ve kendi aralarında bu isimleri kullanmakta ısrar etmişler fakat Saki ve katlardaki bölümlerin bekçileri de ısrarla bunu benimsemeyip, kat deyimini kullanmışlardır. Saki özellikle “Bu, ona benzer. Fakat o isim Kabala içindir. Bu aynı şey değildir” demiştir. 1 Çalışmaların ilk zamanlarında ve bu kitabın ilk hazırlandığı yıllarda Tragna ismi yoktu. O zamanlarda Tisan sistemi ya da Tisan ekolü denilmekteydi. Tisan ismi çalışmalar, ekole veya sisteme Saki tarafından verilmiş bir isim değildir. Kullanılan alfabenin ismi sorulduğu zaman Saki, sadece alfabe ismi olarak Tisan alfabesi demiş, bundan sonra da kendi, aramızdaki konuşmalarda Tisan sistemi, Tisan talismanları deyimlerini devamlı kullanmaktan Tisan ekolü ismini yerleştirmiştik. Daha sonraki yıllarda boyutlarla ilgili çalışmlar başladıktan sonra gruba ve ekole Saki tarafından ilk defa isim koyulmuş ve Kblan Tragna ismi verilmiştir. Anlaşılacağı gibi grup, ekol, sistem, her ne ise, ismi Kblan Tragna ya da kısaca Tragna sistemidir. Bununla beraber kat çal ışmaları sırasında bir defaya mahsus olarak bir sefira ismi (Yesod), Saki tarafından kullanılmış, dönem dönem bazı İbranice sözler geçmiş ve bazan da Golden Dawn'ın pentagram ritüeli biraz değişik olarak yapılmıştır. Bununla beraber Saki, bu Kabalistik isim ve Invocation’ların, bizlerin bilinçaltlarımızda bulunan, konuya en uygun şeyler olmalarından dolayı kullanıldığını da belirtmiştir. Tragna alfabesi ve Tragna Invocation’ları ile tanışıldıktan sonraysa bir daha Kabalistik terminolojiye baş vurulmamıştır. Ayrıca o dönemlerde, gene Tragna zikirleri alınana kadar Kabalistik isimlerden başka İslami ve Latince Invocation’lar da kullanılmıştır. Bu kitapta bundan sonra, batılı, Invocation kelimesi yerine daima, Türkçe “Hitabe” deyimi kullanılacatır. anlam olarak belki aynı şeyi tam olarak vermez fakat ifade ettiği fikri biliyoruz. Tragna çalışmaları ve KBLAN kitabı, yaklaşık olarak yirmi ay kadar süren bir çalışma sonucunda aynanın bu tarafına geçirilmiştir. Kblan kitabının tam ismi Kbılantor Zkiruklam’dır. Kısaca Zikirler kitabı ya da gücün zikirlerinin kitabı anlamındadır. Kblan (Kıblan Okunur), bu ismin kısaltılışıdır. Kitaba bu isim Saki tarafından verilmiştir. Aşağıdaki notlar tam olarak Kblan kitabından alınmıştır. Bununla beraber, aşağıda rastlanabilecek olan Kabalistik ve İslami Havass'la ilgili bazı sözler ya da açıklamalar Kblan'da mevcut olmayıp, konular hakkında az bilgisi olanlara yardımcı olsun diye dış kaynaklardan eklenmiştir. Tragna çalışmalarının tabanını, kendisini Saki ismiyle tanıtan 6. Boyut varlığının rehberliği teşkil etmektedir. Saki, bir anlamda çalışmanın dış (Astral) şefidir. Çalışmalar bu gün de, bazı şekil değişiklikleriyle sürmektedir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2011 MAJİKAL PİRAMİTLER Katlar konusunda daha derine inmeden önce Majikal piramitin incelenmesi ve bilinmesi gereklidir. Tragna çalışmalarının esası piramit ve diğer geometrik şekiller üzerine kurulmuştur. Özellikle Talismanik maji ile ilgili çalışmalar kesin bir geometrik bütünlük istemektedir. Tabii bütün geometrik şekiller içinde de en fazla piramit ve onun iki boyutlu gösterimi olan Üçgen önemlidir. Gerek fizik ve gerekse de Astral planlarda esas olarak üç tip piramit mevcuttur. Bunları (a), (b) ve © piramitleri olarak isimlendiriyoruz. a) Taban uzunluğu, yüksekliğinden fazla olan piramittir. Mesela, Taban uzunluğu dört ise yükseklik üçtür. Bunun fizik plandaki en iyi örneği Keops pirmitidir. Tabii, Keops'un boyutları burada örnek olsun diye verilen orana uymayabilir. b) Bu piramitte, taban yüksekliğe eşittir. Yani taban dörtse, yükseklik de dörttür. (b) Piramitine fizik planda en fazla uyan örnekse, Kefren piramitidir. c) Yüksekliği, taban uzunluğundan fazla olan piramittir. Bunda da, eğer taban dörtse,yükseklik beştir. Bu tip piramitin fizik planda bir öneği olup, olmadığı tarafımızdan bilinmemektedir. piramitlerin oranları özet olarak şöyledir: (a): y = (t/4)*3 (b): y = t ©: y = (t/4)*5 Çe şitli devirlerde, değişik kimseler tarafından ve gene değişik amaçlarla, piramitler hakkında bir çok araştırma ve deney yapılmıştır. Hernedense bu araştırma ve deneylerde daima Keops ele alınmıştır. Keops'un küçültülmüş modellerinin mekezine yerleştirilen traş bıçaklarının kendiliklerden bilendiği, ekmeklerin daha geç bayatladığı, balık ve benzeri gıda maddelerinin daha geç kokuşup, bozulduğu, bitik pillerin şarj ettikleri ve daha bir çok benzeri şey bilinmektedir. Bu deneylerden, piramitin geometrik yapısının, dünyanın manyetik akımını odakladığı ve merkezde bir enerji odağı oluşturduğu, daha doğrusu tepeden tabana inen bir enerji odağı yarattığı sonucu çıkartılmıştır. Bu konuda daha fazla bilgi almak isteyenler yurdumuzda da yayınlanmış olan, piramitlerle ilgili bir çok kitap bulabilirler. Majikal teoriye göre, Piramitin enerji açılımı tabanda bitmez, dünyanın merkezine doğru inmeye devam eder. Bundan başka, merkezdeki enerji sütunu üzerindeki merkez odağı da bir tane (Piramitin merkezinde olan) değildir. Mesela, tabanla merkez arasındaki mesafe kadar, tabandan aşağıda da bir enerji odağı vardır. Bu ikinci, alt odak noktası da Majikal maksatlarla kullanılır. Bir yere as ılan küçük piramit modellerinin çok az salınım yaptığı, altına bir cisim koyulup, çalışma yaparken piramitin kendi ekseni etrafında durmadan döndüğü ve durduğu zaman da dört yüzünün dört ana yön doğrultusunda durduğu (Genellikle) gözlemlenmiştir. Bunlardan başka, tarafımızdan bazı kesin olmayan deneyler de yapılmıştır. Piramitin içindeki ve alt ındaki enerji odakları fizik ve Astral enerji odaklarıdır. Burada anlatılan piramit modelleri de bir anlamda Fizik ve Astral alemlerin sembolleridir. (b) Tipi piramit için örnek olarak Kefren gösterilmişti. Bu piramitlerden de iki tanesi taban tabana yapıştırılırsa daha sivri bir şekil meydana çıkar. Bu piramir Astral alemi ve ruhu, fizik ortamda da uzayı sembolize eder. (a), Fizik plandaki tesir ve deneyleri gösterirken (b), majikal etkileri anlatır. (a) Piramitinin fizik örne ği Keops'tur. (a) Piramiti fizik dünyayı gösteren piramittir. Tamamen dünyayı, maddeyi ve fizik planı anlatır. Taban tabana yerleştirilen iki tane Keops modelinin basık bir şekil oluşturduğu görülür. Dünya da tam bir küre değil, basık bir geometrik yapıdadır. 2 Tabii ki, burada ve bütün kitapta kullanılan her "Majikal teori" sözü sadece Tragna ekolünün görüşünü ifade etmektedir. © Piramitine gelince. Bu piramit üst Astrala aittir. Çok üst seviyeleri ve bazı yardımcı etkileri sembolize eder. Taban tabana yapıştırılan iki © piramiti de oldukça sivri bir şekil yaratır. Bu şekiller üstüste konduğu takdirde de ©'nin, (b)'yi ve (b)'nin de (a)'yı içine aldığı görülür. Başka bir ifadeyle a,b ve c piramitleri Tanrı veya Tanrı'nın gücü, Astral alem ve fizik plandır. Bu çalışma notlarında bundan sonra geçecek olan herhangi bir piramit sözü, aksine bir kayıt olmadığı takdirde kesin olarak (b) piramitini anlatacaktır. Piramitler Evrenin sembolüdür. Bütün evreni bir piramit şeklinde düşünebiliriz. Yıldızlar, gezegenler ve galaksiler bu piramitin duvarlarındadır. Tanrı da ortadaki enerji sütunudur. Tabii, bu sözlerle evrenin gerçekten de piramit şeklinde olduğu kastedilmiyor. Ayrıca evren gerçekten de piramit şeklinde olsa bile bunu bilemeyiz. Nas ıl ki, bir anti evrenin ve/veya bir antimadde dünyasının var olduğu kabul ediliyorsa, aynı şekilde bir anti, ve bizim terminolojimize göre, bir Kara piramit mevcuttur. Kara piramit, beyazın tabanından başlar. Yani evrenin gerçek sembolü taban tabana yapışık olan iki piramitten meydana gelir. Kabalistik anlayışa göre, Kara piramiti, Kabala'nın Kliphoth'u ile eşitleyebiliriz fakat bu tam olarak doğru olmaz. Kara piramit Şeytani bir etkiden ziyade antimadde evrenidir. Her iki piramitte de, yani Beyaz ve Kara piramitlerde, aydınlık ve karanlık yanlar vardır. Şu da kesinlikle anlaşılmalıdır ki, burada söz konusu edilen kara ve beyaz piramitlerle Astral alem ifade edilmek istenmektedir. Sembolizm tam olarak uysa bile fizik plandaki madde ve antimadde dünyaları değil. Yukarda, piramitin enerji aç ılımının zeminden aşağıya doğru uzandığı belirtilmişti. aynı şekilde Kara piramitin enerji açılımı da zeminden yukarıya doğru devam eder. Piramitin, kağıt üzerindeki iki boyutlu, tipik gösterimi üçgendir. İki piramit veya iki boyutlu alandaki gösterimleri olan iki üçgen, ve enerji açılımları çizilirse ve bu çizim belli bir noktadan kesilirse ortaya tam bir Hexagram çıkar. Bir çok eski okültist hexagram ı, biri siyah, diğeri beyaz iki üçgenle göstermiştir. Bunu sebebi burada anlatılan madde ve antimadde evreni fikridir. Bununla beraber bu sembolizm piramit esasında düşünülmemiş de olabilir fakat sonuç aynıdır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2011 Elimden geldiği Vaktimin yettiğince kitaptan önemli noktaları aktarmaya devam edeceğim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Şubat 22, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 22, 2011 ASTRA (İLK TALİSMAN) Bu talisman çal ışmaların en başında alınan bir irtibat talismanıdır. Piramit ve piramit enerjisinin sembolüdür. Herşeyin başı ve sonu olan ana talismandır. Çalışmalara yeni başlayan bir kimse Sıfır katını geçene kadar Gümüş Eşkenar dörtgen talismanı kullanamaz. Sıfır katında koruyucu olarak Astra kullanılır. Çalışmaya katılan herkes için iki Astra hazırlamak olasıdır. Bunların birisi Altar üzerinde, Aynayı görebilecek şekilde dururken diğeri bir bantla kişinin alnına tutturulur. Çalışma haricinde Astra Kırmızı kadifeye sarılarak karanlık bir yerde ve yabancıların göremeyeceği şekilde saklanır. Astra'nın sarıldığı bez ya da içine konulduğu torbanın üzerine de yaldızla talismanın şekli çizilir. Bu talismanın aslında bir ismi olmamakla birlikte, tarif için bir isim gerekince, Saki tarafından, bizim dil ve alışkanlıklarımıza en uygun isim olan Astra verilmiş ya da bu isim türetilmiştir. Kat çalışmalarında Astra'nın bir eşi imajinatif olarak boyuna asılır fakat bu imajinatif Astra'nın üzerinde sadece Jüpiter sembolü vardır. Çevre harfleri yoktur. Astra ortasında Jüpiter sembolü olan bir üçgendir. Tepesinde Arapça, Şın, sağ el tarafında Nun ve sol el tarafında Elif harfleri vardır. Bu harfler esas olarak Tragna alfabesiyle yazılır. Tragna Alfabesinin dışında Arapça ya da İbranice olabilir. Latin alfabesi veya başka bir alfabe ile yapılamaz. Tragna alfabesiyle yazılışı da iki şekildedir. Birincisi, yukarda görüldüğü gibi her harfin kendi özel sembolüyle gösterilişidir. İkinci şekil Arapça harflerin isimlerinin Tragna diline göre dörder harfle katlanarak yazılmasıdır. Şian, Alef ve Naun şeklinde yazılır. Fiziksel talismanlar ka ğıt üzerine çizildikleri takdirde Üçgen kahverengi, Jüpiter yeşil, Alef sarı, Naun mavi ve Şian kırmızı renkle çizilir. Çalışmada kullanılan esas talismanlarsa daire şeklinde dökülmüş kurşun üzerine önce oyulur sonra oyuklar boyayla doldurulur veya oyulmadan, doğrudan boyanır. Kurşuna yapılan talismanlarda üçgen, kahverengi bir çerçevedir. İçi dolu değildir. Üçgen, Piramitin iki boyutlu gösterimidir. Şin Ateşi, Elif havayı, Nun suyu, üçgen de aynı zamanda toprağı ifade ederse de Talisman bütün olarak Ateş elementiyle ilgilidir. Jüpiter sembolü Ether, ruh ya da kullanıcının kendisini sembolize eder. NEGATİF ASTRA Renkler tam olarak aynıdir. Sadece Jüpiter'in ayna görüntüsü çizilidir ve Nun'la Elif harfleri yer değiştirmiştir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 1, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 1, 2011 MAJİKAL AYNA Ayna, Piramitten sonra çalışmanın en önemli faktörlerinden birisidir. Ayna emici güçtür. Odada bazı tezahürler yaratabilir. Sadece bir bakma aracı değildir. Bir boyuttan diğerine geçiş kapısıdır. Bu tür çalışmalarda hiç bir zaman acele edilmemelidir. Aksi takdirde kişinin bilinci aynada kalır ve bir daha çıkamaz, ya da çok zor çıkar. Aynadan çıkabilecek ya da çıkartılabilecek çeşitli imajlar vardır. Varlıklar ortaya çıkarlarken spiritüel celselerdeki ektoplazma olayının karşılığı olan bir tür soğuk buğu yayarlar. Spirit celselerdeki ektoplazmanın, medyumun bedeninden yayıldığı iddia edilir. Öyle bile olsa, bu hiç bir zaman tek taraflı değildir. Majikal tezahürlerdeki soğuk ve buğu boyutlar arası kontaktan meydana gelir. Çalışma aynaları çeşit çeşittir ve kişi onlara baktığı zaman kendisini küçük ya da büyük ölçüde görebilir. Ayna yansıtıcıdır ve kişi ona girdiği zaman istediği ebatta olabilir. İsterse bir nokta olur ve diğer boyuttan aynı şekilde çıkar. Aynada istenen kişinin imajı yaratılır ve dışarıya alınabilir. Hangi boyuttan olursa olsun önemli değildir. Çal ışmalarda kullanılan aynalara başkası bakmamalıdır. Bakan yabancı kişinin bilinci karışabilir. Aynada olmadık şeyler gördüğünü zannedebilir. Çal ışma aynasının dört köşesine sahibinin isim talismanı veya sicili yazılır. Birden fazla kişi çalışıyorsa siciller köşelere ya da uygun şekilde aynanın çevresine yerleştirilir. Çal ışma aynasına Triakmlnon çizilecekse, onun dört yanın, dört tane koruyucu hexegram çizilmelidir. Hexagramların içine kişinin sicili veya ismi yazılır. Bu işlem, çevre tesir ve tehlikelerinden kişiyi korur. “Bu sembol Evreni temsil eder - Saki”. Çizim son derece orant ılı olmalıdır. Oranlar şöyledir: Önce büyük bir Hexagram çizilir ve aşağıdaki şekilde görülen, taranmış uçlardan meydana gelen dört üçgen ayrılır. Eşit olarak uzaklaştırılırlar ve üzerlerine gene eşit büyüklükteki birer üçgen çizilir. Bu şekilde dört küçük hexagram elde edilir. Ortada kalan büyük eşkenar dörtgenin içi de Triakmlnon ya da Pentigmlnon şekliyle doldurulur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 1, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 1, 2011 ÇALIŞMA PİRAMİTİ Majikal uygulamalar olan pratik çal ışmalarda kullanılacak olan piramit, taban eşittir yükseklik oranındaki (b) piramitidir. Piramit, Tahta, Karton, Cam, vs'den yapılabilir. İdeal ölçü, taban uzunluğu 20 cm olan piramittir. Piramit iki şekilde kullanılır. Birincisi tahta veya karton gibi saydam olmayan piramittir. Altarın üzerine, tepesinden asılır. Üzerinde çalışılan obje tam merkezin altına yerleştirilir. Yirmi santimlik piramit, tabanı zeminden 10 cm. yüksekte kalacak şekilde asılmalıdır. Üzerinde çalışılan cisim, çalışma haricinde de piramitin altında saklanabilir. Şayet herhangi bir malzeme kullanılmadan çalışılıyorsa istenen iş veya kişi, asılı piramitin altında ya da saydam piramitin içinde imajine edilebilir. Eğer bir kimse üzerinde çalışılmıyor veya kişiyi piramitin altında imajine etmeye uygun bir çalışma yapılmıyorsa bile altarda daima piramit olmalıdır. Çünkü, onun görevlerinden biri de Astral enerjiyi toplayan bir odak noktası olmaktır. aynı zamanda, yoğunlaşan enerjiyi hedefe sevkeden bir anten görevi de yapar. Çal ışma süresi sonunda, gereken bütün operasyonlar bittikten sonra. üzerinde çalışılan obje asılı piramitin altından alınıp, asılı olmayan başka bir piramit altında saklanabilir. Bu ikinci piramit cam ya da saydam olmayan herhangi bir malzemeden yapılabilir. Piramitin pratikteki ikinci kullan ım şekli, asılı olmayan cam piramitin kullanılmasıdır. Cam piramitin tabanı ayna olmalıdır ve onun asılı olmasına gerek yoktur. Cam piramit aldığı tesiri kendi içinde devamlı olarak yansıtır. İstenen etkinin, istenildiği gibi kanalize edilmesi haricinde gücü dışarı salmaz. Çalışmaların önce asılı, karton piramit altında başlatılması, bekleme süresinde de cam piramite alınması mümkündür. Ayrıca üzerinde çalışılan objenin, çalışma sırasında elde tutularak şarj edilmesi ve çalışma aralarında cam piramitte saklanması yöntemi de uygulanabilir. Daha de ğişik maksatlarla, içi dolu kristal piramitler kullanılması da mümkündür. Bu çalışmalar pratik majiden ziyade durugörü veya Astral enerji yoğunlaştırma çalışmaları ya da Kat geçişleri gibi şeylerdir. Kristal piramitler, pratik çalışmalarda, içine kurbanın formunu imajine etmekte yararlıdırlar. Bu yöntem, hiç bir Talisman kullanılmayan imajinatif çalışmalar için oldukça iyidir. İstenildiği takdirde, kristal piramitin talismanik çalışmalarda kullanılması da olasıdır. Bu durumda talisman elde tutulur. Kurbanın formu da piramitte imajine edilir. Aynı şekilde talismanın, piramitin altına bırakılması da mümkündür. Tabii bu durumda talisman piramitin içinde değil, altında olur. Çalışmanın türü ve şekli ne olursa olsun, Altarda daima bir piramit bulunur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 7, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 7, 2011 SEKİZ TANRI FORMU Burada anlat ılan Sekiz form, kat çalışmalarını öncesi, girişin dışındaki sıfır bölgesinde (Sıfır katı değil), görülürler. Çalışmaların hemen ilk günlerinde görülmelerine ve her çalışmada önlerinden geçilmesine rağmen haklarında ancak Altıncı kata giriş sırasında ilk bilgiler verilmiştir. Daha sonraki çalışmalarda da dönem dönem onlarla ilgili bazı bilgiler ve zikirler verilmiştir. Bu tanrı formları heykel şeklinde görülürler. Her birinin Atlantis ve Mu dönemlerinden ya da daha da eskiden kalmış olan ilahi hayat enerjileri oldukları söylenir. Heykeller ya da formlar bu enerjilerin tecessüm etmiş şekilleridir. Aslında her biri, bir bilinçli enerjidir. Katların dışında ve her yerdedirler. Onlarla görüşmek mümkün değildir fakat onlardan yardım alınır. Bütün çalışmalar onlara ya da onlardan birine ithaf edilir. Giri şteki heykeller karşılıklı olarak dörder tanedir. Gene karşılıklı olarak iki erkek, iki dişi form vardır. Sağ yan, yani burada anlatılan ilk dörtlü, esas olarak aydınlık yanın efendileridirler. Sol taraf, yani burada anlatılan ikinci dörtlü ise, karanlık yanın efendileridirler. Bununla beraber bu tarifler de saçmadır çünkü onların hepsi, heryanda geçerlidir. SEKİZ FORMUN HİTABESİ İ nnas e Estragon e Ankolia e Tıkaslion e Arinna e Gasteris e Elipha e Kanteris e İntra. Kuertis kimeron kalbien e kimeron karties e rigel ariel kurtak bikenon dikor hakil e Amen. Bu hitabe bir tür besmeledir. Bütün çal ışmaların öncesinde okunur ve katlardaki bazı uygulamalarda çeşitli selamlama haraketleri ile tekrarlanır. BİRİNCİ DÖRTLÜ: SAĞ TARAF ESTRAGON Lotüs oturu şunda duran bir erkek. Bir kılıcı sapından iki eliyle dik olarak, kendi vücut simetri ekseni önünde tutmmaktadır. Pelerinli ve kapşonludur. Vücut fildişi gibi olabilir. Fonksiyonlar ı: Savaş, imha ve intikamdır. Çalışma başında bu tanrı formuna ithafta bulunulur ve kurbana hitaben, "Ey .. (İsim).. Estragon adına seni, şöyle şöyle yapıyorum" denilir. Bu sözler söylenirken Estragon'un özel selamlama haraketi yapılır. Bundan sonra normal çalışma ne ise ona devam edilir. Selamlama haraketi: Sağ elin yumruğu sıkılı, dirsekler yüz derece kadar kırık. İki el çenenin önündedeir. Sol el açıktır. Sol elin avucu, sağ yumruğun önünü kapatmıştır. Parmaklar bitişik olarak, sağ yumruğun üzerine kıvrılmışlardır. Sol baş parmak, sağ baş parmağın altındadır. Her iki elin baş parmak tarafları surata bakar durumdadır. Vücut, iki diz üzerinde ve diktir. Dönülecek yön önemli değildir. Bu konumda ithaf yapılır ve aynı anda eller alına doğru çekilir. Alına dokunurlar ve el pozu bozulmadan aşağıya solar plexüs üzerine inerler. Bu noktada, eller çözülürler ve yanlara açılırlar. ANKOLİA Hafif yan oturmuş, yarı uzanmış çıplak bir kadın. Elinde bir Lir var. Eski deniz kızı tasvirlerindekine benzer bir pozdadır. Selamlama haraketi: İki diz üzerinde durulur. Vücut diktir. Eller açık ve avuç içleri karşıya bakar durumdadır. Bu poz, Eski Mısır tasvirlerinde görülen, tanrıları selamlama pozuna benzer. Çalışmanın ithafı bu durumda yapılır ve eller göğüsün ortasında, solar plexüs'ün önünde, vücuda bitişik olarak birleştirilir. Kollar bileklerden çaprazlanmış durumdadır. Bu poz da, Eski Mısır mumyalarının ya da firavunların çaprazlanmış olan kol pozlarına benzer. Avuçlar açık ve göğüse temas eder durumdadır. İki kol yanlara ve aşağıya açılarak haraket bitirilir. TIKASLİON Pan'a benzeyen bir tip. Da ğ keçisi gibi uzun boynuzlu ve keçi sakallı. Belden aşağısı keçi ve ayakları toynaklı. Önünde bir koyun vardır ve Tıkaslion, koyunun boğazına bir bıçak dayamış pozdadır. Fonksiyonları: Ölüm. Sıkıntı ve acı vermek. Selamlama haraketi: Sağ yumruk sıkılır ve sağ dirsek kırılarak, yumruk kalbin önüne çekilir. Yumruk, parmaklar vücuda dönük şekilde, göğüse temas eder ve bu anda çalışmanın ithafı yapılır. Bundan sonra sağ dirsek düzeltilerek kol, sağ yana, kırkbeş derece aşağıya açılır. Eğer çalışma gereği içilecek bir iksir, şarap, vs. varsa bu haraket bittikten sonra Tıkaslion'un şerefine içilir. ARİNNA Ç ıplak bir kadın, dik olarak durmaktadır. Arkasında, havada duruyormuş gibi görünen ve parlayan büyük bir disk vardır. Arinna’nın iki eli yanlara açıktır. Sağ elinde ateş, sol elinde bir küre vardır. Kollar kırkbeş derece yanlara açıktır, dirsekler hafif kırıktır, avuç içleri tukarıta dönüktür. Küre ve Alev avuç içlerindedir. Fonksiyonlar ı: Kadınlara hükmetmek, getirip, götürmek, istenileni yaptırmaktır fakat seksüel amaçlı değildir. Selamlama haraketi: İki el omuz yüksekliğinde öne uzatılır. Eller açık ve avuç içleri yere bakar durumdadır. Çalışmanın ithafı yapılır ve bundan sonra kollar hala göğüse ve yere paralel tutulmaya devam edilerek, kavuşturulur. Sol avuç, sağ dirseğin üzerinde, Sağ el, sol pazunun üzerindedir. Bu selamlama iki diz üzerinde değil, ayakta yapılır. İKİNCİ DÖRTLÜ: SOL TARAF GASTERİS Gasteris tam olarak Estragon'un karşısındadır. Bir erkek Sentor formudur. Şaha kalkmıştır. Elinde yay ve ok vardır. Yay burcunun klasik sembolüne benzer. Başında, alnına bantla tutturulmuş olan bir ters pentagram vardır. Yıldız, oldukça büyük, kafa genişliğindedir. Pentegramın kendisi siyah, Gasteris koyu renkli ya da kahverengidir. Fonksiyonları: Güç vermek. Karanlık güçleri ele geçirip, yönetmek. İntra ile birlikte kullanılabilir. Selamlama haraketi: Bir asa alınır. İki elle tutularak, ileriye, göğüse ve zemine paralele olarak uzatılır. Sağ elin parmakları yere, sol elin parmakları yukarıya bakar (Şekil -1). Çal ışmanın ithafı bu durumda yapılır. Kollar, dirsekler kırılmadan, göğüsün ortasının önünde saat yönünde çevrilirler. Yani, sağ kol aşağıya inerken, sol kol yukarıya çıkar. Her iki el ve asa, vücut simetri ekseninin önüne gelir (Şekil - 2).Şekil ikideki, asanın dönüşünü gösteren oklar saat yönünde değil, saat aksi yöndedir çünkü resim, karşıdan görünüşü gösterir. Bu haraket yapılırken sol el asa boyunca kaydırılark indirilir. Şimdi asa, sanki bir kılıcın sapı iki elle tutuluyormuş gibi tutulmaktadır. Asa surat yüksekliğinde ve zemine diktir (Şekil - 3). Bundan sonra gene dirsekler k ırılmadan kollar alçaltılır ve asa göbeğin önüne indirilir. Bir bayrak sopası tutuluyormuş gibi bir pozdur. Asa göbek yüksekliğinde, vücut simetri ekseni önünde ve kırkbeş derece öne yatıktır. Bu selamlamada asa yerine kılıç kullanılması da mümkündür. ELİPHA Tamamen ç ıplak bir seks tanrıçası. İki dizi üzerinde durmaktadır. Sağ elindeki bir kupadan bir şey içmektedir. Çıplak bir erkek, sol dizinin altında yatmaktadır ve kafası Elipha'nın, sağ tarafına doğrudur. Elipha'nın sol eli, erkeğin fallusu üzerindedir. Elipha, Elipha olarak okunur, ingilizcedeki gibi Elifa olarak değil. Fonksiyonları: Seks ve her türlü seksüel çılgınlık. Selamlama haraketi: Bir kadın sırtüstü yatırılıp, bacakları arasına girilir. Önce kadının göbeği öpülür ve bundan sonra cinsel birleşme durumuna girilir. Kadının içindeyken, eller kadının göğüsleri üzerine koyulup, ithaf yapılır. Boşalma yapılmadan yüz defa gitgel yapılır. Gene boşalma olmadan, cinsel birleşme kesilip, çalışmaya geçilir. Şayet kadın yoksa iki diz üzerinde durulur. Eller avuç içleri karşıya bakar şekilde ileriye uzatılır. İthaf yapılır ve iki el göğüsün önüne çekilir. Eller solar plexüs onünde tam olarak Hıristiyan dua pozunda birleştirilmiştir. İki önkol, göğüse ve zemine paraleldir. Bundan sonra kollar alçaltılır ve yanlara açılır. Çal ışma yapan kadınsa uygulamada bir şey farketmez fakat bu durumda kadın üstte olmalıdır. Karşı cins gerektiren selamlama pozlarının tek olarak yapılması fazla bir şey ifade etmez. KANTERİS İ skelet yüzlü ve kara pelerinli bir erkek formu. Ayakta duruyor. İki elinin arasında uzun ve üzerinde eşit kollu haç sembolü olan bir hançer vardır. Hançeri havaya kaldırmış, ucu aşağıya dönük olarak tutmaktadır. Önündeki kurban taşında çıplak bir kadın, kafası Kanteris'in sağına bakar şekilde sırtüstü yatmaktadır. Fonksiyonları: Öldürmek. Ruh gömmek. İnsanı obsesyonel durumlara sokmak. Selamlama haraketi: İki kol omuz yüksekliğinde öne uzatılmıştır. Ellerin arasında ucu aşağıya bakar şekilde bir hançer veya asa tutulur. Sol el üsttedir ve her iki elin baş parmak yanları zemine doğrudur. Hançerin ucu saat yönünde daire çizdirilerek, yukarıya kaldırılır. Bu haraket bileklerin dönüşüyle yapılır. Kollar yükselip, alçalmaz. İthaf, hançerin döndürülmesinden önce yapılmalıdır. Hançer döndükten sonra vücuda yaklaştırılır ve zemine dik tutulmaya devam edilerek, eller göğüse temas ettirilir. Bundan sonra hançer sağ elde kalarak, iki kol aşağıya, yanlara açılır. Kanteris'in selamlanışında, hançerin ilk tutuluş şekli yukardadır. Resim, uygulamayı yapanın değil, karşıdan bakan birisinin görüş açısına göre çizilmiştir. İNTRA Ç ıplak bir kadın kucağında gene çıplak olan sekiz, dokuz yaşlarında bir çocuk tutmaktadır. Her ikiside sarışındır. İntra çocuğu göğsünün soluna bastırıyor. Dişlerini çocuğun boynuna geçirmiştir. Kanını emmektedir. Vampir gibi dişleri vardır. Fonksiyonlar ı: Şeytani işler. Karanlık güçler. İntra'dan yardım istenerek, hükmedilebilecek yapıdaki, geri antiteler çağırılır. Selamlama haraketi: Bir kadın sırtüstü yatırılır. Başının üzerine geçilir ve kafası iki yandan tutulur. Alnından göğüs ortasına kadar öpülür. Bundan sonra sağ yanına geçilir. Oral seks pozuna girilir (Kad ın erkeğe oral seks yapar). Eller avuç içleri karşıya bakar şekilde öne uzatılır. İthaf yapılır. Eller kadının başı üzerine uzatılıp, boşalmadan yüz gitgel yapılır ve çalışmaya geçilir. Kadın olmadığı takdirde lotüs pozunda oturulur. Eller iki diz üzerindedir. İthaf yapılır. Eller göğüse çekilir ve bileklerden çaprazlanır. Sol el üsttedir. Avuçlar ve kollar vücuda temas eder. Bundan sonra masturbasyon yapılır. Gene boşalmadan yüz haraket yapılmalıdır. Çalışmayı yapan kadınsa haraketler aynıdır fakat erkekle kadın yer değiştirmiştir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 23, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 23, 2011 (düzenlendi) MAJİKAL ALFABELER Dünyadaki bütün uygarl ıklar ve bütün zamanlardaki majikal geleneklerin hepsinde kullanılan bir alfabe ve sayı sistemi vardır. Bilinen en ilkel toplum olan Avusturalya yerlilerinden yazısı olmayan, dünyanın değişik yerlerindeki kabilelere kadar bütün ilkel toplumlarda bile bazı kutsal sembol ve çizimler vardır. Eski Mısır'da yazı sadece rahipler kastının tekelinde olan bir şeydi. Harfler ve onların majikal değerleri hakkında bir çok şey söylenmesi mümkündür fakat burada yeni bir şeyler türetmek yerine Muhiddini Arabi'nin düşüncelerini nakletmek daha kolaydır. Arabi’nin fikri, aşağıda, kendi orijinal anlatımından ziyade ana fikir olarak verilmiştir. “Harflerdeki güç üç ayr ı şekildedir. Önce onların kağıt üzerindeki çizilmeleriyle, resim olararak Astral'da uyandırdıkları titreşim, ikinci olarak sesle okundukları vakit ses vibrasyonu olarak meydana getirdikleri ya da daha doğru bir ifadeyle uyandırdıkları güç. Ve en sonra da Düşünce olarak, meydana getirdikleri vibrasyon. Bu sonuncusu hem şekil ve hem de harfin özel dalga boyundan kaynaklanır.” Tragna ekolünde özel Tragna alfabesi kullan ılır. Tragna alfabesine geçmeden önce diğer kullanılması mümkün olan alfabelere bakalım. Tragna ekolü, kendi alfabesinden sonra sadece Arap ve İbrani alfabelerini kabul eder. Diğer Alfabeler bizden çok uzaktır. Latin harflerindeyse gereken Astral güç henüz oluşmamıştır. Çünkü Latin harfleri dünyada çok yaygın olmakla birlikte majikal amaçlarla kullanılmaları pek azdır ve gereken Astral birikime sahip değildirler. Majikal amaçlarla kullanılan alfabelerin en eskilerinden biri olan İbrani alfabesi aşağıdadır. Her harfin bir ismi ve bir de EBCED değeri denilen sayı değeri vardır. Harflerin isimlerinin özel bir anlamı yoktur. Hayattan alınma şeylerle harfler isimlendirilmiştir. Mesela Alef Öküz, Beth ya da gerçek ismiyle Beyt ev, Cimel deve, Ayin göz, Yod El vs. demektir. Kaph, Mem, Nun, Pe ve Tzaddi harfleri kelimenin sonuna geldikleri zaman farklı biçimde yazılırlar ve sayı değerleri de değişir. İ brani alfabesinden daha yeni olan Arap Alfabesi ve Arapça ebced bütün olarak İbranice'den alınmıştır. Harflerin şekilleri farklı olmakla birlikte isimleri İbranice'dir. Mesela Arapça'da "Elif" sadece bir harf ismidir fakat İbranice'de "Öküz" demektir. Tragna sisteminde, Tragna alfabesi alınana kadar Arap alfabesi kullanıldığı için Arap alfabesini biraz daha etraflıca incelemek gereklidir. ARAP ALFABESİ Arap alfabesinde, harfin kelimenin ba şındaki, ortasındaki ve sonundaki şekilleri farklıdır fakat ebced değeri değişmez. Tragna ekolünde Arap alfabesi aynen kullanılmakla birlikte bazı farklı uygulamalar da mevcuttur. Bir talismana yazılan isim ya da isimler, "İsmin katlanışı" denilen bir işlemden geçerler. Kasım 30, 2011 nevermore tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Saki Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2011 Bir şey öğrenmek istiyorum. Bu kitabın tamamını biliyormusunuz.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.