nevermore Oluşturma zamanı: Ağustos 25, 2010 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 25, 2010 Hangi dilde olursalar olsunlar, kelimelerin gerçek anlamlarından daha çok zihnimizde uyandırdıkları kavramlar ya da semboller önemlidir. Bir kelimenin gerçekte ne anlama geldiği pek önemli değildir. Türk tarihinde Yavuz Sultan Selim adıyla bilinen Sultan Selim'in Yavuz'luğu da böyle bir durumdur. İranl'lılar Sultan Selim'den o kadar nefret ederler ki, onu, bir tür siyah çoban köpeğine verilen isim ile tanımlarlar, "Yavuz". Bu şekilde hakaret olsun diye takılan bir isim Türk dilinde üstün bir vasıf kazanır. Güçlü, sağlam, atak vs. vs. gibi anlamlar ithaf edilir Yavuz sözüne.Yaygın bir erkek ismi olarak kullanıldığı gibi yakın tarihte önemli rol oynamış olan bir savaş gemisine de Yavuz ismi verilmiştir. Aynı şekilde, bir zamanlar İstanbul, Beyoğlu'nda olan genelev sokağının adı Abanoz sokağı idi. Abonoz, Hindistan'da yetişen oldukça sert ve sağlam olan fakat kolay işlendiği için mobilya ve baston, biblo gibi aksesuarların yapımında kullanılan, siyahrenkli bir ağaca verilen isimdir. Bu isim söz konusu sokağa belki de sokak genelev sokağı olmadan önce verilmişti. Yani sokağın ismi nane sokak, sümbül sokak veya mesela Ahmet bey sokağı da olabilirdi. Tesadüfen Abanoz sokağı oldu ve geçen yıllarla beraber Abonoz Türkçe'ye, genelev ile eşanlamlı ve daha ziyade müstehçen, erotik bir kelime olarak yerleşti. Öyle ki, zamanla halk arasında genelev sözü yerine mesela Bursa Abanoz'u, Ankara Abanozu gibi deyimler türedi. Söz konusu sokaktaki genelevler kapatıldıktan çok sonra bu deyim zamanla unutuldu. Abonoz sözünün müstehçen anlamda kullanıldığı yıllarda mesela Beyoğlu caddesindeki kıvır zıvır, hediyelik eşya filan satan bir dükkan vitrinine koyduğu bir bastonun üzerine "Abonoz Baston" yazsaydı herhalde polis tarafından hemen kapatılırdı. Gene Türkçe'de halkın zihinsel tembelliği, yabancı kelime hayranlığı ve biraz da cahilliği yüzünden yerleşmiş iki kelime daha vardır. Türkiye'de ilk defa süngerimsi bir lastikten yapılan sandaletler piyasaya "Tokyo Ginza" markası ile çıktı. Bu tip sandaletler bugün de evlerimizde terlik olarak kullanılmaktadır. Halk derhal bu lasik terliklere Tokyo demeye başladı ve Tokyo bu terliğin ismi olarak kaldı. Bazuka ise bir tanksavar silahının markasıdır. Bir tür roket atar olan bu silah markası ile tanındı vebaşka bir firmanın yaptığı tanksavar silahı için bile Bazuka genel ismi olarak kullanıldı fakat ayrıca bazuka kelimesi de kullanıldı yani Kolt tabanca, Baretta tabanca der gibi xxx Bazuka denmeye başladı. Görüldüğü gibi kelimelerin gerçek anlamlarından çok onların zihinde uyandırdıkları imajlar önemlidir. Konumuzu anlatan Büyü, Sihir, Maji gibi kelimeler de bu tür, anlamından çok kavramı önemli olan kelimelerdir. Bunların hepsi aynı şeyi anlatan eşanlamlı kelimelerdir, fakat herbiri en azından Türkiye'de farklı imajlar çağırıştırırlar. Büyü Türkçe'dir. İnsanlar büyü ve büyücü kelimelerini duydukları zaman genellikle kir pas içinde yaşlı kadınlar veya bir karış sakalı olan eli tespihli başı sarıklı bir hoca düşünürler. Büyücüler anlaşılmaz sözler söyleyen, okuyup üfleyip muskalar yazan, biberler yakan, âdeta duvara tekme vurup havada prende, yerde taklalar atarak bazı doğaüstü şeyler yapmaya çalışan kimselerdir. Büyücüler ve büyü en genel olarak bir yerde oturup tütsüler yakıp okuyup üfleyen kimseleri düşündürür. Sihir sözü ise Arapçadır. Aslında büyü sözü ile tam olarak aynı anlama sahiptir, ama insanlar belki seyrettikleri filmlerden dolayı sihir için daha ziyade telekinezi, telepati, psikokinezi gibi bazı parapsikolojik güçlerin kullanılmasını düşünür. Bazı mistik sözler söylenir, garip işaretler yapılır ve olmadık garip tezahürler anında olur. Mesela bir cin gelir, yoktan birşey var olur, prensesler kurbağa olur, ateşler yanar veya söner. Sihirbaz sözü ise bunlara ek olarak bazı kimselerde sahnede numaralar yapan illizyonistleri veya basit hokkabazları çağırıştırır. Maji Fransızcadır. Tam olarak Büyü ve Sihir ile aynı anlamdadır. Bununla beraber şu da bilinmelidir ki yukarda anlatılan değişik kavramların hiç biri de Sihir, Büyü ve Maji sözleri ile ne anlatılmak istendiğini anlatmaz. Maji kelimesi ile batılılar bizim büyü ve sihir sözlerinden anladığımızdan çok daha farklı şeyleri anlarlar. Avrupalı veya Amerikalı için şifacılık yani bir hastayamanyetik etkiler yaparak iyileşmesini sağlamak maji'dir. Doğaüstü sayılabilecek olan herşey majidir. Hatta islami tasavvufun öğretilerini de maji başlığı altında görürler ki, bunların hiçbirisi doğuda, bizim büyü sözü ile tarif edilemez.İslami açıdan keramet, kehanet ve büyü çok farklı şeylerdir. Burada Kur-an'dan bazı bölümleri örnek olarak alabiliriz. Musa'dan bahseden bazı ayetlerin anlattığına göre, Musa, Firavun'un sarayına gelir. Firavun da onunla karşılaşmaları için kendi sihirbazlarını çağırır. Sihirbazlar kendi asalarını yere bırakırlar ve asalar birer yılana dönüşürler. Musa da kendi asasını ortaya atar. Musa'nın asası daha büyük bir yılan olur ve Firavunun büyücülerinin asalarından oluşan yılanları yutar. Bu durumda sihirbazlar "Bizim yaptığımız açıkça bir sihirdir, Musa ise sihir yapmamıştır, O tanrı tarafından gönderilmiştir" derler. Bu olay Tevrat’da da anlatılır. Şimdi ortada gözle görülen bir şey var ki, o da şudur. Her iki tarafın yaptığı da aynıdır fakat olayın içindeki kimseler birini büyü, diğerini keramet olarak ayırımlayabilmektedir. Batılı bunların ikisine de maji der.Doğuda ise büyü veya sihir sözü sadece basit, sıradan büyücülüğü anlatır ve aşağı bir iş olarak kabul edilir. Burada hemen belirtmeliyiz ki bizim büyü sözünden anladığımız anlam, batılıların maji veya Magic sözünden anladığıdır. Türkçe'deki Büyü ve Sihir sözleri insanlara çok değişik kavramlar düşündürdüğü için kendi konumuzla ilgili olarak şimdiye kadar hep daha ziyade Maji kelimesini kullanmayı uygun gördük ki, aslında, uyandırdıkları fikirleri hesaba katmazsak sözlük anlamıyla en uygunu düpedüz Büyü ve Büyücü kelimelerini kullanmaktır. Zaman zaman kullanacak olduğumuz Okült (Occult) ve Okültizm kelimesine gelince. Bu kelimenin Türkçe'de tam bir karşılığı yoktur. Bazı kimseler bu kelimeyi Gizli bilimler diye çevirirler. Buna pek bir itirazımız yok fakat Okült kelimesinin karşılığı tam olarak bu da değildir. Okültizm ve Okült, Astroloji, Tarot, her türFalcılık yöntemi, Maji, büyü, spiritüalizm, simya, korku edebiyatı hatta Ufoloji, Parapsikoloji gibi doğaüstü herşeyi kapsamına alan bir deyimdir. Başta İngiltere’deki Kral Arthur dönemi majisyeni Merlin olmak üzere yazımızda da adı geçen bir çok kimseye, büyücü veya majisyen demekten ziyade Okült araştırmacı ya da Okültist demek daha doğru olabilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Drummersister Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2014 Teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
EunKyung Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2014 Çok yararlı bilgiler bunlar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MrFaziL Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 7, 2014 Büyü diye bir şey yok diyenlerin okuması gereken bir konu.Elllerinize sağlık sayın Nevermore. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.